AYHAN ALTINTAŞ (Ankara) - Teşekkür ediyorum.

Sayın Bakanım, hoş geldiniz. Çok güzel bir konuşma yaptınız. Onun için sizi, çalışma arkadaşlarınızı tebrik ediyorum, başarılar diliyorum.

Türkiye için hakikaten dün tarihî bir gündü. Bunun mutluluğunu yaşıyoruz. O yüzden ben geçmişteki şeyleri hatırlatarak yani daha önceki... İşte, baca gazları, filtreler, Uzungöl, Ayder, çevre, orman, bu konularda daha önce yapılanları hatırlatmak istemiyorum; artık önümüze bakalım diyorum.

Aslında konuşmanızın başlığı çok güzel: "Fırsatlar ve Tehditler" Bu bir tehdit ama bu tehdidi bizim fırsata çevirmemiz lazım, siz de onu vurguladınız zaten. Buradan biz ülke olarak nasıl fırsat elde edeceğiz? Bunu yapmak için de sadece kurumlar değil de bence biraz daha bunu bir kamu olayı hâline getirip Millî Eğitim Bakanlığı, YÖK, üniversitelerde, örneğin akreditasyon süreçlerinde çevre bilincinin oluşturulması, üniversitelerde, bu tür derslerin verilmesi, Millî Eğitim Bakanlığında da ortak çalışmalar yapılarak bu bilincin kuvvetlendirilmesi gerekiyor diye düşünüyorum. Bu konuda ortak çalışmalar yapılması faydalı olur.

Tabii, biz çok hoyratça kullanıyoruz çevremizi, doğamızı. Müzeyyen Vekilimizin söylediği gibi, özellikle madencilik çok vahşi yapılıyor. Biz -tabii, sizin konunuz değil ama Komisyonumuzun konusu- bence katma değer katamayacağımız madeni çıkarmayalım. Ham olarak çıkarıyorsak onu çıkarmayalım, biz onu ancak katma değer katıyorsak çıkarabilelim; benim düşüncem odur.

Saygılarımı sunuyorum.