KOMİSYON KONUŞMASI

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Çok teşekkür ederim.

Sayın Bakan, çok değerli Bakanlık bürokratlarımız, değerli milletvekili arkadaşlarım, çok değerli basın mensubu üyelerimiz; öncelikle hepinizi saygıyla selamlıyorum, sizlere de hoş geldiniz diyorum.

Sayın Bakan, bugün 2020 kesin hesabı ve 2022 bütçenizi görüşüyoruz Bakanlığınızın. Tabii, Dışişleri Bakanlığı özelliği olan bir Bakanlık yani hepimiz bunu kabul etmek durumundayız. Sonuçta Türkiye'nin dış diplomasisi ve dış ilişkilerinin partiler üstü yürütülüyor olması lazım. Bu anlamda da devlet politikası olarak yani gözettiğiniz çıkarlar, sizin gözetmiş olduğunuz çıkarlar hepimizin çıkarları; bu toplumun, bu ülkenin çıkarları. Biz de Bakanlığınıza bu çerçevede bakıyoruz ve bu çerçevede değerlendirmeye çalışıyoruz.

Ülkemizin içinde bulunduğu jeopolitik durum, zaten çok zor bir coğrafi konumdayız dünya üzerinde, ülkeler arası çok ciddi bir denge mücadelesi var. Özellikle şu anda içinde yaşadığımız süreçte, büyük güçler arasında sizin de tabir ettiğiniz gibi ekonomik bir rekabet söz konusu; gittikçe hızlanan, dünyanın her yerinde, Avrupa'sı, Amerika'sı, Orta Asya'sı. O anlamda, dış dünyada yürüttüğümüz politik ve diplomatik ilişkilerimizde de sizin tabii ki etkin bir rol alıyor olmanız çok önemli; Türkiye'nin hem iç hem dış ilişkileri açısından.

Şimdi, ben yürütmüş olduğunuz politikalara geçmeden önce, bütçenizle ilgili birkaç noktaya değinmek istiyorum. Bütçenize baktığımız zaman, merkezî yönetim bütçe toplamına, oranına baktığımız zaman, geçen yıla göre bir düşme olduğunu görüyoruz. Geçen yıl bu oran binde 0,44'ken 0,43'e düşmüş. Bu kadar yoğun bir politik süreçte daha fazla bütçeye ihtiyaç duymuyor musunuz diye sormak istiyorum size.

Yine, kesin hesapta, incelerken dikkatimi bir şey çekti. "Büyükelçilikler, daimi temsilcilikler ve başkonsolosluklar" başlığı altında personel giderlerine baktığım zaman, "memurlar" başlığı altında "Bütçe kanunuyla bu tertibe 969 milyon 754 bin TL ödenek koyulmuştur." deniyor. Fakat daha sonra yedek ödenek tertibinden 165 milyon TL bir ödenek eklenmiş ve tamamına yakını da harcanmış. Ben merak ettim açıkçası, bu artışın sebebi nedir? Yani yeni kadrolar mı oluştu yüksek oranda ya da aklıma şöyle bir şey geldi, geçmişte Ahmet Hakan, Albayrak'a: "Dolar artınca, döviz yükselince endişeleniyorum. Endişelenmeli miyim?" diye sormuştu. Albayrak da "Dolarla mı maaş alıyorsunuz?" diye sormuştu. Evet, Türkiye'de dolarla maaş alınmıyor, bizi ilgilendirmiyor ama sanırım sizin Bakanlığınızı bu konu çok yakından ilgilendiriyor. Özellikle dışarıda siz dolarla yani dövizle daha doğrusu maaş veriyorsunuz. Bu artıştan mı kaynaklandı bu durum onu merak ettim, bir açıklarsanız sevinirim. Tabii, bu durum aslında genel olarak sizin idari bütçenizin de artışının biraz daha fazla olmasını gerektirmez miydi? Sorunları yine yedek ödenekle mi çözmeyi düşünüyorsunuz ya da o yılla ilgili bir sorun muydu diye sormak istiyorum.

Şimdi, Sayın Bakan, tabii diplomatik açıdan baktığımız zaman dış ilişkilerimize, bir sıkışmışlık içerisinde olduğunuzu görüyoruz. Artık oyun kurmakta biraz sanki zorlanıyorsunuz. Aslında bu durumun sebeplerinden birkaçına baktığımız zaman, Dışişlerinin stratejik aklının ve kadrolarının yeterince, hakkıyla değerlendirilmediğini söyleyebiliriz. Birçok arkadaşımız konuşmasında belirtti, dış politika maalesef iç politikaya malzeme olarak kullanılmaya çalışılıyor son yıllarda, yoğun şekilde. Örneğin, büyükelçiliklere yıllardır liyakatsiz atamalar, siyasi atamalar yapılıyor. Aslında bu yapılan atamalar sizin şu anda arkanızdaki birlikte çalıştığınız kadrolarınız. Dış ilişkilerde temelden gelen ve şu anda büyükelçilik yapan, görevini hakkıyla idame ettiren elçilerimize de bir haksızlık olduğunu düşünüyorum ben. Bu görevi elinden geldiğince yürütmeye çalışan kadrolarımız olduğunu biliyorum ama bu yoğun atamalar, inanın, çok zarar veriyor bize, hem Türkiye içinde hem de yurt dışında itibarımızı kesinlikle sarsıyor ve Türkiye'nin dış politikada ciddiye alınma anlamında da biraz geriye düştüğünü düşünüyorum. Bu noktada sizin tek başınıza karar almakta zorlandığınızı da görüyoruz ama büyükelçiler kriziyle ilgili Bakanlığın bu konuya el atmış olması hakikaten memnuniyet verici, ben de bunu vurgulamak istiyorum. İçine girmiş olduğumuz o durum, dış politikada yaşadığımız çelişkileri ve sıkıntıları yani genel yönetim, işte, Cumhurbaşkanının sarf etmiş olduğu sözler, Dışişlerinin yürüttüğü politika oradaki aslında biraz çelişkileri de bize gösteriyor.

Son yıllarda Amerika ve Rusya arasında da bir denge politikası yürütmeye çalışıyorsunuz. Aslında, daha önceki bütçelerde de bu konuları hep konuştuk, hâlâ konuşmaya devam ediyoruz, o konuşmalarımızda da bu konuda uyarılarımızı yapmıştık. Şimdi, bu politikayla her 2 küresel aktörü birden memnun etmeye çalışıyorsunuz aslında ama ciddi krizler yaşamaktan da bir türlü kurtulamıyoruz. Mesela, en son yaşadığımız, Mali Eylem Görev Gücü (FATF) bizi gri listeye aldı, bunun mutlaka yansımaları olacak. Bu konuda, bunu çözmek için ne düşünüyorsunuz? Size bir görev düşüyor, hakikaten bu listeden tekrar çıkabilmemizle ilgili bir çalışma yapılması, ciddi bir çalışma yapılması gerekiyor. Türkiye bunu hak etmiyor, ben böyle düşünüyorum, bize zarar veriyor bu tür alınan kararlar.

Avrupa Birliği hedeflerinizden bahsettiniz konuşmada, yürütmüş olduğunuz çalışmalardan, biraz da şikâyet ettiniz aslında Avrupa Birliği ülkelerini, AB'yi ama şimdi, Avrupa Birliği Bakanlığımız varken bunu bir Başkanlığa dönüştürmek aslında sizin biraz hedef küçülttüğünüzün en doğru göstergesi. Siz bunu yapmışken bu kararlar doğrultusunda yaptığınız çalışmalar da Avrupa Birliğinde ne kadar ciddiye alınıyor? Ayrıca, ülkemizde tabii, özellikle hukuk alanında, insan hakları alanında yaşanan sıkıntılar, demokrasi, özgürlük alanında Avrupa Birliği raporlarına yansıyan durumlar var. Tüm bunları da bir arada değerlendirdiğimizde ben Avrupa Birliğiyle ilgili gerçekten kararlı bir duruş sergilediğinizi de açıkçası düşünmüyorum.

Bunun dışında, bölgemizde yürüttüğünüz politikalar -arkadaşlarımız bunlara çok yoğun şekilde konuşmalarında değindiler- Suriye'de yürütmüş olduğunuz yanlış politikalarla bugün bir çıkmazın içine girmiş durumdasınız, bir çıkış arıyorsunuz. Bugün aranızın bozulduğu Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır mesela Suriye'yle normalleşme hamlelerine girişiyor; bizim hepsiyle aramız bozuk, böyle bir çelişik durum içerisindeyiz, bir türlü toparlayamıyoruz. Neden? Belki şu an çok çaba sarf ediyorsunuz ama geçmişteki alınan yanlış kararlar sizin tabii ki arkanıza yapışıyor, arkanızdan geliyor maalesef.

Amerika ve Rusya'yla bir denge politikası yürütmeye çalışıyorsunuz ama zorlanıyorsunuz demiştim, bunun en güzel örneği zaten S-400, F-35, bu F-16 kriziyle ilgili konuda yaşandı. Orada çok detaya girmeyeceğim ama 1,4 milyar doları tabii ki kurtarmaya çalışıyorsunuz, olmalı da yani o para bizim paramız, karşılığını almak durumundayız ama şunu sormak istiyorum: Orada mesela Cumhurbaşkanı Erdoğan "ABD, F-35'lerin parasıyla bize F-16 satmayı teklif etti." dedi, bunun doğru olmadığı ortaya çıktı. Sonrasında zaten F-16'yla ilgili de S-400'lerin F-16'ların üzerinde test edildiğiyle ilgili bir durum ortaya çıkınca, yaptırım kapsamına alınması kararı karşısında, siz de Rusya'dan Su-34, Su-37, Su-57 alabileceğinizi açıkladınız. Yani bu yaptırım konusu önemli bir konu yine, ihtimali de yüksek, bu konuda bir stratejiniz var mı? Stratejiniz, Rusya'dan Su-37, Su-57 almak mıdır, bunu sormak istiyorum.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Tamamlarsanız, son cümlelerinizi alalım.

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Öyle mi? O zaman Başkanım, izninizle bir şey sormak istiyorum ya da bunu soru bölümünde sorayım.

Afganistan'la ilgili yürütmüş olduğunuz politikada da maalesef yoğun bir şekilde Afganistan'dan Türkiye'ye bir göç oldu ve bu göç hakikaten ülkemizdeki vatandaşlarımızı çok ciddi şekilde tedirgin etti. Erdoğan'ın "Türkiye'nin Taliban'ın inancıyla alakalı ters bir yanı yok." açıklaması da aynı şekilde tedirgin etti. Göçmenlerle ilgili şu andaki son durumu ben de sormak istiyorum, bu konuda bilgiye ihtiyacımız var.

Ben bütçenizin hayırlı olmasını diliyorum.

Teşekkür ediyorum Başkanım.