ÇİĞDEM ERDOĞAN ATABEK (Sakarya) - Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.

Sayın Başkan, kıymetli misafirler; ben de hoş geldiniz demek istiyorum değerli misafirlerimize.

Öncelikle sorum hem Gökhan Bey'e hem Gülseren Hocama: Kendi ruh sağlığınızı nasıl koruyorsunuz?

Gökhan Hocam, programa çıkmayı kabul eden konuklarınızı nasıl ikna ediyorsunuz? Yani insanlar nasıl bir süreçten sonra böyle bir programa çıkıp tüm Türkiye'nin gözü önünde hayat hikâyelerini anlatmak istiyorlar? Onların bu anlamdaki motivasyon kaynakları nedir? Programa çıkanların travmaları tekrar tetikleniyor mu süreç içinde? O süreçte çıktı, hikâyesini anlattı, tedavi de gördü fakat belirli bir müddet sonra bu programa çıkması sebebiyle çevresinden bazı farklı söylemler duyduğunda bir pişmanlık yaşar mı yani sonrasında böyle, bu tarz programlara çıkmanın pişmanlığı olur mu kişilerde?

Gülseren Hocam, haftanın üç dört günü sizin kitaplarınızdan uyarlanan senaryolar ekranlarda. Sizce bu sayı çok fazla değil mi, aynı hafta içinde birçok kanalda benzer içeriklerin olması? Özellikle merak ediyorum, bu tarz dizileri izleyenlerle ilgili bir araştırma yapıldı mı, ağırlıklı kadınlar mı talep ediyor, erkekler mi?

Bir diğer sorum da: Hâlâ danışan kabul ediyor musunuz? Sizden yardım alan danışanlarınız kendi hikâyelerinin paylaşılma endişesini yaşıyorlar mı? Neden meslektaşlarınız sizi bu kadar eleştirdi? Açıkçası onu da merak ediyorum.

Son olarak, Sayın Epözdemir, örneklerinizin çok önemli olduğunu düşünüyorum, ben de uzun uzun notlar aldım lakin çokça genelleme yaptınız yani bu kadar genelleme yapmanız açıkçası beni biraz rahatsız etti. Bu işleri bilmeyen, bu süreçlerin içinde olmayan bir kadın olarak sizi dinliyor olsaydım ne yargıya ne kolluk kuvvetlerine ne bakanlıklara, açıkçası hiçbir alana güvenmemem gerektiğini düşünürdüm bu kadar çok genellemeden. Tabii, spesifik örnekler çok önemli ki süreci bizim de doğru okumamız açısından bu örnekleri önemsiyorum ama genellemeleri çok sağlıklı bulmuyorum.

Teşekkür ederim.