| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe KanunuTeklifi (1/283) ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/282) ve Sayıştay tezkereleri a) Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı b) GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı c) Doğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı ç) Konya Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı d) Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı e) Kalkınma Ajansları Denetim Raporları f) Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı g) Türk Standardları Enstitüsü ğ) Türk Patent ve Marka Kurumu h) Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu ı) Türkiye Bilimler Akademisi i) Türkiye Uzay Ajansı |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 03 .11.2021 |
YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - Teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, Sayın Bakan, Plan ve Bütçe Komisyonunun değerli üyeleri ve Sanayi Bakanlığımızın kıymetli bürokratları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Buradan ülkemizdeki bütün olumsuz şartlara rağmen parasını dövizde tutmak yerine risk alarak üretim yapmaya çalışan, istihdam yaratan bütün sanayicilerimize teşekkür etmek istiyorum. İşleri zor ama ülkemizin sanayicilerimize ihtiyacı var.
Sanayide üretim, maliyet kalemleri arasında en yüksek payı enerji alıyor, hâlihazırda artan ham madde fiyatları, döviz kurundaki artış, enerjideki fiyat artışları sanayicilerin üzerindeki baskıyı artırıyor ve hepimizin bildiği üzere Türkiye, enerji talebini karşılamakta yüzde 74 oranında dışa bağımlı ve döviz kurlarındaki değişimin rakamlara etkisi cabası. Sanayi aboneleri geçtiğimiz ayın bu dönemlerinde doğal gazın birim fiyatına 1.393 lira ödüyordu, 1 Kasım 2021 tarihinde yapılan zamla birlikte bu rakam 3.482'ye çıktı, hatta Kademe-2'de 5.200 liraya çıktı ve doğal gazla üretilen elektrikte de ortalama hesapla yüzde 35 oranındaki zammın da on beş gün içinde uygulamaya gireceği tahmin edilmekte. Bunun kısa adı "maliyet artışı"dır. Maliyet kalemlerindeki artışın karşılığı nedir? Üretilen malın, tüketilenlerin maliyetini yükseltmektir, üretimi kısmaktır, personel giderlerinde tasarruf yapmak yani istihdamı düşürmektir, ucuz iş gücüne yönelmektir. 2020 yılı için ortalama bir rakam veriyorum, enflasyonu sanayicinin yaklaşık yüzde 45 bandındadır. Parasının yüzde 45'i negatif faizle elinden alınan sanayici de, yıllık anlaşmalarını zamlardan önceki maliyete göre hesaplayıp sözleşme imzalayan ihracatçı da bu durumdan memnun değildir. Hani siz sanayiciyi kalkındıracaktınız. Güçlü sanayi güçlü ekonomi, güçlü ekonomi de güven ve istikrar demek.
Şimdi, sanayicinin teknik iflas noktasına geldiğini söyleyeceğim ama "Destek verdik, teşvik verdik, hibe verdik." söylemleriyle cevaplandıracaksınız ama bunu ben demiyorum, bunu Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdemir söylüyor, ben de altına imza atıyorum. Teknik iflas nedir? Fiilen iflas etmeseler dahi şirketlerin teorik olarak iflas etmiş sayılabilecekleri borçluluk durumlarının ortaya çıkma hâlidir. Bu şirketlerin varlıkları borçlarını karşılayamaz, bu yüzden mahkemeden iflaslarını istemeleri gerekmektedir. Biliyorsunuz 2018 yılının Temmuz ayında döviz fırlayıp şirketlerin borçluluk oranları yükselince iflas başvuru zorunluluğu 1 Ocak 2023 tarihine kadar durduruldu. İktidar böylece istatistiksel bir kaçışa başvurdu ama iflasların önüne geçebildi mi? Teorik olarak iflas etmiş sayılacak şirketler fiilen iflas etti. Bilinen bir gerçek; rakamlar ve istatistikler siyasidir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bir de dünya ekonomisi üzerinden ülkemize bakalım: Türkiye'nin dünya ekonomisindeki aldığı pay artıyor mu? Sanayi sektöründe katma değerimiz yüzde 40,5 oranında artarken, dünya sanayisinde en ufak bir katkımız olmuyor çünkü Türkiye kendi performansını hem kullanamayan hem de dünyayla rekabette geri kalan bir ülke hâline gelmiştir. Bugün ülkemize yatırımcı doğrudan gayrimenkul almak için gelmektedir, imalat sanayi desteklerine rağmen yatırım yapan yabancı sayısı gayrimenkul almak için gelen yabancı sayısının katbekat altındadır. Yerli ve yabancı yatırımcılara yönelik gerçekleştirilmesi gereken 20 organizasyonun bile sadece 4'ü gerçekleşmiş, sadece organizasyonda bile hedeflenen değere ulaşılamamıştır. Bunu nereden anlıyoruz? Sanayi Bakanlığının Sanayinin Geliştirilmesi ve Yatırımların Desteklenmesi adlı programından. Bakınız, ne yazıyor: "Yüksek ve orta yüksek teknoloji yatırımları için düzenlenen yatırım teşvik belgesi tutarının toplam yatırım teşvik belgesi tutarı içindeki payı hedeflenen değere ulaşamamıştır."
Ayrıca organize sanayi bölgelerindeki değişiklikle ilgili sanayiciler bize ulaşarak Bakanlığınızın hazırlıklarını yürüttüğü organize sanayi bölgelerinin yönetim yapısını değiştirecek bir tasarıya ilişkin endişelerini dile getirdiler. Bununla birlikte Sanayi Bakanlığının 2022 bütçe sunumuna bakıldığında organize sanayi bölgeleriyle ilgili yapılması düşünülen mevzuat değişikliğine hiç değinilmediğini gördük. Konu 352 OSB'yi, burada faaliyet gösteren 67 bin firmayı ve OSB'lerde istihdam edilen yaklaşık 2 milyon 200 bin çalışanı doğrudan ilgilendiriyor. Yönetsel süreçler bakımından bu model dört aşamada ilerlemekte: İlk aşama, kuruluş ve teşebbüs dönemi, bu aşamada karar alma ve yetki kamu idarecilerinde zaten. İkinci aşama, OSB'lerdeki parsel sayısına göre iş yeri ruhsatı. Velhasıl bu konuyu esasında merak ettiğimiz kısımlarını...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son cümlelerinizi alalım.
YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - Tamamlayayım.
Şimdi, sunumda bu konuya hiç değinilmeyince ve OSB'lerden tepki olunca biz de doğal olarak merak ediyoruz. Yine sistemde kanun tekliflerini milletvekilinin vermesi gerekiyor ama şimdi siz Meclis adına bir çalışma başlatmışsınız, bu kanun teklifini bir AK PARTİ'si milletvekili adına Meclise getirmekten vaz mı geçtiniz, vazgeçmediyseniz, yine OSB'ler adına soruyorum, mevcut yapıyı bozacak, OSB'lere kayyum ataması gibi algılanan bu model değişikliğine neden ihtiyaç duydunuz?