| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/283) ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/282) ve Sayıştay tezkereleri a) Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı b) Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu c) Nükleer Düzenleme Kurumu ç) Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü d) Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü e) Türkiye Enerji Nükleer ve Maden Araştırma Kurumu f) Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü g) Nadir Toprak Elementleri Araştırma Enstitüsü ğ) Türkiye Atom Enerjisi Kurumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 01 .11.2021 |
YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Bakan, Sayın Başkan, Plan ve Bütçe Komisyonunun değerli üyeleri; en temel ihtiyacımız ve kronikleşen sorunumuz enerji. Enerji, sanayiden tarıma, ulaşımdan iletişime, sağlıktan ticarete kadar hem her alanı etkilemekte hem de bu alanlardan etkilenmektedir. Birbirini bu kadar etkileyen ve birbirinden bu kadar etkilenen politikalar hedeflenirken, hedef, enerjinin tüm tüketicilere yeterli, kaliteli, sürekli, düşük maliyetli ve güvenilir bir şekilde sunulmasıdır. Enerji kaynakları toplumun ortak malıdır, bu nedenle de enerji ihtiyacı karşılanırken öncelikle kamu yararı dikkate alınmak durumundadır. Ülkemizde kamu yararı adına bu görev, bağlı ve ilgili kuruluşlarla birlikte Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına verilmiştir, bu vesileyle çok önemli bir görevi ifa ediyorsunuz.
Biraz önce vurguladığım gibi, enerji politikaları belirlenirken hedef sürekli ve düşük maliyetli enerji sunumuysa, Bakanlığı bu konuda yetersiz bulduğumuzu, daha doğrusu eksik çalıştığını söylemek zorundayız. Öncelikle belirtmek isterim ki ülkemiz, enerji kaynaklarının çeşitliğine rağmen enerji ithalatçısı bir ülkedir. Bakınız, TÜİK verilerine göre ağustos ayında enerji ithalatı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 104'lük bir artışla 4,3 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. 2019 yılında enerji ithalatı için 40 milyar dolar ödedik, 2021 yılının ilk sekiz ayındaki dönem ve son bir aylık ithalat rakamını da dikkate aldığımızda bu yıl katlanacağımız enerji ithalatı yükünün 40 milyar doların üzerinde olacağı da ortadadır. Ne demiştik? Enerji Bakanlığının hedefi düşük maliyetli enerji sunmaktır. Çarpın bu rakamı günlük dolar kuruyla, enerjinin sadece bir ayağının maliyeti ortadayken, Bakanlığın düşük maliyetli enerji sunamadığı ortadadır.
Gelelim ülkemizdeki enerji maliyetindeki artışı tetikleyen başka bir unsura: Ülkemizde enerji sektörü serbest piyasa kurallarına ve özel sermaye şirketlerine dayalı olarak yapılandırılmaktadır. İktidar için özel birkaç sermaye grubu elektrik üretiminin yanı sıra dağıtımını da kontrol etmektedir. Hatta alım garantili elektrik üretimi tesislerinin ihalelerinde sürekli tercih edilen bu gruplar, kamudan en çok iş alan şirketler sıralamasında dünyada ilk sıralarda yer almıştır.
Evet, yeni lisans verdiklerinizle birlikte Türk lirası üzerinden anlaşma yapıyorsunuz ama şirketlere ödeyeceğiniz tarifeyi de yılda 4 defa güncelliyorsunuz yani garanti söz konusu olunca hiçbir fedakârlıktan çekinmiyorsunuz.
Türkiye'nin en büyük 500 şirketinden biri olan Enerji Piyasaları İşletme AŞ'nin (EPİAŞ'ın) yüzde 30 ortağı konumunda olan, bağlı ortaklıklarına, satıcılarına veya iştiraklerine uzun vadeli ticari borcu olmayan kuruluşun 12,8 milyar liralık sermayesi bulunan bir kamu işletmesi neden özelleştirilir ya da sizin deyiminizle neden halka arz edilir? Bir açıklaması olabilir, denetimden kaçmak. Her yıl yüksek miktarda ödenek alan TEİAŞ, bu ödeneğin önemli bir kısmını son beş yılda pazarlık usulü verdiğiniz ihalelere dağıtmaktadır.
Enerji Bakanlığının ilgili kuruluşları, böyle, kârı zarara, zararını daha fazla zarara çevirmiş, bu zararın kefaretini üstlenmek de vatandaşa düşmüştür. Bugün düşük maliyetle enerji alma hakkı bulunan vatandaşın faturası vergi tahsilat makbuzuna dönüşmüştür. Faturalarda vergi, verginin vergisiyle birlikte alınmaktadır.
Değerli milletvekilleri, gelelim sıradaki kuruluş BOTAŞ'a. BOTAŞ kamunun enerji devi olarak tabir edilen kuruluşların başında geliyor ancak Varlık Fonuna devredilmesinin ardından dev zarar eden kuruluşların arasında BOTAŞ da artık ilk sırada yer alıyor. Bir de sanayide kullanılan doğal gaza yapılan yeni zamlar var ki bu zamlar eninde sonunda vatandaşa, üretim maliyetleri yükseldiği için her alanda yansıyacak. Size göre bu zammın bir makul gerekçesi var, dünyada enerji fiyatları çok yükseldi. Sonra da alışıldığı üzere bir cevap. Ama bu nedenledir ki enerji konusu 84 milyon vatandaşımızı doğrudan ilgilendirmektedir.
Son olarak, cari açığımızı bir kalemde kapatabileceğiniz bir madenimiz var aslında ve sunumunuzda sadece tek satırla bunu ifade ettiniz. Enerji Bakanlığının elinde Türkiye'nin enerji sorununu çözecek bir element olan toryumla ilgili çok büyük bir çalışma olduğunu hissetmiyoruz.
Aslında daha da söyleyeceğim çok şey var lakin yaptığınız bütçe sunumunuz, çalışıyormuş gibi yapılan faaliyetler... Bir başka deyimle niyetlenmeden hatta hatta abdest almadan namaz kılıyorsunuz diyorum.
2022 yılı bütçesinin ülkemiz için, vatandaşlarımız için hayırlı olmasını temenni ediyorum.