KOMİSYON KONUŞMASI

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Sayın Bakan, değerli Bakanlık bürokratları, değerli milletvekili arkadaşlarım, değerli basın emekçilerimiz; öncelikle herkesi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Bakan, yeni bir Bakansınız, hayırlı olsun öncelikle Bakanlığınız. Çok fazla ön konuşma yapmadan -açıkçası çok konuşacak konu var- ben direkt konuya girmek istiyorum. Çünkü Bakanlığınız bünyesinde çok ciddi ve çok büyük problemler, sorunlar var.

Türkiye'nin şu anda karşısında olduğu en önemli problemlerden bir tanesi, en önemlisi diyebileceğimiz tabii ki işsizlik. Şu anda Türkiye işsizlikle mücadele ediyor. Rakamlara baktığımız zaman, mesela, dünya ölçeğinde bir değerlendirme yapacak olursak OECD ülkelerinde genç işsizlik oranı yüzde 10,9'ken, Türkiye'de bu oran yüzde 26'yla bu sınırın 2 katını aşmış durumda. Şimdi, kayıtlı geniş tanımlı işsiz sayımıza baktığımız zaman Sayın Bakan, 8 milyona geldi işsiz sayımız ve nedense sizin kurumlarınız arasında da bu konuda bir tereddüt, bir karışıklık var. Mesela, kayıt dışı işsizlik sayısı İŞKUR'a göre 200 bin kişi artmış, TÜİK'e göre işsiz sayısındaki artış sadece 11 bin kişi yani TÜİK 189 bin işsizi görmemiş kayıtlarında. Sayıları bile doğru vermiyorsunuz artık, işsiz sayılarını.

Bu yaşanan işsizlik, maalesef ülkemizin bahsedilen büyümesiyle, büyüme rakamlarıyla da orantısız bir şekilde artmaya devam ediyor. Tabii, bu işsizliğin artmasında bir sürü etken var. Yanlış ekonomi yönetimleri... Mesela, kayıt dışı çalışma artıyor ülkemizde maalesef, yani sizin iktidarınızın açıklamalarına bakıldığında bütün ekonomik göstergeler çok iyiye gidiyor ama nasıl oluyorsa ekonominin uçtuğu, öyle ihracatın zirve yaptığı bu dönemde iş gücüne katılım oranına baktığımız zaman yüzde 51,2, istihdama katılım oranı yüzde 45 Sayın Bakan; çok düşük bir oran bu. Bunu nasıl açıklayacaksınız?

Kayıt dışı işsizliğe baktığımız zaman kayıt dışı çalışan işçi sayısı 9 milyon 194 bin kişiye yükselmiş. Türkiye'de sürekli istihdam kalitesi düşüyor ve emek sömürüsü gittikçe büyüyor Sayın Bakan. Sayın Kuşoğlu kayıt dışılığın bütçe açığına denk gelmesiyle ilgili konuyu detaylı bir şekilde anlattı. Bu konunun aslında çözülebilmesi o kadar da zor değil, yeter ki niyet edilsin ve üzerinde çalışılsın. Umarım ki siz yeni bir Bakan olarak bu konuya daha çok özen göstereceksinizdir.

Tabii, güvencesizlik de büyüyor. Sendikasızlaşma, Türkiye'de yoğun şekilde; mesela, sendikalaşabilen işçilerin oranı 12,4'le sınırlı kalmış. Şimdi, işçilerin yüzde 90'ının sendikasız olduğu bir ülkede, bu kadar kayıt dışı işsizliğin olduğu bir ülkede yüzde 92'si toplu iş sözleşmesi kapsamında değil. Ayrıca yeni sendika üyelerinin dağılımında da büyük adaletsizlikler var ve iktidarın da bu sendikalaşmada baskılarının olduğunu görüyoruz, yandaş sendikalara üye olma konusundaki baskılarını görüyoruz. Rakamlara baktığımız zaman, 2013 ve 2020 arasında 916 binlik bir artış olmuş sendika üyeliğinde, bunun 500 bini HAK-İŞ'e kaydolmuş.

Şimdi, mesela, kadın emeğine değinmek istiyorum bu arada. Türkiye'de maalesef geniş tanımlı kadın işsizliği Ağustos 2021 itibarıyla yüzde 29,3 olmuş, bu da yaklaşık olarak her 3 kadından 1'inin işsiz olduğunu gösteriyor; bu çok, yüksek bir oran Sayın Bakan. Genç kadınların durumu hakikaten daha vahim, genç kadınlarda geniş tanımlı kadın işsizliği yüzde 55. Türkiye'nin adil bir toparlanma için istihdamda toplumsal cinsiyet eşitliğini önceleyen politikalar üretmesi gerekmekte, kadınların iş istihdamının kesinlikle desteklenmesi gerekmektedir. Kadınlar aynı işi yaptıkları hâlde erkeklerle aynı ücreti alamıyorlar, bu konuda da adaletsizlik var.

Sayın Bakan, 2012 yılında 6331 sayılı bir yasa çıkarıldı, İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası ve iş kazalarıyla, iş sağlığı ve güvenliğiyle, meslek hastalıklarıyla mücadele edilmesiyle ilgili hakikaten o günlerde çok büyük bir umut dağıtıldı. Ben de o sektörden gelen birisiyim ve içinde yaşamış birisiyim. Evet, 2012'de mesela, iş cinayetlerine baktığımız zaman, o yıl bir düşüş var ama ondan sonra tekrar yükseliş olduğunu görüyoruz yani AKP'nin iktidar olduğu yıllarda en az 28.380 işçinin hayatını kaybettiğini görüyoruz, bu, çok yüksek bir rakam ve bu kanunla getirmiş olduğunuz iddiayla da hiçbir şekilde örtüşmüyor.

Bakın, iş sağlığı ve güvenliği uzmanları bu konuda Bakanlığınıza birçok başvuru yapılmasına rağmen hâlâ şirketlerden maaş almaya devam ediyorlar. Hangi özerkliğinden bahsediyorsunuz? İş sağlığı ve güvenliği uzmanları o şirketi ihbar edemiyor işini kaybetme endişesiyle. Ben biliyorum, içinden geliyorum bunun ve bu, sürekli Bakanlığınıza bildirilen bir şey. Bir sürü yeni çalışmalar yapıyorsunuz, biraz denetimleri artırdınız, yönetmelikler çıkarıyorsunuz ama bunların sahaya yansıması hiçbir şekilde yok, eksikler hâlâ çok fazla ve çok geç kaldınız Sayın Bakan, yirmi yıl, yirmi yıldan bahsediyoruz, 2012'den itibaren de on bir yıldan bahsediyoruz. Ama bu süreçte Soma, Davutpaşa, OSTİM, Torunlar, Isparta, Düzce, Ermenek, Esenyurt, Erzurum, Samsun, Güllük, Elbistan, Şırnak, Dursunbey, Hendek, üçüncü havaalanı, Tuzla tersaneleri gibi birçok işçi katliamı da bu dönemde meydana geldi Sayın Bakan.

Emeklilerle ilgili de, 65 yaşa çıkarıldıktan sonra emekli olduğu hâlde çalışmak zorunda kalan, emekli olma hakkını sigortasız çalıştırıldığı için elde edemeyen, kazanamayan milyonlarca emekli var ve bu emeklilerin de maalesef yine her yıl iş cinayetlerinde hayatını kaybedenlerin yüzde 20-25'ini bu işçilerin oluşturması da vahim bir durum.

Sayın Bakan, bir konu daha var İstanbul iliyle ilgili, geri dönüşüm işçileriyle ilgili bir şey söylemek istiyorum. Ülkemizde ne yerel ne de merkezî yönetimlere tek kuruş masrafı olmadan kendi istihdamlarını sokaktan atık toplayarak sağlayan ülkemizdeki tek kesim, katı atık toplayan işçilerimiz. Şimdi, bunlarla ilgili İstanbul'da bir operasyon gerçekleştirdi Ağustos ayında İstanbul Valiliği, İstanbul'da atık toplayan emekçiler yoğun bir saldırıya maruz kaldı ve 3 atık işçisi de tutuklandı.

Şimdi, Sayın Bakan, her gün yüz binlerce liralık atık, ekonomiye dönüştürülüyor tüm dünyada, tüm dünyada bu dönüşümden faydalanılıyor, dünyada kaynaklar azalırken geri dönüşüm sistemi yeniden kaynak sağlamanın en ve ilk sacayağı olmuşken, bugün küresel iklim değişikliğinden, çevrecilikten bahsederken biz neden geri dönüşüm işçileriyle uğraşıyoruz, Valilik neden uğraşıyor? Burada büyük bir rant var ve bu rantla ilgili bir problem olduğunu da hepimiz biliyoruz, bu konuya özellikle dikkatinizi çekmek istiyorum, hakikaten iyi işler yapmak istiyorsanız Bakanlık döneminde, bu konuya da lütfen acilen el atın.

Kalan süremde, Sayın Bakan, yettiği kadar, bütçenizle ilgili ve Sayıştay raporlarıyla ilgili bir iki şeye değinmek istiyorum: Şimdi, 2020 kesin hesabını incelerken bir şey dikkatimi çekti, 2020 yılı genel bütçe başlangıç ödeneğinin üstüne 96,5 milyarlık bir yedek ödenek kullanımı var, bu da yasada bir hile yapılarak gerçekleştirildi. Sizin Bakanlığınızda da yedek ödenekten 24 milyar 136 milyon lira aktarılmış.

Şimdi, bu 24 milyar 136 milyon liranın 19 milyar 724 milyon lirası Strateji Geliştirme Başkanlığı tarafından kullanılmış sosyal güvenlik, sosyal yardım başlığı altında. Biraz incelediğimiz zaman şöyle bir şeyle karşılaştım: Mesela sözleşmeli personel harcaması başlangıç ödeneğinin yüzde 582,93'ü harcanmış, tüketime yönelik mal ve hizmet alımlarında yüksek oranda sapmalar var. Bunlar hep yedek ödenekten harcanan şeyler. Hizmet alımları tertibinde yedek ödenekten, mesela 48 milyon 385 bin TL aktarılmış başlangıç ödeneğine göre de yüzde 113 sapma.

Sayın Bakan, şimdi bir gerekçe var burada, deniyor ki gerekçede: "Daire başkanlığı talep etmiş ama Cumhurbaşkanlığı Strateji Bütçe Başkanlığı ödeneğe yansıtmamış bunları."

Şimdi, bu şekilde birçok tertip olduğunu görüyoruz 2020 kesin hesabını incelediğimiz zaman. Mesela geçici personel tertibinde yüzde 70 sapma. Burada sanki Bakanlık, evet, istemiş, Strateji Bütçe Başkanlığı vermemiş. Muhtemelen Türkiye'nin bütçe yönetim sisteminde incelediğimiz zaman yedek ödenek aktarılan diğer Bakanlıklarda da belki böyle şeyler göreceğiz ama bu hakikaten Bakanlığın harcamalarıyla ilgili büyük bir sıkıntı yaratıyor. Ben size şunu sormak istiyorum: 2022 bütçesini hazırlarken de bazı tertiplerle ilgili gelen taleplere Strateji ve Bütçe Başkanlığı, Cumhurbaşkanlığı eksik ödenek mi ayırdı?

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Emecan lütfen tamamlar mısınız?

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Bunu bizimle paylaşabilirseniz sevinirim.

Son olarak, vallaha, Sosyal Güvenlik Kurumu ve Bakanlığın Sayıştay raporlarında çok ciddi bulgular var. Bunlarla ilgili bir çalışma yapıyor musunuz? Ne yapacaksınız? Yani vaktim kalmadığı için bunlara giremiyorum. Mesela, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığında çeşitli sosyal yardım ödemelerinin terkini işlemlerinde hatalı uygulamalar yapılıyor. 18 yaşını tamamlamış ve gerekli şartları taşımayan bazı gençler için sosyal ve ekonomik destek ödemesi yapılıyor. Bunlar ciddi usulsüzlükler.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Teşekkür ediyorum Sayın Emecan.

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Daha çokları var. Bunların incelenmesi ve aslında hesabının da verilmesi gerekiyor. Aslında her zaman söylediğimiz şey de bir kesin hesap komisyonunun kurulmasının acil olduğu; işte bunların konuşulması için.

Ben Bakanlığınızın bütçesinin yine de bu kadar eksik koşullarda hayırlı olmasını diliyorum.

Teşekkür ediyorum.