| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/283) ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/282) ve Sayıştay tezkereleri a) Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı b) Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu c) Nükleer Düzenleme Kurumu ç) Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü d) Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü e) Türkiye Enerji Nükleer ve Maden Araştırma Kurumu f) Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü g) Nadir Toprak Elementleri Araştırma Enstitüsü ğ) Türkiye Atom Enerjisi Kurumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 01 .11.2021 |
SEMRA GÜZEL (Diyarbakır) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Tüm katılımcıları da selamlıyorum.
Arkadaşlar birçok konuya değindi. Ben, biraz, fahiş ücretlere varmış elektrik faturalarını ve yurttaşların bundan dolayı yaşadığı zorlukları anlatacağım. Tabii, yapılan zamlar, kesilen vergiler halkın belini bükmeye devam edecek ve bu halk, bu kışı da battaniye altında geçirmeye devam edecek gibi duruyor. Türkiye'de elektrik abone sayısı son resmî verilere göre 43,5 milyon ve bunun 35,5 milyonu da mesken abonesi olarak görülüyor. Tabii, mesken abonesi grubunda olan bir yurttaşın 100 TL'lik bir faturasının yaklaşık 19 TL'si vergi fonları, 28 TL'si dağıtım bedeli olarak ve 52 TL'si de elektrik bedelinden oluşuyor. Yani, yurttaşın aslında ödediği faturanın neredeyse yarısı kullandığı elektriğe değil, aslında vergilere gitmiş oluyor. Mesken abonelerine yüklenen yük, bugün Kürt illerinde daha fazla yaşanmakta. Sayın Bakan bilir, defalarca bizler dile getirdik ve aynı zamanda önergeler de veriyoruz, DEDAŞ ve VEDAŞ sorunu var. Her gün ortaya çıkan skandal uygulamalarıyla gündeme geliyor bu şirketler. Tabii, bu şirketler hem konut abonelerinin hem de çiftçilerin kabusu olmuş durumda. Halk, tarımsal ürünlerinin ziyan olmasından, yüksek gelen faturalardan ve uzun süreli elektrik kesintilerinden dolayı mağdur. Diyarbakır Sulama Birliğinin verilerine göre, 2019-2020 yılları içerisinde çiftçinin kullandığı elektriğe yüzde 63'lük zam yapılmış ve çiftçiler gelirlerinin neredeyse hepsini elektriğe vermek durumunda kalmışlar. Çiftçilerin borçlarını ödeyememelerinin temelinde de aslında 30 Ağustos 2014'te alınan karar var ve bu karara göre de çiftçilerin elektrik borçlarının doğrudan tarımsal desteklerinden kesilmesi sağlanmış ve kararın ardından da çiftçiye tahsilat yapılması için gönderilen para DEDAŞ'a aktarılmış. 2014 yılından bu yana Kürt illerindeki çiftçilere gönderilen destekler bu şekilde DEDAŞ'a aktarılmaya devam ederken çiftçilerin...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Yalnız bir konuda uyarmak zorundayım. Türkiye'de "Kürt ili" "Türk ili" "Laz ili" diye bir kavram yok.
SEMRA GÜZEL (Diyarbakır) - Var, var; nasıl yok?
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - 81 ilde bütün etnik gruplardan, bütün mezheplerden, bütün dinlerden vatandaşlarımız yaşıyor, 81 il de hepimizindir.
SEMRA GÜZEL (Diyarbakır) - Var, var.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bunları etnik aidiyetler üzerinden tarif etmek doğru bir yaklaşım değildir.
SEMRA GÜZEL (Diyarbakır) - DEDAŞ'ın ve VEDAŞ'ın elektrik hizmeti verdiği yerler Kürt illeri. (MHP sıralarından gürültüler) Kürt illerinde çiftçilere gönderilen destekler bu şekilde DEDAŞ'a aktarılmaya devam ederken çiftçilerin de itirazlarını değerlendiren yerel mahkemelerin verdiği aslında "Destek çiftçiye ödenmelidir." kararının da DEDAŞ tarafından aslında uygulanmadığı görülüyor.
Çiftçilerin hâli böyleyken mesken kullanıcılarına dair yapılan uygulamalar ise âdeta insanlık dışı. Apartman içerisinde, evlerin yanında bulunan elektrik panoları mahalle direklerine taşınmış durumda. Yurttaşlara aslında bu şekliyle hırsız muamelesi yapılıyor. Yurttaşlar "Ne kadar harcadığımızı göremiyoruz. Fahiş fiyatlarda faturalar geliyor ve ödemek zorunda kalıyoruz." diyorlar. Ya da bir köyde, bir evde kaçak varsa bütün köyün elektriği kesiliyor ya da köyde trafo bozuksa DEDAŞ cezalandırmak için gelip bu trafoyu tamir etmiyor. Mahalleli panoların elektrik direklerine asılmasını kabul etmediği için elektrikleri kesiliyor ve kışlık bütün hazırlıklar da aslında bu şekilde ziyan olmuş oluyor. Bu sorunları dile getirmek için de herhangi bir yetkiliye ulaşamıyorlar. Mahalleliyle defalarca görüştük, kaymakamla yaptıkları görüşmede kaymakamın onlara şöyle ifade ettiklerini söylüyorlar: "Eğer bu panoların direklere asılmasını kabul ederseniz elektriğinizi açarız." şeklinde cevaplar verdiğini söylüyorlar ve en kötüsü de bu insanlar bu uygulamalara karşı çıktığında ise DEDAŞ yetkilileri askeri ve polisi yanına alarak aslında mahalleliye şiddet uyguluyor ve demokratik haklarını kullandıkları için, protesto ettikleri için de sabahında gözaltına alınıyor.
Tabii insaflı kimi yetkililer de var, DEDAŞ yetkilileri de var; bunlar halkın elektriğini açtıkları için maalesef sürgün edildiler.
Şirketler "hizmet" adı altında fahiş fiyatlarla halkın karşısına çıkarken bir yandan da "Elektrik üretimini artırıyoruz." adı altında aslında bölgede bir ekolojik kıyım gerçekleştiriliyor. Özellikle sınır hattında olmak üzere birçok yerde barajlar ve HES'ler yapıldı ve bu yolla doğaya dönülmez tahribatlar yapılmış oldu.
Tabii bu yapılan barajların bir amacı da askerî amaç ve resmî belgelere de, raporlara da yansımış, 2007 yılında yapılan faaliyet raporlarında, 2007 yılında yatırım programında etüt proje kapsamında sınır güvenliği sebebiyle alınan...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Süreniz dolmuştur.
Teşekkür ediyorum.
SEMRA GÜZEL (Diyarbakır) - Ama siz araya girdiğiniz için sürem doldu, yoksa biraz daha sürem var aslında.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Süreniz ayrı, siz devam ettiniz, durmadınız ki, kesinti olmadı.
SEMRA GÜZEL (Diyarbakır) - 11 adet baraj...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son cümlenizi alalım lütfen.
SEMRA GÜZEL (Diyarbakır) - O zaman ben son cümlemi söyleyeyim: Aslında bu elektrik şirketleri... Bölgede uygulanan güvenlik politikalarıyla beraber, aslında bölge halkı mağdur edilmiş oluyor, ekonomisi yok ediliyor, tarihi yok ediliyor, doğası katlediliyor ve maalesef ki bütün bu politikaların içerisinde Bakanlığınızın da rolü var.