| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/283) ve 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/282) ile Sayıştay tezkereleri a)Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı b)Mesleki Yeterlilik Kurumu c)Sosyal Güvenlik Kurumu ç)Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü d)Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 05 .11.2021 |
İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, Sayın Bakanım, saygıdeğer Komisyon üyeleri, kıymetli bürokratlar, basın mensupları; sizleri saygıyla selamlıyorum.
Sayın Bakanım, sunumunuz için teşekkür ediyorum. Hayırlı olması dileğiyle, Bakanlık görevinizde başarılar diliyorum.
21 Nisan 2021 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan 73 numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ikiye ayrılarak; "Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı" ve "Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı" olarak 2 yeni Bakanlık kurulmuştur. Bu çerçevede görev, yetki ve sorumluluklar 2 Bakanlık bünyesinde yeniden yapılandırılmıştır. 2022 yılı program bütçesine göre Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının sorumlu olduğu programlar; Çocukların Korunması ve Gelişiminin Sağlanması, İstihdam, Sosyal Güvenlik ve Yönetim Destek Programı'dır. 12 Mart 2021 tarihinde Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan ekonomi reform paketinde makroekonomik politikalar kapsamında "istihdam" başlığı altında 5 hedef belirlenmiştir. Bunlar; istihdam teşviklerinin revize edilmesi, genç istihdamını ve iş gücünün niteliğini artıracak adımlar atılması, ilave istihdama finansman desteği sağlanması, yeni nesil çalışma yöntemlerinin yaygınlaştırılması ve geleceğin işleri odaklı iş gücü dönüşümünün hızlandırılmasıdır. Bu kapsamda, istihdamın desteklenmesi, korunması ve artırılması adına işçi ve işveren sendikalarının teknik düzeylerde bir araya gelerek kısa, orta ve uzun vadeli faaliyetleri planlama ve istihdam teşvikleri konusunda ortak bilinçle hareket etme konusunun Bakanlığınız koordinasyonunda gerçekleştirilmesi öngörülmüştür. Covid-19 salgını nedeniyle 2020 yılında istihdam kayıpları yaşanırken 2021 yılında ekonomik aktivitedeki canlanmayla beraber iş gücü piyasası olumlu bir görünüm sergilemektedir. Eylül ayı Kamu Maliyesi Raporu'na göre ilk yedi ayda istihdamda toplam 1 milyon 659 bin kişi artış olmuştur. Salgından en fazla etkilenen hizmetler sektörü istihdamı salgın öncesi döneme gelmiş, sanayi sektöründe de yaşanan büyümeye bağlı olarak sektör istihdamında güçlü bir artış kaydedilmiştir.
Türkiye Covid-19 salgını sürecini en başından itibaren güçlü sağlık ve sosyal güvenlik altyapısı sayesinde dünyada gıpta edilecek şekilde yönetmiştir.
Salgının etkilediği en önemli kesimlerden biri de kuşkusuz çalışanlarımız olmuştur. Salgın sürecinde işveren ve işçi ilişkilerinde yaşanabilecek zararların en aza indirilmesi için işten çıkarma yasağı, kısa çalışma ödeneği, nakdi ücret desteği, uzaktan çalışma, telafi çalışması, normalleşme desteği, istihdama dönüş ve ilave istihdam desteği gibi birçok yasal ve idari düzenleme de yapılmıştır. Nitekim, salgının ekonomik etkilerinin azaltılması amacıyla Covid-19'la mücadele kapsamında uygulanan doğrudan ve dolaylı destek tedbirlerinin ekonomik büyüklüğü Ağustos 2021 itibarıyla toplamda 705,5 milyar Türk lirasına, yani gayrisafi yurt içi hasılanın 10,6'sına ulaşmıştır. Salgın birçok alanda olduğu gibi çalışma hayatında da önemli değişikliklerin yapılmasını gerekli kılmıştır. Çalışma hayatında yeni nesil çalışma modellerinin Türkiye'de iş gücü piyasasına etkin biçimde entegre edilmesi ve yaygınlaşması bu süreçte önem kazanmıştır. İş mevzuatımızda altyapısı olan esnek çalışma modelleri kapsamında 10 Mart 2021 tarihinde yürürlüğe giren Uzaktan Çalışma Yönetmeliği'yle, uzaktan çalışma uygulamasıyla iş yeri dışında çalışma biçimlerinin yaygınlaşması; iş, aile hayatı dengesi ve kayıtlı istihdamın desteklenmesi noktasında önemli bir gelişme olmuştur. Kamu hizmetlerinin geliştirilmesi ve etkin şekilde sunulması için yeterli nicelikte ve nitelikli insan kaynağı büyük önem taşımaktadır. Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı'na göre Haziran 2021 itibarıyla kamuda istihdam edilen toplam personel sayısı 4 milyon 834 bin 208'dir. Bunun 2 milyon 960 bin 924'ü yani yüzde 63'ü kadrolu memur ve diğer kamu görevlilerinden oluşmaktadır, 529 bin 37'si yani yaklaşık yüzde 11'i sözleşmeli personel, 1 milyon 237 bin 220'si de yani yüzde 25'i işçi statüsünde çalışanlardan oluşmaktadır.
2022-2023 Toplu Sözleşmesi'nde -Sayın Bakanım, sunumunuzda da bahsettiniz- çalışanlarımız adına önemli kararlar alınmıştır. Bunlar kısaca; bazı kamu personeline 3600 ek gösterge düzenlemesinin yapılması, sözleşmeli personelin kadroya geçirilmesine yönelik çalışma yapılması, toplu sözleşme ikramiyesinin yaklaşık 3 kat artırılması ve sağlık personelinin ek ödemesinin yüzde 20 oranında artırılmasıdır. Çalışma ve sosyal güvenlik iç içedir. Bu nedenle kamu çalışanlarının işe girme sürecinden başlayarak çalışırken bağlı oldukları hukuki ve mali statü ile emekliliğe dair düzenlemelerin bütüncül bir yapıda ele alınması sistem bütünlüğü ve etkililik bakımından önem arz etmektedir.
Sayın Bakanım, bu arada, 73 no.lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi görev ve yetki taksimatı da yaparken aslında kamu çalışanlarıyla ilgili birçok görevin Cumhurbaşkanlığı Personel ve Prensipler Genel Müdürlüğüne tevdi edildiğini de bu kararnamede gördük. Benim anlayabildiğim kadarıyla, sendikalar ve toplu sözleşme düzeni bakımından Bakanlığınız konuyla ilgili hâlde şu durumda ama başka görevler kaldıysa bu konudaki açıklamanız da verimli olacaktır diye düşünüyorum.
Sayın milletvekilleri, sosyal güvenlik, sosyal refah devleti anlayışının en önemli göstergelerinden, aynı zamanda temel ve vazgeçilmez insan haklarından biridir. Nitekim, Anayasa'mızın "Sosyal Güvenlik Hakkı" başlıklı 60'ncı maddesinde "Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar." denilmek suretiyle sosyal güvenliğin temel haklardan biri olduğunu da vurgulamıştır. Sosyal güvenlik sisteminin etkinliğinin sağlanması ve sosyal güvenlik hizmetlerinin daha kaliteli ve kapsayıcı nitelikte yürütülmesi de Bakanlığınızın asli görevlerinden biridir. Uygulanacak sistemin de hukuki olarak uygulanabilir, taraflarca kabul edilebilir ve mali açıdan da sürdürülebilir olma ilkesine uygun olması gerekir. Sosyal sigorta sisteminde finansal sürdürülebilirlik açısından önemli bir gösterge olan aktif/pasif oranı 2019 yılında 1,80 iken 2020 yılında bu oran 1,87 olarak gerçekleşmiş; çırak, stajyer ve kursiyerler hariç tutulduğunda ise bu oran 1,72 olmuştur. Bu kapsamda, sosyal sigorta prim tabanının genişletilerek sisteme girişin kolaylaştırılması ve denetimler yoluyla sistemin etkinleştirilmesi önem arz etmektedir. Sosyal sigorta sistemi gelirlerini olumsuz yönde etkileyen faktörlerden biri olan kayıt dışı istihdam oranı 2020 yılında yüzde 30,6'dır. Kayıt dışı istihdam büyük oranda vergi ve sosyal güvenlik primi kaybına da neden olmaktadır. Bu da sosyal güvenlik sisteminde açıklığa, aktif/pasif dengesinde bozulmaya neden olarak sistemin finansal açıdan sürdürülebilmesini zora sokmaktadır. Ayrıca, kayıtlı işçi çalıştıran işverenler aleyhine haksız rekabete ve çalışanların kısa vadeli sigorta kollarından tamamen ya da kısmen yararlanamamasına neden olmaktadır.
Değerli milletvekilleri, Milliyetçi Hareket Partisi olarak çalışma hayatına ilişkin politikamızın esası; toplumun tüm kesimlerine insana yaraşır iş fırsatlarının sunulduğu, iş gücünün niteliğinin yükseltilip etkin kullanıldığı, iş sağlığı ve güvenliği şartlarının iyileştirildiği bir iş gücü piyasasının oluşturulmasına dayanmaktadır. Çalışma hayatının, işçi ile işveren haklarının dengeli bir şekilde korunması yanında işin korunmasını da dikkate alan politikalar çerçevesinde tanzim edilmesi gerekmektedir. İşsizlikle mücadele, istihdam odaklı sürdürülebilir büyümenin gerçekleştirilmesi, istihdam edilebilirlik düzeyinin yükseltilmesi ve girişim odaklı piyasanın tesis edilmesi esasında olmalıdır. Türkiye'nin ileriye dönük istihdam ihtiyacının nitelik ve nicelik bazlı değerlendirilerek istihdam ve eğitim ilişkisinin kurulmasının, bu ihtiyaca uygun bir eğitim planlaması yapılmasının da son derece önemli olduğunu değerlendiriyoruz.
Bu düşüncelerle Bakanlık ve kurum bütçelerinin ülkemize, milletimize ve kurumlarımıza hayırlı olmasını diliyor, gayretli çalışmalarınız için Sayın Bakanım sizi tebrik ediyorum.