KOMİSYON KONUŞMASI

ASUMAN ERDOĞAN (Ankara) - Başkanım, çok özür dilerim, hani zaman kaybı olmasın diye konuşmak istemedim ama şimdi, şey konusunu benim hiç aklım almıyor yani diyoruz ki: Bu, muhalefetin verdiği bir rahatlık mı, böyle ılık sularda yaşamanın verdiği bir rahatlık mı? Düşünsenize, ağaçlara dokunmayalım, işte yeşilliklere... "Butan" diye bir ülke var, Asya Parlamenter Asamblesi üyesi yani bunlarla, tamam, doğa... Çocuklarımıza bir borcumuz var, güzel bir gelecek için, güzel bir doğa, korunmuş bir doğa bırakmalıyız ama onlara aynı zamanda üreten bir Türkiye, gelişmeleri takip eden bir Türkiye, geride kalmayan bir Türkiye de bırakmalıyız. Yoksa çocuklarımız "beyin göçü" dediğimiz olayla başka ülkelere gidecekler, böyle bir dünya yok. Bunu söylerken o kadar rahat söylüyoruz ki. Böyle bir şey yok. Şunu söylemelisiniz bence, demelisiniz ki... Evet, artık, Paris İklim Anlaşması'nın da savunduğu şey, Cumhurbaşkanımızın yaptığı, Meclisin ilk açılışında yaptığı şey de aynı şeydi. Neydi? Yapılması gereken yeşil bir gelişme yani yeşilin, doğanın korunduğu bir sanayileşme, doğanın korunduğu teknolojiler. Bunları savunmalıyız, bunları yapmalıyız, bunlara gitmeliyiz. Tamam, bu doğru ama şunu savunmak o kadar saçma geliyor ki bana yani işte, çocuklarımıza nasıl bir gelecek bırakacağız... İşte, nasıl bir gelecek bıraksak bu geleceğin içinde üreten bir Türkiye'de olmak zorunda, bununla ilgili atılımlar da yapmak zorundayız. Öbür türlü, çocuklarımız başkalarının köleleri olarak çalışacak.

İkinci bir konu da Asya Parlamenter Asamblesi Grup Başkanı olarak konuşmak istiyorum çünkü biz bunları defalarca konuştuk. Ek-1'den çıkma konusunda yine aynı rahatlıkla işte "Niye beş yıl bekledik..." Ya, beş yıl beklemeseydik, anında imza atsaydık bu sefer "Niye hemen imza attınız?" diyeceksiniz. Tabii ki beklenir, bu süreçte hemen olmaz ki. (Gülüşmeler) Hayır, hemen olmaz. Belirli girişimlerde bulunuldu, APA'da da biz aynı girişimlerde bulunduk.

Ya, çok teşekkür ederim, böyle kahkahalarla gülmek hiç hoş değil. Bir dakika, bir dinleyin.

YUNUS EMRE (İstanbul) - Bunu her toplantıda yapıyorsunuz.

DERYA BAKBAK (Gaziantep) - Sabahtan beri sizi dinliyoruz ya.

ASUMAN ERDOĞAN (Ankara) - Ya, beğenmeyebilirsiniz, beğenmeyebilirsiniz fikirlerimi. Ben de anlatıyorum.

DERYA BAKBAK (Gaziantep) - Biz de sizin konuşmalarınızı dinledik, biz size gülmedik, dalga geçmedik.

ASUMAN ERDOĞAN (Ankara) - Bakın, söylüyorum, aynen APA'da -Asya Parlamenter Asamblesinde- Rusya'yla -Rusya da çünkü aynı durumda bildiğim kadarıyla- bütün bu süreçleri konuştuk.

BAŞKAN AKİF ÇAĞATAY KILIÇ - Arkadaşlar, lütfen...

ASUMAN ERDOĞAN (Ankara) - Peki, amaç neydi? Tabii ki Türkiye'nin o Ek-1'den çıkmasını destekleyecek ülkeler için verilen büyük çabalar var, saygı duyalım o insanlara. Bunlar bir anda olan süreçler değil, bu kadar rahat konuşmamak lazım, bu kadar rahat "Öyle yapmayalım, böyle yapmayalım." dememek lazım yani biraz düşünmek lazım. Sadece -dediğim gibi- yeşili, doğayı koruyarak da böylesi vahşi bir dünyada ayakta kalmak mümkün değil. Yani şöyle bakın, her şeyi, bütün sanayileşmeyi yapmışlar, şimdi "Yapmayın, etmeyin." diye o ülkelere ültimatom veriyorlar, kısıtlamalar getiriyorlar. Burada başka şeyler var, bunu da görmek lazım, hepimiz zeki insanlarız.