| Komisyon Adı | : | İÇİŞLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 19 .03.2015 |
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Teşekkür ediyorum.
Şimdi, Sayın Başkan, pazartesiden bu yana bir hukuksuzlukla karşı karşıyayız. Bu tasarının bu maddeleri Komisyona çekildikten ve görüşmeler başladıktan sonra bu Tüzük yani Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü ayaklar altına alınmıştır, ihlal edilmiştir. Tüzük'ün 31'inci maddesinde Komisyonda milletvekillerinin söz alabileceği hüküm altına alınmış olmasına rağmen katılan milletvekillerine söz verilmemiştir. Gene, 82'nci maddede önerge sahipleri komisyon toplantılarına katıldıkları takdirde beş dakikayı geçmemek üzere konuşabilirler hükmü öngörülmüş olmasına rağmen bu hüküm de uygulanmamış ve imzası olan üyelere söz hakkı verilmemiştir. Yani bu tasarı tekrar Komisyona geldikten bu yana 68'inci maddeden 130'uncu maddeye kadar olan bölüm bir hukuksuzlukla karşı karşıyayız, gerek Sayın Başkanın tutumu gerekse AKP Grubunun çoğunluk oyları bizim bu hakkımızı kullanmamıza imkân bırakmamıştır, büyük bir hukuksuzlukla karşı karşıyayız.
Şimdi, Türkiye Büyük Millet Meclisinde kabul edilen maddelerden sonra ne olacak? Vali ve kaymakamların adli kolluk amiri olduğu artık kesin hükme bağlanacak. Kolluk amirlerine gözaltı yetkisi verilecek. Toplumsal gösterilere katılanlar bakımından şiddet olayları gerekçe gösterilerek, şiddet olmadığı hâlde, kolay tutuklama imkânı getirilecek. İfade ve örgütlenme özgürlüğü kısıtlanacak. Polisin silah kullanma yetkisi genişletilecek ve polisin canı sıkıldığında istediği yerde, istediği zaman insanları durdurabileceği, üstünü, aracını, eşyasını arayabileceği bir dönem gelecek. Tüm bunların bir arada olduğu düzene biz ne diyoruz arkadaşlar "polis devleti" diyoruz. Yani bu aşağıda kabul edilen maddeler yasalaştığı takdirde Türkiye artık bir polis devleti hâline gelecek ve giderek de bu polis devleti parti devletine dönüşecek. Parti devletlerinin diktatörlüklerde olduğunu unutmamamız lazım. Demokratik rejimlerde parti devleti olmaz. Demokratik rejimlerde demokratik partiler olur, partiler demokratik hayatın vazgeçilmez unsurları olur aynen Anayasa'mızda belirtildiği gibi ama değerli arkadaşlarım, parti devleti olmaz. Parti devleti olursa bu, size hiçbir fayda getirmez. Demin IŞİD'le bağlantı kurduğum vakit de söyledim.
Değerli arkadaşlarım, biz bunlarla uğraşacağımıza ülkemize yönelen tehlikeyi defetmekle ilgili tedbirleri görüşelim. Bakın, biz defalarca söyledik. Şu anda ülkemizin muhtelif yerlerinde uyuyan IŞİD hücreleri var, bunu herkes biliyor, istihbarat örgütleri de biliyor, zaten açık kaynaklardan da bu öğrenilebilir. Şimdi, Gaziantep'e gidin, Hatay milletvekili arkadaşlarımız var, Adem Yeşildal yok ama Sayın Türkoğlu var. Değerli arkadaşlarım, bakın, Gaziantep'te şu anda en az istihbarat elamanı bulunduran ülke Türkiye'dir. Tüm diğer ülkelerin istihbarat elemanlarının sayısı Türkiye istihbarat teşkilatının sayısından daha fazladır. Orada sivil toplum örgütleri adı altında, NGO'lar adı altında pek çok ülke orada istihbarat faaliyeti yürütmektedir. Sınırlar kevgire dönmüş, kimin gittiği, kimin geldiği belli olmamış, insanlar tedirgin ve bu şekilde bir durumla karşı karşıyayız. Biz bunlara çare üreteceğimize, bunların yaratacağı sorunları çözeceğimize, onlarla ilgileneceğimize şimdi Meclisi bununla meşgul ediyoruz. Ne olacak? Efendim, zabıtaya kırk sekiz saat gözaltı yetkisi vereceğiz, ne olacakmış ki kırk sekiz saat gözaltı olursa, ne olacak, insanlara eziyet çektirmenin bir anlamı var mı? "Sayın Başbakan veya Sayın Cumhurbaşkanı gelecek." diye insanları tutacağız olay çıkarmasınlar diye. Niye olay çıkarsınlar? Yani parasız eğitim istemek, "Parasız eğitim istiyoruz." diye pankart kaldırmak terörist bir faaliyet midir? Boynuna poşu takmak terörist bir faaliyet midir? Şayet o bir şeyin simgesiyse onunla ilgili ayrıca görüşme yapın. Siz, 21 Martı dört gözle bekliyorsunuz "Efendim, nasıl bir mesaj gelecek?" Bugün Yalçın Akdoğan'ın basına yansıyan sözü var, diyor ki: "Demirtaş Öcalan'ın iradesini dinlemiyor." Belki siz de izlemişsinizdir, öyle diyor yani. Ya, şimdi, arkadaşlar, bunlar bakın...