| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/283) ve 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanun Teklifi (1/282) ile Sayıştay tezkereleri a) Dışişleri Bakanlığı b)Avrupa Birliği Başkanlığı c)Türk Akreditasyon Kurumu ç)Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığı (Türkiye Ulusal Ajansı) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 04 .11.2021 |
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın Bakanım hoş geldiniz.
Sayın Bakanım, Amerikan Kongresinden Amerika'nın ulusal çıkarlarıyla alakalı bir kararname geçirildi. Bu kararname, özellikle Türkiye'nin Suriye ve Orta Doğu'daki davranışlarıyla beraber ifadeler net olmakla birlikte terör yandaşı muameleleri yüreklendirdiği ve Türkiye'nin Amerikan çıkarlarına zarar veren davranışları nedeniyle suçlandığı bir kararname. Zatıaliniz buna ilişkin benim kanaatimce zayıf sayılacak bir açıklama yaptı. Sayın Cumhurbaşkanımızdan bu konuda hiçbir şey duymadık, Biden'la görüşmede bu dile gelmedi. Ulusal onurumuz açısından bu kararnameyi nasıl niteliyorsunuz? Buna bu kadar zayıf tepki verilmiş olması karşılıklılık esasına uygun mudur?
Şimdi, iktidar olduğunuz dönemde size bölgeyi barış havzası olarak teslim eden sizden önceki iktidar vardı. Rahmetle anıyorum, İsmail Cem, Dışişleri Bakanlığı döneminde bütün komşularımızla sıfır sorunlu bir bölge yaratmıştı. Bugün geldiğimiz tabloda, iyi ilişki içerisinde olduğumuz tek bir komşumuz yok. Son on yılda uyguladığınız politikalar, ehil olmayan ellerle ya da başka bir nedenle -bu tartışmayı burada yapmayacağım- Türkiye'yi hem ekonomik olarak hem sosyolojik olarak hem de dış politikada diplomatik olarak dışlanmış bir ülke durumuna düşürdü. Israrla ve iddiayla dile getirdiğiniz Doğu Akdeniz konusunda bile oluşan bütün paktlar Türkiye'yi dışlamış vaziyette. Akdeniz'de İsrail'le, Mısır'la ve Suriye'yle yaratmış olduğunuz kötü ilişki ortamı on yılda Türkiye'ye çok pahalıya mal oldu. Umuyorum ki iyi ilişkiler kurma çabanız daha gelişkin hâle gelir ama oluşan paktların içerisinde Türkiye olmadığı gibi, bir NATO ülkesi olan Türkiye'ye karşı NATO ülkesi Yunanistan, Güney Kıbrıs Rum Kesimi ve Fransa bir araya gelerek tavır alabilir hâle geldi. Biz her şeyi karşımızdakilere yüklemek yerine kendi uyguladığımız politik yöntemlerin bir âcizlik, bir boşluk yarattığını da düşünebilir miyiz? Türkiye, son on yıldır diplomatik olarak kullanması gereken argümanları terk edip tekçi bir çalışmayla, sadece Sayın Cumhurbaşkanı ve etrafındaki danışmanlarla çalışır olmanın faturasını mı ödüyor? Bu konuya sizden bir yanıt bekliyorum.
Son Biden görüşmesinde olumlu denebilecek noktalar var. Bir saati aşan bir görüşmeyi organize edebilmeniz olumlu bir şeydir, aksi hâlde yine onurumuzla oynanmış bir tablo söz konusu olacaktı. Zatıalinizin o görüşmeye katılmış olması da bizim açımızdan çok olumludur çünkü Sayın Cumhurbaşkanı son dönemde tek olarak görüşmeler yapıyor, kurumsal ilişkiler kurmuyordu. Bu atılan adımı olumlu buluyoruz ama bu görüşme de dâhil daha önceki görüşmelerde de Türk halkına eksik iletişim kurdurma yöntemleri uygulandı. Bu görüşmede S-400'lerden bahsettiğini söylüyor Biden ve sözcüsü, ayrıca Sayın Cumhurbaşkanıyla olan görüşmede hukukun üstünlüğüne, insan haklarına ve demokrasiye yönelik olarak eleştirel bir bakış açısını dile getirdiğini söylüyor. Sarayın yapmış olduğu, İletişim Başkanlığının yapmış olduğu açıklamalarda bunlar yok. Neden yok? Türk halkı neden doğru bilgilendirilmiyor? Ayrıca neden böyle bir iki başlı durum söz konusu? Dışişleri Bakanı sizseniz, bu açıklama dört dörtlük sizden neden gelmiyor? Saray sözcüsünden eksik olarak neden halkımız enforme ediliyor?
Son olarak, şunu söyleyeceğim: Kuzey Irak'ta 33 askerimiz şehit oldu. Ağzınızdan net olarak, askerlerimizi şehit eden devletin adını duymak istiyorum, ona mukabele-i bilmisil olarak hangi uygulamanın yapıldığını duymak istiyorum. 33 askerin öldürülmesine, şehit edilmesine "Hava üslerini tarumar ettik." derseniz bu bizi tatmin etmeyecektir Sayın Bakan. Askerlerimizin tırnağı etmeyecek muameleleri sakın ola ki mukabele-i bilmisil olarak bize sunmaya kalkmayınız.
Uzun süredir partim dile getiriyor, askerlerimiz gözlem kulelerinin olduğu yerde yalnızlaştırılmış. 5 gözlem kulesine 12 gözlem kulesi düşmüş durumda ve can güvenlikleriyle ilgili de sıkıntılı bir ortamın içerisinde bırakıldıklarını söylüyoruz. Sizlerin yapması gereken, dile getirdiğimiz gibi, M4'ün ve M5'in kuzeyine ve batısına planlı bir şekilde çıkma olması gerekirken kulağınızı bunlara tıkadınız bugüne kadar. Bir çıkma politikası, özellikle, son dönemde gelişen ABD ve Rusya'nın, Suriye askerleriyle İdlib'de yapacak oldukları bir müdahale sonucu, Türk askerinin zarar görebilme ihtimaline karşı Suriye'den planlı bir çıkma politikanız var mıdır, yoksa nedenlerini açıklar mısınız?
Teşekkür ediyorum