| Komisyon Adı | : | SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU |
| Konu | : | İhracata, ihracat ile büyüme ilişkisine ve Komisyonun bugünkü gündemine ilişkin açıklaması |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 20 .10.2021 |
BAŞKAN ZİYA ALTUNYALDIZ - Ben görüşmelere geçmeden çok kısa bir açıklamayla başlamak istiyorum.
Değerli arkadaşlar, bugün ihracatı konuşacağız, üretimi konuşacağız. Biliyorsunuz, ekonomide 3 temel unsur son derece kıymetlidir ve aslında bunların üzerine büyüme ve refah inşa edilir: Üretim, istihdam ve ihracat. Bu konuda pek çok çalışma var. Bu çalışmalardan biri de biliyorsunuz, yaklaşık iki yüz elli yıl önce Adam Smith'in "Ulusların Zenginliği" kitabında bahsettiği bir sözü sizlerle paylaşmak isterim özellikle ticaretle ilgili. Ülkeler kapalı ekonomi durumuna göre daha kârlı çıktıkları için ticaret yapma motivasyonuna sahip olurlar hep. Ticaret aslında zenginliğin bir kaynağı ve zenginliğin üreticisidir. O yüzden yüzyıllar boyunca ticaret yapan ülkeler, hem küresel anlamda daha etkin olmuşlar hem de daha çok refaha ve zenginliğe ulaşmışlar. Bu kapsamda da ticaretin üretim ayağı, istihdam ayağı ve ihracat ayağı var.
80'li yıllarda başlayan sanayileşme ve sanayi ürünlerinin ihracattaki payının yükselme dönemine baktığımız zaman, o dönemlerde yüzde 50'lerde olan ihracatımız içerisindeki sanayi ürünlerinin payı, bugüne geldiğimiz zaman yüzde 95,1'lere ulaşmıştır. Hep söyleriz, evet, ihracat gerçekten ekonominin çekici gücüdür, lokomotifidir. Bir şeyi daha hep söyleriz, o da nitelikli, katma değeri yüksek, inovasyon ve tasarıma dayalı ihracatın geliştirilmesi. Bu çerçevede büyüme ve ihracat ilişkisine baktığımız zaman ihracat artışımız ile büyüme arasındaki korelasyonun yüzde 56'lık bir denge içerisinde gittiğini görüyoruz yani her 1 liralık ihracat artışının büyümemizde 0,56 yüzdelik bir katkıya sahip olduğunu görüyoruz. Bu nedenle de ihracata dayalı büyüme modelini önceliyor ve önemsiyoruz.
Bu nedenle değerli arkadaşlar, hepimizin bildiği gibi 2021 yılının ilk çeyreğindeki yüzde 7,2 ve ikinci çeyreğindeki yüzde 21,7'lik büyümemizde ihracatımızın önemli bir payının olduğunu görüyoruz. Bu kapsamda baktığımız zaman değerli arkadaşlar, eylül ayı ihracatımız yıllık bazda yüzde 30'luk artışla 20,8 milyar dolarla cumhuriyet tarihimizin en yüksek ihracatını gerçekleştirmemize imkân verdi.
Bu kapsamda yine, değerli arkadaşlar, cuma günü Ticaret Bakanımız Sayın Muş ilan etmişti: "Ülkemiz yalnızca bir günde 1,5 milyar dolarlık ihracat yapmayı becerdi." Bu ihracat geçmiş yıllara baktığımız zaman, bir ayda gerçekleştirebildiğimiz ihracattı. Ülkemizin hep birlikte; üreticimizle, ihracatçımızla, sanayicimizle ve tüm yöneticilerimizle bu alanda yapmış olduğumuz çalışmalarla çok önemli mesafeler almasını sağladık. Bu kapsamda, yıllıklandırılmış ihracatımız bugün itibarıyla 212,2 milyar dolara ulaştı. Hepinizin bildiği gibi orta vadeli program hedefi 211 milyar dolardı, bugün itibarıyla bunu aşmış durumdayız ve şahsi kanaatim, yıl sonu itibarıyla da 220 milyar doları geçeceğimizi ya da 220 milyar doları yakalayacağımızı bekliyoruz.
Demin ifade ettim, büyüme ve ihracat korelasyonundan, ilişkisinden bahsettim değerli arkadaşlar. 2021 yılının ikinci çeyreğinde yüzde 21,7 düzeyinde gerçekleşen büyümemizde ihracatın katkısı 10,8 puan olmuş ve iki çeyreği birleştirip birinci yarıdaki 14,3 büyüyen Türkiye ekonomimizde de 5,6 puanlık ihracatın büyümeye katkısını görüyoruz. Bütün bunlar, ihracatın sürdürülebilirliği açısından da son derece kıymetli. O zaman ihracatın sürdürülebilirliğinde değerli arkadaşlar, ihracatın finansmana erişimi ve sürdürülebilir üretim fırsatlarının da değerlendiriliyor olması lazımdı.
Taslağın detayına girmeyeceğim, bunu Şahin Bey ve Fuat Bey izah edecekler. Şahin Bey bu konuda bize bilgi verecek ancak... "Üretim" dedik arkadaşlar, üretim kapasitemizi mütemadiyen artırmak zorundayız. İhracatı besleyen üretim de nitelikli üretimdir.
Bu kapsamda, serbest bölgelerdeki üretim ayağına kısa bir değinmek istiyorum. Serbest bölgelerimiz, 18 serbest bölgedeki işletmecisiyle 22 milyar dolarlık bir ticaret hacmi -2020 rakamları bunlar- ve 7,7 milyar dolarlık da ihracata katkısı olan üretim, istihdam ve ihracat merkezleridir. 500'ü yabancı sermayeli 2 bin şirket serbest bölgelerimizde faaliyet göstermektedir ve 183 bin kişiye de istihdam sağlamaktadır. Bu kapsamda serbest bölgelerimizdeki üretimin sürdürülebilirliğine dair konularda da taslakta ya da teklifte hükümler olduğunu hep birlikte göreceğiz.
Değerli arkadaşlar, ihracatın sürdürülebilirliğinden bahsettik. Geçen ay Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından ihracatımızın hızına uygun finansmanı sağlayacak yeni bir mekanizma kurulacağının müjdesinin verilmesinin ardından Ticaret Bakanlığımızın koordinasyonunda ihracatçıların finansmana erişimine ve kredi kefalet sorunlarının çözümüne katkı sağlamak amacıyla TİM ve EXIMBANK tarafından, ikisinin ortaklığıyla İhracatı Geliştirme Anonim Şirketi kuruldu. Bu şirketle ilgili, teklifimizde detaylı hükümler de göreceğiz.
Bu çerçevede, bahsettiğim gibi, ihracatın sürdürülebilirliği, üretim artışının sürdürülebilirliği, büyümenin daha çok sanayi ve tarım üretimi ve ihracat odaklı olabilmesi, istihdam oluşturan büyümeyi yakalayabilmemiz ve sürdürebilmemiz açısından bugünkü teklifimizdeki hükümlerin de son derece katkı veren hükümler olduğunu sizlerle paylaşmak istiyorum.
Bu çerçevede değerli arkadaşlar, Komisyonumuz bugüne kadar olduğu gibi pek çok konuda ülkemizin yararına gerçekleştirmiş olduğu yasal çalışmalardan birini de bugün gerçekleştirmiş olacak. Sizlerin desteği ve katkısıyla Türkiye İhracatçılar Meclisi ile İhracatçı Birliklerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'mizi bugün görüşerek inşallah Genel Kurulumuza, Meclisimize intikal ettireceğiz.
Ben bu vesileyle, teklifle ilgili açıklamalarını yapmak üzere sözü Komisyonumuzun da üyesi, aynı zamanda iş dünyasından gelen, meseleleri bu anlamda bilen bir üyemiz olarak Şahin Tin Bey'e veriyorum.