| Komisyon Adı | : | İÇİŞLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 19 .03.2015 |
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Teşekkür ederim.
Şimdi, başlangıçtan bu yana tasarının Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda kabul edilmiş maddeleriyle ilgili endişelerimizi anlatmaya devam ediyoruz.
Size örnek verelim değerli arkadaşlar, bu tasarıyla Polis Vazife ve Salâhiyet Kanunu'nun 9'uncu maddesi işlevsiz hâle geliyor çünkü tasarıyla önleme araması yazılı emirle her zaman her yerde ve her durumda uygulanabilecektir. Kolluk amirinin yazılı emrine istinaden polis istediği herhangi bir noktada durdurma yapabilecek ve üst, eşya ve araç araması yapabilecektir. Bu, hâkim kararına bağlı olarak yapılması gereken önleme aramasının biraz daha dar kapsamlı olarak, ancak hâkim kararına hiç gerek kalmaksızın bizzat kolluk amirinin yazılı emriyle uygulanması anlamına gelmektedir.
Bir başka husus, yetkili mercinin gösterilme biçimi de sorunludur bu maddeyle. Buna göre merci, kanunla doğrudan gösterilmemekte, İçişleri Bakanlığı tarafından belirlenecek esaslar dâhilinde mülki amirin görevlendireceği kolluk amiri olarak ifade edilmektedir.
Bir başka husus, getirilmek istenilen düzenlemeyle durdurma ve kaba üst araması ön alan tedbirine ilişkin 2007'den bu yana uygulanan sistem tamamen bozulmakta, kolluğa her aşamada ve her yerde bu tedbire başvurma imkânı verilmekte, üst aramasının da kaba olması ilkesi kaldırılmakta ve kolluğa tek bir sözlü emirle üst, eşya ve araç araması yapma imkânı verilmektedir. Ayrıca yine sistem ile tedbirin kanuni amacı ile uygulama aracı ve şekli arasındaki orantı tamamen ortadan kaldırılmakta, Anayasa'nın temel hak ve hürriyetlerin amaçla orantılı olarak sınırlandırılması ilkesi ihlal edilmektedir değerli arkadaşlarım.
Tasarıyla bir başka düzenleme yapılıyor, polisin yakalama, muhafaza altına alma yetkisi düzenleniyor. Şimdi, maddeye, polisin yakalama yapabileceği hâllere "Başkalarının can güvenliğini tehlikeye düşürenleri yakalayabilir." şeklinde bir ifade ekleniyor. Düzenlenen maddenin (a) bendinde, suçüstü hâlinde veya gecikmesinde sakınca bulunan diğer hâllerde suç işlendiğine veya suça teşebbüs edildiğine dair haklarında kuvvetli iz, eser, emare veya delil bulunan şüphelileri yakalama yetkisi zaten düzenlenmiştir. Kişinin başkalarının can güvenliğini tehlikeye sokması ancak yaralama veya öldürme suçlarının veya bu sonuçları doğurmaya elverişli bir tehlike suçunun icraya başlanması durumunda mümkündür. Bu nedenle düzenleme gereksiz bir düzenleme. Düzenlemenin yaratacağı sakınca kullanılan kavramların belirsizliğinden doğuyor. "Başkalarının can güvenliğini tehlikeye düşürmek" ifadesi somut bir hukuki ifade değildir, keyfî olarak yorumlanabilecek bir ifadedir. Bu durumda herhangi bir suç oluşturmasa bile, polis, bir fiil veya davranışı başkalarının can güvenliğini tehlikeye düşürmek olarak nitelendirebilecek ve yakalama işlemi tatbik edebilecektir. Yani, bu örneği niçin verdim? Tümü buna benzer temel hak ve özgürlükleri kısıtlayan, temel hak ve özgürlüklerin kullanılmasına imkân bırakmayan düzenlemeler, en vahimi de toplantı ve gösteri yapma hakkının fiilen ortadan kaldırılmasıdır. Siz bu maddeyi yürürlüğe koyarsanız, toplantı ve gösteri hakkı Anayasa'da teminat altına alınmış olmasına rağmen kullanılamaz hâle gelecektir. Anayasa Mahkemesi bunu iptal edecektir ama Anayasa Mahkemesi iptal edene kadar siz bu maddeyi kullanmak için bunu getiriyorsunuz. Siz de biliyorsunuz, bu, Anayasa'ya aykırı, Anayasa Mahkemesi bunu iptal eder ama o zamana kadar yapmak istediğinizi yapmak istiyorsunuz, bu nedenle bu düzenlemeyi getiriyorsunuz.
Değerli arkadaşlar, şimdi, başka bir tedbir getiriyorsunuz, uzaklaştırma. Ya, uzaklaştırma nedir, ne kadar uzaklaştırma? Yani, bu yeni bir idari tedbir ihdası anlamına geliyor. Uzaklaştırmanın ne anlama geldiği ve sınırları belli değil. Yani, buradan odanın dışına mı çıkaracaksınız, yoksa Ankara'nın dışına mı çıkaracaksınız, bölgenin dışına mı çıkaracaksınız? E, sıkıyönetime benzer bir uygulama.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Biliyorsunuz, sıkıyönetim komutanlıklarının kamu personelinin bazılarını bölge dışına çıkarma yetkisi var. Benzer bir uygulamayı sıkıyönetim yokken de getirmek istiyorsunuz, bu şekilde de Anayasa'ya aykırı hareket ediyorsunuz.
Süremiz gene bitti maalesef.
Teşekkür ediyorum.