| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Komisyon çalışmalarındaki usul ve Komisyon Başkanının tutumu hakkında görüşme |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 27 .10.2021 |
TBMM BAŞKANI MUSTAFA ŞENTOP - Plan ve Bütçe Komisyonumuzun Değerli Başkanı, kıymetli üyeleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum, hayırlı çalışmalar diliyorum.
Ben de şimdi usulle ilgili söz aldım. Usulle ilgili söz almamım sebebi: Usulle ilgili söz alındığında usulle ilgili konuşulsun yani talebim bu, İç Tüzük'ün öngördüğü de bu, baktığımızda uygulamalarda da bu. Şüphesiz konuşmanın yüzde 100'ü tamamen usule dair olmayabilir ama en azından çoğunluğunun usule dair olması lazım. Daha henüz usulümüze göre başlamadık, önce bütçeyle ilgili olarak sunum yapmamız lazım ondan sonra zaten akşama kadar, hatta süre de yok, süresiz olarak konuşacağız. Bugün burada konuşulanları muhtemelen -tutanaktan karşılaştırabiliriz- benim konuşmamdan sonra arkadaşlar değerlendirme yaparken de dile getirecekler, dolayısıyla usulle ilgili tartışmaların usulle ilgili olması.
Usule dair sadece bir iki şey söyleyeceğim: Yayınla ilgili konu, komisyonlarda yayın yapılmasına dair, görüşmelerin yayınlanmasına dair konuyu geçen yıl da konuştuk, bu konuda yetki bizim mevzuatımıza göre Komisyon Başkanlığındadır. Komisyon toplantılarında komisyon başkanı...
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Bekliyoruz Başkanım, yetki sizin.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Ben de konuşacağım, sabredin biraz.
TBMM BAŞKANI MUSTAFA ŞENTOP - Arkadaşlar yani...
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan...
TBMM BAŞKANI MUSTAFA ŞENTOP - Sayın Paylan karşılıklı konuşmayı çok severim ama usul içerisinde kalmaya çalışıyorum, sizin gibi olmasın sonra benim konuşmam da.
Bakın, Türkiye Büyük Millet Meclisinde Basın ve Yayın Mensuplarının Çalışmaları Hakkında Yönetmelik diye bir yönetmeliğimiz var; Başkanlık Divanı tarafından çıkarılmış bu yönetmeliğin 12'nci maddesinin 3'üncü fıkrası "Komisyon ve siyasi parti grup toplantılarında film ve fotoğraf çekimleri, Komisyon Başkanı ve siyasi parti grup başkanvekilinin iznine bağlıdır. Basın mensupları, toplantıları kendilerine ayrılan bölümlerden izleyebilirler." Yani grup toplantılarında grup başkan vekillerine komisyon toplantılarında komisyon başkanına yetki verilmiş burada. Komisyon Başkanımız muhtemelen... Bugünün konusu olmamalı bu konu çünkü Komisyondaki çalışmalar en azından dün başladı, bence usulle ilgili ne varsa dün bunları konuşup, tüketip bitirmek lazımdı; birincisi bu.
İkincisi, Sayın Şener'le geçen yıl da aynı şeyi konuşmuştuk. Ben şöyle düşünüyorum bir akademisyen olmam hasebiyle, yani bir konuda bir şey ortaya atılır ona bir cevap verilir sonra karşı taraf cevap verir filan ama bir yere varılır yani hiç konuşulmamış gibi sıfırdan konuyu tekrar gündeme getirmek çok doğru değil. 1997 bütçesiyle ilgili Sayın Şener, geçen yıl TRT'yle de konuşmuştuk, o günlerle ilgili arkadaşlarla da konuştuk, 1996 yılında, 1997 bütçe görüşmeleri başlarken ilk gün bu şekilde bir yayın yapılmış, başlanmış; çok verim mi alınamadı, memnun mu olunmadı bilmiyorum, ikinci gün yayın kesilmiş; TRT'deki bilgi de bu. Malumunuz, komisyon çalışmaları eskiden daha uzun sürüyordu, burada daha eskiden görev yapmış arkadaşlar var, ama bizim takvimimizde de yirmi gün civarında bir süre var. Bir gün yayın yapmışsınız, başlamışsınız, bir denemek istenmiş, nedense ikinci gün yayın kesilmiş, herhâlde memnun kalınmamış, ikinci günden sonra bir daha yayın olmamış. Dediğiniz komisyon çalışmalarının yayınlanması örneği de bir tek bu başarısız örnektir, bunu emsal göstermeye çalışıyorsunuz bize, ya, bu zaten yarım bırakılmış bir çalışma.
Şimdi, değerli arkadaşlar...
ABDÜLLATİF ŞENER (Konya) - Sayın Başkan...
TBMM BAŞKANI MUSTAFA ŞENTOP - Sayın Şener, size ben konuşurken cevap verebilirdim ama vermedim, bunu usule aykırı buluyorum onun için.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, dinleyeyim, sorular soruldu usule ilişkin.
Buyurun.
TBMM BAŞKANI MUSTAFA ŞENTOP - Başka ülkelerde durum nedir? Bununla ilgili de geçen yıl bizim (ARMER) Araştırma Merkezimiz bir çalışma yaptı, ben size söyleyeyim: Almanya'da 2 kamera var, Senato yayınlamıyor, hiç yayın yapmıyor komisyon çalışmalarıyla ilgili.
ERHAN USTA (Samsun) - Bakanları çekiyor mu? Yani Almanya'da bakanları çekiyor mu, bakanlar çıkıyor mu?
TBMM BAŞKANI MUSTAFA ŞENTOP - Bakanlar geliyor mu onu da bilmiyorum Erhan Bey. Siz biliyor musunuz, geliyor mu bakanlar? Gelmemişse çekmemiştir herhâlde hani bildiğimiz bir şekilde itiraz edelim, bilgiye dayanarak.
ERHAN USTA (Samsun) - Efendim, ben size soruyorum, araştırdınız...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Usta, karşılıklı konuşmayalım lütfen.
TBMM BAŞKANI MUSTAFA ŞENTOP - Tamam araştırdık, evet, yayın konusunu konuşuyoruz. Komisyondan yayın yapılıyor mu? Yayınlanmıyorsa onu da yapmıyor olabilir.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Başkan, Sayın Usta karşılıklı konuşmayalım lütfen.
TBMM BAŞKANI MUSTAFA ŞENTOP - Avusturya hiç yayın yapmıyor, Belçika hiç yayın yapmıyor komisyondan, Hırvatistan hiç yapmıyor, İsviçre hiç yapmıyor. Yayını komisyonun takdirine bırakan bazı parlamentolar var, yayınlayan parlamentolar da var. Bizim Parlamentomuzda da, burada Başkan ve komisyonun takdirine bırakılmış.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Peki, teşekkür ediyoruz.
TBMM BAŞKANI MUSTAFA ŞENTOP - Arkadaşlar, bir saniye...
Bunu... Yani Parlamentoların itibarından bahsediyorsunuz Erhan Bey...
(Uğultular)
TBMM BAŞKANI MUSTAFA ŞENTOP - E, tamam, konuşuyorsunuz, sonra dönün sırtınızı arkadaşlarınızla muhabbet edin. Ben konuşuyorum, en azından susun yani dinlemeyebilirsiniz ama susun ben konuşurken. Siz konuşurken dinledik sizi.
ERHAN USTA (Samsun) - Affedersiniz...
TBMM BAŞKANI MUSTAFA ŞENTOP - Lütfen, ayıptır yani bu.
Önce siz saygı gösterin, Parlamentonun itibarı için dikkatli olun, hassasiyet gösterin.
(Uğultular)
TBMM BAŞKANI MUSTAFA ŞENTOP - Arkadaşlar...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Evet...
TBMM BAŞKANI MUSTAFA ŞENTOP - Bir saniye Sayın Başkanım...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Tabii, buyurun.
TBMM BAŞKANI MUSTAFA ŞENTOP - Yani mademki ipin ucunu kaçırıyoruz "usul" deyip her şeyi konuşuyorsak ben de konuşayım ve cevap vereyim en azından arkadaşlara.
Bir başka husus, "yasama organının itibarı..." falan. Şimdi, arkadaşlarımız, yasama organının itibarı deyince sanki, böyle, matematik kesinlikte bir formül var, onu biz yapmıyoruz, arkadaşlarımızın bildiği bir formül! Ben kafalarında ne olduğunu tam olarak, somut olarak bilmiyorum. Yasama organı Parlamento ayrı, milletvekilleri ayrı; Parlamentonun temsili, Parlamentonun kararları ayrı, milletvekillerinin fikirleri ve görüşleri ayrı. Ya, sizin bir görüşünüzün burada kabul görmemesi Parlamentonun itibar görmediği anlamına gelmez, böyle bir şey yok.
(Uğultular)
CEVDET YILMAZ - Sayın Usta, karşılıklı konuşmayalım lütfen.
TBMM BAŞKANI MUSTAFA ŞENTOP - Ben 24'üncü Dönemden beri Parlamentodayım, bu dönemdeki kadar milletvekilleri arasında, Genel Kuruldaki görüşmeler de dâhil, hakaretamiz ifadelerin kullanıldığı, ağır ifadelerin kullanıldığı bir dönem görmedim, 24'üncü Dönemden beri. Yani herkes karşısındakinin lafına, sözüne bakıyor, onunla ilgili kıymet hükmü veriyor; kendisine bakmıyor kimse, tutanaklardan bakalım. Birçok konu var böyle, verilen soru önergeleri dâhil ki bahsedeceğim onlardan, örnek de getirdim, burada bulunan arkadaşlarınkini okuyacağım, isimleriyle beraber. Niye, nasıl bir muamele yaptığımızı da anlatacağım bunlarla ilgili işlemleri.
Hatta, ben bu ilginç önergelerle ilgili olarak bir kitap dahi yazılabilir diyorum.
Arkadaşlar, şimdi, bu konuyla ilgili olarak Parlamentoda konuşulur her şey, siz istediğiniz soruyu sorabilirsiniz; cevap verecek olan da cevabını kendisine göre verir. Yani "Ben istediğim soruyu sorarım, hatta İç Tüzük, Anayasa'daki sınırlamaları da dikkate almadan istediğimi sorarım. Karşımdaki de benim sorduğum, istediğimi sorduğum, istediğim şeyi sorduğum şekildeki soruya tam da benim istediğim gibi cevap vermek zorundadır..." Yok ki böyle bir şey, olamaz yani cevabın takdiri de cevap verene aittir. Yani soru sorarsınız, yetersiz bulursanız bir daha sorarsınız, bir daha sorarsanız, o da cevap verir. E, ama cevap onun takdirindedir yani bunu, gırtlağını sıkarak "Şu cevabı ille vereceksin." diye kimseyi zorlama imkânımız, gücümüz yok.
Sonuçta, bütün tartışmaların sonunda bir karar verilir, kararın nasıl verileceği de yazıyor, İç Tüzük'te yazıyor, Anayasa'da yazıyor. Sonuçta, Parlamentolarda bir karar alınacağı zaman oylama yapılır, oylama yapılır ve karar öyle verilir. Ha, bunu da yeterli görmeyen arkadaşlarımız var "Parmak hesabı." diyor. Peki, ne hesabı yapalım biz? Bazı parmakları 2 mi sayacağız, 3 mü sayacağız yani? Parmak hesabı... Parlamento bu, demokrasi bu yani. Sonuçta, görüşülür, tartışılır, her şey konuşulur ama sonunda bir karar noktası vardır; orada bir karar verilir. Yani 600 kişinin 600 farklı fikri karar değildir, bir kararı olur Parlamentonun; kanunla ilgili, Parlamento kararıyla ilgili, neyse, bir karar. Bu karar nasıl alınıyor Parlamentoda? Sadece bizde değil, ta Atina'ya kadar falan yani. Bu karar Parlamentolarda oyla alınıyor ve her parlamenterin bir tek oyu var. Çoğunluk ne diyorsa Parlamentonun kararı odur sonuç itibarıyla. E, şimdi, Parlamentonun kararında sizin dediğiniz olmadığı zaman "Ha, Meclis Başkanı sayısal eksikliği kapatsın, bir destek olsun öbür kararlara, onları desteklesin." diye... Böyle bir şey olabilir mi, böyle bir şey olabilir mi? Parlamentonun kararının nasıl alınacağı belli.
Girildiği için bu konuyu isterseniz çok uzun tartışabiliriz. Bakanlarla ilgili "atanmış" "seçilmiş" meselesi. Arkadaşlar, insaflı olarak bakalım mevzuya. Bakın, parlamenter sistemde bakan seçilmiş miydi, atanmış mıydı? Soruyorum. Atanmıştı. Seçilmiş, milletvekili olarak seçilmiş, bakan olarak seçilmemiş, hayır, bakan olarak seçilmemiş.
(Uğultular)
TBMM BAŞKANI MUSTAFA ŞENTOP - Bir saniye...
Erhan Bey, bir şey söyleyeceğim. Milletvekili olarak seçilmiş, bakan olarak seçilmemiş. Bakanı kim seçiyor? "Bakan" olarak Meclis seçiyor değil mi? Nasıl oluyor yani Meclis hangi yetkiyle seçiyor? Millet, Meclisi seçmiş, Meclis de aldığı yetkiyle bakanı seçiyor. E, buradaki durumun ne farkı var Allah aşkına?
ERHAN USTA (Samsun) - Bu Meclis onaylıyordu.
TBMM BAŞKANI MUSTAFA ŞENTOP - Cumhurbaşkanını millet seçiyor ve Cumhurbaşkanını seçerken Anayasa'daki verilen görev ve statü çerçevesinde seçiyor ve Cumhurbaşkanını seçtiğinde, aynen parlamenter sistemde nasıl, Meclis millete vekâleten bakanı seçiyorsa, Cumhurbaşkanı da millete vekâleten kendi bakanını seçiyor; arada bir fark yok.
ERHAN USTA (Samsun) - Çok fazla fark...
TBMM BAŞKANI MUSTAFA ŞENTOP - E, buyurun, neyse farkı söylersiniz. Şimdi, usulden çıkalım, ondan sonra siz söylersiniz. Ben de size, daha anlatacaklarım var bu konuda, mesela...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli Başkanım, bir kısım hususları da esas müzakerelere bırakalım.
TBMM BAŞKANI MUSTAFA ŞENTOP - Evet, esas söyleyeceklerim şimdilik bundan ibaret ama konuşacağız, akşama kadar buradayız.
Teşekkür ediyorum.