| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/283) ve 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/282) ile Sayıştay tezkereleri a)Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı b)Mesleki Yeterlilik Kurumu c)Sosyal Güvenlik Kurumu ç)Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü d)Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 05 .11.2021 |
ÇETİN ARIK (Kayseri) - Teşekkür ederim Sayın Başkan
Sayın Başkan, Sayın Bakan, Sayın Komisyon üyeleri, değerli bürokratlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Bakan, bütçe sunumunuzun hemen başında asgari ücretin nereden nereye geldiğini anlattınız ama asgari ücretlinin alım gücünün nasıl düştüğünden, parasının nasıl pul olduğundan hiç bahsetmediniz. Sayın Bakan, 2002 yılında 184 lira asgari ücret alan bir emekçi 11,17 gram altın alabiliyordu, bugün ise sadece 5 gram altın alabiliyor. Bugün, asgari ücretli üç yüz altmış beş günün yüz yirmi iki gününde vergi ödemek için çalışıyor, aldığı ücretin yüzde 38'i vergiye gidiyor. Ben, asgari ücretlinin alım gücünün nasıl düştüğünü göstermek adına, parasının nasıl pul olduğunu göstermek adına altın örneği verdim. Bugün, asgari ücretli kardeşim, değil 5 gram altın almayı, yeni doğmuş bebeğine mama alamıyor Sayın Bakan. Bakın, bu bir bebek maması, anne sütünden sonra bebeğin en temel besin maddesi. En küçük boyutu 80 lira olmuş Sayın Bakan. Kilit altına alınmış, çalınmasın diye alarm takılmış. İşte, aslında, on dokuz yıllık iktidarınızın özeti bu: Kilit altında çocuk maması, alarm takılan çocuk maması Sayın Bakan. Bu alarm ne demek biliyor musunuz Sayın Bakan, ne demek bu alarm? Alarm, yeni doğmuş bebeğin mama alamaması demek, beslenememesi demek, anaların bebeklerini aç uyutması demek. Evet, bu ülke çok krizler gördü Sayın Bakan ama hiçbir zaman çocuk mamasına kilit vurmadı, yeni doğmuş bir bebeği aç bırakmadı. Bu kilitli mama, iktidarınızın ayıbıdır, utancıdır.
Sayın Bakan, bir de gelmişsiniz, burada masallar anlatıyorsunuz, rakamlar veriyorsunuz, veriler açıklıyorsunuz. Sayın Bakan, soruyorum size, çocuk mamasındaki bu kilidi, bu alarmı hangi verilerle açıklıyorsunuz, hangi rakamlarla açıklıyorsunuz; söyleyin bize, biz de bilelim Sayın Bakan.
Bir de AKP'nin Sayın Genel Başkanı marketlere gidiyor, abur cubur alıyor, "Fiyatlar çok uygun." diyor. Yani keşke bir bebek mamasının önünden de geçseydi, geçseydi de en küçük boyutu 80 lira olan çocuk mamasının nasıl kilit altına alındığını görseydi. "Bu mama niçin kilit altında arkadaş?" diye sorabilseydi ama soramaz. Halktan koptu, "Fiyatlar gayet iyi." diyor. Fiyatlar iyi de fiyatlar saray ve beslemeleri için iyi Sayın Bakan. "Huzur hakkı" diye yetim hakkı yiyip üçer beşer yerden maaş alanlar için fiyatlar gayet iyi. Pudra şekeriyle beslenen AKP'nin büro memurlarına göre fiyatlar gerçekten çok ucuz. Devletin kasasını bağladığınız yandaş müteahhitlere göre fiyatlar gerçekten ucuz. Süt banyosu yapan AKP'nin gençlik kolları başkanına göre fiyatlar gayet ucuz.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Temiz bir dil kullanmaya davet ediyorum sizi Sayın Arık. Temiz bir dil kullanın, siz bir milletvekilisiniz.
ÇETİN ARIK (Kayseri) - Ben temiz bir dil kullanıyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Düzgün, genelleme yapmadan, temiz bir dil kullanmaya davet ediyorum.
ÇETİN ARIK (Kayseri) - Ama yavrusuna süt alamayan biri için hiç de iyi değil Sayın Bakan. Çiftçi için, esnaf için, emekli için, memur için, işsiz için bu fiyatlar çok kötü Sayın Bakan. Asgari ücret 2,825 lira, bir ton kömür olmuş 3.250 lira. Asgari ücretli düşünüyor "Yavrumu aç mı bırakayım, yavrumu ısıtayım mı?" diye. Millet bu durumda Sayın Bakan. Bırakın... Bir de çıkıyorsunuz "Asgari ücretlinin evininin önünde ikişer araba var." diye asgari ücretliyle dalga geçiyorsunuz; bu ayıptır, bu günahtır, gerçekten günahtır. Bırakın ikişer araba almayı asgari ücretli ısınmak için tezek yakar duruma geldi. Sayın Bakan, gerçekten bu durum içler acısı. Yani bu kilitli mamayı milletin takdirine sunuyorum. bebek mamasında kilit; işte on dokuz yıllık AKP iktidarının Türkiye'yi getirdiği nokta bu.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum.
ÇETİN ARIK (Kayseri) - Sayın Başkanım, bitiriyorum.
Kadroya geçen binlerce taşeron işçi perişan oldu Sayın Bakan, kadroya geçtiklerine sevinemediler. Erciyes Üniversitesinde 4/D işçi olarak çalışan 1.300 kardeşimiz büyük bir mağduriyet içerisinde. Bir kısım çalışanlar kamu çerçeve protokolüne dâhil edilirken bu kardeşlerimiz dâhil edilmedi; bu kardeşlerimizin günahı ne? Niçin dâhil edilmedi, niçin aynı işi yapan insanlar arasında hem sosyal haklar hem de ücret bakımından ayrımcılık yapıyorsunuz? Sayın Bakan, bu çifte standarda, yaşanan bu mağduriyete son vermeyi düşünüyor musunuz? Erciyes Üniversitesinde görev yapan 1.300 kardeşimiz sizden haber bekliyor.
Teşekkür ederim Sayın Başkan.