| Komisyon Adı | : | SAĞLIK, AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL İŞLER KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 25 .03.2015 |
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Sayın Başkan, Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonunun değerli üyeleri, Sivil toplum kuruluşlarının değerli temsilcileri, değerli katılımcılar; Ailenin Dinamik Nüfus Yapısının Korunması Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın geneli üzerinde değerlendirme yapmak üzere söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, 2023 hedefleri kapsamında ülkemizi dünyanın en büyük on ekonomisinden biri hâline getirmeyi amaçlıyoruz. Bu noktada ekonomik büyümenin kalkınmaya dönüşmesi de bizim için son derece önemlidir. Ülkelerin kalkınmalarını etkileyen en önemli sosyal girdilerden biri de nüfus yapılarıdır. Gençlerin ve üretebilir nüfusun toplam nüfus içindeki payı büyük bir önem arz etmektedir. Yapılan araştırmalar ülkemizin demografik bir dönüşüm sürecinde olduğunu göstermektedir. Gelecekte genç nüfusumuzun payı azalırken yaşlı nüfusumuzun payının artacağı öngörülmektedir.
Nitekim, 2001 yılında ülkemizde toplam doğurganlık hızı 2,38 iken bu rakam 2007'de 2,16'ya 2013'te ise 2,07'ye düşmüştür. TÜİK tarafından yapılan demografik projeksiyonlarda gerekli önlemler alınmadığı takdirde 2050 yılında bu rakamın 1,65'e düşeceği hesaplanmaktadır. Bununla birlikte 2013 yılında 5,9 milyon olan 65 yaş üzeri nüfusun 2023 yılında 8,6 milyon ve 2050 yılında ise 19 milyon 500 bin olacağı öngörülmektedir. Bu pek çok Avrupa ülkesinin nüfusundan daha büyük bir kitleyi oluşturacaktadır.
Bu durum, ülkemizin önemli stratejik avantajlarından biri olan genç nüfusun azalmasına ve kalkınma sürecinin sekteye uğramasına yol açabileceği endişesini yaratmaktadır. Bu bağlamda yaş grupları itibarıyla ülkemizin nüfusunu dengede tutacak yeni politika ve düzenlemelere ihtiyaç vardır.
Diğer yandan, hepimizin bildiği gibi ülkemizde kadınların iş gücü ve istihdama katılım oranları çeşitli nedenlerden dolayı arzu edilen düzeyde değildir. Kadınların iş gücüne düşük katılımının önemli nedenlerinden biri, kadınların çalışma yaşamına girme ve devam etme kararını doğrudan etkileyen çocuk bakımı sorumluluğudur. Ebeveyn izni konusundaki eksiklikler, okul öncesi bakım ve eğitim kurumlarının yüksek ücretli ve ulaşılabilir olmaması kadınların iş gücüne katılımını ve istihdamını doğrudan etkileyen nedenlerdir. Bu durum, aynı zamanda çalışan kadınların sahip olmak istediklerinden daha az sayıda çocuk sahibi olmasına neden olmaktadır. Bu kapsamda, aile ve iş yaşamının uyumlaştırılmasına yönelik politikalar ve bu yöndeki düzenlemeler kadınların iş gücü piyasasına katılımlarını ve çocuk sahibi olma yönündeki kararlarını destekleme noktasında oldukça önemlidir.
Ülkemizde yüzde 27,1 olan kadın istihdamı oranı Avrupa Birliği 28 ülke ortalamasında yüzde 45,6 düzeyindedir. AB ülkelerinde bu oranın yüksek olmasında yarı zamanlı çalışma ve ebeveyn izni kapsamında uygulanmakta olan izin politikalarının yaygın olmasının etkili olduğu görülmektedir. Örneğin, kadın istihdamının yüzde 72,5 olduğu İsveç'te ücretli ebeveyn izni süresi 480 gündür ve bunun 60 günü devredilmemek üzere babaya aittir. Kısmi süreli çalışma, kadınların tam zamanlı ve kariyer gerektiren yüksek düzeyli işlere girme olasılığını azaltıyor gibi görünse de Dünya Bankası tarafından yayımlanan ve 139 ülkenin aile politikaları hakkında bilgiler içeren veri takımı kullanılarak yapılan analiz sonucunda, aile dostu politikaların birçok kadına aile ve iş yaşamlarını dengelemede yardımcı olduğunu göstermektedir. Özellikle, yarı zamanlı istihdamın ve diğer esnek çalışma koşullarının en yaygın olduğu ülke ve bölgelerde kadının iş gücüne katılım oranının da daha yüksek olduğu görülmüştür.
Bununla birlikte, kadın istihdamı açısından, İskandinav ülkeleri, İsveç, Norveç, Finlandiya gibi ülkeler en üst sırada yer almakta, ardından ise Hollanda, Almanya, İsviçre ve İngiltere gibi Batı Avrupa ülkeleri gelmektedir. Kadının iş gücüne katılım oranları yüksek olsa da uygulanan aile politikaları açısından bu ülkeler arasında büyük farklar mevcuttur. Yarı zamanlı istihdam Hollanda'da ve daha az da olsa Almanya, İsviçre ve İngiltere'de yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Bu nedenle esnek çalışma uygulamalarının, kadının iş gücü piyasasına girişini ve istihdam imkânını arttırdığı söylenebilir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sosyal, ekonomik, siyasi ve kültürel yaşamın hızla değiştiği bir çağda yaşıyoruz. Bilgi ve iletişim teknolojileri sayesinde toplumlar birbirlerinden çok daha hızlı etkilenmektedir. Bu gelişmeler insan ihtiyaçlarını ve beklentilerini de etkiler. Bu, kadın hakları konusunda da böyledir. Eğer bizler insanın gelişen ihtiyaçlarına yönelik hukuki altyapıyı güçlendirerek beklentileri karşılayamazsak çağın gerisinde kalmaya mahkûm oluruz. Ön yargılardan arındırılmış, kadın ve erkeği toplumun eşit iki parçası olarak gören bir anlayışı, toplumda sürekli ikame eden güçlü bir iradeyi ortaya koymak zorundayız. Bu anlayışla, yarı zamanlı ve kısmi süreli çalışma, ebeveyn izni, kreş imkânları ve diğer iş, yaşam dengesini gözeten düzenlemeleri, çocuk bakımının ebeveynler ve kurumlar tarafından verilmesini sağlayan önemli bir sosyal politika aracı olarak kabul etmekteyiz.
Aileyi ve dinamik nüfus yapısını koruyan, kadının toplumsal hayata ve iş gücü piyasasına katılımını destekleyen anlayış Bakanlığımız için son derece önemlidir. Bu bağlamda, medeni duruma bakılmaksızın, kamu ve özel sektör çalışanları ayrımı yapmadan çocuk bakım sorumluluğunun ailevi bir sorumluluk olarak paylaşımını sağlayan, aynı zamanda kısmi süreli çalışma imkânı getiren ve kurumsal bakımı destekleyen kreş hizmetlerinin yaygınlaştırılması amacıyla bütüncül bir yaklaşımla bu tasarıyı hazırladık.
Ülkemizin ekonomik ve sosyal gelişmesini desteklemek üzere aile kurumunun güçlendirilmesi, ebeveynlerin aile ve iş yaşamı dengesinin sağlanması, böylece sosyal refah ve sosyal sermayenin artırılması temel amacımızdır. Bu kapsamda, başta Bakanlığımız olmak üzere ilgili Bakanlıkların da önerileri ve katkılarıyla Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının koordinasyonunda bugün siz değerli milletvekillerinin oylamasına sunduğumuz kanun tasarısı hazırlanmıştır. Söz konusu tasarı konuşmamın başından buraya kadar bahsettiğim konuları kapsayacak şekilde ülkemiz özelinde yarı zamanlı doğum izni, ebeveynler için kısmi süreli çalışma, kreş sayılarının arttırılması gibi kadın istihdamını destekleyecek düzenlemeleri içerecek şekilde ele alınmıştır.
Ayrıca, tasarıyla askerlik ve mevsimlik tarım işçilerini de kapsayan doğum, analık, yarı zamanlı çalışma uygulamalarında çalışılmayan sürelerde özel sektörde işverenin iş gücü ihtiyacını sağlamak ve kadın istihdamı konusunda oluşabilecek tereddütlerin önüne geçmek amacıyla ve kayıt dışının önüne geçmek amacıyla özel istihdam bürolarına geçici iş ilişkisi kurma imkânı getirilmektedir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; malumunuz olduğu üzere, söz konusu tasarı 5 ana başlık altında düzenlemeler içermektedir. Bunları sırayla sizlerle paylaşmak istiyorum. Doğum nedeniyle ücretsiz izinde geçen sürelerin derece, kademe ilerlemesinde değerlendirilmesi. Mevcut durumda doğum nedeniyle ücretsiz izinde geçen süreler derece, kademe ilerlemesinde değerlendirilmemektedir. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun ilgili maddesinde yapılacak düzenlemeyle doğum nedeniyle ücretsiz izinde geçen sürelerin derece, kademe ilerlemesinde değerlendirilecektir. Böylece memurların doğum nedeniyle ücretsiz izinde geçen sürelerinin özlük hakları bakımından korunması sağlanacaktır.
Doğuma bağlı yarı zamanlı çalışma, kısmi süreli çalışma haklarının düzenlenmesi. Mevcut durumda hem işçiler hem de memurlar için doğuma bağlı yarı zamanlı ve kısmi süreli çalışma imkânı bulunmamaktadır. Tasan ile analık izninin bitiminden itibaren 1'inci çocuk için iki ay, 2'nci çocuk için dört ay, 3 ve daha sonraki çocuklar için ise altı ay, çocuğun engelli olması durumunda ise on iki ay süreyle ücretli yarı zamanlı çalışma hakkı tanınacaktır. Çoğul doğumlarda bu sürelere birer ay ilave edilecektir. Bu süredeki ücretler tam ödenecektir. İşçilerde çalışılmayan sürelere ait ücret ve primler brüt asgari ücretin yüzde 80'i oranında ödenecektir. Bununla birlikte, çocuk mecburi ilköğretim çağına gelene kadar ebeveynlere her bir çocuk için bir kez kullanılmak koşulu ile kısmi süreli çalışma imkânı getirilecektir. Bu durumda ücret ve prim ödemleri çalışılan süre üzerinden yapılacaktır. İşçi ve memurlar çalışılmayan süreleri de borçlanabilecekler.
Yapılacak bu düzenlemeyle sağlıklı nesiller için bebeğin daha uzun süre anne sütüyle beslenmesi ve bunun için annenin iş ortamından tamamen uzaklaşmadan ve ekonomik bir kaybı olmadan bebeğiyle birlikte olması amaçlanmaktadır. Ayrıca, çocuğun kişilik yapısının oluştuğu ilgi ve sevgiye en fazla ihtiyaç duyduğu bir dönem olan okul öncesi dönemde iş ortamından tamamen uzaklaşmadan, ebeveynlerin ihtiyaç duyması hâlinde, çocuklarıyla bir arada olması amaçlanmaktadır.
Prematüre doğum, evlat edinme ve annenin ölümü hâlinde izin haklarının düzenlenmesi. Mevcut düzenlemede prematüre doğumlarda ilave izin hakkı bulunmamaktadır. Tasarıyla kadın memurlara, doğum öncesi analık izninin başlaması gereken tarihten önce gerçekleşen erken doğum süresi kadar izin analık izni süresine ilave edilecektir. Mevcut düzenlemede, doğum yapan memur annenin ölümü hâlinde geri kalan analık izinleri memur olan baba kullanabilmektedir. Tasarı ile memurlar için tanınan bu izin hakkından annenin ölümü hâlinde işçi babanın da yararlanması sağlanacaktır.
Tasarıyla 3 yaşından küçük çocuğu evlat edinme durumunda çocuğun fiilen evlat edinen aileye veya bireye teslim edildiği tarihten itibaren doğuma bağlı izinlerden kıyasen yararlanması sağlanacaktır.
Kreş ve gündüz bakım evlerinin yaygınlaştırılması için destek düzenlemeleri. Mevcut uygulamada Millî Eğitim Bakanlığı izniyle açılan özel okul öncesi, 36 ay, 66 ay eğitim sürelerini kapsayan eğitim kurumları kuruluşundan itibaren 5 vergi döneminde gelir vergisi ve kurumlar vergisinden muaftır ancak Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı izniyle açılan özel kreşler ve gündüz bakımevleri 0-6 yaş grubunu kapsıyor, söz konusu muafiyetten yararlanamamaktadır. Tasarıyla Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı izniyle açılacak kreşler de gelir ve kurumlar vergisinden beş vergi döneminde söz konusu muafiyetten yararlanacaktır. Tasarıyla nüfusu 100 bin üzerindeki belediyelere de kreş ve gündüz bakımevi açma yükümlülüğü getirilmektedir. Böylece, daha fazla okul öncesi bakım ve eğitim kurumlarının açılması ve daha fazla çocuğun kreş imkânlarından yararlanması sağlanarak daha fazla kadının çalışma hayatına katılması hedeflenmektedir.
Özel istihdam bürolarının faaliyet alanına geçici iş ilişkisinin eklenmesi, geçici iş ilişki kurma yetkisinin verilmesi ve denetimine ilişkin düzenleme: Mevcut durum özel istihdam büroları 4904 sayılı Türkiye İş Kurumu Kanunu'nun kapsamında düzenlenmiştir. Tasarıyla özel istihdam bürolarının tanımı değiştirilmekte, askerlik, mevsimlik tarım işçileri ve doğum, süt, yarı zamanlı ve kısmi süreli çalışma dönemlerinde işverenin iş gücü talebini karşılamak üzere özel istihdam bürolarına özel sektörle geçici ilişki kurma imkânı tanınmaktadır. Bu düzenlemeyle, iş ve aile yaşamının uyumlaştırılması kapsamında işçiler tarafından kullanılacak izin dönemlerinde işverenin geçici iş gücü ihtiyacı karşılanırken diğer taraftan özellikle gençler ve kadınlar için iş hayatına atılırken işveren tarafından talep edilen iş deneyimi konusunda bir destek sağlanacağı öngörülmektedir.
Değerli milletvekilleri, sözlerime son verirken tasarımızın gerçekleşmesi için vereceğiniz katkılardan ötürü teşekkür ediyorum. Bugün burada bulunmayı çok isteyen Aile ve Sosyal Politikalar Bakanımızın selamlarını sizlere iletiyorum. Katkılarınızdan dolayı da teşekkürlerimi sunuyorum.
Sağ olun Sayın Başkanım.