| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe KanunuTeklifi (1/283) ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/282) ve Sayıştay tezkereleri a) Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı b) GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı c) Doğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı ç) Konya Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı d) Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı e) Kalkınma Ajansları Denetim Raporları f) Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı g) Türk Standardları Enstitüsü ğ) Türk Patent ve Marka Kurumu h) Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu ı) Türkiye Bilimler Akademisi i) Türkiye Uzay Ajansı |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 03 .11.2021 |
AYHAN ALTINTAŞ (Ankara) - Teşekkür ediyorum.
Sayın Başkanım, Sayın Bakanım, Sayın TÜBİTAK Başkanım, değerli Komisyon üyesi arkadaşlarım, değerli bürokratlar ve basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bilimsel ve teknolojik gelişmeleri yıllar önce gören Türkiye Cumhuriyeti 1963 yılında TÜBİTAK'ı kurdu. 7 Temmuz 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5376 sayılı Kanun'la TÜBİTAK, Sanayi Bakanlığına bağlandı. İsmindeki "teknik" kelimesi teknolojik olarak değiştirildi; misyonuna, teknoloji geliştirmek amacıyla, sanayi destekleri verilmesi ilave edildi; ayrıca, sosyal ve beşeri bilimler de Kurumun görev alanına dâhil edildi.
TÜBİTAK'ın yönetim şekli 2018 yılındaki Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle yeniden değişti. Üst yönetim organı olan bilim kurulu yerine Yönetim Kurulu oluşturuldu, Başkan aynı zamanda Yönetim Kurulu Başkanı da oldu. İsmindeki "bilimsel" kelimesi küçük harflerle, "teknolojik" kelimesi de büyük harflerle yazıldı. Aslında bilim ve teknolojinin eşit şekilde değerlendirilmesi daha iyi olurdu; Değerli Başkanın geçmiş tecrübesiyle bu dengeyi gözetmesini bekliyoruz. Temel bilimler göz ardı edilerek elde edilen teknolojik gelişmeler sürdürülebilir olmuyor.
TÜBİTAK teknolojiye ağırlık verince bünyesindeki araştırma merkezleri çok büyüdü, bir kısmı özel sektörle haksız rekabete bile girdi; özellikle savunma sanayisinde yer alan özel sektör firmaları bundan etkilendiler. Amerika'da da Lawrence Livermore, Los Alamos gibi ulusal laboratuvarlar var ama onlar daha çok uzun vadeli, özel sektörün çok ilgi duymayacağı ya da nükleer enerji gibi devlet elinde olması gereken konularda araştırma yapıyorlar. TÜBİTAK'ın da siber savunma, kriptoloji gibi devletin elinde olması gereken konularda araştırma merkezleri olması normaldir ve hatta gereklidir ama kamu kaynaklarına sahip bir kurumun özel sektörün yapabileceği işlere girmesi serbest piyasa ve serbest rekabeti zedeler.
Bu merkezlerin bilimsel üretimleri, teknolojik başarıları da dikkatle takip edilmelidir; her üç veya beş yılda bir ,dışarıdan atanacak bilim heyetleriyle değerlendirilmelidir. Bu sayede, başarılı birimlerin daha ağırlık kazanması, başarısız bilimlerin de yeniden yapılandırılması mümkün olacaktır. Ayrıca, teknolojik gelişmelere göre yönlendirilme tavsiyeleri de alınabilir.
TÜBİTAK bütçesinin önemli bir kısmının üniversite ve özel sektördeki araştırmaların desteklenmesi amacıyla kullanılması esastır. Rivayet olunur ki yıllık Türkiye araştırma alanı bazlı araştırma desteği iki yıl öncesine kadar 10 kilometrelik bir otoyol yapımı bütçesine eş değerdi. Son iki yılda TÜBİTAK'ın araştırma desteğinin artırılması bu anlamda çok doğru olmuştur. Ayrıca, Avrupa Birliği Çerçeve Programlarından Horizon 2020 kapsamında 934 projeye 391 milyon euro destek almışız. Bu hibe, destek miktarının, tarihinde ilk kez, AB'ye ödediğimiz destek miktarını aşmış olması da çok önemli bir başarı; emeği geçenlere teşekkür ediyorum.
Geçtiğimiz hafta Türkiye'nin 94 milyar dolar bütçeli Horizon Avrupa Araştırma Programı'na dâhil olması da çok sevindirici bir haber; TÜBİTAK yönetimini bu gayretleri ve başarıları için tebrik ediyorum.
Değerli arkadaşlar, teknolojik gelişmeler hakkında söylemek istediğim bir husus var: Sanayi Bakanlığının Endüstri 4.0 konusunda inisiyatif alması gerekiyor. Endüstri 4.0 için 5G iletişim teknolojileri hemen hemen olmazsa olmaz teknolojilerdir. Dolayısıyla Bakanlığımızın da 5G teknolojilerine ilgi duyması, 5G teknolojilerini sadece Ulaştırma Bakanlığı konusu gibi görmemesi gerektiğini düşünüyorum. Takdir edersiniz ki ulusal bilim, teknoloji ve yenilik politikalarında doğru karar vermek, değerlendirme yapmak ve bunlarda sürekliliği sağlamak tek bir bakanlığın etki alanına bırakılamayacak kadar önemlidir. Bu nedenle, TÜBİTAK'ı tekrar bakanlıklararası konuma yükseltmek daha doğru olur diye düşünüyorum.
Dünya bilim ve teknolojide nereye gidiyor? Sürdürülebilir kalkınma için hangi teknolojilere önem vermek gerekir? Kalabalık şehirler, iklim değişikliği ve çevre kirliliğine karşı hangi acil süreçleri devreye sokmak gerekir? Bütün bu konular sadece bir bakanlığı değil, birçok bakanlığı yakından ilgilendiren konular. Bu konularda dünyadaki değişimin gerisinde kalma lüksümüz yok.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Süreniz dolmuştur, toparlarsanız...
AYHAN ALTINTAŞ (Ankara) - Bitiriyorum.
Azalan ülke kaynaklarımızla toplumsal ve teknoloji temelli çözümler getirmenin yolunu bulmalıyız; burada en önemli görev TÜBİTAK'a düşüyor. TÜBİTAK bu sorunlara ülkenin nitelikli insan kaynaklarıyla en verimli çözümler bulmanın yollarını bulmalıdır; bu nedenle, önümüze bakmalı ve bilimi mürşit kabul ederek yol almalıyız diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.