KOMİSYON KONUŞMASI

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Teşekkür ederim Başkanım.

Ben 3 birliğin sunumu için de teşekkür ediyorum hepinize. Hakikaten, özellikle Komisyonumuzun da konusu olan müsilajdan en fazla etkilenen sektör balıkçılık sektörü oldu, sunumlardan bunu çok daha iyi anladık ve bunun üzerine politikaların da kesinlikle üretilmesi gerekiyor.

Ben sondan başlayarak başa doğru gitmek istiyorum açıkçası. Sayın Kul'un sunumundan bir soru sormak istiyorum. "Balıkçılığın yüzde 90'ı endüstriyel yani gırgır ve trolle yapılan balıkçılık." dediniz. Marmara'nın rakamı mı yüzde 90 yoksa Türkiye genelinde mi?

DENİZ ÜRÜNLERİ AVCILARI ÜRETİCİLERİ MERKEZ BİRLİĞİ BAŞKAN YARDIMCISI MURAT KUL - Türkiye genelinde yüzde 90.

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Marmara da dâhil anladığım kadarıyla.

DENİZ ÜRÜNLERİ AVCILARI ÜRETİCİLERİ MERKEZ BİRLİĞİ BAŞKAN YARDIMCISI MURAT KUL - Marmara dâhil, evet.

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Şimdi, tabii, gırgır ve trolle yapılan avcılığın biraz daha agresif olduğu, yasa dışı avcılığın küçük balıkçılığı öldürdüğüyle ilgili sonuç olarak bizlerin de kafasında bir ön yargı var yani bunu itiraf etmemiz gerekiyor ama bundan yapılmaması anlamını çıkarmayın, bu söylediğimden yani karşı olduğumuz için değil ama... Tekrara girmek istemiyorum, hakikaten konuşulan şeyler önemli, bu anlamda sürdürülebilirlik, belki tekrar bir... Mesela Su Ürünleri Yasası çıktı, memnun olduğunuzu söylediniz ama o yasanın biz bazı konularda eksik olduğunu da düşünüyoruz muhalefet partisi olarak ve muhalefetimizi de yaptık o dönemde. Sizin söylediğiniz "Acil, balıkçılık politikasına ihtiyacımız var." sözü de bu yasanın çok yeterli olmadığını, aslında belki yeni eklemeler, değiştirmek demeyelim de belki yeni eklemeler yapılması gerektiğini gösteriyor. Bütün tarafların bir arada olduğu, birlikte tartıştığı, denizdeki müsilaj sorunundan belki, hem ona bağlı hem de bağımsız olarak balıkçılığın yeniden bir ele alınması gerektiğini ben görüyorum yapmış olduğunuz açıklamalardan.

Bu yasa dışı avcılık ve bilinçsiz avlanma... Yani bizde neden öyle bir algı oluştu? Daha önce belki denetimlerin biraz eksik yapılması belki biraz agresif yapılması. Bugün, anladığım kadarıyla, biraz daha bu noktada çalışmalar iyi ama küçük balıkçılar yapılan bu çalışmalardan memnun mu? Yani mesela şu anda yürütülen denetimlerden siz memnun musunuz bu anlamda, size şu andaki etkisi nedir? Bu soruma da bir cevap verirseniz sevinirim.

SU ÜRÜNLERİ KOOPERATİFLERİ MERKEZ BİRLİĞİ YÖNETİM KURULU BAŞKANI RAMAZAN ÖZKAYA - Şimdi "Denetimler hiç yapılmıyor." dersek haksızlık etmiş oluruz. Denetimler yapılıyor ama yeterli mi? Maalesef, büyük bir alanımız var. Tabii yeterli değil ama son günlerde, bizim Genel Müdürden aldığımız bilgilere göre, çok iyi, koruma kontrol tekneleri yapılıyor, içine de personel konulduğu zaman denetimler dört dörtlük olacaktır. Bu konudan da şu anda umutluyuz, bu tekneler olup denize açılmasından ama şu anda yüzde yüz yeterli dersek denize de haksızlık yapmış oluruz. Evet, yapılıyor yani denetimlerimiz yapılıyor.

DENİZ ÜRÜNLERİ AVCILARI ÜRETİCİLERİ MERKEZ BİRLİĞİ BAŞKAN YARDIMCISI MURAT KUL - Burada çok özür dileyerek...

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Tabii.

DENİZ ÜRÜNLERİ AVCILARI ÜRETİCİLERİ MERKEZ BİRLİĞİ BAŞKAN YARDIMCISI MURAT KUL - Şimdi küçük balıkçı ile sportif balıkçıyı karıştırmayalım. Şimdi, şöyle bir şey var: Adam oltasını alıyor, Boğaz'a geliyor, oltayı atıyor. Ben hadi bir önlük giyeyim doktor olabilir miyim veya bir öğretmen olabilir miyim ama her önüne gelen bu denize paydaş oluyor. Avrupa'da bir oltayı alıp gittiğin zaman diyor ki sana: "1 kilo tutabilirsin bu denizden." 15 Nisandan sonra biz oltaları denize atıyoruz mesela. Biz bunu tartışmıyoruz. Neden? Gerek yok, insanlar hobisini yapsın, zevkini alsın. 15 Nisandan sonra bu balık havyarlı, ben istesem bunun şeyini yaparım yani, çıkartırım "Tutulmayacak." derim. Ya, ben o keyfe de karışamam, adam gitsin oltasını atsın ama dün akşam televizyona çıkarmışlar, çağırmışlar basını "Ya, bunlar var ya, bizim balıkları..." Ben yüzyıllardır buradayım, yüzyıllardır burada balık tutuyorum. Sen keyif yapmaya geldin, oltayı attın, bir de kabiliyetsizsin, tutamıyorsun "Hep bunlar tutuyor." diyorsun, milleti de şey yapıyorsun. Diyorum ki balıkçıyım ben, böyle yapıyor bana. Niye böyle yapıyorsun, bu benim mesleğim diyorum. Yani onları da yaşıyoruz.

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Biz orada değiliz, o değil, "küçük balıkçılık" derken aile balıkçılığı, teknelerle yapılan balıkçılık.

DENİZ ÜRÜNLERİ AVCILARI ÜRETİCİLERİ MERKEZ BİRLİĞİ BAŞKAN YARDIMCISI MURAT KUL - Biz o insanlarla beraberiz. Ben 100 kasa balık tuttuğumda, o küçük tekne geldiğinde çıkartıp tekneden 5 kasa balık atıyorum ki içine hadi bunu alın, sizin masrafınız çıkmamıştır bu da bizden olsun diye. Biz kimseyi geri çevirmemişizdir. Dediğim gibi, son zamanlarda yeni nesil geldi, büyüklerimiz öyle yapardı, biz öyle gördük, 3-5 kasa verirdi ama yeni nesil hop düğmeye basıyor "Çekil oradan." dedikleri de oluyor, bunu da söyleyeyim, yalan demeyeyim, bununla da karşılaşıyoruz ama insan yapısı, başka bir şey değil ama birbirimize sahip çıkacağız, sportif amaçlıyla karıştırmayacağız. Kesinlikle küçük balıkçı mağdur olmasın, diyorum, yani, biz aynı tavanın balığıyız.

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Benim kastettiğim kesinlikle o değildi. Ben Sayın Özkaya'yı muhatap alarak, onun temsil ettiği balıkçıları muhatap alarak sormuştum sorumu yani olta balıkçılığı bizim gündemimizde olan bir konu değil, onu söyleyeyim. Dediğim gibi, karşı değiliz onu söyleyeyim ama bugüne kadar denetimlerin eksik yapılmış olması, sonuçta yanlış balıkçılık yapılmış olması Marmara'yı etkilemiş nokta. Yani bu bir gerçek. Şimdi, bunun üzerine bu günden sonra ne yapabiliriz? Hem sizin sektörünüzü desteklemek -bakın, desteklemek- adına hem de sizin sektörünüzü... Biz burada Komisyon olarak muhalefetiyle iktidarıyla zaten bunu arıyoruz.

DENİZ ÜRÜNLERİ AVCILARI ÜRETİCİLERİ MERKEZ BİRLİĞİ BAŞKAN YARDIMCISI MURAT KUL - Sayın Vekilim, çok özür dilerim, bizim teknede 4 tane cihaz var; BAGİS, AİS, VMS, bir tane daha vardı, adını unuttum, yani takip modülü, benim aldığım mazottan tutun, limana girer çıkarken nereye demir attım, beni buradan, Ankara'dan izliyor yani eskisi gibi değil, her şey değişti; bir yere gidemem, adım atamam. Bana telefon açıyor yani özellikle açıyor mesela Daire Başkanı arıyor "Neredesin?" Bak, sen buradaymışsın, izliyorum buradan." diyor, onlarla da karşılaşıyoruz yani artık bizi görebiliyorlar, denetim çok arttı. Ha, rahatsız olan da var, olmayan da var. Ne kadar iyi? Bunu bize gelecek gösterecek. Dediğim gibi, biz de bir şeyler olsun istiyoruz, biz de "Denizi harhur bitirelim." demiyoruz ama dediğim gibi, içimizde farklı insan var, işte küçüğü, büyüğü tutmayalım, idare edelim, yapalım ama nereye kadar? Çok tekne var, hangisini idare edeceksin? Birine "Böyle olması lazım." diyorum, biri "Çok iyi yapmışsın, iyi olur." diyor, diğeri "Sen bunu niye söyledin?" diyor, ya ben de şaşırıyorum. Gerçekten Başkanlık yapmak balıkçılığa da zor yani ne bileyim Marmara'yı yasak ederseniz ben istifa edeceğim, gideceğim, sakın ha.

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Yok. Sonuçta, 200-250 bin kişinin istihdam edildiği bir sektörden bahsediyorsunuz, o anlamda hakikaten önemli.

Şimdi, midye yetiştiriciliğiyle ilgili... Yani midye yetiştiriciliğinin özellikle Marmara Denizi'nin, deniz suyunun temizlenmesi açısından önemli olduğunu biz o yapmış olduğumuz gezideki ziyaretimizde de dinledik, gördük. Yani sonuç olarak desteklenmesi gerekiyorsa bu Komisyondan zaten o karar çıkacaktır mutlaka. Ben de takip ediyorum yani bende çok merak uyandıran bir alan oldu bu midye yetiştiriciliği. Ayrıca, özellikle, çiftlik balığı yetiştiriciliğinin denizlere vermiş olduğu bir kirlilik var. Yani bir de böyle bir sorun var, bunun midye yetiştiriciliğiyle birlikte tolere edilip edilemeyeceği konusu mesela bende merak konusuydu. Geçen hafta, Profesör Doktor Yeşim Büyükateş yapmış olduğu sunumda bununla ilgili bir konuya da değindi. Yani midye yetiştiriciliği, balık yetiştiriciliğinin bir arada olmasıyla denizlerin kirletilmesi ya da korunması anlamında daha dengeli bir üretim yapılabileceğini söyledi. Siz, buna katılır mısınız, ne düşünüyorsunuz?

SU ÜRÜNLERİ YETİŞTİRİCİLERİ ÜRETİCİ MERKEZ BİRLİĞİ YÖNETİM KURULU BAŞKAN YARDIMCISI ÖZERDEM MALTAŞ - Kesinlikle katılıyoruz.

Şimdi, zaten önce şeyi söyleyeyim, keşke dalma imkânınız olsaydı da altını bir görseydiniz. İnanın, Marmara'da olmayan bütün balıklar, çeşit çeşit. Sayın Başkanıma söylüyorum, bu tür çiftlikler var ya koruma alanı. Yani midye çiftlikleri, balık çiftlikleri. Kesinlikle oraya dalma şeyleri yapılıyor, turlar geliyorlar. Binbir türlü, Marmara'da, hiçbir tarafta göremeyeceğiniz şeyleri orada görüyorsunuz.

DENİZ ÜRÜNLERİ AVCILARI ÜRETİCİLERİ MERKEZ BİRLİĞİ ÇANAKKALE TEKİRDAĞ BÖLGE BİRLİĞİ BAŞKANI NACİ KARABİBER - Ben de görmüyorum hocam...

SU ÜRÜNLERİ YETİŞTİRİCİLERİ ÜRETİCİ MERKEZ BİRLİĞİ YÖNETİM KURULU BAŞKAN YARDIMCISI ÖZERDEM MALTAŞ - Gösterelim size Başkanım, gösterelim. Ben gösteririm kesinlikle, yarın gösterelim mesela.

Sayın Vekilim, "polikültür üretimi" diyorsunuz yani yetiştiricilik yanında... Bir sefer "kirletme" demeyelim de.

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Birlikte üretilmesi.

SU ÜRÜNLERİ YETİŞTİRİCİLERİ ÜRETİCİ MERKEZ BİRLİĞİ YÖNETİM KURULU BAŞKAN YARDIMCISI ÖZERDEM MALTAŞ - Yani yapılan her faaliyetin bir etkisi var, etkimiz oluyor, etkimiz yok diyemeyiz.

Şimdi, en büyük şey yem, yemler gerçekten dolarla geliyor. Yani adam onu kameralarla izliyor, kafesinin dibine geldiğinde kesiyor. Yani "Hiçbir türlü bizim denize etkimiz yok." diyemeyiz, o canlı onu alıyor, bir etkisi var, mutlaka bir çıktısı var. Polikültür üretimi Bakanlığımız da destekliyor yani bunu bize ısrarla öneriyorlar, bizim de zaten onlardan bu tür taleplerimiz çok ve yapanlar da var. Şu anda, Karadeniz'de başladık, Muğla'da başladık, polikültür üretimi yani midye yetiştirici çiftliklerinin kenarlarına akıntı yönüne göre suyun giriş ve çıkışlarına böyle midye şeyleri kurmak iyi, örnekleri var tabii.

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Teşekkür ederim.

Bu arada, mazot fiyatlarının etkisi hakikaten önemli ve üzücü çok hızlı bir şekilde artmış olması birçok sektörü, sayın vekilimizin söylediği gibi tarım sektörünü de çok fazla etkiledi. Yani belki hem denizcilikte hem de tarımda yeni önlemlerin alınması gerekiyor, bunu biz de dile getireceğiz mutlaka.

DENİZ ÜRÜNLERİ AVCILARI ÜRETİCİLERİ MERKEZ BİRLİĞİ BAŞKANI NİHAT IŞIK - Mazota geçen sene...

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Evet, farkındayız. Mazot değil tabii tek başına artan şu an Türkiye'de, birçok şeyin, işte doların artması, birçok şeyin fiyatının artması... Yani şimdi oraya, o konulara girmeyelim ama mazot fiyatının artmış olmasının sektörün üzerindeki etkisini anlayabiliyoruz.

Ben, son olarak müsilajla ilgili bir soru sormak istiyorum. Özellikle, en fazla ve en hızlı etkilenen sektör balıkçılık sektörü olduğuna göre... Çünkü müsilaj denizi kapladığı anda işte lavraların, yumurtaların üstünün kaplanması, denizin oksijen, güneş ışığıyla arasına bir set verilmesi, işte balık popülasyonunun azalması derken... Sizden önceki sunum yapan bazı bilim insanlarının da bize söylemiş olduğu, öneriler bölümünde söylemiş olduğu bir şey; acilen bir erken uyarı sisteminin kurulması. Yani evet, müsilaj olmasın diye kirlilikle mücadele, uzun vadeli önlemler tabii ki bizim Komisyonumuzun konusu ama kısa vadede de eğer kasımda tekrar müsilaj bekleniyorsa, mesela böyle bir beklenti varsa ya da başka bir ayda, bir erken uyarı sistemiyle denizin yüzeyinin tamamen kaplanmadan, onun fark edilip temizleme işleminin hızlı bir şekilde başlaması; bu konuda ne düşünürsünüz? Ben 3 birliğe de bu konuyu sormak istiyorum yani faydası olur mu balıkçılık için?

DENİZ ÜRÜNLERİ AVCILARI ÜRETİCİLERİ MERKEZ BİRLİĞİ BAŞKAN YARDIMCISI MURAT KUL - Çok özür dilerim, ben bu konuda bir söz alayım.

Ben, bir toplantıya gittim bundan bir buçuk ay önce, İstanbul'daydı TAGEM'in toplantısı, Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü. "I-FİSH" diye balık izleme cihazları yaptılar, birçok bölgeye de koydular, Karadeniz'de var, Marmara'nın girişinde var, birkaç yerde var. Bu cihazın içinde bir kamera var, sonar var, balıkların nasıl göç yaptığı hatta su üstü radarı var, kim nereden, ne geliyor. Orada, bu salyayı gördüm ben yani o kameranın içinde gördüm. Yani TAGEM'le bir proje geliştirilebilirse, o cihazdan başka getirilebilirse, o bazı noktalara konulabilir. Genelde Marmara'nın kıyısında oluyor, bir noktada var hatta onun görüntüleri biraz o kurulum şirketinden, yazılım şirketinden geç geliyormuş, o istenebilir. O, çok iyi bir proje aslında, orada o balıkların geçişi, işte müsilajın nasıl geleceği... Hatta gerekirse, işi bittiyse Karadeniz'dekiler alınıp Marmara'nın belli bir noktasına konulabilir; Su Ürünleri Genel Müdürüm onlarla herhâlde iletişime geçer, bu konuyu çözer diye düşünüyorum.

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Yani "Kaza geliyorum demez." sözüne karşılık müsilaj "Geliyorum." diyor. O gelişi hani önceden...

DENİZ ÜRÜNLERİ AVCILARI ÜRETİCİLERİ MERKEZ BİRLİĞİ BAŞKAN YARDIMCISI MURAT KUL - O kameradan görebiliriz yani bize yol gösterebilir. Yani hiç değilse o göstersin yani afaki biri söyleyip de göstermesin "Kasımda olacak." diye. Balık satılmıyor efendim, yani gerçekten insanlar etkileniyor, siz bile etkilenirsiniz, ya ben bile kendim şüphe etmeye başlıyorum acaba yemesem mi.

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Haklısınız, doğru.

SU ÜRÜNLERİ KOOPERATİFLERİ MERKEZ BİRLİĞİ YÖNETİM KURULU BAŞKANI RAMAZAN ÖZKAYA - Evet, biz de katılıyoruz arkadaşımıza.

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Katılıyorsunuz. Yani "Bu erken uyarı sisteminin etkisi ve faydası olur, yapılması lazım." diyorsunuz.

SU ÜRÜNLERİ YETİŞTİRİCİLERİ ÜRETİCİ MERKEZ BİRLİĞİ YÖNETİM KURULU BAŞKAN YARDIMCISI ÖZERDEM MALTAŞ -Erken uyarı sistemi olduğunda biz belki hasat yapacağız.

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Tabii, deşarjın dışında bakın. Bu sorum zaten... Bu derin deşarj konusu problem, arıtma tesislerinin, sanayi tesislerindeki arıtmaların kurulması; bunların zaten yapılması gerekiyor ama bunlar hep uzun vadede yapılacak şeyler, bu benim söylediğim daha kısa vadede, en azından balıkçılığı kurtaracak bir önlem olabilir belki.

ALİ ŞEKER (İstanbul) - Depremi önleyemiyoruz ama müsilajı önleyebiliriz.

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Evet, önleyebiliriz.

Teşekkür ederim Başkanım.