SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Bakan, Sayın YÖK Başkanım, değerli üyeler, değerli bürokratlar; evet, dikkatlice dinledik Sayın Bakanı, ben 2015 yılı sonundan itibaren Parlamentoda görev yapıyorum, bir akademisyenim ben de, Değerli YÖK Başkanımız da aynı üniversiteydi.

Baktığımız zaman 2015 yılı sonundan itibaren 4'üncü Millî Eğitim Bakanıyla görev yapmış oldum. Çok hızlı değişen ve maalesef somut çıktıları açısından da en sorunlu alan eğitim alanı Sayın Bakan, hem de en tartışmalı olan. Siz bugün girdilerden hep bahsettiniz, verilere çok önem verdiğinizi söylediniz ama baktığımız zaman eğitim politikamıza, gerek temel eğitimde gerekse yükseköğretimde en ciddi sorun alanları hep bu alanlar oldu ve çözüm de bulamadık maalesef. İşte, Değerli Hocamız detaylar verdi, veriler verdi yani gerçekten bir pay ayrılıyor, yüksek bir bütçe ancak bunun bir yatırım bütçesine dönüşmediğini ortaya koyuyoruz. Eğitimin temel nitelik, kalite, çağdaş müfredat, eşit erişimle ilgili sorunları hâlâ çözülemedi ve altyapı sorunları da. İşte, bugün geldiğimiz noktada muazzam bir bütçe var ama temel eğitimdeki okulların temizlik sorunu en temel sorun olarak bugün karşımıza çıkıyor ve en temel sorun alanlarından birisi de liyakatsiz kadrolar nedeniyle ayrılan bu kaynak da verimli kullanılamıyor. Kadrolarda ciddi bir sorun var eğitim alanında, bunu dile getirmek istedim.

Özellikle de biz bir çalışma yaptık İstanbul'da, bir saha çalışması ve veriler gerçekten İstanbul ili için temel eğitimde muazzam derecede sorunlu. 40 kişilik sınıfların hâlâ olması, ek ödenek gönderilmeyen okulların hâlâ olması, deprem nedeniyle hazırlık yapılan okullar var ama hâlâ boş bir inşaat alanıyla karşı karşıyayız. Kamulaştırma bedeli ödenmediği için okul binalarında herhangi bir gelişme yok. Özel okullardaki telafi eğitimleri tamamlanırken devlet okullarında telafi eğitimlerinde sorunlar var.

Avcılar ilçesinde bir okul var Sayın Bakan, soru önergesi de verdim. Prefabrik bir okul, imar sorunu nedeniyle öğrenciler prefabrik bir okulda ve bu çağa yakışmayan, sizin bugün sunduğunuz bütçeyle çelişen bir yapı var. Ben İzmir'e gittim, İzmir'in Bayındır ilçesinde bir köyde "3 tane sınıf 1 okulda ve 1 öğretmenle eğitim görüyor." diyorlar. Yani vermiş olduğunuz bu sunumun somut çıktıları yok karşımızda maalesef ve biz bunları söylemek durumundayız.

İşte, veriler var. Bakın, Akademik Becerilerin İzlenmesi ve Değerlendirilmesi (ABİDE) sonuçlarına bakıyoruz, muazzam derecede sorunlu -sürem çok az olduğu için söyleyemiyorum- gerçekten bu salonda herkesin belki utanç duyacağı sonuçlar. TYT sonuçlarına bakın -hadi, ABİDE bir, iki yıl öncesiydi- adayların yüzde 32'si TYT'de barajı geçemiyor Sayın Bakan. Neredeyse 24 bine yakın öğrencimiz sıfır puan almış. Eşit ağırlıkta yüzde 64'ü, sözel puanda yüzde 66'sı barajı geçememiş. Matematikte net ortalaması 5, fende 3, Türkçede 18, sosyal bilimlerde 8 olmuş. Ya, bunları tartışmamız lazım bizim. Neden biz başarılı bir sonuç elde edemiyoruz? Bu öğrencileri üniversite yükseköğretim sistemine gönderiyoruz ve orada da sorunlu bir süreç var.

Üniversitelerle ilgili konuşmak istiyorum. Üniversiteye geçmeden önce çok önemli bir konu var. Sayın Başkandan süre rica edeceğim. Sayın Bakan, Sayıştay raporlarına da yansımış, ilçe millî eğitim müdürü kadrolarına mevzuatta öngörülen atama şartlarını taşımayan kişiler atanmış. Bununla ilgili bir soruşturma yapmadınız mı? Bunlar hâlâ görevdeler. Ben bununla ilgili de bir olay yaşadım. Esenyurt ilçesinde bir öğretmen, tam da bu liyakatsiz, niteliksiz, işte, bu Sayıştay raporlarına yansıyan bulgulara da eş değer... Ben bu konuyu Millî Eğitim Müdürüne de söyledim, ilgili komisyona, Valiliğe, Vali Yardımcısına da ilettim bunu kamuoyuna açmadan çünkü ciddi bir sorun vardı orada. Dava oldu, mahkeme oldu ama aksine, müdür yardımcısını görevden uzaklaştırmaya dönük bir süreç işletilmeye çalışıldı. Yani mahkeme kararının uygulanması lazım, detayını size de verebilirim.

OTURUM BAŞKANI ŞİRİN ÜNAL - Sayın Özdemir, tamamlayalım lütfen.

SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Çok özür dileyerek, üniversitelerle ilgili birkaç bir şey söylemek istiyorum. Kurumsal özerklik ve bilimsel özerklik çok önemli. Sayın YÖK Başkanımız, üniversitelerle ilgili söylerken "İstihdam, akademik üretkenlik, bilgi, nitelik, uluslararası etkileşimi yüksek olan üniversiteler..." dedi. Ve -bir iktisatçı olduğu için belki bu terimi kullandı- kendi tabiriyle "Piyasaya, beklentisinde donatılan nitelikli insan kaynağı yaratmak..." dedi. Böyle üniversitelerimiz var Sayın YÖK Başkanım. Biz bu üniversitelerimizi son dönemdeki uygulamalarla, maalesef, uluslararası, ulusal düzeyde tartışma noktasına getirdik. İşte, Boğaziçi Üniversitesindeki rektörlük seçimleri. Bizim, bu Meclisin belki bugün Millî Eğitim Bakanlığı bütçesinde en çok tartışması gereken konu bu seçim sistemi. Bunu düşünmemiz ve makul bir yöntem bulmamız gerekiyor.

Bakın, Cumhurbaşkanının hangi gerekçeyle atadığını bilmiyoruz. Bir gecede atıyor ve bir gecede tekrar geri alıyor. YÖK ne yapıyor? YÖK sadece CV'leri topluyor; görüşmediniz dahi.

OTURUM BAŞKANI ŞİRİN ÜNAL - Teşekkür ederim Sayın Vekilim.

Selamlayalım lütfen.

SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Çok özür dileyerek ve Komisyonun da affına sığınarak...

Neden? Sadece CV'ler geldi size, sıralama yaptınız ve Cumhurbaşkanına gitti bu CV'ler; görüşmediniz dahi. Bu üniversite hocaları ne diyor? Ki ikinci atama da Melih Bulu'dan sonraki ikinci atama da üniversite öğretim üyelerinin desteklemediği bir atama.

OTURUM BAŞKANI ŞİRİN ÜNAL - Sayın Vekilim, selamlamanızı yapın lütfen.

Teşekkür ederim.

SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Sonra rektör ne yaptı? Bir gecede 2 tane fakülte kurdu. Hangi gerekçeyle kuruldu bu fakülteler? Neye istinaden kuruldu? İhtiyaç mıydı? Niye bugüne kadar kurulmadı bu fakülteler? Üniversitenin paydaşlarına, öğretim üyelerine danışıldı mı? Yönetim kurulunun ve senatonun yapısını değiştirmek için bir gecede fakülte kurulmasına neden izin verildi?

OTURUM BAŞKANI ŞİRİN ÜNAL - Teşekkür ederim Sayın Vekilim...

SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Özerklik ve bilimsel özgürlük noktasında akademik kadrolar da gerçekten ciddi bir süreç... Sayın Sefa Hocamız da burada. Biz...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)