KOMİSYON KONUŞMASI

PAKİZE MUTLU AYDEMİR (Balıkesir) - Kıymetli misafirlerimiz, kıymetli milletvekili arkadaşlarım ve Sayın Başkanım; verimli bir toplantı oldu gerçekten. Kıymetli misafirlerimizin açıklamalarından oldukça faydalandık, notlarımızı aldık, bazı bakış açılarımız farklılaştı bazı konularda. 100'ün üzerinde misafirimizden bugüne kadar edindiğimiz bilgi ve tecrübe birikimi bizim için çok aydınlatıcı olacak ve raporumuza inşallah dercettiğimiz konularda bize yasal düzenleme noktasında da farklılık yaratacağına inanıyorum.

Gülseren Hocam çok kıymetli, kendisini yıllardır takip ediyoruz. Ben de otuz yılı aşkın süre avukatlık yaptım milletvekili olmadan önce. Sizin bazı psikolojik yorumlarınızdan dava dosyalarına yansıttıklarım olmuştu, dava dilekçelerine yansıttıklarım olmuştu. Şiddetin döngüsünü çok güzel tarif ettiniz Kıymetli Hocam. Dediniz ki: "Birinci safhada küçük sebeplerle başlar, sözlü hakaretlerle, küçümsemelerle başlar; sonra düşmanca bir hâl alır ve bu sefer azarlama, dayak ve eve kapatılmaya gider. Üçüncü safhada da bu patlamadan sonra genelde pişmanlık, sakinlik, af dileme, hediyeler..." Bana göre burada kilit bir nokta var: Bu döngüyü kırmakla biz şiddeti engelleyebiliriz diye düşünüyorum Kıymetli Hocam. Nasıl yaparız bunu? Sizin bu konuda bize bir görüşünüz var mıdır bir psikolog olarak? Çok faydalanacağımıza inanıyorum.

Bunun dışında, hem Gülseren Hocam hem de Kıymetli Gökhan Bey şiddet gören ailede yetişen çocuğun şiddet eğiliminin olması konusunda ifadelerde bulundu. Gülseren Hocam çok güzel bir ifadede bulundu "O çocuğun şiddet eğiliminin engellenmesi bütün sülaleyi kurtarabilir." dedi ve Gökhan Hocam da buna benzeyen cümleler kurdu, tespitlerde bulundu. "Çocuğun şiddet eğilimi konusunda öğretmenlerin, rehber öğretmenlerin yapabileceği bir şey olabilir mi? Okulun yapabileceği, eğitim bölümünde yapabileceği bir şey olabilir mi? Bu noktada devreye öğretmenlerle birlikte ilgili kurumlar girse bu şiddet eğilimi konusunda bir ön alınabilir mi?" diye sorum size.

Rezan Bey kıymetli hocam, kıymetli hukukçu meslektaşım; onun da bazı konulardaki yaklaşımlarını not aldım yani kadına ilişkin olarak ceza ihtisas mahkemeleri noktasında biz daha önce de konuştuk bunu. Onun dışında, bir iki noktada da uzlaşmayla ilgili noktalarda da yine şey yaptık, kolluktaki... Yalnız, şimdi, çok genelleme oldu gerçekten Çiğdem Vekilimizin de dediği gibi. Her dosya kendine münhasırdır, kendi müşahhas çizgisinde incelenir, somut dosya verilerine göre incelenir. Ben otuz sene avukatlık yaptım, uzun yıllar ceza hukukçusu olarak da çalıştım, kadın konusunda da çalıştım Hocam. Şöyle diyeyim size: Haksız tahrik, mesela, Cem Garipoğlu davasında 2012 yılında kullanılmadı, uygulanmadı. Yani "Her durumda kravat takana haksız tahrik indirimi ya da iyi hâl indirimi veriliyor." genellemesini yanlış buluyorum, yargıya bir haksızlık olduğunu düşünüyorum. Çünkü hâkimi ve yargıyı her noktada bu şekilde suçlayarak ya da bu şekilde bir ön yargı oluşturarak biz sonuca varamayız. Esas itibarıyla biz de burada, gelen hukukçularla, Adalet Bakanımız, Yargıtay Başkanımız ve diğer hukukçularla birlikte bu konuyu çok tartıştık, çok konuştuk; bu, zaten bir gündem konusu ve Sayın Cumhurbaşkanımızın açıkladığı Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelede Eylem Planı'nda da haksız tahrik ve iyi hâl indirimiyle ilgili gerekli yasal düzenleme yapılacağı öngörüldü, söyleniyor. Haksız tahrik ve iyi hâl indirimiyle ilgili de 2019'da, 2020'de Ceza Genel Kurulu kararları var uygulanmaması yönünde yani içtihat oluşmuş durumda Sayın Hocam. Bu kadar net bir genellemeyle yaklaşmamanızı ben tercih ederdim açıkçası.

Onun dışında, kolluk kuvvetleriyle ilgili de... Yani daha doğrusu, Kıymetli Hocam, ne olur yanlış anlamayın, sizi dinliyorum her zaman, televizyonda da izliyorum yani yaklaşımlarınızı da bazı noktalarda çok uygun buluyorum ancak biraz güncellemek yani biraz daha incelemek gerekiyor. Kolluk kuvvetleri artık eskisi gibi öyle "Gidin, uzlaşın, gelin." falan demiyor yani o çok eskide kaldı, bu 6284'ten sonra çok şey değişti, o eski şey kalmadı; çok daha titiz ve çok daha iyi inceleniyor. Ben bunu bizzat kendim, meslek ifa eden birisi olarak söylüyorum. Siz on beş senelik avukatsınız, benim herhâlde yaşınıza yakın avukatlığım var. Eskiden vardı tabii, böyle uygulamalar vardı ve biz bunlardan çok çektik, çok uzun süreler çektik, sonra mevzuatın değişmesiyle her şey çok farklı hâle geldi. Yani Çiğdem Vekilimin dediği gibi, genellemeler biraz rahatsız edici ama sizin bahsettiğiniz tespitleriniz konusunda da ben gerekli notlarımı aldım.

Teşekkür ediyorum.