GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım, Sayın Meclis Başkanımız, Değerli Sayıştay Başkanımız, Değerli Kamu Denetçisi; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Değerli bürokratları ve basın emekçilerini de saygıyla selamlıyorum ve bize hizmet eden emekçi dostlarımızı da saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, ben bugünkü eleştirimi size yapacağım, Komisyon Başkanımıza ama Sayın Başkanımızın da dikkatle dinlemesini önemle rica ediyorum çünkü bu, ikinizin arasında olan bir şey. Siz sürekli diyorsunuz ki "Meclis Başkanımızla konuşun, diğer gruplarla konuşun bu meseleleri." Meclis Başkanımız da diyor ki: "Bu, Komisyonun iradesidir." Bu meseleyi bence aranızda halledin diyorum. O açıdan ikinizin huzurunda bu şikâyetimi söyleyeceğim.

Sayın Başkan, biliyorsunuz, milletvekillerinin demokrasilerde görevi yasama ve denetimdir yani yasama faaliyetini yürütürüz, en az bunun kadar önemli görevimiz de denetim faaliyetidir yani tüyü bitmemiş yetimin hakkının nereye gittiğinin peşinde koşarız veya özgürlükleri kısıtlanan yurttaşlarımızın hakkını savunmaya çalışırız. Bununla ilgili de yürütmeyi eleştiririz, yürütmeyi denetlemeye çalışırız. Sayın Başkan, bu denetim faaliyetimizi de yapabilmemiz için, denge ve denetlemeyi etkin yapabilmemiz için güçler arası dengenin olması gerekir, güçlerin eşit güçte olması gerekir ve güçlerin birbirine saygısı gerekir.

Sayın Başkan, dün biz burada yürütmenin atanmış bir temsilcisinin ağır saygısızlığıyla karşı karşıya kaldık ve maalesef siz de buna seyirci kaldınız Sayın Başkan.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Cevap vereceğim.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Üzüntüyle karşılıyorum bunu, bunu söylemek isterim. Bakın, biz dün burada -Sayın Meclis Başkanımıza da sesleniyorum- sabah onda toplandık. Bir hafta önce zaten Cumhurbaşkanı Yardımcısı burada iki saat boyunca sunumunu yaptı, hepimiz dinledik, Türkiye dinledi, zaten yandaş medya yalnızca bunları veriyor. Dün de biz 30'u aşkın milletvekili olarak tam on saat boyunca AKP'lisi, MHP'lisi, HDP'lisi, CHP'lisi, İYİ Partilisi, hepimiz eleştirilerimizi sunduk, görüşlerimizi sunduk ve sorularımızı sormaya çalıştık ama konuşmalarımız boyunca Cumhurbaşkanı Yardımcısı yalnızca önündeki, efendim, kapanış konuşması hazırlıklarını yapmaya çalıştı yani kapanışta yapacağı propaganda konuşmasının hazırlıklarını yapmaya çalıştı, bizleri dinlemedi.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Dinledi.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - AK PARTİ'lileri de dinlemedi.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Olur mu ya? Not aldı.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hiçbirimizi dinlemedi.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Not aldı, hepsine cevap verdi.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hiçbirimizi dinlemedi değerli arkadaşlar. Bakın, ben ispatını da söyleyeceğim, ispatını da söyleyeceğim.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Not aldı, not aldı; cevap verdi.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Müsaade edin, müsaade edin.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Not almadığında "Almadı." diyorsun, "İlgilenmiyor." diyorsun. Olur mu öyle şey?

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Müsaade eder misin arkadaşım? Sen de bas, düğmeye sana da söz verir, sen de konuşursun..

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Yok, gerek yok.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hayır, sen de konuş. Sen de bas düğmeye, sana da cevap verilir.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Evet, tamamlasın lütfen, Sayın Paylan tamamlasın.

Buyurun.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, bunun da ispatını şu şekilde ortaya koyacağım. Kapanışa yakın, biliyorsunuz, soru-cevap bölümünü ortaya koyuyorsunuz ve soru-cevapta on beş dakika boyunca biz sorularımızı soruyoruz Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısına ve onlar da sorularımızı not alıp cevap vermek durumundalar. Ben sorular boyunca Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısına dikkatle baktım, tek bir sorumuzu not almadı, bizim sonda sorduğumuz soruların tekini bile not almadı ve o anda benim telefonuma WhatsApp üzerinden mesaj düştü, Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısının kapanış konuşmasının mesajı düştü. Cumhurbaşkanı Yardımcısı, bakın, Basın Müşaviri üzerinden basına kapanış konuşması mesajını geçti. Tam bir buçuk saat boyunca propaganda konuşması yaptı ve havuz medyasında, yandaş medyada gece ve sabah yalnızca o propagandalar çıktı. Vekiller yoktu, hiçbirimiz yoktuk -HDP'li olarak söylemiyorum- AK PARTİ'liler de yoktu, MHP'lilerin konuşması da yoktu, CHP'lilerin de İYİ Partililerin de; yalnızca Cumhurbaşkanı Yardımcısının propaganda konuşması vardı: oysa, Sayın Başkan, dün denetim günüydü.

SALİH CORA (Trabzon) - Bekleseydin sorulara cevap vardı.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ya, biz 2020 yılının hesabını yürütmeye sorduk ve 2022 yılıyla ilgili sorularımızı sorduk. Denetim gününü, hesap verme gününü bakanlar propaganda gününe çeviriyorlar; geçen sene de bu oldu, bakanlar buraya propaganda yapmaya geliyorlar: oysa, Sayın Başkan, size de sesleniyorum, burası bir hesap verme yeridir ve yılda bir gün bakanlar gelip hesap veriyor, sorularımıza cevap veriyorlar. O gün sorulara cevap verme ve hesap verme günüdür, propaganda günü değildir. Ama burada kameralar ne yapıyor? Sayın Başkan, size de söylüyorum, siz buradayken -hiç sakıncası yok, siz de bir milletvekilisiniz, Meclisimizin Başkanısınız- Sayıştay için de Kamu Denetçiliği için de... Bakanlar geldiği gün kameralar burada oluyor, açılış konuşmasında çekiyorlar, açılış konuşması bitiyor, kameralar toplanıp gidiyorlar; sonra on saat, on iki saat vekiller konuşuyorlar, hiçbir görüntü yok. Kapanış konuşmasında -propaganda ya- bakanlarımız propagandalarını yapıyorlar, sorularımıza cevap vermiyorlar. Niye? Çünkü kameralar burada, akşam havuz medyası görüntü bekliyor propaganda yapmak için, vekiller yok. Sayın Başkan, bu, milletin iradesini yok saymaktır, milletin iradesine derin bir saygısızlıktır; buna yol vermemeniz gerekir.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Cevap vereceğim, görüşünüzü ifade ettiniz.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bakın, son söyleyeceğim şey canlı yayın meselesi -Sayın Başkan, lütfen, size de sesleniyorum- geçen yıl da önceki yıl da aynı mesele oldu. Sayın Komisyon Başkanımıza hep beraber diyoruz ki: Ya, arkadaş, milletin hakemliğine sunalım Komisyon görüşmelerini çünkü burada milletin vergilerini konuşuyoruz, milletin bütçesini konuşuyoruz. Kim barıştan yana, kim savaştan yana, kim yoksuldan yana, kim yandaştan yana halkımız görsün ve hakemliğine sunalım diyoruz; bunun için de canlı yayınlanmasını öneriyoruz. Siz diyorsunuz ki: "Ya, arkadaş, bu meseleyi gruplara bırakalım." Oysa -İç Tüzük'e bakıyorum- bu, Komisyonun iradesidir Sayın Başkan. Komisyon iradesini koyar, siz buna izin verirsiniz, yol verirsiniz, bu olur. Ama geçen yıl ne oldu biliyor musunuz? Lütfi Elvan buna yol verdi, yürütme darbe yaptı.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Anında...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Anında...

"Kameralar kalabilir." dedi, o gün kameralar kaldı. Gece olağanüstü hâl ilan edildi ve yürütmenin baskısıyla ertesi gün alı al, moru mor Lütfi Elvan "Kameralar kalmayacak." dedi. İşte, Meclisin iradesinin üzerinde böyle bir vesayet var; bu vesayeti kaldıramadığımız sürece de denge ve denetim yapamayız değerli arkadaşlar.

Sayın Başkan, sizden ricam, Sayın Meclis Başkanımızdan da ricam, Meclisin iradesini hep beraber koruyalım, milletin hakemliğinden korkmayalım.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Meclisimiz hiçbir vesayet altında çalışmaz, kendi iradesiyle çalışır.

Lütfen tamamlayın.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Milletin hakemliğinden korkmayalım, bu anlamda irade gösterelim Sayın Başkan. "Hiçbir vesayeti kabul etmiyoruz." diyelim. "Bu milletin Meclisi kendi kararlarını kendisi alır ve halkın hakemliğine görüşünü sunar." diyelim.