KOMİSYON KONUŞMASI

ABDURRAHMAN TUTDERE (Adıyaman) - Sayın Başkan, değerli Komisyon üyeleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Ben de tekrara girmemek adına birkaç hususu belirtmek istiyorum, Sayın Tanal'ın bıraktığı yerden bir anekdotla başlamak istiyorum. Tabii, biz mesleği icra ettiğimiz dönemlerde bir haciz mahalline giderken, icra memuru, yanımıza da polisleri alarak icra mahalline doğru yürürken -ben önden yürüyorum, arkamdan da polisler yürüyor- aralarında şunu konuşuyorlardı: "İcra müdürünü koru, avukatı da muamelesine göre." Aynen, buna bizzat tanık olduk. Sayın Tanal'ın da dediği gibi, gerçekten, icra mahallerinde -biz de, zaman zaman sizler de tanık oluyorsunuz- şiddete maruz kalan, hatta yaşamını yitiren avukatlar da var. Oradaki güvenliğin tam anlamıyla sağlanması anlamında, özellikle haciz mahalline giden güvenlik personellerinin de bu harcırahlardan faydalandırılması anlamında birtakım düzenlemelerin aslında burada eksik olduğunu görüyoruz. Bunun mutlaka giderilmesi lazım. Uygulamada bu konuda çok kirli ilişkiler var. Burada, şu anda, Komisyon üyelerinden çoğu avukat meslektaşımız, onlar da bire bir yaşamışlardır. Bu konuda bir eksiklik olarak bunu görüyoruz.

Tabii, bu Komisyona özellikle çok kanun geliyor ama en çok da İcra ve İflas Kanunu'ndaki değişiklikleri görüyoruz. İcra ve İflas Kanunu gerçekten yamalı bohçaya döndü. Aslında icra iflasla ilgili topyekûn bir düzenleme yapılması, belki de uygulamadaki eksiklikleri giderecektir. İcra daireleri hıncahınç dolu, hem dosya sayısı olarak hem de avukatlar açısından artık iş yükü çekilmez hâle gelmiş. Bu konuda, ben bu teklifi inceledim. Bu teklifteki maddelerin yasalaşması, buradaki iş yükünü hafifletmeyecektir ve icra dairelerinde özellikle avukatların yaşadığı, UYAP'tan kaynaklı sorunlar var. Talepler gönderiliyor ancak talepleri çıkarıp işlem yapacak memur bulamıyorlar. Bunlar tek başına yeterli olmayacak, daha kapsamlı bir çalışmaya ihtiyaç var. Bunu da ifade etmek istiyorum.

Yine kanuna ilişkin, dikkatimi çeken, şikâyet süresi yani çocuk teslimine ilişkin şikâyet süresinin bir ay, ceza zaman aşımının da iki yıl olması, hem TCK 68'e göre genel zaman aşımına hem de TCK'deki altı aylık şikâyet sürelerine çok aykırılık teşkil ediyor. Tabii ki bu, disiplin cezası, onun farkındayız ama burada bence bir aylık şikâyet süresi çok az. Biraz sonra maddeler üzerinde arkadaşlarımız da belki söyleyeceklerdir. Çünkü uygulamada, genellikle eşinden şiddet gören veya -biz meslekte de çok gördük- kadınlar... Zaten baba çocuğu teslim alıyor, "Bu hafta getireceğim, yarın getireceğim." deyip oyalıyor, ondan sonra da zaten bu bir aylık süre geçtiği zaman şikâyet hakkı da ortadan kalkmış olacak. Bu, talebi karşılamayacaktır, uygulamada mağduriyetleri artıracaktır.

Bir de bizim de çok karşılaştığımız, belki vekil olarak size de gelen talepler oluyordur; özellikle, mesela eşler, çekişmeli boşananlar çocukları birbirlerine karşı kullanıyorlar, biz bunu uygulamada da hep görüyoruz. Koca, çocuğu alıp izini kaybettiriyor ve anne çocuğu teslim almak bir yana, çocuğun yaşamından bile haberdar olamıyor. Bu konuda savcılıklara başvuruyorlar, savcılıklar da bir şey yapamıyorlar. Aslında burada çocuk teslimini daha caydırıcı hâle getirecek... Burada, tabii, şikâyet edilir, efendim, tebligat çıkarılır vesaire düzenlemeler var ama aslında burada şöyle bir düzenleme de olamaz mıydı, arkadaşların da dikkatine sunmak istiyorum? Mesela, baba çocuğun izini kaybettiriyor, suç duyurusunda bulunuyorsunuz savcıya; savcı telefon yani iletişimin dinlenmesi, sinyal alınması vesaire gibi bir tedbire başvuramıyor çünkü CMK'de buna ilişkin düzenleme yok. Dolayısıyla, yaptığı yanına kâr kalıyor, koca çocuğu alıp aylarca şehir ya da bulunduğu mahalleyi sürekli değiştirdiği için çocukla bir türlü irtibat kurulamıyor ve bu şekilde mağdur annelerle çok karşılaşıyoruz biz, bize talepler de geliyor. Bu maddelerde bu durumu da yani buradaki sorunu da giderecek şekilde bir düzenleme veya bir çözüm ortaya konulamaz mı; bunun üzerinde de tartışılması, konuşulması gerekiyor. Bu mevcut düzenleme, kanaatimce, bu mağduriyetleri gidermeyecektir çünkü uygulamada çok var. Dediğimiz gibi, çocuğu birbirine karşı kullanan maalesef çok sayıda eşle karşılaşmaktayız.

Sayın Başkan, bunun yanında birkaç şeyi daha söyleyeceğim. Şimdi, aslında kanunları ne kadar değiştirirsek değiştirelim; iş, uygulayıcıların uygulamalarına kalıyor. Şu anda Türkiye'de özellikle benim seçim bölgem de dâhil çok ciddi sıkıntılar var. CMK'de gözaltı süreleri, avukatla görüş yasaklarına ilişkin istisnai maddeler, şu anda keyfî olarak kural hâline gelmiş yani bakıyorsunuz, bir soruşturma kapsamında gözaltına alınan şüpheliler ile avukatlar görüştürülmüyor, avukatların talepleri keyfî olarak reddediliyor, gözaltı süreleri artırılıyor.

Bir de -Adalet Komisyonunun üyeleri burada- şunu gerçekten dikkatle takip etmek gerekiyor: Gözaltındaki şüphelilerle "ön görüşme" diye bir usul çıkmış, şu anda uygulamada. Kolluk, ifade öncesi gidiyor, şüpheliyle ön görüşme yapıyor. Aslında bunun CMK'de hiçbir yeri yok; tamamen, şüphelinin iradesini sakatlayan, şüpheli üzerinde bir nevi baskı ve işkence sonuçlarını ortaya çıkaracak bir yöntem gelişmiş durumda. Buna da dikkatlerinizi çekmek istiyorum. Bu şekildeki uygulamalar gerçekten sanık hakları açısından, şüpheli hakları açısından çok ciddi mağduriyetlere sebebiyet veriyor; bu "mülakat" adı altında yapılan görüşmeler, avukat değiştirmeler... Mesela, normal, şüphelinin avukatı var, müdafi olarak görüşmeye gittiğinde, oradaki ön görüşmeyi, mülakatı yapanların "Sen bu avukatla ifade verme, bu avukatın şu şu özellikleri var, sana biz avukat tayin edeceğiz, o avukatla görüşürsen daha az ceza alırsın." gibi gerçekten akılla, mantıkla ve kanunla da, Anayasa'yla da bağdaşmayan uygulamaları var. Bu uygulamaların da gerçekten Türkiye'de yaygınlaştığını ve hukukun yerlerde olmasının en büyük sebeplerinden bir tanesi de uygulayıcıların hareketleri ve davranışları. Buna da dikkatlerinizi çekmek istedim

Söz verdiğiniz için de teşekkür ediyorum.

Maddeleri üzerinde yeri geldiğinde, tek tek görüşlerimizi de sizlere bildireceğiz.

İyi çalışmalar diliyorum hepinize.