KOMİSYON KONUŞMASI

MAHMUT CELADET GAYDALI (Bitlis) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Bakanın sunumunu dikkatle izledim. Sunumu bir Bakanın değil de Bakanlık saymanının yaptığı izlenimine kapıldım; inşallahlarla maşallahlarla dolu. Ben gençlik yıllarımda Körfez ülkelerinde projelerde çalıştığım için Arapların "inşallah, maşallah"a nasıl davrandığını çok iyi biliyorum. Bir talimata "inşallah, maşallah" dedikleri zaman o, ya yapılmayacak veya ipe un serilecek anlamına gelir ve Sayın Bakan da bir defasında "İnşallah, bizim gençlerimiz uçan arabayı yapacak." demişti. Ben bir Teknoloji Bakanına, "inşallah"ı, "maşallah"ı ne kadar az kullanırsanız o kadar iyi olur diyorum.

Bir sürü hamasi laflar ve rakamların havada uçuştuğu, kavramların hiçbir anlamının olmadığı klasik söylemlerden başka bir anlam bulamadım. Bunu şu şekilde özetleyebilirim: Şimdi, birincisi, dendi ki: "Şu kadar adet teşvik belgesi verdik." Ya, otobüs bileti keser gibi belge dağıttıysanız bunun anlamı ne? Hâlbuki "Şu kadar teşvik verildi, bunun şu kadar adedi realize oldu ve şu kadar dolar yarar sağlandı." deseydiniz bir anlam ifade ederdi. Hani bir de diyorsunuz ya "Nereden nereye." E, peki son yirmi yılda küresel piyasaya kaç marka çıkardınız? Bunu merak ediyorum.

Bir de dijital yeşil dönüşümden bahsettiniz. Reel yeşil dönüşümü beceremeyen bir zihniyet ancak dijital ortamda bunu hayal eder. "Falan işe ulaşım işini kolaylaştırıyoruz." Peki, buna ne yaptınız? Yürüyerek gidene yürüyen merdiven mi kurdunuz, asansör mü? Bunun da içi boş bir kavram.

Hele bir kavramınız: "AR-GE altın çağını yaşıyor." Teknolojik bilimsel alanda hangi buluşlar gerçekleştirildi? Yoksa AR-GE kuruluşlarının başından aşağı altın mı yağdırdınız? Bu da bir anlam ifade etmiyor.

"Yeşil Kuşak Projesi'nde önemli bir rol üstleniyoruz." dediniz. Rolünüzü hakkıyla oynayacak mısınız, yoksa rol mü yapacaksınız? Bunu da merak ediyorum.

"Küresel marka olma yolunda çalışıyoruz, çalışmaya devam ediyoruz." dediniz. Peki, bu yolun uzunluğu ne ve bu yolda biz neredeyiz; başında mı, ortasında mı, gövdesinde mi, neresindeyiz, kaçıncı kilometresindeyiz?

"Başarı grafiğimiz yükseliyor." dediniz. Bu ne anlam ifade eder? Grafikte yüzde 10'dan yüzde 11'e veya 12'ye çıkmak da yükselmeyi ifade eder, yüzde 50'den 70'e, 90'a çıkmak da yükselmeyi ifade eder. Bu da anlamsız bir ifade. "Hızımızı artırdık." E, peki, 15 kilometreden 20 kilometre hıza çıkmak da hız artırmaktır, 150 kilometreden 200'e çıkmak da bir hızdır. Bu da maalesef, içi boş bir kavram.

İfadelerinizi genellikle "yapacağız, edeceğiz, çalışıyoruz" gibi "cak, cek"li ifadelerle sundunuz. Somut olarak verdiğiniz tek örnek Malatyalı öğrencinin başarısı; bunun haricinde ben somut hiçbir şey göremedim, kusura bakmayın.

"Temel attık." diyorsunuz. E, tamam. Zamanında bunları da çok gördük; temel atıldı, temel olduğu yerde kaldı. Keşke "Şu tarihte temel attık, şu tarihte üretime geçtik, şu kadar da ihracat yaptık, para kazandık." gibi bir kavram kullansaydınız.

Bir de ilk defa iki standart yaratıldı diye övünülüyor. Sayın Bakanım, Türk Standartları Enstitüsü (TSE) diye bir kurum var, zaten bunun görevi standartlar yaratmak ve geliştirmektir; bunda da övünülecek bir şey ben maalesef göremiyorum.

Bir de ben şunu söyleyeyim: "Soru cevaplarınız için internet portalinden havale etme..." Biz yazılı bir soru sorduğumuz an internet portalinden bir düğmeye basıp bunun çıktısını alıp bize göndermeniz de kolay bir iştir. Bugünkü teknolojide bundan da imtina edilirse "Yani sen git portalde ara." demek biraz saygısızlık oluyor. Keşke sizin bürokratlarınız bir düğmeye basarak bunu printerdan alıp bize cevap olarak gönderebilse. Biz bunu anlamlı olarak soruyoruz yoksa portale girip akşama kadar bilgi toplamak niyetimiz değil.

Teşekkür ediyorum.