KOMİSYON KONUŞMASI

SEMRA GÜZEL (Diyarbakır) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Salondaki tüm katılımcıları selamlıyorum.

Evet, bütçede yıllardır aslında kangrenleşmiş ve her sene Sayıştay raporlarının tespit olarak önümüze koyduğu birçok soruna çözümü tekrar göremedik burada da. Toplumsal eşitliği gözeten, dezavantajlı grupları önceleyen, herkesin ülke imkânlarından eşit yararlanmasını sağlayan bir anlayış yok bu bütçede de.

Bugün sürem kısa olduğu için sadece iki konuya değineceğim; sağlık alanına ve maalesef adını hiç anmadığınız kadınlara. Bugün dünya pandemiyle mücadele ederken, sağlığın özelleştirilmesinin sonuçlarını çok can alıcı bir şekilde öderken biz bu bütçede halk sağlığını önceleyen adımları göremedik. Pandemi sürecinin yönetilmesine dair bir kalem yok. Güçlü sağlık altyapımızdan bahsettiniz, yüksek aşılama oranlarımızdan bahsettiniz ama her gün hâlâ 200'ün üzerinde yurttaş Covid'den dolayı hayatını kaybediyor ve binlerce kişi de Covid'e yakalanıyor. Şehir hastaneleri için bütçeden yandaş müteahhitlere aktarılan milyarlarca dolar nereye gidiyor, hangi ihtiyacı karşılamak için kullanılıyor, bütçede gösterilmemekte. Bir yandan da bu özel şirket hastanelerine milyarlarca para aktarılırken bir yandan kamu hastanelerinin çığ gibi büyüyen sorunlarına çözüm yer almamakta. Pandemi süreci içerisinde sağlık emekçilerinin sorunlarını, taleplerini görmezden geldiniz; binlerce insanı artan iş yüküyle işinden ve mesleğinden soğuttunuz. Son bir buçuk yılda TTB'nin açıkladığı verilere göre 8 bin hekim istifa etmiş ve yurt dışına çalışmak için gitmek isteyen hekimler bu bir buçuk yıllık süre içerisinde -her ay 80 hekim- TTB'ye iyi hâl belgesi için başvuruda bulunmuş. Emekçilerin Covid-19'un meslek hastalığı olarak kabul edilmesi gibi en temel hakkı dahi kabul edilmemiş ve illiyet bağı gibi kimi gerekçelerle başvurular reddedilmekte. Bu hak "ama"sız "fakat"sız bir şekilde tanınmalıdır. Emekçilerin sırtında ağır çalışma yükü pandemiyle beraber katmerleşti ve bu iş yükü sonucunda daha üç gün önce kadın doğum kliniği asistanı 25 yaşındaki meslektaşımız Rümeysa Berin Şen'i otuz altı saat nöbet tuttuktan sonra evine giderken trafik kazasında maalesef kaybettik. Ailesine ve tüm sağlık camiasına buradan başsağlığı diliyorum. Evet, Rümeysa için "İnsani koşullarda çalışmak istiyoruz." diyerek alana çıkan sağlık emekçileri Van'da gözaltına alındı.

Halkı sağlık emekçilerinden mahrum bırakma süreci aslında pandemiyle beraber başlamadı, altı yıldır devam eden bir KHK hukuksuzluğu var ve KHK'yle binlerce sağlık emekçisi ihraç edildi ve bu pandemi sürecinde sağlık emekçilerine ihtiyaç varken maalesef halk sağlığı gözetilmedi, iadeler yapılmadı ve hâlâ daha dosyası -bizler tarafından aslında meşruluğunu yitirmiş- OHAL Komisyonunda bekleyen yüzlerce sağlık emekçisi var.

Evet, sunumda pandemi sürecinde yapılan yardımlardan bahsedildi, dünya ilkleri arasında olduğumuz söylendi fakat dünya raporları şunu söylüyor: Türkiye'nin Ocak 2020'den Haziran 2021'e kadar doğrudan yaptığı destek 19,4 milyar dolar ve bu meblağ Türkiye'nin 2020 yılı millî gelirinin yüzde 2,7'sine tekabül etmekte ve bu oranla da IMF'nin raporlarına konu olan 181 ülke arasında 116'ncı sırada görülüyor ve G20 ülkeleri arasında ise Covid-19 pandemi döneminde mali yatırımların millî gelirlere oranı sıralamasında ise Türkiye sondan 3'üncü sırada görülüyor.

Bununla birlikte, 2,5 milyona yakın esnafa 9 milyar TL hibe desteğinde bulunulduğunu söylediniz fakat Ticaret Bakanlığı pandemi süreci içerisinde toplamda 112 bin esnafın kepenk kapattığını ve 71 bin şirketin de kapandığını söylemiş ve yine Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Odası da sadece 2020 yılı içerisinde 100 bin iş yerinin kapatıldığını söylüyor yani Bakanlığın verileriyle aslında sivil toplum örgütlerinin verileri birbirleriyle uyuşmamakla beraber verilen desteğin aslında yetersiz olduğunu gösteriyor.

Derin Yoksulluk Ağı tarafından yapılan çalışmalara göre de pandemi döneminde gıdaya erişimle ilgili, yurttaşların yüzde 53'ü daha fazla öğün atladığını söylüyor, yüzde 49'u bazı besin gruplarına hiç ulaşamadığını ve yüzde 14'ü de gıdaya erişemediğini söylüyor. Sadece yüzde 7'lik bir kısım bir şeyin değişmediğini söylüyor.

Bir çalışma daha var ama vaktim kalmadığı için ona değinmeyeceğim.

Aslında bu anlattığımız şeylere bakınca da, gerçek olanın halkın söylediklerinin olduğunu, halkın yaşadıklarının olduğunu ve bu bütçenin aslında yüzde 1'in bütçesi olduğunu gösteriyor. Şaibeli olan ise aslında sizin söyledikleriniz ve her şeyi güllük gülistanlık gösteriyor olmanız olduğunu söylüyor.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum Semra Hanım.

SEMRA GÜZEL (Diyarbakır) - Tabii, bu bütçede kadına da değineceğim çok kısa.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Süreniz bitti.

SEMRA GÜZEL (Diyarbakır) - Bu bütçede asıl eksik olan kadının olmayışı ve bu bütçe toplumsal cinsiyete duyarlı bir bütçe değil, kadının emeğini gören bir bütçe değil. Bu bütçeyi hakkıyla teslim etmek istiyorsak halktan, emekten, barıştan, ekolojiden yana, toplumsal cinsiyete duyarlı bir bütçe olması gerekmekte ama...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum Semra Hanım.

SEMRA GÜZEL (Diyarbakır) - ...bunların hiçbirini bu bütçede görmedik. O yüzden bu bütçe yüzde 1'in bütçesidir, halkın bütçesi değildir.