| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe KanunuTeklifi (1/283) ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/282) ve Sayıştay tezkereleri a) Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı b) GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı c) Doğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı ç) Konya Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı d) Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı e) Kalkınma Ajansları Denetim Raporları f) Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı g) Türk Standardları Enstitüsü ğ) Türk Patent ve Marka Kurumu h) Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu ı) Türkiye Bilimler Akademisi i) Türkiye Uzay Ajansı |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 03 .11.2021 |
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, Sayın Bakan, Bakanlığımızın ve kurumlarımızın değerli temsilcileri, Sayın basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Bakanımıza kapsamlı sunumu için teşekkür ediyorum.
Ülkemizin teknolojik dışa bağımlılığının azaltılması ve sanayide yapısal dönüşümün sağlanması; yerel kaynakları harekete geçiren, nitelikli iş gücü istihdam eden, dijital çağa uyum sağlayan ve nihayet uluslararası rekabet gücüne sahip bir sanayi oluşturulması Türkiye'nin lider ülke olma hedefine ulaşması bakımından oldukça önemlidir. On Birinci Kalkınma Planı'nda, rekabetçi üretim ve verimlilik temel eksen olarak belirlenmiş ve yerli üretimin artırılması, sanayileşmenin hızlandırılması ve imalat sanayi sektörüne odaklanılması öngörülmüş, teknolojik dışa bağımlılığın azaltılması ve sanayide yapısal dönüşümün sağlanmasına yönelik sektörel önceliklendirme yaklaşımı benimsenmiştir. 18 Eylül 2019 tarihinde yayımlanan 2023 Sanayi ve Teknoloji Stratejisi Belgesi ağırlıklı olarak teknolojik dönüşümü tasarlamış, ülkemizin küresel rekabet gücünü artıracak, ekonomik ve teknolojik bağımsızlığımızı temin edecek kritik teknolojilere yönelik politikalar millî teknoloji hamlesi yaklaşımıyla ele alınmıştır. Millî teknoloji hamlesinin çıktıları alınmakta olup başta savunma sanayisi olmak üzere otomotiv, makine, enerji, yazılım, ilaç ve tıbbi malzeme gibi birçok alanda yerli ve millî üretim artmaktadır. Teknoparklarda, kuluçka merkezlerinde, AR-GE'lerde, tasarım merkezlerinde ve teknoloji geliştirme bölgelerinde çok önemli ve başarılı çalışmalar yapılmaktadır. Milletimizin gururu yerli ve millî otomobilimiz TOGG yollara çıkmak üzeredir. Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali TEKNOFEST, dünya çapında ses getiren bir markamız olma yolunda ilerlemektedir. Millî Uzay Programı'nın başlatılması, milletimizi heyecanlandıran ve sevindiren bir gelişme olmuştur.
Değerli arkadaşlarım, pandemi nedeniyle dünya ekonomileri gibi Türkiye ekonomisi de son dönemde zorlu bir süreçten geçmektedir. Salgının etkisiyle 2020 yılı ikinci çeyreğinde yüzde 10,4 daralan ekonomimiz daha sonra hızla toparlanmış, 2020 yılı genelinde yüzde 1,8; 2021 yılı birinci çeyreğinde yüzde 7,2; ikinci çeyreğinde ise yüzde 21,7 oranında güçlü bir büyüme kaydederek dünyada en yüksek büyüme sağlayan birkaç ülke arasında yer almıştır. Salgının olumsuz etkilerine rağmen 2020 yılı genelinde yüzde 1,6 büyüme kaydeden sanayi sektörü, 2021 yılı ilk çeyreğinde yüzde 11,7; ikinci çeyreğinde -baz etkisinin de desteğiyle- yüzde 40,5 büyümüş ve altı aylık büyüme yüzde 24,5 olmuştur. 2021 yılı Ağustos ayı sanayi üretimi aylık yüzde 5,4; yıllık ise yüzde 13,8 artışla beklentileri aşmıştır. Yine ağustos ayı yıllık Sanayi Sektörü Ciro Endeksi yüzde 56,7 oranında artış göstermiştir. Sanayi istihdamı mevsim etkilerinden arındırılmış verilere göre ağustos ayında rekor kırarak 6 milyon 172 bin kişiye yükselmiş olup, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 20,1 oranında -785 bin kişi- artmıştır. İmalat sanayi, hızlı ve istikrarlı büyüme, cari açığı azaltma ve kalıcı istihdam yaratma, teknolojik gelişim ve yenilikçilik gibi faktörler açısından kritik öneme sahiptir. İmalat sanayi kapasite kullanım oranı her geçen ay artmakta olup, temmuzda yüzde 76,7'ye, ağustosta yüzde 77,1'e, eylülde ise yüzde 78,1'e yükselmiştir. İmalat sanayi performansında güvenilir referans kabul edilen İmalat Satın Alma Yöneticileri Endeksi; temmuzda 54, ağustosta 54,1, eylülde 52,5 olup üretim ve yeni siparişlerde üst üste artış kaydedilmiş, artan iş yükü nedeniyle firmalar istihdamı ve satın alma faaliyetlerini genişletmiştir. 2021 Ocak-Ağustos döneminde imalat sanayi üretimi bir önceki yılın aynı dönemine göre ortalama yüzde 21 artmıştır. Üretim endeksi pandemi öncesinin de çok üzerine çıkmıştır. 2021 yılı Ocak-Ağustos döneminde imalat sanayi ihracatı, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 37,1 artış göstermiştir. İmalat sanayi ithalatı ise aynı dönemde yüzde 20,5 artmıştır. Tüm dünyada ham madde temininde yaşanan zorluklara, girdi fiyatlarındaki anormal artışlara, nalbur fiyatlarındaki keskin yükselişe ve konteyner sıkıntılarına rağmen Türkiye, yatırım, üretim, istihdam ve ihracatta yüksek bir performans sergilemektedir. Zorlu bir dönemde ekonomimize büyük katkı sağlayan girişimci, sanayici ve ihracatçılarımızı kutluyorum, elbette, Sayın Bakanımız nezdinde Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımıza da teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; küresel ölçekte uluslararası rekabet baskısının giderek arttığı günümüzde, imalat sanayisinde rekabet gücü belirleyicileri arasında en temel bileşenler olarak teknolojik dönüşüm ve yenilik yapma kapasitesi ön plana çıkmaktadır. Son yıllarda inovasyon konusunda yapılan çalışmalar ve destekler sonuçlarını vermeye başlamıştır. Birleşmiş Milletlerin uzman kuruluşu Dünya Fikrî Mülkiyet Örgütü tarafından açıklanan 2021 Küresel İnovasyon Endeksi'nde Türkiye, 10 basamak birden yükselerek tarihindeki en iyi sıralama olan 41'inci sıraya çıkmıştır. Endekste yer alan 132 ülke içinde Türkiye, en büyük sıçrama kaydeden ülkeler arasında 2'nci sırada yer almıştır. Bununla birlikte katma değeri yüksek teknoloji geliştirmek, yeni ürün ve süreç üretmek için yaratıcı fikir, araştırma, uygulama ve işin ticarileştirilmesi unsurlarının birlikte kurgulanmasını gerektirmektedir. Ülkemizde orta ve yüksek teknolojili sektörlerin üretim ve ihracat içindeki payı artırılmalı, nispeten düşük teknolojili sektörlerde tasarım, markalaşma ve etkin pazarlama yoluyla katma değeri yüksek bir yapıya geçiş sağlanmalıdır.
AR-GE harcamaları, günümüz ekonomi dünyasının itici gücü ve ulusal rekabet ortamında önemli desteklerden biridir. Dünyada AR-GE harcamalarıyla ülkelerin gelişmişlik düzeyi arasında doğrudan bir ilişki vardır. Ülkemizde AR-GE harcamasının gayrisafi yurt içi hasıla içindeki oranı 2019 yılında yüzde 1,06'yken 2020 yılında yüzde 1,09'a yükselmiştir. AR-GE ve yenilik ekosisteminin odağında yer alan özel sektörün AR-GE kapasitesinin, sağlanan destekler ve altyapı olanaklarıyla geliştirilmesine devam edilmektedir. Bu kapsamda, özel sektörün toplam AR-GE harcaması içindeki payı artarak 2019 yılında yüzde 64,2'yken 2020 yılında yüzde 64,8'e ulaşmıştır. Benzer şekilde, özel sektördeki AR-GE personeli istihdamında da önemli bir artış yaşanmıştır. Toplam tam zaman eş değer AR-GE personeli istihdamı içinde özel sektörün payı 2019 yılında yüzde 62,9'ken 2020 yılında yüzde 65,3'e yükselmiştir. Özel sektör tarafından 2020 yılında gerçekleştirilen 35,6 milyar liralık AR-GE harcamasının yüzde 55,9'u AR-GE merkezlerinde gerçekleştirilmiştir. AR-GE merkezlerinde faaliyet yürüten girişimler, çalışan sayılarına göre incelendiğinde bu merkezlerde yapılan AR-GE harcamasının yüzde 85,2'sinin 250 ve üzeri çalışanı olan girişimler tarafından yapıldığı görülmektedir. Söz konusu merkezlerin nitelikli, araştırmacı insan gücü kapasitesiyle AR-GE ve yenilik çıktılarının artırılması büyük önem taşımaktadır. AR-GE ve yenilik ekosisteminin odağında yer alan özel sektörün AR-GE kapasitesinin sağlanan destekler ve altyapı imkânlarıyla daha da geliştirilmesine devam edilmelidir. AR-GE ve yenilik destekleriyle özel sektör harcamalarında yaşanan artışa rağmen, yükseköğretim kurumları ve araştırma altyapılarından özel sektöre bilgi ve teknoloji transferi ile girişimcilik ve ticarileştirme faaliyetleri yeterli düzeyde değildir. Bu desteklerin etkinliğinin artırılması ve ilgili taraflardaki farkındalık ve kapasitenin geliştirilmesi ihtiyacı bulunmaktadır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; göz açıp kapayıncaya kadar zaman, mekân, insan ilişkileri değişime uğramaktadır. 4.0, 5.0 derken endüstri devrimleri adeta sıraya girmiştir. 4'üncü Sanayi Devrimi alanında, ülkemiz politikalarına katkı sağlayacak çalışmaların yapılacağı ve öncü projelerin hayata geçirileceği 4'üncü Sanayi Devrimi Merkezi, Dünya Ekonomik Forumu ve Metal Sanayicileri Sendikasıyla birlikte faaliyetlerine başlamıştır. Bu merkezde söz konusu politikalara katkı sağlayacak çalışmalarla insan kaynakları için insan merkezli yapay zekâ, yapay zekânın sorumlu kullanımı gibi dijital dönüşümde öncü projeler hayata geçirilecektir.
KOSGEB tarafından uygulanan program çerçevesinde imalat sanayi özelinde büyük veri, nesnelerin interneti, endüstriyel robot teknolojileri, akıllı sensör teknolojileri, yapay zekâya dayalı siber fiziksel akıllı fabrika sistem ve bileşenleri, siber güvenlik, akıllı ve esnek otomasyon sistemleri ve sanal gerçeklik, artırılmış gerçeklik olmak üzere 8 akıllı dijital teknoloji konusu 2021 yılı proje teklif çağrısının kapsamına dâhil edilmiştir. Çağrı kapsamında 2021 yılında toplam 281 proje için 116 milyon liralık destek onaylanmıştır. 2021-2025 Ulusal Yapay Zekâ Stratejisi'nin hazırlanıp uygulamaya konulmuş olmasını ve yapay zekâ alanında ülkemizi 20 ekonomi arasına taşıma hedefini çok önemli bir gelişme olarak görüyoruz.
Sanayide dijital dönüşüme yönelik özel bir teşvik programının hayata geçirilmesinin gerekli olduğunu düşünüyoruz. İş ve yatırım ortamını etkileyen bürokratik süreçlerin basitleştirilmesi, mevzuat düzenlemelerinin etkinliği ve öngörülebilirliğin artırılması ve yatırım süreçlerini etkileyen maliyetlerin azaltılması büyük önem arz etmektedir. İş ortamının iyileştirilmesi konusunda reform niteliğinde çeşitli düzenlemeler hayata geçirilmiş ve bu alanda büyük ilerleme kaydedilmiştir. Dünya Bankası tarafından hazırlanan iş yapma kolaylığı raporlarına göre Türkiye iki yılda 25 sıra atlayarak genel sıralamada 2019 yılında 190 ülke arasında 33'üncü sıraya kadar yükselmiştir. Ülkemizin daha üst sıralara taşınması için eylem planı uygulanmasına devam edilmelidir. Bu bağlamda yatırım engelleri tümüyle ortadan kaldırılmalı veya en aza indirilmelidir.
Türk sanayisinin gelişiminde organize sanayi bölgeleri kritik önem taşımaktadır. Organize sanayi bölgeleri genel olarak yeni yatırımların yapılması, istihdam sağlanması, bölgesel kalkınma gibi ekonomik unsurların yanı sıra planlı sanayileşme ve kentleşme ve çevre politikaları bakımından da etkili bir politika uygulama aracı olmuştur. 81 ilde üretimin ve ihracatın kaynağı hâline gelen ve doğrudan istihdam sağlayan organize sanayi bölgeleri Türk sanayisinin gururu hâline gelmiştir. Dünyaya örnek gösterilen OSB'lerimizin bu kazanımlarının korunması ve geliştirilmesi Türk sanayisinin geleceği için gerçekten çok önemlidir. Hem OSB'lerimizin hizmet kapasitesini artıracak hem de OSB sanayicilerimizin rekabet güçlerini daha yukarıya taşıyacak çalışmalar devam ettirilmelidir. Yine yeni nitelikli endüstri bölgeleri oluşturulmalı, mevcut bölgelerin ise etkin kullanımı sağlanmalı, yatırımcıyı cezbedecek şekilde altyapıları tamamlanmalıdır. Ana ve yan sanayi entegrasyonu güçlendirilerek tasarım ve üretimde yurt içi katkı artırılmalı, markalar geliştirilmelidir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; dünyada bilgiye ulaşma kolaylaşırken yaratıcılık ve bilgiyi kullanma becerisi ön plana çıkmaktadır. Bugün toplumların üstünlükleri bilim ve teknoloji alanında vardıkları düzeylerle ölçülmektedir. Ülkemizde bilimsel düşüncenin hayat bulacağı ve itibar göreceği bir iklim oluşturulması, öğrenci ve öğreticilere sorgulayıcı ve araştırıcı bir kimlik kazandırılması, araştırmacı insan gücü kapasitesinin artırılması konusunda yapılan çalışmalar etkin bir şekilde devam ettirilmelidir.
Ülkemizin 21'inci yüzyılda dünyada stratejik ve ekonomik ağırlığının artarak daha etkin bir güç hâline gelebilmesi bakımından Türk Cumhuriyetleriyle olan yakın tarihî ve kültürel bağlarımız en büyük avantajlarımızdan birisini oluşturmaktadır. Bu çerçevede Türkiye'nin Türk Cumhuriyetleriyle ekonomik, sosyal ve kültürel ilişki ve iş birliklerinin yanında özellikle bilimsel ve teknolojik iş birliklerinin geliştirilmesine azami gayret gösterilmelidir.
Ekonomide uzun dönemde istikrarlı bir büyümenin sağlanması, sanayide üretim, ihracat ve istihdamın artırılması bakımından özel sektör yatırımlarının desteklenmesi önem arz etmektedir. "Yatırım Teşvik Sistemi" olarak adlandırdığımız 2012 yılında uygulamaya konulan karar kapsamında öngörülen destekler esas itibarıyla teşvik sisteminin ana omurgasını oluşturmaktadır. Yapılan son düzenlemeyle de İlçe Bazlı Teşvik Sistemi uygulamaya konulmuştur. İlçe bazlı yeni sistemi destekliyoruz ancak ilçeler arasındaki bazı eşitsizlik ve çelişkilerin mutlaka giderilmesi gerekmektedir. Esasen, ilçelerin SEG-2017 araştırmasına göre bulundukları kademeye göre ilgili bölgesel teşviklerden yararlandırılması daha adaletli olacaktır, ayrıca gelişme potansiyeli yüksek olan ilçelerin bu durumu mutlaka dikkate alınmalıdır. Diğer yandan teşvik verilecek sektör ve projelerde seçici olunmalı, iller bazında sektör seçiminde ilin farklılığını ve rekabet üstünlüğünü yansıtan sektörler dikkate alınmalıdır. Bu arada teşvik ve destek programlarının etkinliğinin değerlendirilmesi konusundaki çalışmalarınızdan dolayı sizleri tebrik ediyorum.
İmalat ve ihracat odağı niteliğindeki şehirlerin orta yüksek teknolojili ürünlerde değer zincirlerinin daha üst aşamalarına çıkması ve küresel değer zincirleriyle bütünleşmesi için kurumsallaşma, pazarlama, yenilik ve ulaşım altyapılarını desteklemek ve bu şehirlerde yaşam kalitesini yükselterek nitelikli iş gücü istihdamını artırmak üzere tasarlanan Üreten Şehirler Programı'nı da çok önemli görüyoruz. Yine, ülke sathında daha dengeli bir yerleşme düzeni sağlanması ve göçün kademeli olarak yönlendirilebilmesi için nispeten geri kalmış ve göç veren bölgelerde bölgesel çekim merkezi niteliğini haiz şehirlerin katma değeri yüksek üretim, ihracat, istihdam, verimlilik, teknoloji ve yenilikçilik kapasitelerinin artırılması amacıyla uygulanan Cazibe Merkezleri Destekleme Programı'nı da destekliyoruz.
Bölgesel kalkınma politikaları ve bu kapsamda yürütülen projeler bölgesel ve bölge içi gelişmişlik farklarının azaltılması açısından büyük önem taşımaktadır. Kalkınma ajansları, bölgelerindeki kamu kurumlarına, mahallî idarelere, üniversitelere, sivil toplum kuruluşlarına ve özel sektöre mali ve teknik destek sağlamaktadır. Kalkınma ajansları tarafından sonuç odaklı program uygulanmasına devam edilmeli, yönetim danışmanlığı alanında destek programları tasarlanarak uygulamaya konulmalıdır. KOP, DAP, DOKAP ve GAP Bölge Kalkınma İdareleri geçici süreli olarak kurulmasına karşın projeler tamamlanamadığından görev süreleri sürekli uzatılmaktadır. Bölge kalkınma idarelerinin personel sıkıntısı bulunmaktadır, ayrıca özlük hakları yetersizdir, bu kapsamda düzenlemelere ihtiyaç vardır. Şunu da ifade edeyim Sayın Bakanım: Kendi seçim bölgemde faaliyet gösteren KOP Bölge Kalkınma İdaresi ve MEVKA gerçekten o ellerindeki kıt kaynaklarla çok büyük işlere imza atıyor, yakından da takip ediyorum, bu projeler uygulamaya devam edilmeli.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile bakanlık ve kurumlarımızın 2022 yılı bütçelerinin hayırlı ve bereketli olmasını diliyorum, teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.