ALPAY ANTMEN (Mersin) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Şimdi, 41'de "teslim mekânları" diyor ama şimdi, öncelikle bu mekânlar veya bu müdürlük Adalet Bakanlığına bağlı. Biz şöyle diyoruz: Çocuk teslimi, çocukla kişisel ilişki kurulmasına dair ilam veya tedbir kararının yerine getirilmesine ilişkin işlemler müdürlükçe belirlenen teslim mekânlarında gerçekleştiriliyor. Yani birden çok mu mekân belirlenecek, her hafta, her ay ayrı bir mekân mı, yoksa göçebe mi olacak bu müdürlük, bu teslim işi göçebe mi yapılıyor yoksa belirli bir yer mi olacak? Bu bir kere baştan sakat. Ya belirli bir yer olacak ya da her zaman, ayda bir, on beş günde bir yer değiştirecek, gezecek. Bir kere bunun açıklığa kavuşturulması lazım. Tespit edilen belirli bir yer olmasında yarar var.

İkinci fıkrada "Teslim işlemleri için müdürlüğün talebi üzerine valilikler, belediyeler tarafından ev ve iş teslim mekânları belirlenir..." Adalet Bakanlığının kendi daire başkanına bağlı müdürlüğe, biz valiliklere ve özellikle belediyelere... Diyor ki: "Bana mekân ver." Neden? Bu iş Adalet Bakanlığının kendi işi, Adalet Bakanlığının bu mekânı belirlemesi lazım. Gerekirse protokoller yaparak belediyeden veya şeyden belirlemesi lazım. Bu müdürlüğün, yerel müdürlüğün valiliğe, amiri olan valiliğe yazı yazması ya da kendisiyle hiç irtibatlı olmayan belediyeden mekân istemesi çok doğru değil ve ya bulunamazsa, ya elverişli mekân yoksa.

Ondan sonra da "Yoksa oluşturulur." diyor. Kim oluşturacak? Valilik mi belediye mi Adalet Bakanlığı mı? "Araç tahsis edilir ve sürücü görevlendirilir." Kim; Adalet Bakanlığı mı adliye mi başsavcılık mı Adalet Komisyonu mu valilik mi belediyeli mi? Sürücü kimin personeli olacak, bunun fazla mesaisini kim verecek, araç kime ait, aracın benzinini kim verecek? Ya, bir kanun yapıyoruz, hiçbir şey yok bunda.

Üç: "Teslim mekânlarının belirlenmesinde, oluşturulmasında, teftişinde ve mekânların güvenliğinin sağlanmasında ve teslim hizmetlerinin sunumunda kamu kurum ve kuruluşları ile belediyeler müdürlüğe her türlü desteği sağlamakla yükümlüdür." Yazı işleri müdürü valiye yazacak ya da il emniyet müdürlüğüne yazacak, belediyeye yazacak; böyle şey olmaz, devlet ciddiyetiyle bağdaşmıyor. Bu Adalet Bakanlığının bir görev alanı ise, görev yapacaksa buna göre bir sistem getirilmesi gerekiyor. Bu da bu kanun teklifinin sallapati, kafadan yazıldığını gösteriyor. "Yapılsın, edilsin, valilik belirlesin, belediye belirlesin, araç gelsin, şoför gelsin." "Kim, nerede, nasıl, ne zaman?" yok.

Bir de neden adliyelerde yapmıyoruz bu işi? Adliyelerin çoğunda mekânlar iyi, çoğunda karakollar var. Dışarıda yaptık, belediye bir bina verdi -ki çoğu belediyenin belki de öyle bir boş binası yok, velev ki verdi- ne olacak? Oraya bir polis karakolu koymamız gerekecek. Kim oraya bir şoför ve araç verecek? Her hafta onlar mı değişecek? Yani bu 41'inci maddeyi yazanı tebrik ediyorum. Ya hayatında sahada hiç çalışmamış ya da böyle, "O yapsın, bu yapsın..." çok güzel, masa başında yazılmış bir hüküm.

Teşekkür ediyorum.