KOMİSYON KONUŞMASI

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Değerli Bakanım, hâlden dolayı kusura bakmayın, yaşandı bu.

Bizim Erzurum'da bir kayıt var, derler ki: "Koyma akıl, akıl olmaz." Bizim yapmamız gereken eğitim sisteminde düzgün bir zemin oluşturmak, tenkitleri izale etmek. Ben, burada, muhalefetten konuşup eğitime dönük tenkit getiren, geliştiren arkadaşların da birçoğunun söylediklerine katıldım. Tabii ki biz de iktidar olarak, AK PARTİ olarak yirmi yıldır şunun gayretindeyiz; daha mütekâmil bir hâl oluşturabilmek. Dolayısıyla oradan gelen tenkitlere de böyle baktık. Abdüllatif Şener Bey'in hususen düştüğü bir not vardı: "Teorik eğitimle, bugünkü hâlle coğrafya bilgisi nakşetmeye çalıştığınız öğrenci, önüne bir haritayı koyduğunuzda, öğrenci küreyi çevirdiğinde çok daha bilgi sahibi olabiliyor." dedi. Bu, hakikaten çok önemli bir kayıttı. Böyle yönelmek lazım diye ben de şahsen öyle düşünüyorum ve katkı sunanlara teşekkür ediyorum. Ancak şunu biliyoruz biz: Reseptörlerin açık olması lazım ki gelen bilgi girsin içeri; aksi hâlde, siz ne söylerseniz söyleyin mümkün değil, olmuyor bu. Dolayısıyla feylesoflara dönüyoruz, onların kayıtlarıyla yaklaşıyoruz ve diyoruz ki: "Biz ancak ne olduğumuz ile bakarız ve ne isek onu görürüz." Çok önemlidir bu hakikaten yani bir hırsız azizle karşılaştığında dahi onun gözü cebindedir karşısındakinin. Öyleyse böyle bakmak lazım, ben, tabii ki buradaki heyeti tenzih ediyorum, bu kayıtla ilgili. Bütün bir genele şamil olacak tespittir bu. Eğitimde de niteliği ortaya koyacağız; varsa nasibi olan alacaktır, bizim yapmamız gereken de budur. Bakın, geldiğimiz noktada arkadaşlarımızın birçoğu söyledi, ciddi mesafeler aldık, bütün noksanlara rağmen hakikaten çok çok ciddi mesafeler aldık, özellikle yükseköğretimde önemli kazanımlarımız oldu. Bunlara bir kayıt, bir not, bir işaret olsun diye söylüyorum: Atatürk Üniversitesinin eğitim kalitesi çok yüksek. Bunu hususen ortaya koyduğu son yıllardaki, efendim, değerlerle, değerlendirmelerle de önümüze getiriyor. Mesela, Amerika'da son günlerde düzenlenen bir yarışma olmuştu, roket yarışması. Burada, Atatürk Üniversitesi öğrencileri finale kaldılar, bu bir başarının adıdır. Bunu buradan not düşmek, bunu tarihe kayıt olarak geçmek lazım ve buna katkı sunan kim varsa, emeği olan kim varsa onlara teşekkür etmek lazım.

Bugün, Memleket Partisinden bir arkadaşımız konuştu, kendisine teşekkür ediyorum. Niye? Başlarken Bakan Bey'e öncesinde yaptıklarından dolayı teşekkür ederek başladı. Başarısından dolayı teşekkür etti ve başarılı olmasını da temenni etti. Bu bir erdemdir, bu bir yüksekliktir. Bu yüksekliği bütün bütün zemine koyalım diye bir gayret sarf ediyoruz. Öyle olursa kazanım olur, öyle olursa bütün bir ülke sathına hepimizin bir değer yüklemesi olur; aksi hâlde, ne oluyor: Bütün bütün siyaha odaklanmak, zifiri karanlığa odaklanmak, yapılanları görmemek. Bizim söylediğimiz bu. Tenkit elbette ki olacak, tenkitsiz nereye varabiliriz ki? Zaten öyle olmazsa biz de mesafe alamayız, bugüne kadar hep böyle oldu.

Bakın, bugün, 1988 yılında yaşanmış bir hadise var, bugüne isabet etmiş. Basın toplantısı yaptığım için danışman kardeşim önüme getirdi, Atatürk Üniversitesiyle ilgili yine. 1988 yılında, Erol Hocam, başı örtülü kız kardeşlerimiz üniversiteye alınmadıkları için ölüm orucu başlatmışlar. Şimdi, bunu izale etmişiz AK PARTİ olarak, bütünüyle Türkiye'nin gündeminden çıkarmışız. Buna minnet duymak, buna teşekkür etmek varken ya da buna da teşekkür edip sonra tenkitleri getirmek varken "Bütünüyle hiçbir şey yapılmadı." dediğinizde incitici bir tavır çıkıyor ortaya.

Burada, şimdi yeni bir Bakanımız var, öncesinde görev yapan bakanlarımız var. İşte, geçtiğimiz yıl Ziya Selçuk Bey buradaydı, ciddi gayretleri oldu, ekibinin gayretleri oldu. Bakın, ben yine Erzurum özeli için söyleyeceğim: Tarım ve Hayvancılık Lisesi açtı Ziya Selçuk Bakanımız. Teşekkür edeceğiz, Erzurum'dan yönelen şükran duyguları var, ifade edeceğiz. Bundan arzu ettiğimiz şey şu: Muhalefet milletvekilleri de yapılana dönük bu neviden bir dil kullandığı zaman zaten orta yerde sulh iklimi, barış iklimi oluyor. Yoksa onun dışındaki tenkitlere kim ne diyebilir? Söyledim işte, Abdüllatif Bey'in söylediği ne kadar doğruydu, katılıyorum. Eğitimin kalitesine dönük düşülen her nota katılıyorum, daha yükselmesi lazım, daha iyi olması lazım ama iyi olana da bir teşekkür, hepsi bu, istediğimiz bu.

Değerli Bakanım, yeni başladınız vazifeye ama öncesinde Bakan Yardımcılığı yaptınız. Eğitimcisiniz, bu sahadan geliyorsunuz, Allah'ın izniyle başarılı olacağınızdan eminim ben, duamız buna inşallah. Bu bütçe de size hayır, uğur getirsin. YÖK Başkanımız da öyle, çok nitelikli bir hocamız, Allah razı olsun, tabii ki işi zor, çok sayıda üniversite var. Dolayısıyla eleştirilere de bu gözle bakacak, eleştiriler de çok yoğun olacak elbette. Cenab-ı Hak yolunuzu, izinizi hep açık etsin efendim. Bütçemiz de hayır, uğur getirsin inşallah.

Hayırlı akşamlar diliyorum.