KOMİSYON KONUŞMASI

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Bakan, Sayın Bakan Yardımcılarımız, çok değerli Bakanlık bürokratlarımız, değerli milletvekili arkadaşlarım ve basının değerli emekçileri; öncelikle hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Bakan, tabii, bugün ülkemizin kalkınması ve refahı için önemli bir bakanlığın, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının bütçesini görüşüyoruz. Uzun bir sunum yaptınız, sunumunuzda epeyce projeler, çalışmalar vardı. Ben tabii hem kadrolarınıza hem size yapmış olduğunuz tüm çalışmalardan ötürü öncelikle bir teşekkür etmek istiyorum.

Şimdi, tabii, Sayın Bakan, Türkiye'nin küresel rekabette ilerleyebilmesi ve kalkınma gösterebilmesi için mutlaka ve mutlaka üretmesi, büyümeyi sağlayabilmesi ve sanayileşmesi gerekiyor. Ülkemizin refah düzeyini yükseltebilmemiz ve küresel ölçekte de ülkemizin rekabet edebilmesi için ülkeyi yöneten iktidarın da tabii, üretimde yapması gereken tercihler vardır. Yani bu tercihlerin neler olduğunu şöyle birkaç maddede sıralayacak olursak; örneğin verimlilik, ihracat odaklı üretim, katma değeri yüksek teknolojili üretim, üretim odaklı büyüme, ithal ham madde ikamesinin artırılması yani yerli üretimin desteklenmesi, inovasyon, AR-GE çalışmaları, Endüstri 4.0 konusunda gelişmiş ülkelerle rekabet edebilir seviyeye gelinmesi ve tabii ki istihdam odaklı eğitim diyebiliriz.

Sayın Bakan, şimdi sunumunuzda tabii birçok şeyden bahsettiniz ama bu başlıklar altında asıl öncelikli olarak, temel olarak üretim, istihdam ve ihracatımız açısından bir değerlendirme yapmamız da gerekiyor çünkü bugün sanayicimiz üretmekte zorlanıyor. Ben tabii geç bir saatte konuşuyorum şu anda, ben konuşmadan önce birçok arkadaşımız çeşitli değerlendirmeler yaptılar üretimle ilgili, ihracatımızla ilgili, aynı şeyleri çok fazla tekrar etmeden hızlı bir şekilde bazı vurguları tekrarlamak istiyorum. Açıkçası, sanayicimiz üretmekte zorlanıyor demiştim, mesela ihracatımız maalesef ucuzluyor, kilogram başına yüksek teknolojili ürün ihracatımız birçok gelişmekte olan ülkenin şu anda gerisinde, birçok arkadaşımız tarafından da bu vurgulandı. Yani bu ne demek oluyor? Gittikçe daha çok ihraç edip daha az kazanıyoruz demek. Mesela hâlâ yüksek oranda ham madde ithal eder durumdayız, bu da çok önemli. 2019 yılı OECD ülkeleri verilerine göre, ara mallarının ithalat oranı yüzde 10 ile yüzde 60 arasında değişmekteyken bizde en son -yani 2013-2021 ortalaması- yüzde 73 oranında; bir türlü bu oranı aşağıya çekemiyoruz.

Bunun yanında üretimin en önemli kolu olan imalat sanayisine de bakacak olursak yüksek teknolojili ürün üretimi bizim için çok kritik önemde ama bu ürün grubunun da imalat sanayi ürünleri ihracatı içindeki payı yüzdesinde bir gerileme görüyoruz. Örneğin 2017'de yüzde 3,9, ağustos döneminde ise bu oran yüzde 3'e gerilemiş. Şimdi bir taraftan ithalat yapmadan ihracat yapmakta zorlanan, diğer taraftan üretse bile yükte ağır olup pahada hafif mallar ihraç eden bir imalat sanayimiz var. Şimdi, dünya ölçeğinde de baktığımız zaman katma değer yaratamıyoruz maalesef Sayın Bakan. Mesela üretilen katma değerin, dünya katma değeri içindeki payı 2017'de 1,15 iken 2019'da 1,01'e gerilemiş, 1'e düşmüş. İhracatı 5 milyar doları aşan sektör sayısına baktığımız zaman hakikaten bir artış görmüyoruz. Yani 2017'den bu yana 11-12 sayılarında, böyle tekrar eden sayılarda gidiyor; bir yükseliş yok bunda.

Şimdi, imalat sanayimizin üretme kapasitesi ve teknolojisi sınırlı maalesef. Çoğu sektör ucuz iş gücü ve yeterli olmayan teknolojiyle üretim yapmaya çalışıyor. Siz ne kadar "Şu kadar destek verdik, bu kadar yaptık." deseniz de ülkedeki yanlış politikalardan kaynaklı, işte dövizdeki aşırı artışlar, enflasyondaki yükseliş gibi etkenlerle üreticimiz çok zor durumda. Üretimde bir yandan işsizlik artıyor mesela, bir yandan da nitelikli işgücü ve ara eleman eksiği yaşanıyor. Bu noktada, bir türlü istenilen ilerlemeyi sağlayamadığımızı görüyoruz. Dün Millî Eğitim Bakanlığı bütçesi görüşmelerinde de özellikle bu konuyu değerlendirdik. Yirmi yıllık iktidarınız boyunca, bu konuda çok daha fazla yol almış olmanız gerekirdi. Mesela, AR-GE çalışmalarına konuşmanızda epeyce yer verdiniz yani buradan AR-GE çalışmalarını aslında çok önemsediğinizi de görüyoruz.

Sayın Bakan Yardımcım sizi oyalamazsa ve dinlerseniz sevinirim bu arada.

AR-GE harcamaları diyordum. Sizin de çok önemsediğinizi sunumunuzdan gördüm bu konuda ama OECD ülkeleri arasında en az pay ayıran ülkeyiz maalesef; evet, bir artış var sizin de söylediğiniz gibi ama hâlâ AR-GE harcamasının gayrisafi yurt içi harcama içindeki oranına baktığımızda yüzde 1,09'a yükselmişiz, hedefiniz yüzde 1,29'muş onu da yakalayamamışız yani. Şimdi, mesela AR-GE harcamalarına yüzde 1 veya daha az pay ayıran 7 OECD ülkesi arasındayız. Bu hakikaten çok önemli, AR-GE harcamalarına ayırdığımız pay. En fazla AR-GE harcaması, yüksek teknoloji faaliyetlerindeki girişimler tarafından yapılmış. Bakın, Sayın Bakan, bu çok önemli. Neden önemli? Demek ki, 2020'de mesela, imalat sanayisinde gerçekleştirilen 20 milyar 333 milyon TL AR-GE harcamasının yüzde 44,7'sinin yüksek teknoloji faaliyetinde yer alan girişimler tarafından yapıldığını görüyorsak, demek ki AR-GE'den ayrılan kaynak arttırılırsa aslında bizim sanayicimiz daha fazla üretecek, daha fazla yüksek teknolojili ürün geliştirecek. Yani bu potansiyel Türkiye'de var ama sizin bu bütçeleri ayırmanız gerekiyor, daha fazla ayırmanız gerekiyor. Evet, sanayicinin üzerindeki yük büyük, doğal gaza, elektriğe gelen zamlar fiyat artışlarındaki üretim onları daha da fazla zora sokuyor.

Şimdi, üretimle beraber sürekli büyük bir teknolojik dönüşüm, teknoloji odaklı sanayi hamlesi, dijital dönüşüm, yeşil dönüşüm gibi konuları konuşuyoruz. Mesela, bir araştırmada -Dünya Ekonomik Forumu 2018'de ülkelerin geleceğin üretim teknolojilerine ne ölçüde hazır olduğunu inceleyen bir rapor hazırlamış- Türkiye 100 ülke arasında üretim yapısı bakımından 32'nci, üretim dinamikleri bakımından da 57'nci sırada gösterilmiş. "Türkiye, hâlâ -rapora göre- güçlü bir üretim yapısına sahip olmakla birlikte, üretimin geleceği açısından riskli ülkeler kategorisinde değerlendirilmiş." diyor. Araştırmadan beri, aradan geçen üç yıla baktığımızda, değerlendirdiğimizde, kırılganlığın arttığını, cari açığımızı, dış borçluluğumuzu göz önüne aldığımızda iyiye gittiğimizi de pek söyleyemeyiz. Örneğin, Endüstri 4.0'ın neresindeyiz Sayın Bakan? Yapılan araştırmalar Türkiye'de sanayinin dijital olgunluk seviyesinin Endüstri 2.0 ile Endüstri 3.0 arasında olduğunu gösteriyor. Evet, "Sanayide dijital dönüşümü hızlandırıyoruz." demişsiniz ama ben somut hiçbir şey görmedim sunumunuzda. Acaba neleri eksik yapıyoruz diye de değerlendirmek gerekiyor. Örneğin, ciddi bir beyin göçü var. Gençler, bilim insanları umutlarını kaybettiler ve gidiyorlar; ülkemizden giden gençlerimizi, bilim insanlarını Türkiye'ye geri getirmek için bir çaba gösterdiniz mi? Bir ara böyle bir çalışma yapılmıştı, hatırlıyorum, ne oranda başarılı oldu? Hâlâ gitmeye devam ediyorlar. Gidişlerin önünü kesmeyi düşünüyor musunuz? Mesela, endüstriyel robot üretiminde lider ülkelerin AR-GE harcamaları ile Türkiye'nin AR-GE harcamaları arasında büyük farklar bulunuyor. Endüstriyel robot üretiminde ne durumdayız diye baktığımızda, Uluslararası Robot Federasyonunun 2020 yılı rakamlarına göre, mesela 10 bin çalışana düşen robot sayısı Singapur'da 918 robot, Almanya'da 346 robot, İsviçre'de 277 robot, Türkiye'de her 10 bin işçiye 19 robot düşmektedir. O kadar çok şeyden bahsettiniz ki mesela Türkiye bu konuda hangi noktada Sayın Bakan? Bu çok önemli. Hazır bu noktaya değinmişken, mesela bir şey söylemek istiyorum, yeni yerli otomobilimizle ilgili, TOGG'la ilgili Twitter hesabında bir video var fakat o videoda kaportayı işçiler elleriyle indirip taşıyorlar yani böyle bir üretim bandını siz o videoda nasıl yayınladınız? Açıkçası bir gözden geçirip o videoyu değiştirirseniz iyi olur. Aslında bu neyin kanıtı biliyor musunuz? Ülkemizde hâlâ teknoloji yoğun değil, emek yoğun bir üretimin olduğu gösteriyor. Yani bütün bunların aslında konuşulması, masaya yatırılması lazım.

Şimdi, çok az bir sürem kaldı, Sayın Başkanım, ben, son konuşmacı...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Aslında kalmadı süreniz.

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Bir dakika, bir dakika isteyeceğim.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Lütfen, çok kısaca toparlayın.

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Bakanlığınızın bütçesinin düştüğünü görüyoruz yani geçen yıl genel bütçenin binde 9'u iken, binde 8.4'e düşmüş ama ben asıl bu Uzay Ajansı bütçesiyle ilgili bir şey sormak istiyorum. Diğer arkadaşlarımız da değindiler yüksek oranda bir düşüş var hedeflerde, yüzde 54 oranında düşmüş. Yalnız siz sunumunuzda şöyle bir rakamdan bahsettiniz: "Program kapsamında yürütülecek çalışmalar 1 milyar 890 milyon liralık bütçeyle yatırım programına dâhil oldu." diye yani bu yaklaşık 195 milyar dolara denk geliyor şu andaki kurla. Şimdi, bu ayrılan yatırım programına dâhil olan bütçe 2022 bütçesinin neresinde? Biz şu anda o bütçenin içinde bunu görüyor muyuz? Çünkü ben ilk defa burada okudum bunu. Hem kurumun bütçesi o kadar düşükken bu bütçe neydi bunu da bize bir açıklarsanız sevinirim.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Bir soru daha, çok kısa...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Ama çok aştık, bakın, bir dakika yirmi saniye aştınız sürenizi. Onu da soru-cevap kısmında sorarsınız.

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Peki, o zaman ben bütçenizin hayırlı olmasını diliyorum.

Teşekkür ederim.