| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu'nun, 1211 sayılı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanunu'nun 42'nci maddesi gereğince Merkez Bankasının faaliyetleri hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 11 .10.2021 |
ABDULLAH NEJAT KOÇER (Gaziantep) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Ben de hemen konuşmamın başında Sayın İsmet Uçma Milletvekilimize Allah'tan rahmet diliyorum, mekânı cennet olsun.
Çok değerli Merkez Bankası Başkanımızı ve değerli heyetini bugün Plan ve Bütçe Komisyonumuzda ağırlamaktan büyük bir memnuniyet duyduğumu öncelikle ifade etmek isterim.
Yine konuşmamın hemen başında, ben de kıdemli bir Komisyon üyesi olarak bir temennimi burada paylaşmak istiyorum. Tabii, çeşitli kurumlar, kuruluşlar, bürokratlar Plan ve Bütçe Komisyonumuza sunum yapmak üzere ve çeşitli zamanlarda, çeşitli konular üzerinde ziyarette bulunuyorlar, geliyorlar, biz onları dinliyoruz, sunum yapıyorlar. Tabii, bize düşen şudur Plan ve Bütçe Komisyonu olarak, iktidarıyla, muhalefetiyle: Bu kurumlarımızın itibarını sarsmadan, bu kurumlarımıza bir itibar operasyonuna izin vermeden, bir algı operasyonuna izin vermeden burada teknik tartışmaların yapılması, tabiatıyla -doğal olarak eleştirilerin olması olabilir- bunların dile getirilmesi, eksiklerin dile getirilmesi... Bunların Komisyonumuzda yer almasından biz memnuniyet duyarız, sonuçta biz de istifade ederiz ancak bugün gördüm ki... Özellikle Türkiye'nin en önemli kurumlarının başında gelen Merkez Bankası üzerinden bir algı yaratma, Merkez Bankasının itibarı üzerinden algı yaratma çabası ve gayretini de burada kabul etmemiz mümkün değil arkadaşlar. Merkez Bankası Türkiye'dir, Merkez Bankasının itibarı Türkiye'nin itibarıdır. Özellikle küresel gelişmelere ve küresel ticarete baktığımız zaman, son iki yılı değerlendirdiğimiz zaman zaten Merkez Bankasının bu sunumunu da böyle değerlendirmek zorundayız. Dünyadaki değişimlere, ticaretteki değişimlere, merkez bankalarının almış olduğu tedbirlere, bütün bunlara göz attığımız zaman Merkez Bankasının itibarının Türkiye'nin de itibarı olduğunu çok net olarak görebiliriz.
Çok önemli bir süreç yaşıyoruz. Covid dönemini, pandemi dönemini, dünyada ticaretin yeniden şekillendiği, para politikalarının yeniden şekillendiği ve dünyada ülkelerin başarı veya başarısızlık ölçeklerinin ve ölçütlerinin yeniden şekillendiği bir dönem yaşıyoruz. Belki de dünya tarihinde bir daha olmayacak, belki de gelecekte "Ya, o dönemde neler yaşanmış, bir bakalım." denilebilecek çok özel bir dönem yaşıyoruz ve bu özel dönemin sonuçları da gerçekten çok özel oldu. Ama buna rağmen, Türkiye, krizde, pandemi krizinde kendisini dünyadan ayrıştırmayı becerdi. Şimdi baktığımız zaman, büyüme oranlarıyla, Türkiye, OECD içerisinde ve Çin'le birlikte değerlendirildiğinde, 2020 yılında -tüm Avrupa ülkeleri- dünyada büyüme oranları çökmesine rağmen artı 1,8 büyüme gösterdi. Yine, dünyadaki bütün bu gelişmeler çerçevesinde baktığımız zaman, Türkiye 2021 yılında birinci çeyrekte yüzde 7,2, ikinci çeyrekte yüzde 21,7 büyüdü. Yani Merkez Bankasının başarısını, Merkez Bankasının itibarını bunlara bakmadan konuşamayız. Merkez Bankası buna göre... Zaten sunumda bunlar yer aldı ve çok güzel, çok iyi hazırlanmış bir sunumla karşılaştık; teşekkür ediyorum kendilerine.
Dünya ticaretinde ekonomik rakamlara baktığımız zaman, yine pandemi sürecinde en hızlı toparlanan ilk ülke Türkiye olmuştur. Sanayide, kapasite kullanım oranlarına baktığımız zaman, üretim rakamlarına baktığımız zaman, son bir yıldan beri kapasite kullanım oranlarında sürekli artış devam etmekte ve biz şu anda pandemi öncesi rakamlara ulaşmaya başlamış durumdayız. Reel sektörün yatırımlarına baktığımız zaman, açılan işletmelere baktığımız zaman, organize sanayi bölgelerimizdeki yatırımlara baktığımız zaman yatırımların devam ettiğini ve salgın öncesi rakamların üstüne çıkmaya başladığını gözlemliyoruz.
ABDÜLLATİF ŞENER (Konya) - Kapasitesi düşük olanlar kapatıyor, aktif olanlar...
ABDULLAH NEJAT KOÇER (Gaziantep) - Ve en önemli gelişme dış ticaret.
Bakın, pandemi döneminde en fazla etkilendiğimiz alan turizm oldu. Tabiatıyla, döviz girdilerimizde çok önemli bir negatif süreç yaşandı ama buna rağmen Türkiye bu süreci yönetti. Çok şükür, pandemi döneminde, ihracatta, Türkiye, kendi jeopolitik durumu, üretim miktarları, kapasite kullanım oranları ve üretim gücüyle dünyada, Avrupa'da yeni bir güce ulaştı, ihracatta yeni bir büyüme hikâyesi yaratmaya başladı. Aylık ihracat bazında da yıllık ihracat bazında da çok önemli ve rekor rakamlara ulaşmaya başladık. İşte bütün bu rakamlar Merkez Bankasının itibarını oluşturuyor. Merkez Bankasının tabii ki piyasa ekonomisi, enflasyonla mücadele görevleri olmakla birlikte, bu saydığım maddeler eğer iyi olmazsa bir ülkede, eğer bu desteklemezse, Merkez Bankasının bu noktada eli tabii sıkıntılı olur. Ama çok şükür, baktığımız zaman, biraz önce saydığım bütün konularda Türkiye, gerek dünya ülkeleri, OECD içerisinde gerekse Avrupa içerisinde çok önemli bir başarıya imza atıyor. En önemlisi de tedarik zincirinin devam ediyor olması. Dünyadaki örneklerine baktığımız zaman, bugün tedarik zincirini devam ettiremeyen ülkeler çok önemli sıkıntılar yaşıyor ve hamdolsun, Türkiye bu noktada önemli bir başarı elde etmiş durumdadır. Bu dönemi çok iyi incelemek lazım. Şimdi ve gelecekte ertelenen taleplerin oluşturduğu yeni fiyatlar, yeni durumlar, bütün bunlar Merkez Bankasının yeniden kendi politikalarını değerlendireceği, kendi politikalarını şekillendireceği bir dönemi de ortaya çıkarmış durumda. Ancak ben, bu dönemde, bu özel etkiye rağmen, alınan tedbirlerle bu sürecin çok yakın bir zamanda terse döneceğini de gözlemliyorum. Özellikle ihracata bağlı olarak Merkez Bankasının reeskont kredilerindeki limiti 30 milyara yükseltmesini olumlu bulduğumu ifade etmek istiyorum. Burada ihracata önemli bir destek hedefleniyor ve önümüzdeki dönemde zaten artışa geçen ihracatın, bu desteklerle daha da iyi noktalara geleceğine inanıyorum.
Alınan bütün bu tedbirlerin, biraz önce saydığımız bütün bu ekonomik gelişmelerin Merkez Bankasının aldığı kararlarla ve yeni politikalarıyla olumlu bir yöne doğru evrildiğini görüyoruz ve bu gelişmelerin önümüzdeki aylarda daha da iyi bir noktaya geleceğine ben inanıyorum.
Turizm gelirleri ve ihracat gelirleri şu anda çok önemli miktarda artış sağlıyor.
Geçtiğimiz dönemlerde yüzde 6'lara kadar inen enflasyon başarısı varken, geçen yıl yüzde 8,75 olan Merkez Bankası faiz oranlarıyla mücadele edilmişken, bugün pandemi sürecinin etkileriyle birlikte, geldiğimiz bu noktada tekrar, yeniden, daha iyi şartlara, daha iyi faiz koşullarına ulaşacağımıza, daha iyi enflasyon rakamlarına çok yakın bir zamanda ineceğimize ben yürekten inanıyorum. Merkez Bankasının itibarı noktasında, saydığımız tüm bu olumlu gelişmelerin Türkiye'nin itibarı olduğunu, Türkiye'nin de Merkez Bankası itibarı olduğunu bir kez daha belirtiyor ve görevlerinde başarılar diliyor, teşekkür ediyorum Başkanım.