| Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
| Konu | : | Tokat Milletvekili Mustafa Arslan ve İstanbul Milletvekili Abdullah Güler ile 37 Milletvekilinin; İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi(2/3911) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 05 .11.2021 |
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Teşekkür ediyorum.
Süleyman Bey'in ilk söylediği konuya ben de katılıyorum, kişisel verilerin korunması konusunu somut olarak arkadaşlarımız izah ederlerse ben de mutlu olacağım çünkü bir risk var orada.
Yalnız, bu on dakika süreyle alakalı Sayın Güler bir açıklama yaptı "insani ihtiyaçlar" falan filan... yok, insani ihtiyaçlar meselesi değil bu, hukuk...
MAHMUT TANAL (İstanbul) - İnsani ihtiyaçsa bir on dakika ara versin.
OTURUM BAŞKANI RAMAZAN CAN - Lütfen araya girmeyelim Mahmut Bey.
Siz devam edin.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Ben devam edeyim de bırakırlarsa.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - İnsani ihtiyaç değil de on dakikada...
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Hayır, Sayın Güler; haklısınız, insani ihtiyaç olabilir, ben onu küçümsemiyorum.
OTURUM BAŞKANI RAMAZAN CAN - Karşılıklı sataşmayalım lütfen, Komisyona hitap edelim.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Keşke bütün hukuk kurallarını insani ihtiyaçları esas alarak yapabilme yeteneğimiz olsa. (Gürültüler)
OTURUM BAŞKANI RAMAZAN CAN - Evet, arkadaşlar, dinleyelim lütfen.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Ama bu daha çok kötü niyete açık kullanılabilecek bir hüküm niteliğine dönüyor yani spekülatif bir hüküm niteliğine dönüyor. On dakika içerisinde her şeyin olabileceği bir alan burada açılıyor. Ben bunun riskli, tehlikeli ve burada yapılacak ihalenin spekülatif hâllere yönelmesine neden olabilecek bir alan olduğunu düşünüyorum. Bırakın milletin ihtiyacını falan, bunlar basiretli işlerdir, ihale işleri basiretli işlerdir. Arkadaşlar, öyle "Tuvalete gideceğim, bilmem ne, falan filan..." Herkesin bildiği, yaptığı işler olmadığı için burayı böyle açıklayamazsınız; başka bir nedeni varsa onu açıklayın da biz de ikna olalım ama ben bunun sadece tuvalete gitme meselesiyle açıklanabileceği inancında değilim. İnsani şeylerde tabii ki hepimiz hemfikiriz ama kanunlar öyle düzenlenmez. Buradaki bu ekstra sürenin çok muallak olduğunu ve bütün ihaleleri riske sokabileceğini, spekülatif nedenlere neden olabileceğini düşünüyorum. Arzu ederim ki sizin dediğiniz gibi olsun, bunu özellikle dile getirmemiz gerekiyor.
Bu engelleme olayını tespit etme hâlinde... Bu bir idari tespit anladığım kadarıyla, insanlar ıskat edilecek buradaki ihaleden, ihale süreci devam edecek. Peki, bu bir idari engelleme; keyfî de kullanılabilir "Kullanılamaz." diyemezsiniz, kullanılabilir, çok önemli ve özellikli ihalelerde birisini ihalenin dışına itmek istiyorsanız bu şekilde keyfî kullanılabilir. İhale bitti, başkasına verdiniz, adam bu ihaleden mahrum kaldı ve bir şekilde sizin muamelenizin -çünkü burada Adalet Bakanlığı muhatap anladığım kadarıyla- haksız olduğunu tespit etti. Bunun yaptırımı ne olacak? Bu hak kaybını telafi edecek bir hüküm niye yok burada? Ortada böyle bir durum var şimdi.
ADALET BAKANLIĞI MEVZUAT GENEL MÜDÜRÜ NİYAZİ ACAR - Genel...
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Müsaade edin. Siz cevaplayın, ben bir kötü niyet simülasyonu yapıyorum.
Ben ihaleye girmek istiyorum, yeterliliğim var. Adalet Bakanlığının idari bir tedbiri ortada, direkt yargısal kararı yok çünkü "On beş gün içerisinde sulh ceza hâkimliği falan filan." deniliyor ama ihaleye üç gün kala da bana yapabilirsiniz bunu, beş gün kala da yapabilirsiniz ve ben ihaleden dışlanıyorum. Bir başkası -iyi niyetli ya da kötü niyetli- o ihaleyi aldı, biz iyi niyetli olduğunu varsayalım. Belki ben girseydim o ihaleyi alacaktım, beni o ihaleden mahrum ettiniz ve sonra ben haklıyım, ortaya çıktı. Burada müspet zarar mı, başka bir şey mi, bu zararın bir tarifinin olması gerekmiyor mu? Böyle keyfen birilerini ihaleden mahrum bırakacağınız bir hüküm koyuyorsunuz, karşılığında haklı çıkması hâlinde bir tarif yok. Bunun ya bu yasa teklifiyle ya da başka bir açıklamayla önümüze getirilmesinin doğru olduğunu düşünüyorum.
Bu bilişim sistemine dâhil etme meselesinde "İşte, biz onu bakıma alacağız." falan meselesinde de yine Süleyman Bey'in dile getirdiği gibi kötü niyete açık. Bizi tatmin edin bu konularla ilgili yani böyle tatminkâr şeyler duyalım diye özellikle dile getiriyorum.