KOMİSYON KONUŞMASI

İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, Sayın Bakanım, Komisyonumuzun saygıdeğer üyeleri, değerli bürokratlar, basın mensupları; sizleri saygıyla selamlıyorum. Sayın Bakanımıza ve YÖK Başkanımıza sunumları için teşekkür ediyorum, hayırlı olması dileğiyle görevlerinde başarılar diliyorum.

Eğitim sürdürülebilir kalkınmanın en önemli unsurlarından biridir. 2022 yılı bütçesinden Millî Eğitim Bakanlığına bütçenin yüzde 10,8'ini oluşturan 189 milyar lira ayrılması öngörülmüştür. Bu kapsamda yatırım bütçesi de yüzde 35 artışla 11,3 milyar liradan 15,2 milyar liraya yükseltilmiştir. Artan üniversite ve öğrenci sayısına paralel olarak yükseköğretim kurumları bütçeleri 57,7 milyar liraya çıkarılmış, yükseköğretim dâhil edildiğinde eğitim bütçesi 2021 yılına göre yüzde 29,4 artırılarak eğitime ayrılması planlanan kaynak bütçenin yüzde 15,6'sını oluşturmuştur.

Bütçeden en büyük payın eğitime ayrılması esasen eğitime, eğitim yatırımlarına ve eğitim çalışanlarına verilen önemin de bir göstergesidir. En temel kamu hizmetlerinden biri olan eğitim hizmetlerinin ülkemizin her yerinde, milletimizin her ferdi bakımından yaygın ve erişilebilir olması eğitimin ana amaçlarından biridir. Fırsat eşitliği temelinde tüm kademelerde eğitime erişim sağlanması esastır. Temel eğitim her Türk vatandaşının hakkıdır. Eğitim kurumlarının hiçbir ayrım gözetmeksizin herkese açık olması eğitimin genellik ve eşitlik ilkesinin gereğidir. Bireylerin genel ve mesleki eğitimlerinin hayat boyunca devam etmesi de eğitimin sürekliliğinin ifadesidir. Türk milletine mensubiyetin gurur ve şuuruna sahip, manevi ve kültürel değerlerimizi özümsemiş, düşünme, algılama ve problem çözme yeteneği gelişmiş, sorumluluk duygusu ve toplumsal duyarlılığı yüksek, yeni gelişmelere açık, bilim ve teknoloji üretimine yatkın, girişimci, demokrat, kültürlü, erdemli ve inançlı nesillerin yetiştirilmesi eğitim politikamızın temel amacıdır. Eğitim sistemi, çocuklarımızın, millî değerlere bağlı, millî kültürle yoğrulmuş, millî şuur sahibi olarak yetiştirilmelerini temin etmeli; hayatın her alanında Türk milletine değer kazandıracak, onu geliştirecek ve kalkındıracak bir donanıma sahip olmasını temin etmeli; bilgi toplumunun gerektirdiği bilgi ve becerilerle uluslararası rekabet yeteneğine sahip, teknoloji kültürü gelişmiş insan gücünün yetiştirilmesini sağlayacak şekilde yapılandırılmalıdır. Bu çerçevede eğitim mekânları, eğitim teknolojileri ve insan gücü imkânlarının nitelik ve nicelik açısından bu standartlara yükseltilmesi gerekmektedir. Sağlıklı bir eğitim politikasının geliştirilmesi ve uygulanması, öğrenci, öğretmen, aile ve devlet gibi eğitim bileşenlerinin bütüncül bir yaklaşımla ele alınması, aynı zamanda fiziki, teknolojik ve idari kapasitenin yeterliliği, müfredatın millî ve çağdaş gelişmelere duyarlılığı, sağlıklı bir eğitim istihdam ilişkisi kurulması ve öğretmenlerimiz ile eğitim çalışanlarımızın mali ve sosyal haklarının yeterli hâle getirilmesiyle yakından ilgilidir.

Ülkemizde son yıllarda eğitimde beşerî ve fiziki kapasitenin artırılmasına yönelik önemli iyileşmeler kaydedilmiştir. Öğretmen başına düşen öğrenci sayısı 2020-2021 eğitim öğretim yılında ilköğretimde 16'ya, ortaöğretimde 13'e düşmüştür; derslik başına düşen öğrenci sayısı da ilköğretimde 23, ortaöğretimde ise 22 olmuştur. Eğitime yapılan yatırımlar sonucu okullaşma oranında ciddi iyileşmelerle birlikte eğitime erişim de artmıştır. Önümüzdeki dönemde ise, 2022 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı'nda da ifade edildiği gibi, öğretmen nitelikleri başta olmak üzere eğitimin niteliğinin daha fazla artırılması yönünde gayret gösterilmesi gerekmektedir. Eğitim süreçlerinin daha nitelikli hâle gelmesi yanında eğitim istihdam ilişkisinin dünyayla rekabet edebilecek, Türkiye'yi küresel bir güç, lider ülke yapacak nesillerin yetiştirilmesine katkı sağlayacak şekilde planlanması da ülkemizin geleceği açısından hayati önemdedir.

Bu doğrultuda, öğretim programlarının, düşünmeye, öğrenmeye ve öğretmeye odaklı; bilgiye erişen, bilgiyi analiz edip işleyerek değer süreçlerine aktaran, ekip çalışmasına uyumlu bireylerin yetiştirilmesi hedeflerine dönük olarak ele alınması gerekmektedir. Eğitimin her kademesinde müfredatın, millî ve çağın gereklerine uygun bir şeklide planlanması ve uygulanması esas olmalıdır. Gençlerin, fırsat eşitliği çerçevesinde eğitim imkânlarından yararlanmaları sağlanarak eğitim düzeyi yükseltilmelidir. Vasıflı insan gücü ihtiyacını karşılamak amacıyla mesleki ve teknik eğitim ile iş gücü piyasası arasındaki bağı güçlendirecek mekanizmalar devreye sokulmalıdır.

Değerli Komisyon üyeleri, Türk milletinin en büyük güç kaynağı, tarihin her döneminde koruduğu ve yücelttiği millî birliği ve kardeşliğidir. Kim ne söylerse söylesin biz her vatandaşımızı büyük Türk milletinin saygıdeğer evladı olarak görmeye devam edeceğiz. Bu doğrultuda, millî bütünlük bilincinin geliştirilmesi, ahlaki değerlerin güçlendirilmesi ve sosyalleşmenin sağlanması için okul öncesi eğitimin yaygınlaştırılması ve bu yaş grubundaki nüfusun daha erken yaşta örgün eğitim programı kapsamına alınmasını önemli görüyoruz. Fiziki mekân, insan gücü ve program imkânları geliştirilerek okul öncesi eğitim kademesinde yüzde 100 okullaşmanın temin edilmesi, bunun için özel sektör imkânlarından da istifade edilmesi yerinde olacaktır diye düşünüyoruz.

Tüm dünyayı saran Covid-19 salgınının sosyal ve ekonomik alanda olumsuz etkileri eğitimde de kendini göstermiş, ilk ve en önemli yansıması ise okulların kapanması ve eğitime ara verilmesi olmuştur. Memnuniyetle ifade etmek gerekir ki, salgın dolayısıyla yüz yüze eğitime ara verildiği dönemlerde yapılan on-line desteklerle eğitimin kesintiye uğramaması için büyük çaba sarf edilmiştir. Devletimiz, tüm imkânlarını seferber ederek salgının yoğun seyrettiği dönemlerde evlatlarımızın eğitimden kopmamalarını temin etmiş, bu kapsamda 2 milyon tablet bilgisayar öğrencilere ulaştırılmıştır. Bununla birlikte, süreç bize, eğitim sisteminde ileriye dönük yapısal birtakım düzenlemelerin yapılmasının gerekli olduğunu da göstermiş, nitekim, bu doğrultuda dijitalleşme yönünde atılan adımlar uygulamaya da yansımıştır. Beşeri sermayenin ekonominin ihtiyaçlarıyla uyumlu bir şekilde geliştirilmesi ve becerilerinin güncellenmesi hususunda mesleki eğitimin kritik bir rolü bulunmaktadır. Mesleki ve teknik eğitimde niteliğin arttırılmasına yönelik özel sektörle iş birliği yapılması ve sektörün ihtiyaç duyduğu alanlarda müfredatın güncellenmesi, rekabet gücünün arttırılmasına katkı sağlayacak ve nitelikli bireylerin yetiştirilmesini mümkün kılacaktır. Diğer yandan, mesleki ve teknik liselerin fiziki altyapısını güçlendirmeye yönelik atölye ve laboratuvar donanımlarının teknolojik gelişmelere uygun olarak yenilenmesi ihtiyacı süreklilik arz etmektedir.

Sayın milletvekilleri, eğitimde yaşanan beşeri ve fiziki iyileşmelerin sonuçları uluslararası alanda da alınmaya başlanmıştır. OECD üyesi ülkeler ve diğer katılımcı ülkelerdeki zorunlu eğitimi bitiren öğrencilerin, modern toplumda yerlerini alabilmeleri için gereken temel bilgi ve becerilere ne ölçüde sahip olduklarını ölçmeyi hedefleyen PISA 2018 uygulamasında, matematik, fen ve okuma becerileri alanlarında Türkiye önemli başarı elde etmiştir. Katılımcı ülke sayısının artmasına rağmen, bir önceki PISA sonuçlarına göre ülkemiz, okuma becerileri alanında 50'nci sıradan 40'ıncı sıraya, matematik alanında 50'nci sıradan 42'nci sıraya, fen alanında ise 54'üncü sıradan 39'uncu sıraya yükselmiştir. Türkiye, matematik ve fen okuryazarlığı alanlarında puanlarını en çok artıran 1'inci ülke, okuma becerileri alanında ise puanını en çok artıran 2'nci ülke olmuştur.

Son yıllarda ilk kademelerde olduğu gibi yükseköğretim kademesinde de eğitime erişimi destekleyen önemli adımlar atılmıştır. Ülkemizde toplam 208 yükseköğretim kurumuyla her ilimizde yükseköğretim hizmeti gerçekleştirilmektedir. Açık öğretim de dâhil olmak üzere üniversitelerin toplam kontenjan sayısı 1 milyonu aşmakta hatta pek çok üniversitenin kontenjanı dolmamaktadır. Bu nedenle Türkiye, sınavsız üniversiteye geçişi başarabilecek üniversite zenginliğine ve yeterliliğine de sahiptir. Milliyetçi Hareket Partisi olarak, beyannamemizde de belirttiğimiz gibi, üniversite giriş sınavının kaldırılması, bunun yerine ilköğretim ve ortaöğretimde etkili bir yönlendirmeye bağlı olarak uygulanacak müfredatla ortaöğretim başarısını ve ortaöğretim sonunda yapılacak olgunlaşma sınavını esas alan, fırsat eşitliğini ve adaleti gözeten üniversiteye geçiş sisteminin uygulamaya konulmasını, bu çerçevede çocuklarımızın ilgi, yetenek ve becerilerine göre etkin bir rehberlik desteğiyle istedikleri bölümlere sınavsız girebilmelerini mümkün kılan adımların atılmasını, üç saatlik sınavla Türk gençliğinin geleceğinin şekillenmesinin doğru olmadığını değerlendiriyoruz.

Ayrıca, üniversitelerin ülkemizin ihtiyaç duyduğu insan gücünü yetiştiren, araştırma yaparak bilim ve teknoloji üreten, toplumsal meselelere ilgi duyan, çözüm üreten ve bunları kamuoyuyla paylaşan, dünya üniversiteleriyle yarışan eğitim kurumları hâline gelmesi esas olmalıdır. Üniversitelerin eğitim, araştırma, geliştirme, toplumu bilgilendirme gibi geleneksel fonksiyonlarının yanında bilgiyi sanayileştiren ve ticarileştiren bir yapıda olmasının da temin edilmesi gerekir.

Diğer yandan, uluslararası rekabet gücünü artırmak amacıyla araştırma üniversiteleri programının etkin bir şekilde devam ettirilmesi önem arz etmektedir. Dünya akademik başarı sıralamalarında 2023 yılı itibarıyla en az 2 üniversitemizin ilk 100'e ve en az 5 üniversitemizin de ilk 500'e girmesi yönündeki yıllık program hedefine ulaşılması, hatta aşılması arzumuz ve beklentimizdir.

Yine, 11'inci Kalkınma Planı'nda ve 2022 programında belirtildiği gibi yükseköğretim kontenjanlarında arz talep dengesinin yanı sıra eğitim, istihdam bağlantısının da dikkate alınması, özel eğitime ihtiyaç duyan bireylerin eğitim hizmetlerinden istifade edebilmeleri için beşerî ve fiziki imkânların güçlendirilmesi, mesleki ve teknik eğitimde üretime yönelik yapısal dönüşüm istihdam seferberliğine başlanması, tüm eğitim kademelerinde okulların nitelik ve imkânları artırılarak okullar arası başarı farkının azaltılması, çocukların ruhsal ve bedensel gelişimlerini gözeten eğitim ortamlarının oluşturulması önemli hususlardandır.

Diğer taraftan, üstün zekâlı ve üstün yetenekli çocuklarımızın özel eğitim imkânlarına kavuşturulması sağlanarak bu öğrencilere yönelik stratejik bir kariyer planlaması ve yönlendirilme sistemi geliştirilmesi, çocuklarımızın manevi ve kültürel değerlerimizi özümsemesine yardımcı olacak millî içerik zenginliğine sahip yayın, film ve benzeri eğitim araç ve gereçlerinin üretiminin desteklenmesi ve yaygın kullanımının sağlanması, Türklüğün ve İslam'ın millî ve manevi değerlerini yaşayan ve yaşatan Hoca Ahmed Yesevî, Hacı Bektaş Veli, Mevlâna, Hacı Bayram Veli ve Yunus Emre gibi önder şahsiyetlerin hayatı ve felsefesinin ortaöğretimde seçmeli olarak okutulması, manevi ve kültürel yozlaşmaya karşı Anadolu'da mayalanan bilgi ve hikmetin genç kuşaklara aktarılması, yurt dışındaki Türk çocuklarının millî kimliklerini korumaları ve geliştirmeleri için sağlanan eğitim imkânlarının artırılması, ayrıca eğitimin bütün kademelerinde müfredat, sınav sistemi ve benzeri gibi temel konulara istikrar kazandırılması gerektiğini değerlendiriyoruz.

Ayrıca, parti olarak bizim de desteklediğimiz öğretmenlerimize 3600 ek gösterge konusunda Sayın Cumhurbaşkanımızın çalışmaların yapıldığı yönündeki müjdesinden duyduğumuz memnuniyeti de ifade etmek istiyorum.

Bu düşüncelerle Bakanlık ve diğer kurum bütçelerinin ülkemize, milletimize ve kurumlarımıza hayırlı olmasını diliyorum.

Teşekkürler.