| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/283) ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin (1/282) Komisyonda görüşülme usul ve esaslarına ilişkin görüşme |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 20 .10.2021 |
ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı, değerli bürokratlar, değerli basın mensupları; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Görüşmelerimizin, 2022 yılı bütçemizin hepimize, milletimize hayırlı olmasını da niyaz ediyorum.
Şimdi, bu son Anayasa değişikliğinden önce, Sayın Başkan, siz de çok iyi biliyorsunuz ki planlama kökenlisiniz, Kalkınma Bakanlığı yaptınız, Anayasa'da "Millî Bütçe Tahmin Raporu" diye bir ifade vardı ve aslında "bütçe" dediğimiz doküman "Millî Bütçe Tahmin Raporu" dediğimiz -şu en son, mesela 2017 yılı gerekçesini de gösterebilirim- şu "Kaynak Harcama Dengesi" dediğimiz tablodur ve bütçe de aslında esas itibarıyla baktığınızda bunun ekidir. Yani tamamı, ekonominin genelinde, kamusuyla, özeliyle ne olacağına ilişkin bir rapordur bu. Şimdi, Anayasa'dan bu hüküm çıkartıldı 2018 değişikliğiyle. Tamam, Anayasa'dan çıkartılabilir ama bunun Anayasa'dan çıkartılmış olması bu raporun verilmemesi anlamına gelmiyor. Daha sonra hem gerekçelerde- bu raporun "Kaynak Harcamalar Dengesi" yani "Millî Bütçe Tahmin Raporu" dediğimiz raporun artık şu dokümanların başına konulmadığını görüyoruz. Bu, büyük bir eksiklik yani bu şeyin illa Anayasa hükmü olması gerekmiyor konulması için. Bu, dünyada olan bir şey, Türkiye'nin de bir geleneği yani bütçeye geçtiğimiz yıldan beri -kaç yılsa- ondan beri, başından itibaren olan bir gelenek; gelenek olmanın ötesinde bu bir zorunluluk. Niye bir zorunluluk? Çünkü biz burada bütçe olarak kamu dengelerini yapıyoruz, devletin harcayacağı parayı yapıyoruz ama bu ülke geneli için yekûnde bir yere oturuyor. Dolayısıyla kamusu ile özel sektörüyle -işte, yeni yıl neyse şu anda 2022'yi konuşuyoruz- 2022 yılında neyin olup biteceğini özet olarak gösteren... Tabii, bunun altında dünya kadar çalışma var, bu çalışmayı şu andaki ismiyle Strateji ve Bütçe Başkanlığı yapıyor, altında bir sürü iş var ancak bu özet tablonun buraya niye konulmadığı konusu son derece önemli. Yani bunun olması lazım, aslında arkasındaki, bu tablonun, hatta bir anlamda -bir anlamda diyorum tırnak içerisinde- eki gibi olan bütçeyi görüşüyoruz, bu tablo konulmuyor, bunun ben büyük bir eksiklik olduğunu düşünüyorum Sayın Başkan. Bu konu lütfen tekrar düşünülsün. Bu konu siyasi bir konu falan değil, bu konu bu ülke açısından önemli bir konu. Bakın -biraz tekniğe girmek istemiyorum- bunu koymamayı âdet hâline getirirsek bizim 17 Ekim tarihinde, en son tarih itibarıyla Meclise verdiğimiz bütçeyle yani o yıl için programlanan ekonomi arasında, genel denge arasında bir kopukluk olabilir, bu risk vardır. 17 Ekim gecesi yani bütçe verileceği gün, aslında her şey bağlanmış demektir. Bunun gecikmesi durumunda daha sonra istediğiniz kadar 2022 yılı program tahminiyle oynayabilirsiniz, böyle bir riskle karşı karşıyadır, hâlbuki bunun olmaması gerekir.
Şimdi, bunun devamı olarak da bir de şöyle bir kitabımız vardı bizim: Genel Ekonomik Hedefler ve Yatırımlar kitabı. Yani bu kitap yaklaşık altmış yıldır falan 17 Ekim tarihinde yayımlanır, Meclis görüşmesi olmasa bile, basının merak ettiği, milletvekillerinin talep ettiği, yıllarca, bu, şu kitap -teknik koordinasyonu da yürütmüş bir idareci olarak, eski bir idareci olarak söylüyorum- 17 Ekim tarihinde çıkardı. Şimdi, burada da enteresan bir şey oldu. Son iki yıldır, üç yıldır bunun hangi tarihte çıktığını bilmiyoruz. Ben bunu sordurdum 17 Ekim bütçe verildikten sonra Strateji ve Bütçe Başkanlığı ofisine, bizim ofisimiz sordurdular; bunun hazır olmadığını, işte on-on beş gün içerisinde çıkacağı ifade edildi. Böyle bir şey olmaz. Yani bakın, şimdi hangi yüzyıldayız? Hadi gelenekleri falan her şeyi altüst etmeyi âdet hâline getirmiş bir iktidar var, onları falan da bir kenara bırakıyorum. Ya, bu bir bilgilendirme, şeffaflık açısından önemli bir şey ve bu kitap çıkıyor; zaten bu kitap çıkmadan bu bütçeyi hazırlayamazsınız ve çıkan bir kitabın milletvekillerinden ve kamuoyundan gizlenmesinin veya -bir gizleme ise bu- bunu önemsememenin ben mantığını anlayamıyorum Sayın Başkan. Şimdi, bizim buna hazır olarak gelmemiz lazım, şu kitabın elimizde olması lazım. Bu, bilenler için çok kıymetli bir kitaptır, çok önemli bir şeydir, bilgileri içerir ve bu da hem şeffaflık adına hem kamuoyunun bilgilendirilmesi adına hem de devletin bir geleneği, usulü adına bunun olması lazım. Bunda da bize eğer bir bilgi verilirse... Yani bu artık bir önemsememekten mi kaynaklanıyor veya nedir bunun hakikaten sebebi, ben bunu çok merak ediyorum ama bunlar inşallah bilinçli tercih değildir. Böyle olursa yanlış olur, yazık olur, böyle olmamasını talep ediyoruz.
Diğer bir konu gündeme getirmek istediğim, Sayın Başkan, bütçenin ilk günündeyiz, tabii bugün soru-cevap olmayacak, bugün Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı sunuşunu yapacak ama işte genelini 26'sında görüşmeye başlayacağız. Tabii önce bakanların sunuşları oluyor veya işte, buraya iktidar adına gelen Cumhurbaşkanı Yardımcısı veya bakanlar oluyor zaten, ondan sonra bir de biliyorsunuz biz değerlendirmelerimizi yapıyoruz, daha sonra soru-cevap oluyor. O soru-cevap kısmı hakikaten bizim sorularımıza cevap olsun. Yani ilk kısmında elbette icraatlarını anlatabilirler, istediği şekilde konuşuyorlar, zaten ona kimsenin bir şey dediği yok ama sonraki kısımda, bizim sorularımıza yönelik olması konusunda Başkanlığınızdan hassasiyet gösterilmesini talep ediyoruz. Öyle olursa daha verimli bir iş yapmış oluruz, öyle olursa biz de buradan konuşurken daha -diyelim ki- dikkatli konuşuruz. Niye? Çünkü ben yanlış bir şey söylersem, işte, orada cevabı verilecek diye konuşurum. Ama 2'nci defa söz aldığında, sonradan söz aldığında da yine bildiğini söylerse, bizim değerlendirmelerimizin dışındaki hususları söylerse olmaz. O, birinci kısımda olacak bir şeydir, bu usulü de korumak lazım. Geçen yılki sorularımızın cevapları hâlâ gelmedi. Yaklaşık, işte, son günden itibaren bakarsak on bir ay geçti yani on bir ayda cevaplanamayacak kadar zor mu soru sorduk biz, bilmiyorum. Niye bunu yapmıyor? Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı da nihayetinde bütün bu bakanlıkların, işte, Sayın Cumhurbaşkanı adına tepesindeki kişi, kendisi de bilsin yani burası Parlamento ve siz de iktidar, yürütme organısınız, burada karşılıklı bir işlem yapılıyor, bir iş yapılıyor, Meclisin bütçe hakkı var ve bu soruların cevaplarının gelmesi gerekir. İçerisinde çok teknik sorular var yani çok teknik sorularımızın cevapları dahi bize gönderilmiyorsa bu da bir yanlışlıktır, olmaması lazım. Yani bir devlette böyle şey olmaz, modern devletlerde de olmaz, modern olmayan devletlerde olmaz.
Burada üçüncü konu olarak da Sayın Başkan, geçen yıl, yanlış hatırlamıyorsam 1 trilyon 346 milyar lirayla bütçeyi bağlamıştık, Meclisten öyle çıkmıştı 2021 yılı bütçesi; 1 trilyon 346 milyar. Şimdi, bizim önümüze gelen dokümanlarda, işte, orta vadeli programlarda ve diğer dokümanlarda 2021 yılı harcamasının 1 trilyon 506 milyar lira olarak tahmin edildiği konusunda Hükûmet bizimle bir bilgi paylaşıyor. Ne kadar? Ödeneğin 160 milyar lira üzerinde. Yani biz burada bir ay uğraşıyoruz, yaklaşık on beş yirmi gün Genel Kurulda uğraşıyoruz, daha önceki bizim çalışmalarımıza bakarsak en az iki aylık bir emek var; bir bütçe yapılıyor, bu bütçenin bakanlıklar bazında dağılımı yapılıyor, bu bütçeye bir tavan konuluyor. Ondan sonra, işte -bütün modern demokrasilerde öyledir- bütçe hakkı Meclisindir diyoruz fakat Meclise hiç sormadan, danışmadan; idare şu anda bize -bu geçmiş yıllarda da böyleydi maalesef- sormadan, etmeden diyor ki: "Ben bu ödenekleri 160 milyar lira aşacağım." Bilmiyorum ben kaçırdım mı yani bize bir ek ödenek için gelindi mi? Yani şu Parlamentodan, verilen ödeneğin yüzde 11,9 üzerinde harcama yapmaya yetki alındı mı? Bu yetkisiz harcama nasıl yapılıyor? O zaman, burada, Sayın Başkan, bakın, biz hakikaten çok emek veriyoruz -arkadaşları bilmiyorum- yani muhalefet milletvekillerinin tamamı, emin olun, şimdi bir aydır buna çalışıyoruz. Bundan sonraki önümüzdeki bir ay, bir buçuk ay gece gündüz çalışacağız. Yani hazırlıklar yapıyoruz; uzmanlarımızı, danışmanlarımızı çalıştırıyoruz, hani bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Ama yani burada yaptığımız bütçe, tamamen alt dağılımı, içerideki dağılımları zaten onlar allak bullak.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Usta, toparlayabilirsek...
ERHAN USTA (Samsun) - Toparlıyorum ama bunun çok önemli olduğunu düşünüyorum ve bu, usulle ilgili.
Dolayısıyla, eğer biz burada bir bütçe yapıyorsak hakikaten buna bağlı kalmak gerekiyor. Ha, tabii, Türkiye'nin şartları değişir, paramız bollaşır, daha fazla harcamak isteriz; arızi ihtiyaçlar çıkar, daha fazla harcama isteriz; ben bunlara hiçbir şey söylemiyorum ama bunlar için gelip bu Parlamentodan Anayasa hükmü olarak da yetki alınması gerekir. Bu yetki alınmadan... Artık bu konuşulmuyor bile, neredeyse "Ben 160 milyar lira daha sizin bana verdiğiniz ödeneğin üzerinde para harcayacağım." diye buraya gelen bir iktidar var; bunların da yanlış olduğunu düşünüyorum. Tabii, bu söylediğimizden bir netice alamayacağız, yine bildiklerini yapacaklar ama en azından tarihe not düşmek için bunları ifade etmek istedim.
Teşekkür ederim.