| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu'nun, 1211 sayılı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanunu'nun 42'nci maddesi gereğince Merkez Bankasının faaliyetleri hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 11 .10.2021 |
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekili arkadaşlarım, Sayın Başkan, Merkez Bankasının değerli bürokratları, değerli basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkanım, hayırlı uğurlu olsun. Burada birlikte çalıştığımız günleri hatırlıyorum, sizin burada oturmanızdan da büyük memnuniyet duyuyorum. Başarılar diliyorum tabii ki başarınızdan memnun oluruz.
TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI BAŞKANI ŞAHAP KAVCIOĞLU - Çok teşekkür ederim.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sayın Başkanım, ben Plan ve Bütçede kıdemli bir üyeyim. Şimdi, bu klasörde 2012'den beri sunumlar var. Sunumlar daha önce böyle çok kapsamlıymış, gittikçe küçülmeye başlamış. Sadece belli bölümleri alınmaya başlanmış sunumlarda. Bugünkü sunumunuzda da dikkat ederseniz ilk defa bu kadar bir basın mensubunun olduğu, herkesin heyecanla beklediği... Farklı bir perspektif getirmenizi bekliyordu herkes çünkü ülkenin son yıllardaki ekonomik sıkıntılarıyla ilgili Merkez Bankasının çok önemli bir rolü var, Merkez Bankası politikalarının çok çok önemli rolü var. Bu politikalarda, ekonominin bu durumunda, bu kadar ağır bir işsizlik olmasında, 2013'ten beri Türkiye'nin dolar bazında hem fert başına millî gelir olarak hem gayrisafi yurt içi hasılasının düşmesinde Merkez Bankasının maalesef önemli bir payı var. Sizden beklenti bir farklı perspektif ortaya koymanızdı çünkü böyle bir iddiayla geldiniz -getirildiniz aynı zamanda- bu perspektifi beklerdik. Yani son bölümde biraz daha uzun kendi yorumlarınızı, katkılarınızı, yapacaklarınızı, projeksiyonunuzu, vizyonunuzu ortaya koymanızı bekliyordum, inşallah son bölümde böyle bir vizyon ortaya koyarsınız. Neden farklılık bekleniyor? Çünkü tüm dünyadaki iktisat biliminin, bilimi demeyeyim de daha doğrusu disiplininin kuralları dışında daha farklı kurallarla ekonomimizi, Merkez Bankamızı yönlendiriyorsunuz siyasi iktidarla birlikte, öyle bir görüntü var.
Şimdi, dünyada son yıllarda yabancı paralar karşısında en fazla değer kaybetmiş ülkeyiz Arjantin'den sonra, galiba siz de öyle gösterdiniz. En fazla para kaybına uğramış olan ülkeyiz. Galiba geçen yıldan beri dolar karşısında 2 lira değer yitirdi Türk lirası, yanlış hatırlamıyorsam. Bunun nedeni olarak Merkez Bankasının farklı uygulamaları gösteriliyor, görülüyor. Türk lirasının bu kadar yabancı paralar karşısında değersiz olmaması gerektiği, uygulanan yanlış kurlar, yanlış politikalar nedeniyle bu noktaya gelindiği hep söyleniyor. Önemli sıkıntıların olduğu kanısı var. Merkez Bankasında ne oldu, ne oluyor, ne yapacak Merkez Bankası, herkes merak ediyor.
Siz değinmediniz ama Merkez Bankasının Ankara'dan İstanbul'a taşınması bile kafalarda soru işareti yaratıyor. Merkez bankaları bütün dünyada -bildiğimiz kadarıyla prensip olarak- başkentlerdedir. Bizim Merkez Bankası Kanunu'na göre de başkentte olması gerekiyor, Ankara'da olması gerekiyor. Böyle alelacele bir şekilde Merkez Bankasının İstanbul'a taşınması, böyle bir dönemde tabii ki sizin üzerinizdeki yükün, Merkez Bankası yükünün çok fazla olduğu bir dönemde bu taşınma işleminin gerçekleştirilmiş olması... O Ümraniye'deki binada, burada 2 kişi oturulan odaların orada 6 kişiye dönüşmesi, böyle hafta sonları herkesin evine gelmeye çalışması falan... Böyle bir ortamda Merkez Bankasının çok fazla verimli olmasını da beklememek lazım diye düşünüyorum.
Onun haricinde de sizin tablolarda gösterdiğiniz şekilde gösterge faizi, politika faizi 18 ama enflasyon 19,58. Tabii bunun kredi faizlerine ya da uzun vadeli faizlere bir olumlu etkisi de olmamış diye düşünüyorum, daha doğrusu böyle bir görüntü var. Yani bu yapılan farklı politikanın kredi faizlerine ve uzun vadeli faizlere olumlu bir etkisi de olmamış vaziyette. Bunda devam edecek misiniz bu şekilde, bu merak ediliyor.
Şimdi, çok önemli bir yerin başındasınız Sayın Başkan. Osmanlı Bankası 1854'te kurulmuş, Osmanlı Bankası. Bizim o tarihte bir merkez bankamız yok, bankamız yok. Osmanlı Bankasının merkezi Londra. Osmanlı Bankası, Osmanlı Devleti adına para basmaya yetkili olan, otuz yıl para basma yetkisi almış bir banka. Merkez bankası işlevini görmüş ama kurucularına bakıyorsunuz; Rothschild kardeşler, hep yabancılar, Atkinson Wilkin, hatırladığım kadarıyla Pereire ailesi falan, böyle bir yapısı var. İlk defa biz Merkez Bankasını cumhuriyet döneminde kurmuşuz, millî bir banka. Bu bankayı yaşatmamız lazım, görevini tam olarak yapabilmesi lazım, çok çok önemli. Bizim eski döneme dönmememiz lazım, siz de bunun idraki içerisindesiniz, onun çok iyi farkındayım ancak Merkez Bankası daha farklı bir vizyonla yönetilmesi gerekir gibime geliyor. Mesela, bazı tespitlerim oldu -çok iyimser tespitler sizin- mesela, 13'üncü sayfada toplam borçları verirken, yani bakın orada, euro bölgesi, Amerika Birleşik Devletleri falan hepsi kendi parasıyla borçlanmış olan ülkeler ya da kendi parası güçlü olan ülkeler, hepsi. Düşünün, Amerika Birleşik Devletleri veya euro bölgesi mevcut para arzının 2 misli para basabildiler o dönemde yani enflasyonun bu dönem artma eğiliminde olduğu, para politikalarının sıkılaştığı bir döneme de giriyoruz, onu da ilaveten söyleyeyim, böyle bir dönemde siz faizleri düşürdünüz.
Bu 13'üncü sayfadaki göstergelerde de rakamlarda da kamu-özel iş birliğiyle ilgili borçlarınız yok, onu göremedim. Eğer varsa onu da işaret ederseniz memnun olurum. Mesela, 21'inci sayfada yine, yatırım eğilimi istihdam beklentisi için çok çok aşırı iyimser bir tablo çizmişsiniz. Şimdiye kadar bizde yatırımlar da maalesef, dediğim gibi, son yıllarda artmadı, istihdam beklentisi de maalesef istihdamda da bir yükselti söz konusu olmadı. Her yıl buna benzer tahminlerde bulunuyoruz, maalesef gerçekleşmiyor.
Bir de şu 31'inci sayfada rezervleri vermişsiniz Sayın Başkanım. Şimdi, net rezervler daha önceki yıllarda da veriliyordu; net rezervler veriliyor, tüm dünyada böyle. Şimdi, siyasi iktidar verebilir, Sayın Cumhurbaşkanı "122 milyar dolar." diyebilir ama sizin dememeniz lazım. Mesela, geçen yıl Naci Bey şeyde -sunumu var burada- o rezervleri vermemiş çünkü rezervleri verse, net rezervleri verdiğinde negatif olduğunu göreceğiz. Şimdi, eğer "Yok, 122 milyar dolarımız vardır." diyorsanız, o zaman bugün kur olmuş 8,97 lira; niye müdahale etmiyorsunuz? 122 milyar dolar rezervimiz varsa neden müdahale etmiyorsunuz piyasaya? Her gün böyle yabancı paranın artışına göz yumuyorsunuz? Edemezsiniz çünkü net olarak elimizde o rezervler yok maalesef; keşke olsa, keşke olsa.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Serbest piyasaya müdahale olur o zaman.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Efendim arkadaşlar?
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Arkadaşlar, müdahale etmeyelim lütfen.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Şimdi, bir konu da geçen yıl Sayın Başkana sormuştuk bu 128 milyar dolar meselesini. Bu, siyasi olmaktan da çıktı, önemli bir teknik konu. Bilmiyorum, Durmuş Başkanım da bilir herhâlde, Merkez Bankası tarihinde var mı böyle bir konu, söz konusu olmuş mu? Yani Merkez Bankası adına Hazinenin satış yapması, Hazineyle protokol yapılması, Hazineyle ikinci bir protokolün varlığından da söz ediliyor, daha doğrusu var böyle bir protokol; bunları açıklayabilir misiniz Sayın Başkanım? Burası Türkiye Büyük Millet Meclisi, milletvekili olarak bilmemiz gerekir. Bu ikinci protokol nedir? Bu konuyla ilgili bir denetim yaptırdınız mı? Geçen yıl Sayın Başkan yaptıracağını, denetim birimlerine böyle bir talimat verdiğini söylemişti. Yapılıyor mu böyle bir denetim ya da yapıldı mı, sonuçları ne oldu? Öğrenebilirsek çok memnun oluruz bu denetimin sonuçlarını 128 milyar dolarla ilgili.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Süreniz doldu.
Grup sözcülerimize daha toleranslı bakıyoruz.
Lütfen toparlayınız.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Ya, bu ikinci protokol ve 128 milyar dolarla ilgili denetim sonuçlarıyla ilgili bilgi verebilirseniz çok memnun olurum.
Bir de Merkez Bankasında, bizim tespit ettiğimiz kadarıyla -Merkez Bankası kurumlaşmış bir yerimiz ama şu anda bir tedirginlik var- hazirandan beri, söylendiğine göre, 90 kişi görevden alınmış üst yönetimden. Son on yılda -bilmiyorum- kaç kişi görevinden istifayla ayrıldı? Yani Merkez Bankası kadrolarında da önemli aşınmalar söz konusu olmuş Sayın Başkanım. Kurumsallaşma açısından çok önemli, biraz önce söyledim, Osmanlı Bankası Londra'da kurulmuş, yabancılar kurmuş, para basma yetkisi almış Osmanlı Devleti'nde; bizim o durumlara düşmememiz lazım; onun için, bu konularla ilgili hassas olmamız lazım takdir edersiniz ki.
Çok uzatmayayım, değerli arkadaşlarımız da soru sormak isterler herhâlde. Bir de şu faiz kararlarıyla ilgili olarak, PPK üyeleri burada değil ama... Nasıl karar alınıyor? Şeffaflık açısından PPK üyelerinin kullandıkları oyları kamuoyuna açık hâle getirmeyi düşünmez misiniz? Yani bilinmesinde fayda olduğunu mülahaza ediyorum. Bir de orada nasıl oy kullanılıyor, nasıl karar alınıyor? Yani sizin verdiğiniz karar doğrultusunda mı karar alınmış oluyor yoksa bir çoğunluk görüşü mü esas alınıyor? Nasıl bir usul takip ediliyor, o konuda bilgi verebilirseniz memnun olurum.
Soruşturmaları sordum, 128 milyar dolarla ilgili soruşturma konusunu; bir de herhâlde denetim birimi de taşınmış, dolayısıyla bazı çalışmaları yapamıyorlar. Yani bu 128 milyar dolarla ilgili denetim yapılmamasında bu taşınmanın da bir etkisi söz konusu oldu mu?
Çok teşekkür ederim, tekrar başarılar diliyorum.
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.