KOMİSYON KONUŞMASI

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Teşekkür ederim.

Sayın Hocam, çok teşekkür ediyoruz hem vermiş olduğunuz emeklerden, çalışmalarınızdan dolayı Marmara Denizi'ne hem de sunumunuzdan dolayı. Tabii, biraz çarptı sunum bizi hâliyle. Gerçi yazılarınızdan da, özellikle bu Marmara Denizi'yle ilgili "Marmara öldü." yorumunuzu tabii biliyoruz ama burada yani "Hâlâ mı umut yok?" sorularına "Hayır, umut yok." cevabı vermeniz hepimizi bir anlamda sarstı çünkü hepimiz bir çıkış yolu arıyoruz yani geri dönüşü olamaz mı... Ben anlıyorum ki yani bir organı kaybetmek gibi bir şey olduğu Marmara Denizi'nde, o anlamda hakikaten belki de "kalanı geride korumak" diye ifade ediyorsunuz. Sizin Marmara Denizi'yle ilgili, özellikle derin deşarj olayıyla ilgili yapmış olduğunuz yani yapılan deşarjın derin deşarj olmaması, farklı bir uygulama olması ve "Marmara Denizi bir çökertme havuzu hâline geldi." tanımlamanızı ben not da aldım özellikle, çarpıcı bir tanımlama bu da gerçekten, çok iyi tanımlıyor yani olayı, olayı anlamayan bilmeyen herkes için güzel bir ifade bence de, bizim açımızdan da.

Şimdi, ben bir iki, zaten çok sorular soruldu, çok net ve açık anlattınız, çok fazla soracak şey de yok açıkçası. İLBANK sunumu esnasında ben şunu ifade etmiştim: "Arıtma tesislerine yapmış olduğumuz gezilerde evet, görüntü çok güzeldi ama orada çıkan atık ile yapılan arıtmanın birbiriyle uyumlu olmamasından dolayı revizyonlar gerekecektir." şeklinde, siz bunu daha da net bir şekilde "Ergene'den çıkan atık kimyasal atık ama arıtma tesisleri biyolojik." diyerek daha da netleştirdiniz. Şimdi, bu benim anladığım kadarıyla bir revizyon ötesi, belki de ek tesisler yani tam şeyini bilmiyorum ama o kimyasal arıtmanın da eklenmesi gerekiyor bu bölgelerde benim anladığım kadarıyla, revizyondan daha öte bir çalışma gerekiyor gibi algıladım yani hani bu bir birinci sorum olsun.

Soru-cevap mı gidelim diğer arkadaşlar gibi.

MARMARA ÇEVRESEL İZLEME PROJESİ YÖNETİCİSİ MEHMET LEVENT ARTÜZ - Vallaha soru-cevap daha kolay, unutuyorum bana da cevap vermeyin.

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Tamam, tamam.

MARMARA ÇEVRESEL İZLEME PROJESİ YÖNETİCİSİ MEHMET LEVENT ARTÜZ - Şimdi, bir kere, birincisi, bu yöntemle kimyasal arıtma yapmanın imkânı yok ancak tesiste, yerinde... Mesela, bir deri imalathanesi belirli arsenik, siyanür tuzlarını kullanıyordur, onları yakalar, kimyasal olarak çökertir, arıtmasını yapar, geri kazanımını yapar ama siz farklı farklı endüstrilerin atıklarını, farklı karakterdeki şeyleri bir araya topladığınız zaman onu artık kimyasal olarak arıtma imkânına sahip değilsiniz. Onun için mutlaka kimyasal arıtmanın yerinde yapılıyor olması lazım, tesis bazında.

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - O zaman yani bütün sanayideki üretim yapan, bu tür kimyasal atık üreten tesislerin kendi arıtmasını kendisinin yapmasıyla ilgili belki bu Komisyonumuzun da bir çıktısı ve sonucu olacaktır bu söylediğiniz şey doğrultusunda.

Teşekkür ediyoruz.

Bir de Sayın Hocam "Arıtılmış suyu denize deşarj etmek yerine kullanma yolunu bulmak... Niye deşarj ediliyor?" dediniz. Buna katılmakla birlikte bunu biz de arkadaşlarımızla birlikte çok hem burada sunum yapan hocalarımıza sorduk hem arıtma tesislerini ziyaret ettiğimiz zaman tesislerde sorduk; bunu kullanmanın yolları olamaz mı, bunu gri su olarak yani şehirlerde kullanmak, projelerde, peyzajda kullanmak şeklinde... Bunun biraz bize çok zor olduğu, imkânsızlıklardan şöyle bahsedildi yani bu işin hem bir maliyetinin, özellikle gri su kullanımıyla ilgili yeni projelerin hazırlanmasının, yeni bir sistem kurulmasının yanında özellikle "Çıkan atık su miktarı ile şehirlerde kullanılması için ihtiyaç olan su miktarının birbirinden çok farklı olduğu, çıkan atık suyun çok fazla olduğu ve yani hadi bir kısmını peyzajda kullandık, geri kalanını peki ne yapacağız?" şeklinde bize sorular geldi. Yani burada biZ tıkandık, evet, o zaman ne yapılacak sorusu benim kafamda. Tamam, deşarj etmeyelim, şehirde kullanalım, acaba hani gri su olarak kullanmak yeterli olacak mı? Yani bunun da zannederim bir çalışmasının yapılması gerekiyor. Sizin bu konuda bir çalışmanız var mı?

MARMARA ÇEVRESEL İZLEME PROJESİ YÖNETİCİSİ MEHMET LEVENT ARTÜZ - Ben çevre mühendisi değilim ama dünyadaki uygulamaları biliyorum yani atık su, şebekeye verilen su üzerinden hesaplanır. Benim hatırladığım ve bildiğim kadarıyla İstanbul'a 2,5 milyon metreküp/gün su veriliyor ve 2,5 milyon metreküp de atığı var. Şimdi, en idealinden başlayalım, bunu çevirdiğiniz zaman suya ihtiyacınız yok -buharlaşma faktörünü kenara koyduğunuz zaman, olmadığını fark edelim- günlük atık suyunuzu geri kazanırsınız, kullanırsınız yani bir, hani en ideali. İkincisi, bunu birçok yerde, İstanbul da dâhil olmak üzere depolama imkânına sahip olabilirsiniz barajlar yaparak, bunu doğal çevrime soktuktan sonra bunları tekrar arıtıp birinci sınıf, birinci kalitede içme suyu olarak kullanabilirsiniz. bunları siz doğanın içinde barajlar yapıp biriktirdiğiniz zaman eğer jeolojik olarak iyi hesaplanmış yerlere yaparsanız yer altı sularını geri kazandırabilirsiniz, buralar eğer hani özellikle sızdırmalı yerlerE yapıldıysa. Bunun için o kadar çok alternatif var ki bunu hani ben çevre mühendisi değilim ama yurt dışındaki örneklerinden görüyorum yani bunlar rahatlıkla yapılabilecek şeyler. Su fakiri bir ülkeyiz ve elimizde su var ve biz onu denize döküyoruz.

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Aynen.

Teşekkürler.

MARMARA ÇEVRESEL İZLEME PROJESİ YÖNETİCİSİ MEHMET LEVENT ARTÜZ - Rica ederim.

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Bir de yine hem buradaki sunumlarda hem de sahada yapmış olduğumuz gezide midye yetiştiriciliğiyle ilgili bazı bilgiler edindik, özellikle denizdeki kirlilikte midye yetiştiriciliğinin etken olduğu, faydalı olduğu şeklinde. Hatta şöyle, 1 kilogram midyenin bir saatte yaklaşık 65 ton suyu süzdüğüyle ilgili de bir veri paylaşıldı bizimle.

MARMARA ÇEVRESEL İZLEME PROJESİ YÖNETİCİSİ MEHMET LEVENT ARTÜZ - Doğrudur.

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Ve bu anlamda da midye yetiştiriciliğinin teşvik edilmesi konusunda yorumlar aldık. Ben bu konudaki görüşünüzü de öğrenmek istiyorum.

Sizin anlattıklarınızdan şöyle de bir sonuç çıkıyor artık: Aslında, biz evet, müsilajla ilgili bir Araştırma Komisyonu olarak kurulduk ama eğer hakikaten bugünkü müsilaj yarın başka bir şekilde karşımıza çıkacaksa bu Komisyonun görevinin çok daha ağır bir sorumluluk içerdiğini ben düşünüyorum.

Sayın Başkanım, bilmiyorum, artık Müsilajı Araştırma Komisyonu olmaktan biraz daha... Başkan duymuyor beni şu anda meşgul olduğu için.

Ama müsilajı araştırmanın ötesinde bir sanki görev yapan bir Komisyon hâline geldiğimizi de gösteriyor sizin bu söyledikleriniz diye düşünüyorum.

MARMARA ÇEVRESEL İZLEME PROJESİ YÖNETİCİSİ MEHMET LEVENT ARTÜZ - Midyeyle ilgili arada cevap verebilir miyim?

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Tabii, evet.

MARMARA ÇEVRESEL İZLEME PROJESİ YÖNETİCİSİ MEHMET LEVENT ARTÜZ - Şimdi, söyledikleriniz çok doğru yani belirli miktar suyu arıtıyor, ortamdaki partikülleri topluyor, midyeyi de üretiyorsunuz. Bunu kime yedireceksiniz?

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Onu da sorduk Hocam, cevabı sizden bekliyoruz.

MARMARA ÇEVRESEL İZLEME PROJESİ YÖNETİCİSİ MEHMET LEVENT ARTÜZ - Yani kime kastınız var da kime yedireceksiniz? Evet, midye onların hepsini yapıyor ama yenilemeyecek zaten, Marmara Denizi'nden herhangi bir çift kabuklu... Ben söylemiyorum yani Bakanlık açık açık değil ama 2000'den beri söylüyor, zaten hiçbir kabukluyu yemeyin yani onun yerine pil emin çok daha iyi, çift kabuklular yerine. Yani dediğiniz doğru, hani eğer şöyle... O da nasıl olur bilmiyorum, mesela Ergene deşarjından sonra o hattın üzerinde midye yok artık iskele bacaklarında, kayalıklarda, bunlar ortadan kalktı. Yani siz artık öyle bir zehirli ortama doğru gidiyorsunuz ki orada çok farklı bir biyosfer oluşacak, o da büyük bir ihtimalle bize zarar verecek. İşte, onu engellemek için bir şeyler yapabiliriz Marmara Denizi için ama yani kime yedirileceği açık olmadığı müddetçe çok tehlikeli bir konu.

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Temizleyebilir ama bir de onun diğer şeyi var. Bu konuda da ben eksik ifade ettim biraz, yenmesiyle ilgili sorunuza da midyelerin satışa sunulmadan önce bir temizleme işleminden geçirildiği, bu Marmara Bölgesi'nde de ağır metal olmadığı için bu temizlemeyle yemeğe uygun hâle geldiği ifade edildi yani o yüzden...

MARMARA ÇEVRESEL İZLEME PROJESİ YÖNETİCİSİ MEHMET LEVENT ARTÜZ - Yani o, pürifikasyondur. Çiğ yenen çift kabuklular, istiridye gibi belirli bir sürü besin girdisi olmayan havuzlarda bekletilir, bağırsak sistemi boşalır ki lezzeti kötü olmasın diye ama onun ağır metalleri veyahut da içinde birikim yapan PAH'lara, POP'lara veyahut da diğer petrol türevlerine filan hiçbir faydası yoktur, o sadece bağırsak muhteviyatını temizleyip lezzetini artırma amaçlı yapılan bir şeydir.

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Biz de öyle düşündük.

MARMARA ÇEVRESEL İZLEME PROJESİ YÖNETİCİSİ MEHMET LEVENT ARTÜZ - Yani onun için ağır metal oranları Marmara Denizi'nde... Bakın, ben bugün sabahleyin telefonla konuşuyordum, size onu söyleyeyim "Daha çıkmadı mı?" diye ağır metaller son yaptığımız çalışmada. "Sulandıra sulandıra canımız çıktı." diyorlar. Ancak ve ancak PCR'de bakabiliyoruz PCMR yerine artık. Yani o kadar yüksek konsantrasyonlarda şu anda bizim son yaptığımız çalışmayla, ondan evvelki senelerde de öyleydi.

BAŞKAN MUSTAFA DEMİR - Peki Hocam. Teşekkür ederiz.

ALİ ŞEKER (İstanbul) - Peki, bu çiftlik midyeleri için de aynı şey geçerli mi yüzeydeki?

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Onu sordum zaten, ben yetiştiricilik olarak sordum.

BAŞKAN MUSTAFA DEMİR - Peki, Hocam midye çiftlikleri gördük, yanında, zeminde falan değiller, bayağı bildiğimiz askılarda büyütülüyorlar. Onlar için ne düşünüyorsunuz?

MARMARA ÇEVRESEL İZLEME PROJESİ YÖNETİCİSİ MEHMET LEVENT ARTÜZ - Aynı şeyi düşünüyorum. Şimdi zeminde değil diyorsunuz. Çok yanlış bilinen bir şey daha var. Yani adı ağır metal diye suda batıyor değil bu. Adı bunun ağır metal. Bu, suyun içinde çözülmüş şeker gibi. Ya, aşağıyla yukarısı arasında fark yok ağır metalde.

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Teşekkür ediyoruz .