| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/283) ve 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanun Teklifi (1/282) ile Sayıştay tezkereleri a) Dışişleri Bakanlığı b)Avrupa Birliği Başkanlığı c)Türk Akreditasyon Kurumu ç)Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığı (Türkiye Ulusal Ajansı) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 04 .11.2021 |
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Çok değerli milletvekillerimiz, çok Saygıdeğer Bakanım, Bakan Yardımcılarımız, kıymetli bürokratlar, basınımızın çok saygıdeğer mensupları, kıymetli hazırun; ben de hepinizi sevgiyle saygıyla selamlıyorum.
Sayın Bakanım, sunumunuzu dikkatle, heyecanla takip ettik. Gerçekten yine gurur duyduk, onur duyduk yapmış olduklarınızla ve sunumunuzla; doyurucu bir sunum yaptınız.
Her ne kadar dış işleriyle ilgili daha önce orada görev yapmış bir şahsın, bir parlamenterin üstenci, kibirli, kinli ve hınçlı konuşmalarını reddettiğimizi, kötü sözün sahibinin kendisine ait olduğunu burada bir kere daha ifade etmek istiyorum.
Tabii ki birçok başlık var. Ben, bunlara zamanımızın yettiği oranda değinmek istiyorum ama her şeyden önce konuşmacılardan not alarak birkaç hususu burada açıklamak gereği duydum. Özellikle, Suriye konusunda Esad'ın dizinin dibine oturma politikası güdenler, Kıbrıs davasında Yunanistan'ı aratmayan açıklamalar yapıp kapalı Maraş'ı tanımayanlar, Dağlık Karabağ zaferini gölgelemek için ülkemizi akıl almaz bir şekilde teröristlerin yanına koymak ve gösterme çabasında olan zihniyet, Biden'den yine medet umup IMF'yle gizli toplantılar yapanlar, Amerika'ya el açıp Avrupa'ya boyun bükenler, kendi ülkesini bir başka yerlerde hep şikâyet eden ruhlar, bir gün "Doğu Akdeniz'de niye yokuz?" deyip sonra orada, o sularda ay yıldızlı gemilerimizi görünce "Doğu Akdeniz'de bizim ne işimiz va?." diyenler, bağımsız yargımıza müdahale etme ve iç işlerimize karışma teşebbüsü ve hadsizliğinde bulunan yabancı diplomatları görmezden gelip ulusal güvenliğimiz, uluslararası çıkarlarımız için ve her şeyden önemlisi terörle mücadele için, PKK ve DEAŞ'la mücadele için, Türkiye Büyük Millet Meclisinde önümüze gelen tezkereye "hayır" oyu kullananların dış politikayla ilgili burada fikir beyan etmelerini anlamış değilim.
ÖZKAN YALIM (Uşak) - Biz yabancı postalların ülkemize girmesini istemediğimiz için...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, rica ediyorum, hatibi dinleyelim, lütfen. Sırası geldiğinde fikirlerinizi ifade edersiniz.
SALİH CORA (Trabzon) - Onda da aynı ifadeler vardı, önceki tezkereye "evet" demiştiniz, ne oldu?
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Değerli milletvekilleri, Türkiye yakın çevresinde ve ötesinde barış, güvenlik, istikrar ve refahın sağlanması amacıyla girişimci ve insani bir dış politika izliyor. Uygulanan bu politika bugün ülkemizin sahada ve masada ne kadar etkin olduğunu gözler önüne seriyor. Bunu, Suriye'de, Libya'da, Doğu Akdeniz'de ve Kuzey Irak'ta gördük. Faal, donmuş ve olası çatışmaların var olduğu bir coğrafyanın tam ortasında yaşıyoruz. Bölgemizde karşı karşıya kaldığımız krizlere yerinde müdahalelerde bulunarak millî çıkarlarımızı koruyoruz, izleyen ve seyreden değil, artık inisiyatif alan bir dış politika izliyoruz, artık tribünlerde değil, sahada yer alıyoruz. Kabiliyetimiz Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Dışişleri Bakanlığımızın kurguladığı proaktif strateji ve derinlikle mesai sayesinde bu başarılarımız mümkün oluyor.
Sayın Bakanımızın idaresinde dış politikamızın girişimci boyutunun harekete geçirilmesi, Türkiye'nin bölgesinde bir istikrar kalesi olmasında da çok büyük pay sahibi olduğunu ifade etmek istiyorum. Türkiye'nin girişimci ve insani politikaları sadece yakın coğrafyamızda değil, tüm dünyada yürütülmektedir, bunun neticelerini de hep birlikte görüyoruz. Dış politikamızın genişleyen vizyonu, küresel boyuttaki tüm meseleleri yakından takip ederek etkin rol alabilmemizi mümkün kılıyor. Türkiye, hâlihazırda 253 dış temsilciliklerle dünyanın en geniş temsil ağına sahip 5 ülkesi arasında yer alıyor. Bu kapsamda üslerimizin de olduğunu belirtmek isterim. Bu mevcudiyet, açılım politikamızın geliştirilmesinden, ticari ilişkilerimize ve vatandaşlarımıza sunduğumuz hizmetlere kadar ülkemize önemli imkânlar sunuyor. Afrika, Asya, Pasifik ve Latin Amerika-Karayipler'e yönelik açılım politikalarımız Türkiye'nin gündeminde öncelikli yer almaktadır.
Değerli milletvekilleri, önemli bir başlık: Afrika'yla ilgili ilişkilerimiz. Özellikle Afrika'yla ilişkilerin ve iş birliğinin ilerletilmesi, Türkiye'nin girişimci ve insani dış politikasının önemli kurallarından birini oluşturuyor. 2003'ten beri uygulanan Afrika'ya açılım ve ortaklık politikaları, kıtayla ilişkilere ciddi bir katkı sağlamış durumda. İlki 2008'de İstanbul'da, ikincisi 2014'te Malabo'da olmak üzere 2 kez Türkiye-Afrika Ortaklık Zirvesi düzenlendi. Türkiye'nin stratejik ortak olduğu Afrika Birliğiyle 17-18 Aralık 2021 tarihinde ve Türkiye'nin ev sahipliğinde İstanbul'da düzenlenmesi öngörülen 3'üncü Türkiye-Afrika Ortaklık Zirvesi'yle de kıtayla bağlarımızı ve iş birliğimizi taçlandıracağız.
Afrika'daki büyükelçilik sayımız 2002'de 12 iken bugün 43'e yükselmiş durumda. Girişimlerimizin bir tezahürü olarak Ankara'daki Afrika büyükelçiliklerimizin sayısı da 2008'de sadece 10 iken bugün 37'ye yükselmiş durumda. 45 Afrika ülkesiyle iş konseyi oluşturuldu; öte yandan, bayrak taşıyıcımız Türk Hava Yolları, 33 Afrika ülkesinde 41 noktaya bugün itibarıyla sefer düzenliyor. Afrika ülkeleriyle altyapımızı tahkim etmek için bugüne kadar 48 ülkeyle ticari ve ekonomik iş birliği anlaşması, 32 ülkeyle yatırımların karşılıklı teşviki ve korunması anlaşması ve 16 ülkeyle ise çifte vergilendirmenin önlenmesi anlaşmasını imzalamış durumdayız. Tüm insanlığa adalet ve merhametle yaklaşan kadim bir medeniyetin varisi olarak Afrika'nın her köşesinde yükselen beklentilere imkânlarımız ölçüsünde yanıt vermeye devam ediyoruz. Afrika'ya yapılan doğrudan yatırımlarımız 6 milyar dolara ulaşmış durumda. Sayın Cumhurbaşkanımızın 22 Ekim 2021 tarihinde Türkiye-Afrika 3'üncü Ekonomi ve İş Forumu'nda yaptığı konuşmada dile getirdiği üzere Afrika'da kapısı çalınmadık dost, yarası sarılmadık gönül, iş birliği yapılmadık ülke inşallah bırakmayacağız.
Dışişleri Bakanlığımız, TİKA, Türkiye Maarif Vakfı, Yunus Emre Enstitüsü, Diyanet Vakfı, Kızılay ve Türk Hava Yolları el ele Afrika'nın dört bir yanına ulaşıyorlar. Tabii ki sadece Afrika'yla değil Asya'dan Latin Amerika'ya kadar her kıtada dostluklarımızı pekiştiriyor, yeni iş birlikleri tesis ediyoruz. 2002'de 6 olan Latin Amerika-Karayipler Bölgesi'ndeki temsilciliklerimizin sayısı bugün itibarıyla 18'e yükselmiş durumda. Yine, Şili ve Venezuela'yla serbest ticaret anlaşmamız, Kolombiya ve Meksika'da ise TİKA program ofislerimiz bulunuyor. Latin Amerika'yla ticaret hacmimiz 2002'den bugüne 10 kat artarak 10,2 milyar dolara yükselmiş durumda. Ayrıca, Türkiye, 18 bölge ülkesiyle siyasi istişare mekanizmalarını geliştirmiş durumda. Türkiye Büyük Millet Meclisinin Latin Amerika ve Karayipler Parlamentosu gözlemci üyeliğiyle, Latin Amerika kıtasıyla parlamentolar arası ilişkilerimizi güçlendireceğine bu kapsamda inanıyoruz.
Asya'ya yönelik olarak ise 2019 yılında düzenlenen Büyükelçiler Konferansı'nda Sayın Cumhurbaşkanımızın tensipleriyle Sayın Dışişleri Bakanımız tarafından "Yeniden Asya Girişimi" ilan edildi. Bu yenilikçi girişimle Asya kıtasıyla köklü ilişkilerimizi bütüncül ve uzun vadeli bir bakış açısıyla yeniden değerlendiriyoruz. Bu girişimle beraber kurumlar arası eş güdüm mekanizmaları tesis edildi ve 31 ülke içerisinde eylem planımız hazırlandı.
Öte yandan, ASEAN'ın sektörel diyalog ortağı Şanghay İşbirliği Örgütünün ise diyalog ortağıyız, Asya İşbirliği Diyaloğunun da üyesi konumundayız. Dünyanın yeni ağırlık merkezi hâline gelen Asya kıtasındaki Türkiye olarak yeni temsilcilikler açıyor, bölgenin önde gelen ülkeleriyle ilişkilerimizi stratejik ortaklık düzeylerine yükseltiyoruz. Ülkemizin 10 ASEAN ülkesinde büyükelçiliği bulunmaktadır. Malezya, Güney Kore, Singapur'la serbest ticaret anlaşmalarımız mevcut.
Türkiye'nin dış politikasında önemli bir yer tutan Asya ülkeleriyle ilişkilerini bilim, ticaret, yatırım, kültür, siyasi temaslar ve etkileşim gibi birçok farklı alanda yeni safhalara taşımaya devam ediyoruz. Türkiye'nin Asya'yla yeniden kucaklaşmasını sağlayabilecek bu politikalarımız salgın sonrası dönemin sunduğu yeni fırsatlarla da tahkim edilecektir.
Bu başlıklarımız tabii ki devam ediyor. Özellikle Sayın Bakanımızın değindiği göç ve insani yardımlar konusunda insanlık onurunu koruduk. Bu anlamda, Türkiye, gayrisafi millî hasılasına göre şu anda dünyada lider konumda. Son yedi yıldır dünyada en fazla sığınmacıya ev sahipliği yapan ülke konumundayız. Suriye'ye yönelik sınır ötesi yardımların yüzde 80'i sınır kapılarımızdan yapılıyor.
Yine, coronavirüs ve tıbbi yardımlar alanında rekabeti değil, dayanışmayı ön plana çıkarıyoruz. Cumhuriyet tarihimizin en büyük tahliye operasyonu kapsamında 142 ülkeden 100 binden fazla vatandaşımızın vatanına dönüşünü sağladık. Tıbbi malzeme başta olmak üzere 160 ülkeye, 12 uluslararası kuruluşa yardım sağladık, 10 ülkeye aşı hibe ettik. Tabii ki bunları artırabiliriz.
Yine, gurur kaynağımız New Yok Yeni Türkevi binasını önemli bir eser olarak görüyoruz ve bunun açı ışını da yapmış olduk. Ben bu anlamda Sayın Bakanımıza ve ekibine de teşekkür ediyorum.
Yine, barış için arabuluculuk anlamında attığımız adımlarla bir markayız. Bunu devam ettiriyoruz.
Diğer taraftan, on yılı geride bırakan Suriye ihtilafının sonlandırılmasına önemli mesailer harcadık. Ülkemizdeki Suriyelilerin ve ülke içerisinde yerinden edilmiş kişilerin güvenli bir şekilde Suriye'ye dönmelerini sağlıyoruz.
Yine, bizim, öteden beri en önemli ülke olarak önem verdiğimiz ve özellikle AK PARTİ hükûmetleri döneminde zirve yapan Filistin davasıyla ilgili yılmaz savunuculuğumuz her anlamda devam ediyor.
Libya'ya desteğimiz ülkenin geleceği bakımından belirleyici oldu. Gerçekten Libya'da, Doğu Akdeniz'de yapmış olduğumuz, izlemiş olduğumuz politikalar sayesinde bugün sahada ve masada nasıl var olunabildiğini bir kere daha göstermiş olduk.
Yine, Afganistan'ın istikrarı bizim için çok önemlidir. Bu anlamda da üzerimize düşeni yaptık, bundan sonra da yapmaya devam edeceğiz.
Doğu Akdeniz'de diyalog ve istikrarın, Kıbrıs davamızın da bu anlamda savunucusuyuz. Doğu Akdeniz'de deniz yetki alanlarının diyalog iş birliği ile hakkaniyet ilkesi çerçevesinde çalışmalarımızı yürütüyoruz. Hedefimiz, ülkemiz ve Kıbrıs Türklerinin meşru hak ve çıkarlarının savunulması ve korunmasıdır. Çözüm için diyaloğa açığız; Sayın Cumhurbaşkanımızın Doğu Akdeniz Konferansı önerisindeki maddelerde de bunu rahatlıkla görebiliriz.
Yine, can Azerbaycan'ın vatan muharebesine desteğimiz, yaklaşık otuz yıllık bir hukuksuzluğun son bulması anlamında ortaya çıktı. Azerbaycan, meşru müdahale hakkını kullanarak başlattığı vatan muharebesi sonucunda yukarı Karabağ ve çevresindeki otuz yıla yakın zamandır süren işgali ortadan kaldırdı. Vatan muharebesi sürecinde gerek uluslararası platformlarda gerekse üst düzey ikili temaslarda Azerbaycan halkı davasında tüm imkânlarımızla, tüm gücümüzle yanlarında yer aldık, ihtiyaç olması hâlinde yine yer almaya devam edeceğiz.
Evet, değerli milletvekilleri, terör örgütleriyle yurt dışında mücadelemizi aralıksız bir şekilde yürütüyoruz. Suriye topraklarında terör örgütlerine karşı 3 harekât gerçekleştirdik, bu sayede 8 bin kilometrekareden fazla bir alanı terörden temizlemiş olduk.
Yine, DEAŞ'ın alan hâkimiyetini ortadan kaldırdık. PKK/YPG tehditlerine karşı oldukça etkili olduk. Harekâtlarımız sayesinde yaklaşık 466 bin Suriyeli ülkelerine güvenlik içerisinde geri dönebildi. DEAŞ'la Mücadele Uluslararası Koalisyonunun etkin bir üyesiyiz. FETÖ'yle mücadelemiz yurt dışında hız kesmeden devam ediyor. Bu kapsamda, bugüne kadar 43 ülkede FETÖ iltisaklı okulların faaliyetlerinin kısmen ya da tamamen sonlandırılmasını sağladık. Bunlardan 21 ülkede okullar Türkiye Maarif Vakfına devredildi.
Yine, PKK/PYD-YPG'nin bazı ülkelerin başkentlerinde sözde büro ve temsilcilik açma çalışmaları yakından takip ediliyor, gerekli girişimleri yaptık. Terör örgütü mensuplarının iadesi, mal varlıklarının dondurulması ve haklarında yasal süreçlerin başlatılmasına ilişkin süreçler de önceliğimiz olmaya devam ediyor.
Ben süreyi iktisatlı kullanmak adına... Sayın Başkanım, Değerli Bakanım, bu bütçenizin hayırlı, bereketli olmasını temenni ediyor, hazırunu saygıyla selamlıyorum.