KOMİSYON KONUŞMASI

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Değerli Başkanım, çok teşekkür ediyorum.

Bugün burada 4 dadaş konuştu, 4 dadaş isim konuştu; 4'ü de hakikaten millî, yerli anlayışı ifade ettiler, hepsine minnettarım. Kamil Hocam burada, Naci Bey konuştu, bizim Yaşar Bey konuştu, Orhan Bey böyle çok özel kayıtlar düştü, Allah razı olsun.

Şunu hep söylüyoruz Değerli Başkanım: Altını hep çiziyoruz ki hak teslimi yapılırsa mübarek bir zemin çıkıyor orta yere.

Sayın Kuşoğlu'nun -dadaşın büyüğü Sayın Kuşoğlu, onu atladık- sabahleyin çok özel ifadeleri vardı, Bakanımızın yaptığı güzel çalışmalara teşekkür etti; ben de kendisine teşekkür ediyorum.

Hakikaten, Bakanımızın tavrıyla Dışişleri çok daha özel bir zemin buldu. Her ne kadar monşer kumaşlı olanlar bu hakkı teslim etmeseler de tam tersi birtakım kayıtlar düşseler de hakikat gizlenemiyor, hakikat odur. Bakın, dünyada Türkiye'nin geldiği nokta, her hâliyle insanların saygı duyduğu bir pozisyondur. Dolayısıyla bireysel kin ve nefretle, bireysel garazla yönelenler mahcubiyet duyuyorlar, onları burada da konuşmalarından görüyoruz, ardından gelen tepkilerle alabiliyoruz.

Değerli Bakanımıza, kadrosuna minnettarız, çalışmalarını dışarıya gittiğimizde çok daha iyi görüyoruz ve dış politikada aldığımız mesafenin meyvelerini de hep beraber yaşıyoruz, görüyoruz.

Arkadaşlar, hususen, ayın 8'inde Azerbaycan'ımız Zafer Günü'nü kutlayacak.

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Sayın Vekilim, meyvenin çürüğü hep bize düşüyor!

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Siz, bir defa, duyarsızsınız. Niye biliyor musunuz? Ha bire hapşırıyorsunuz orada. Dolayısıyla burada da bir endişeli hâl çıkıyor orta yere.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Karşılıklı konuşmayalım arkadaşlar.

İbrahim Bey, yürütmeye yüzünüzü dönerek konuşursanız memnun olurum.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Orada olsam söyleyemezdim ama kendisine takıldım; bu, bir espriydi tabii ki.

Garo Bey, "yurttaş" ve "soydaş" farkını bilmiyor kardeşimiz, oysa yıllardır buraya geliyor, dinliyor -Bakanımız daha önce de izah etti "yurttaş" nedir, "soydaş" nedir diye- bilmiyor ama ara ara da zemmettiği, küçük gördüğü o Osmanlı'nın özel yapısını da özler hâlini görüyoruz burada, Cemal Bey not düştü. Şunu hususen...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Yeni tartışmalara mahal bırakmadan bir kapanış konuşması yaparsanız memnun olurum.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Şuna vurgu yapmak istiyorum arkadaşlar, şuna vurgu yapmak istiyorum, biraz önce Kamil Aydın Hocam söyledi, "Kürdistan" kavramı aslında Kürt'e düşmanlık besleyenlerin dillendirdiği bir kavramdır; "Kürt illeri" kavramı gibi. Yani Kürt'ü bir araya sıkıştırmak "Kürt sadece buraya mahkûmdur." anlayışını ifade etmektir. Bu vatanın her karışı Kürt'ündür. Dolayısıyla, burada sanki Kürt severmiş gibi yapanlar zımnen değil, örtülü değil açıkça Kürt düşmanlığı yapıyorlar, açık söylüyorum. Ben, Kürtlerden oy almış, onların bir milletvekili olarak sizi kesinlikle Kürt'ü temsil eden bir yapı olarak görmedim, hiçbir zaman görmüyoruz da, Kürt de bunu görmüyor.

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Biz de sizi görmüyoruz.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Evet, toparlayabilirsek çok memnun olurum.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Dolayısıyla, burada Dışişleri Bakanlığımız görüşülürken bu neviden ifadeler kullanmanızı doğru bulmadığımı söylüyorum.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyoruz.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Evet, Değerli Bakanım, yokken teşekkür ettim, geldiniz bir daha teşekkür ediyorum. Bütçemiz bereketli olacak Allah'ın izniyle. (Gürültüler)

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Yeterince bu tartışmaları yaptık. Soru-cevapta siz dile getirirsiniz...

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Yeniden dünyaya nizam vereceğiz, yeniden dünyayı şekillendireceğiz Allah'ın izniyle.

Hayırlı uğurlu olsun inşallah.