KOMİSYON KONUŞMASI

SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Evet, ben de öncelikle İsmet Uçma Vekilimizin vefat haberini derin bir üzüntüyle öğrendim. Kendisine rahmet diliyorum, ailesine sabır diliyorum.

Sayın Başkan, geçen dönemde beraber bu Parlamentoda görev yapmıştık, yeni bir görevdesiniz şu an. Başarılı bir dönem diliyorum size.

Bugün yapmış olduğunuz sunum, açıkçası bizim beklentilerimizin -bütün hatiplerin de belirttiği gibi- dışında bir sunumdu. Sunumda daha çok dış talebe dayalı ve ülkenin de zaten temel sorunu olan kırılgan büyümesi üzerine odaklandınız ama temel soruna ve Merkez Bankasının bugün tartıştığımız temel sorunları üzerine değinmediniz. Özellikle, 2017 yılından itibaren başlayan, fiilî başkanlıkla başlayan ama Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle beraber bizim de öngördüğümüz açıkçası bu sistem değişikliği döneminde ve tutanaklarda da detaylı anlattığımız bu kurumsal yapıların yani ekonomideki bağımsız düzenleyici ve denetleyici kurumların yapıları, şeffaflıkları, bağımsızlıkları bu sistemle beraber muazzam derecede tahrip oldu ama bu kurumlar içerisinde en önemlisi ve en kritik olanı da Merkez Bankasıydı. Merkez Bankasının son üç yılda 4 tane başkanı değişti ve her gelen, sunum yapan başkan bir sonraki Meclise geldiğinde farklı bir başkandı ve atanan başkan da siyasi bir kararla atandı ve tek kişinin neden ve ne gerekçeyle atandığını, kamuoyunun, ulusal ve uluslararası düzeyde takip ettiği bir kurum olan Merkez Bankası Başkanının nasıl atandığını kimse bilmedi. Böyle tahrip olan bir kurum. Bunun temel hedefi fiyat istikrarını sağlamak ve bugün ülkenin geldiği konum itibarıyla da Merkez Bankasının başarı ya da geldiği nokta; hani, sizin sunumunuzdaki veriler çok anlamsız kalıyor çünkü yüzde 5 fiyat hedefini gerçekleştirememiş, bugün yüzde 20'yi de aşan bir enflasyon oranına doğru gidiyoruz ve beklentileri de dikkate aldığımızda bunun da makul sürede aşağı inmeyeceği ve Türkiye'yi çok ilgilendiren Maastrihct Kriterleri noktasında da en kritik kriter de enflasyon oranı. Döviz kuru ve paramızın değeri noktasında Türkiye'yi ciddi bir sorun bekliyor. Bu, aslında sizin kurumun başarısı noktasında veri olarak karşımızda duruyor. Merkez Bankasının amacı fiyat istikrarını sağlamak ve araçlarını kullanmak. Burada en temel araç da faiz oranı aracıydı. Ama bizim gördüğümüz, bu noktada, bu araçları bağımsız şekilde kullanırken muazzam derecede siyasi bir baskı ve bu karara siyasi bir müdahalenin olmasıyla karşılaştık. Zaten Merkez Bankasının başarısızlığının ve tahribatının en büyük nedeni bağımsız ve özerk bir kurum olmaktan uzaklaşması, siyasi bir kuruma dönüşmesi. Ne yaptı Merkez Bankası? Enflasyon-faiz-döviz kuru sarmalını yönetmeye çalıştı ve temel hedefi de açıkçası döviz kuruna müdahale etti ve TL'nin düşen değer kaybına müdahale etmeye çabaladı. Bu noktada en çok kullandığı araç da bugün de en kritik nokta olan rezervleri oldu; muazzam bir rezerv düşüşüne sebebiyet verdi. Faiz oranlarını düşük tutma çabasını gördük biz, bunu sağlamaya çabaladı, yüzde 8'ler noktasına kadar indi. Döviz satarak kura müdahale çabaları oldu, protokoller oldu, şeffaflıktan uzak kararlar oldu. Bugün soruldu bu sorular, sürem kısıtlı olduğu için tekrar girmiyorum. Neticede ne oldu? Neticede, geldiğimiz noktada muazzam rezerv kaybı burada duruyor, faizler tekrar yükseldi, çift haneli enflasyon, TL'de muazzam bir değer kaybı ve bu değer kaybının yarattığı muazzam derecede bir dış borç yükü, faiz ödemesi, yatırımlarda kayıp, muazzam derecede bir gelir adaletsizliğiyle karşı karşıyayız, gelirlerimiz düştü, istihdam yaratmayan bir büyümeyle karşı karşıyayız, vatandaşın alım gücü düştü. girdi maliyetleri hızla artıyor. Ekonomi kısır bir döngü içerisinde ve bütün bunların etkisi de yatırımcı, üretici, esnaf ve sıradan vatandaşa oldu. Bu noktada, siz bugün bir perspektif ortaya koyamadınız. Gerçekten bu sorunları çözecek ve bu araçları kullanacak nasıl bir öngörünüz olacak?

Bütün Avrupa Birliği ve uluslararası raporlara baktığımız zaman, en çok tartışılan, ekonomik anlamda Türkiye'nin en çok tartıştığı nokta Merkez Bankasının bağımsızlığı ve tarafsızlığı noktası.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Tamamlayın.

SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Elbette Başkan.

Bu sorunu nasıl aşmayı düşünüyorsunuz?

Son olarak da şuna değinmek istiyorum: Birçok veri var elimde. Bugün Sayın Koçer dedi: "Siz konuşmalarınızla Merkez Bankasının tahrip olmasına sebebiyet veriyorsunuz." Ama ben Merkez Bankasının nasıl tahrip olduğuyla ilgili kısa veriyi vermek istedim. Dolar kuruna baktığımız zaman Başkan Murat Çetinkaya döneminde 5,59; şu anki veri 9'a yakın; CDS primleri 385, şu an 420; enflasyon çift haneli, faizler yüzde 20'ye dayandı. Öngörünüz nedir? Kısa vadede nasıl çözeceksiniz bu sorunu?