| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/283) ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/282) ve Sayıştay tezkereleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 09 .11.2021 |
ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, Sayın Bakan, bürokrasimizin değerli temsilcileri, değerli basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlarım. Bütçe görüşmelerimizin hayırlı ve uğurlu olmasını temenni ederim.
Şimdi, tabii, ülkemiz açısından da, aslında bütün ülkeler açısından da insanlık açısından da önemli bir sektörü konuşuyoruz, tarım sektörünü. Tabii -on dokuz yıllık bir AK PARTİ hükûmetleri dönemi var- bir tarım politikası var mı diye baktığımızda, aslında geriye doğru gittiğimizde, bunun tarım politikasından ziyade tutarsızlıklar politikası olduğunu görüyoruz. En son geldiğimiz noktada çiftçi perişan olmuş, çiftçiye zulmeden bir Tarım Bakanı ve Tarım Bakanlığı var, borçları çığ gibi büyüyor, traktörleri hacizli, tarlaları hacizli; geldiğimiz nokta bu. En sonunda çiftçinin ne tarım politikalarına, Tarım Bakanına, Tarım Bakanlığına ne de piyasaların bu dediklerime bir güveni kalmış.
Ormanlar gözümüzün önünde cayır cayır yandı, burada bir kelime edilmedi ormanlarla ilgili. Ben şöyle bir baktım, on dokuz yıl mukayesesi yapıyor Sayın Bakan. Hani derler ya, müflis tüccar eski defterleri karıştırırmış, bu seneye yönelik söyleyecek bir şey yok; hoş geçen sene de aynıydı, geçen sene de münferit baktığımızda... Ya, biz bütçe yapıyoruz, bu bütçe her yıl yapılıyor arkadaş, her yıl yapılan bir şeyi ha bire gidip gidip geriden getirmenin ne anlamı var? Bunların her yılını değerlendirmiş olsanız, topladığımızda zaten on dokuz yirmi yılı -kaç yılsa- değerlendirmiş olursunuz. Ama yok, illa, işte bazı çok kötü olan bir yılı sürekli esas alarak "Gel, ondan sonra şöyle yaptı..." Öyle mukayese yapıyorsunuz ki işte "Bitkisel üretim şuradan şuraya arttı." diyorsunuz, yüzde 28,5, aynı dönemde nüfus yüzde 29 artıyor; bunun bile farkında değilsiniz. Yani bu kadar basit, bu kadar -zaten hiçbir analiz yok da- gerçeklikten kopuk -hakikaten kendinizi komik duruma düşürecek, çok affedersiniz bunu söylemek istemezdim ama- analizler var.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Hiçbir komiklik yok.
ERHAN USTA (Samsun) - Ya, bitkisel üretim... Nüfusun yüzde 30 arttığı yerde bitkisel üretimin yüzde 28,5 artması kadar normal bir şey olabilir mi?
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Bunların hepsi bir analiz sonucu ortaya çıkıyor.
ERHAN USTA (Samsun) - Şimdi böyle bir analiz yapıyorsunuz, bunları anlamak mümkün değil.
Ben tek bir soru soracağım Sayın Bakana: Allah aşkına, geçen yıldan bu yana -bir yıl geçti, bir yıl önce de aynen böyle oturduk- o günden bugüne, bana iyi yaptığınız sadece bir tane şeyi söyleyin ya. Yaklaşık 50 milyar lira harcama yapan, 50 milyar lira kaynak kullanan bir Bakanlıksınız. Ya, bir tane bir şey söyleyin, "Şu konuda biz başarılı olduk, şunu iyi yaptık." deyin.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Daha kötüye giden bir şey var mı?
ERHAN USTA (Samsun) - Hepsi daha kötüye gitti -birazdan söyleyeceğiz- hepsi daha kötüye gitti, bir tane...
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Hangisi mesela?
ERHAN USTA (Samsun) - İşte bu bir itiraf zaten: "Daha kötüye giden bir şey var mı?" Hâlbuki bu kadar parayı biz size kötüye götürün diye vermiyoruz beyler, bu kadar parayı biz size iyiye götürün diye veriyoruz.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Kötüye göre değil, hepsine göre belirlenir.
ERHAN USTA (Samsun) - Soru-cevap kısmında -Sayın Bakan, sizden özellikle bekliyorum- bir tane iyi giden bir şey verin.
Arkadaşlar, çağdaş mali yönetimlerde ne vardır? Hesap verebilirlik deriz, değil mi? "Hesap verebilirlik." derken arkadaşların hoşuna gidiyor da "Burası hesap verme yeridir, burada hesap vereceksiniz." deyince arkadaşların zoruna gidiyor niyeyse. Ya, burada hesap vereceksiniz. Cumhurbaşkanlığı yıllık programına göre, yangında 142 bin hektar zarar gören alan var. Bir tane yangın analizi olmaz mı burada, doğru veya yanlış? Bak, İbrahim Bey yaptı, "Şöyle oldu, böyle oldu." dedi. Bir tane yangın analizi yok arkadaşlar burada. Burası hesap verme yeri. Bu kaynağı devlet size niye veriyor? Bu bütçe niye veriliyor? Hâlâ git on dokuz yıl önceye, "Yem böyleydi, bilmem ne böyleydi..." Her biri de kötüye gitmiş üstelik. Üstelik, on dokuz yılın burada siyasi muhatabı da -buradaki sizin söylediğiniz- muhalefet grubu değil, on dokuz yıl öncenin siyasi muhatabı bugün Cumhur İttifakı'nın ortağı olan bir siyasi parti. O tarafa bakarak söylemeniz lazım, o da nezaketsizlik; size en büyük desteği veren siyasi partiye karşı böyle bir tutumunuz var.
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - 2019'da siz de...
ERHAN USTA (Samsun) - Şimdi, 2021 yılı ikinci çeyreğinde Türkiye ekonomisi yüzde 21,7 büyüdü diyoruz, değil mi? Tarım sektörü ne kadar büyümüş? 2,3 büyümüş. Biz diyoruz ya zaten, bu büyümede vatandaşın yani ücretlilerin payı düşmüş, tarım sektörü sadece 2,3 büyümüş ama bize "21,7 büyüdü." masalları söyleniyor. Şimdi, tarımdaki verimliliğe bakıyorsunuz, şöyle: Türkiye'nin zaten genel olarak verimliliği düşük -bunları burada konuşacak değiliz, biz bunları Cumhurbaşkanlığı bütçesinde konuştuk- Türkiye ekonomisinin genel olarak verimliliğini artırmamız gerekiyor ama bu tarım verimliliğine de Türkiye ekonomisine göre baktığımızda "tarım ve tarım dışı" diye ayırdığımızda ayrıca düşük arkadaşlar. Bakın, 2014-2020 ortalamasını -çünkü istihdam verileri veri kırılması olduğu için 2014'den geriye gidemedim- kullandığımızda, tarım sektöründe kişi başına çalışan verimliliğinin tarım dışı sektörlerde kişi başına çalışan verimliliği oranına bakıyoruz yüzde 29, bir gram değişmemiş. Madem verimlilikle ilgili cümleler var burada yani altı yedi yılda -daha öncesiyle ilgili dediğim gibi seri kırılması olduğu için bakamıyoruz, istihdamda seri kırılması var- üçte 1'i, tarım dışı sektörlerde kişi başı çalışan diyelim ki 100 üretiyorsa tarımda 29-30 üretiyor, böyle bir durum var ve buna ilişkin herhangi bir şey yapılmış mı Sayın Bakan? Bakıyorsunuz, hiçbir şey yok, hiçbir şey yapılmamış. Uzun dönem büyümeye baktığımızda da zaten 2003-2020'de Türkiye ekonomisi ortalaması -geçen yıl 2019'du şimdi 2020'yi de kattık- AK PARTİ hükûmetleri döneminde 5,1 büyümüş ama tarım sektörü 2,9 büyümüş, ortalama büyümenin ve diğer sektörlerdeki büyümenin yarısı kadar bir tarım sektörü büyümesi var, bunun artırılması lazım.
Şimdi, tarımın GSYH'daki payı 2002 yılında 24 milyar dolar, 2010 yılında 70 milyar dolar -ciddi, güzel bir iyileşme var- şimdi 2020 yılına geldiğimizde 48 milyar dolara düşmüş, 70 milyar dolardan 48 milyar dolara evet, 2002'ye göre bir artış var mı? Var. Orada çünkü bir sürü parametre var yani o tarımdaki iyileşmeden falan değil, tarımın şeyi belli ama dolar kuru çok pahalıydı, bilmem neydi, filan. Ama şimdi baktığımızda 2020 yılında -2010 yılı da AK PARTİ hükûmetleri dönemi- 70 milyar dolardan 48 milyar dolara düşmüş bir tarımın GSYH'daki payı var arkadaşlar; sizi rahatsız etmiyor mu bu? Seçim bölgelerinize gittiğinizde bu şikâyetlerin nedeninin bu olduğunu anlayabiliyorsunuzdur diye düşünüyorum. Tabii, buna bakmak lazım.
Şimdi, 5 milyon kişiyi istihdam ediyoruz burada arkadaşlar. Geçmişe göre düşmüş, etmiş ama hâlen 5 milyon kişi var tarım sektöründe. İstatistikler de karıştı ama "köy kırsalı" diye, "çiftçi-tarım" diye baktığımızda 20 milyon kişi var burada, 20 milyon kişi karın doyuruyor ama baktığımızda verimlilik son derece düşük. İstihdam da düşük, tabii normaldir istihdamın düşmesi ama hâlâ burada çok güçlü bir istihdam ve çok güçlü bir nüfus var. Dolayısıyla biz eğer bu şikâyetleri azaltmak istiyorsak buraya önem vermemiz lazım, tarım sektörüne önem vermemiz lazım, daha tutarlı politikalar uygulamamız lazım, kaynaklarımızı etkin kullanmamız lazım, kaynakları artırmamız lazım; birazdan kaynak meselesini konuşacağız. Şimdi, buna paralel olarak çiftçi sayısı düşüyor, o rakamlara girip vaktimi çok fazla harcamak istemiyorum.
Şimdi, 2004-2020; 4,2 milyon hektar tarım dışına çıkmış yani işlenen tarım arazisinde 4,2 milyon hektar veya dönüm cinsinden söylersek daha kolay anlaşılsın diye 42 milyon dönüm arazi tarım dışına çıkmış arkadaşlar, artık işlenmiyor. Sayın Bakanım "Hiç zarar eden çiftçi, ürün yok." diyorsunuz ya, insanlar para kazanacak olsa elinin altında tarla var, ekmez mi? Niye ekmesin? 42 milyon dönüm tarım dışına çıkmış sizin Hükûmetiniz döneminde. E, bunun üzerinde düşünmeyecek miyiz? Yani millet sera yaparak, millet toprak iyileştirmeleri yaparak -hani başka ülkeler açısından söylüyorum- iyileştirmeye çalışıyor, bir yere daha bir şey dikeyim diye uğraşırken biz 42 milyon dönümü tarım dışına atmışız, Sayın Bakan da... Bilmiyorum ki nasıl olacak? Yüzde 18 düşüş; böyle bir şey var mı ya, dünyanın neresinde böyle bir şey var? Tabii, bunların sonucunda ne yapıyorsunuz? Bakıyorsunuz tarımsal kredilere; geçen yıla göre şok bir büyüme olmuş. Bizim hesabımıza göre 222 milyar TL çiftçilerin borcu var. Şimdi, 2002'yle mukayese ediyorsunuz ya, toplam 85 kat artmış, bankacılık sistemine tabi olan borçlar da 66 kat artmış Sayın Bakan. Sizin döneminizde çiftçi borçları piyasaya olan borçlarla birlikte baktığımızda 85 kat artmış, piyasa borcunu çok bilemeyiz diyelim ama banka ve finans kuruluşlarına olan borç on dokuz yılda 66 kat artmış. Bu fakirleşme değil mi? Bu neden olabilir? Bunu görmek lazım. Buna çözüm üretilsin diyoruz, kötü bir şey söylemiyoruz.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Kredi ödemeleri geri dönüş yüzdesi kaç?
ERHAN USTA (Samsun) - Şimdi, bakın, hasıla ne kadar artmış bu dönemde? Tarımsal hasıla ne kadar artmış? Cari fiyatlarla konuşuyorum. Bir yerde cari fiyatlarla borç 66 kat artıyor, tarımsal hasılada -sizin kullandığınızı da kullanmıyorum, daha yükseğini kullanıyorum- 2021 "Q2"de yıllıklandırılmış millî gelir 381,7 milyar TL; bunu kullandığımda dahi 10,3 kat artıyor, yani çiftçinin üretimi 10 kat artıyor yaklaşık on dokuz yılda ama borcu 65-66 kat artıyor. Buradan bir sonuç çıkarmak gerekir diye düşünüyorum.
Şimdi... E, tabii, ekilmiyor alanlar. Niye? İşte, biraz daha, daha güncel konuya gelelim. Maliyetler çok artıyor. Şimdi, Adana Çiftçiler Birliği Başkanının bir hesabı var, Twitter'da gördüm -çok da entelektüel bir yanı olan birisi, büyük üretici olduğunu sonradan öğrendim- "4 lira 25 kuruş." diyor buğday maliyetine, "4 lira 25 kuruş." Bugün kaç lira buğday? Çiftçinin elinden kaç liradan çıktı? Bugün, yüksek zaten. Çiftçinin elinden bu buğday 2,5 liradan çıktı. "2,25"di açıkladığınız fiyat. 2,5 liradan çıktı çiftçinin... 4,25 arkadaşlar buğday maliyeti. Bakın, Adana Çiftçiler Birliği Başkanının söylediği rakamı söylüyorum, başka benzer rakamlar da var. Elbette, işçiliği koyacağız, vatandaş bunu hâlâ ekiyorsa emeğinin karşılığını oraya maliyet olarak koymadığı için karın tokluğuna işi götürüyor ama karın tokluğuna da gitmiyor işte, borç 66 kat artıyor. E, bunu görmeden mi bu işleri konuşacağız? Şimdi, gübre fiyatlarına bakıyorsunuz... Ya, gübreyi takip etmek mümkün değil zaten çünkü bu hesabı yaparken gübre fiyatı artıyor. Benim gördüğüm 2002'den 2021'e üre gübrenin tonu olmuş 9.120 TL; 2002'den 2021'e 39 kat fiyat artışı var üre gübrede, 39 katına çıkmış. DAP gübre 23 katına çıkmış 2002'ye göre.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Dünya fiyatlarına bakın.
ERHAN USTA (Samsun) - Elbette, dünya fiyatları var burada, ona kimse bir şey demiyor ama hepsine "dünya fiyatı" dersek analizimiz yanlış olur. Bu Hükûmetin beceriksizliklerinden dolayı artan kurlar yok mu?
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Beceriksizlik değil...
(Uğultular)
ERHAN USTA (Samsun) - Şimdi, ona ayrıca geleceğim. Olur "Dünya fiyatları, kur arttı; oldubitti..." O zaman millet mahvolsun.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, hatibe müdahale etmeyelim, sırası geldiğinde siz de görüşlerinizi ifade edersiniz, rica ediyorum.
ERHAN USTA (Samsun) - Destek verin diyoruz kardeşim, destek verin, destek. Destek nerede?
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Dünya fiyatlarına göre daha ucuz veriyoruz.
ERHAN USTA (Samsun) - Hayır, dünya fiyatı... Sen bu kadar mahkûm olursan; tarımda 20 milyon nüfusun var, 5 milyon istihdamın var, gübrede bu kadar dışa bağımlı olursan başına gelecek olan budur tabii ki. Niye bir şey üretmediniz? Gübre sanayisinde niye bir çözüm üretmediniz? Niye bu kadar dışa bağımlıyız biz gübre sanayisinde? Bana birisi bunu söylesin. Yok öyle, bir şey üretmeyeceksin "Dünyadan böyle gelmiş, olur öyle." Öyle yok, öyle yağma yok arkadaşlar.
Bakın, şimdi, yine bugün geldi, az önce elimize. Eskişehir Odunpazarı Ziraat Odası Başkanı feryat ediyor, diyor ki: "Arkadaş, atmamız gereken gübrenin üçte 1'ini ancak attık. Eğer böyle olursa verim yarıdan aşağı düşecek." Şimdi, buradan sizi ikaz ediyoruz. Geçen yıl da ikaz etmiştik. Birazdan buğdayı konuştuğumuzda, vakit kalırsa, yani kuraklığa sığınacağınızı filan biliyorum da o kuraklık bugün, bir günde ortaya çıkmıyor arkadaşlar. Bu, her şeyi belli. Bugünden mesela gelecek yılla ilgili kuraklık tahminleri belli değil mi az çok? Ekemiyorsun, bilmem ne yapamıyorsun arkadaşlar.
Şimdi, bakın, gelecek yıl ciddi bir rekolte problemi olacak. Buna göre destek vereceksin, diyeceksin ki şimdi: "Desteği şu kadar veriyorum." 5 katını artır, 10 katını artır. Ya, zaten verdiğiniz desteğin bir aslı astarı yok ki. Şimdi, ona göre size akşam da bütçe teklif edeceğiz. Yani çiftçiyi üretime... Ne derler, üretimi kolaylaştırmamız lazım. Gübre desteğini acilen... Böyle, şimdi 2022'de 32 kuruşa çıkarılması falan bir şey ifade etmiyor, o 2022 yılı. 2021 yılı için acilen çok yüksek oranlarda bunların hesabı kitabı yapılıp gübre desteği verilmesi lazım ki millet gübresini eksin, gübreyi saçsın da rekolte problemiyle karşılaşmayalım gelecek yıl yine. Ee, bunu görmezseniz, bir gün sonrasını görmeyen koskoca bir Bakanlık, ondan sonra geliriz burada feryat ederiz hepimiz. Ne yapalım kuraklık oldu, ne yapalım şöyle oldu, böyle oldu... Arkadaşlar, yapılması gereken bugünden belli.
Şimdi, bütün bunların... Ben mesela kendimle de çelişkiye düşmeyeyim, hep ne derim, ya, harcadığınız parayla övünmeyin, sonuçlarla övünün filan derim ben değil mi? Dolayısıyla, çok bütçe ödeneğine bakmak doğru değil ama burada şimdi... Çünkü burada ciddi bir eleştirimiz var; geçen yıl da bunu... Geçen yıl Tarım Bakanı Sayın Pakdemirli Beyefendi bütçesini artırmayan tek Sayın Bakandı, bütçesini artırmayan tek Bakandı. Bakın, yirmi altı buçuk yıl devlette çalışmış, devletin bütçesini yapmış, bu mücadeleleri bilen bir kişi olarak konuşuyorum. Dışarıya karşı yekvücut durur elbette Hükûmet ama kendi içinde mücadele eder "Ben daha fazla ödenek almak istiyorum arkadaş." der. Ödeneğini artırmayan tek Bakandı Sayın Bakan, değil mi? Hep beraber yaşadık bunu, 22 milyar, 22 milyarda sabit tuttu ama problem sadece onunla sınırlı olsa... Arkadaşlar, bakın, tarım bütçesi; 2006'da bir kanun çıktı, yüzde 1 olması gerekiyordu, o yapılmıyor, ayrı bir konu, onlardan da geçtik. Bakın, tarımsal amaçlı transferlerin millî gelire oranı -yine sizin döneminizi söyleyeceğim- 2007 yılında, 2007 yılı ki maliye politikasının en sıkı olduğu dönemde, her şeyin kesildiği dönemde dahi bu devlet tarım bütçesine millî gelirin 0,63'ü kadar kaynak ayırmış; bu, sürekli bir düşüş trendine girmiş, Sayın Bakanın atanmasından yani Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminden önceki son yılda 0,41'e düşmüş, Sayın Bakanın bu becerikli bütçe müzakereleri sonucunda da 0,33'e düşmüş arkadaşlar; 0,63'ten -millî gelire oranını söylüyorum bütçeden yapılan transferlerin- 0,33'e düşmüş. Buna, bütçe içindeki pay olarak da bakabiliriz ki bakmamız lazım çünkü diğerleri... Ya, bir bütçe büyütülüyorsa arkadaş, "Ben de payımı orada artıracağım." diye... Çiftçinin durumu daha iyiyse düşürelim payımızı ama çiftçinin durumu kötüyse ki kötü, bütün göstergeler çiftçinin durumunun kötü olduğunu gösteriyor, o zaman niye payınızı artırmıyorsunuz? Bakın, faizi de dışarıda... Faiz, sonuçtur nihayetinde, o, ödenmesi gereken bir şey. Faiz hariç, harcamalar içerisindeki payı 2007 yılında bütçede... Bunu da niye 2007 alıyorum biliyor musunuz? Analitik bütçe sistemine geçiş yılı olduğu için, yine mukayese edilebilir diyeyim. 3,58 arkadaşlar, faiz dışı harcamalar 3,58'di tarımsal amaçlı transferlere ayrılmış, 3,58. 2017'de 2,05'e düşmüş; 3,58'den 2,05'e düşmüş, 2022'de, şimdi, Sayın Bakanın bize çok artış varmış gibi getirdiği bütçede de tekrar düşüyor, 1,71'e düşüyor; 3,58'den 1,71'e arkadaşlar on beş yılda. Böyle bir şey... Bunu yaparsanız işte... Tabii, bunun iyi kullanılacağı varsayımıyla hareket ediyorum, böyle yaparsak ondan sonra millet feryat eder elbette.
Bakın, şimdi, buradan geriye doğru hesap ettiğimizde...
BEKİR KUVVET ERİM (Aydın) - Yalan söylüyorsunuz Erhan Usta! 2,14...
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - 2022'yi söylüyor.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bekir Bey... Ya, Sayın Bakan sonunda cevap verecektir böyle şeylere.
Rica ediyorum.
ERHAN USTA (Samsun) - Arkadaş, Twitter hesabına bak ya, ismi ortada.
Şimdi, bakın, faiz dışı harcamaları 2007 seviyesine...
BEKİR KUVVET ERİM (Aydın) - Bu da 2021...
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Sen yanlış yere bakıyorsun.
ERHAN USTA (Samsun) - Sayın Başkanım...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bekir Bey, karşılıklı konuşma usulümüz yok, sıra geldiğinde söz veririm, ifade edersiniz.
Lütfen.
ERHAN USTA (Samsun) - Faiz dışı harcamalardaki -ya, siz ona bakmayı becerememişsinizdir- faiz dışı harcamalar içerisindeki payını 2007'deki gibi sabit tutsak bugün Sayın Bakan, almanız gereken bütçenin -ki bu çok meşrudur, ananızın ak sütü gibi helaldir- 54 milyar TL olması lazım. Bunu talep etmeniz gerekiyor, dolayısıyla, biz buna ilişkin ödenek vereceğiz.
Bakın, 2007'ye göre seviye düşürmekten dolayı çiftçilerin kaybı ne kadar biliyor musunuz, 2007'den bu yana ne kadar? Bakın, 2007, yüzde 1'i falan almıyorum, 74 milyar dolar -ve küsuratı da var, küsuratını okumayayım- 2007 yılına göre, tamam mı, bütçeden alınan pay azala, azala, azala, çiftçilerin kümülatif kaybını söylüyorum tabii, ondan sonraki azalmadan kaynaklı -isteyen arkadaşlara dokümanını verebilirim, hesaplar ortada- 74 milyar dolar arkadaşlar, böyle bir şey yok, bu olmaz; çiftçinin bu hakkının iade edilmesi lazım. Çiftçiyi bu şekilde gözden çıkarmak doğru değil, bu kabul edilebilir bir şey değil. Küresel destekleme oranlarına bakıyorsunuz, yaklaşık yüzde 15 civarında küresel destekleme oranı yani dünyada hasıla 3,6 trilyon lira, tarımsal hasıla 540 milyar lira destek var ama bize geldiğimizde bu destekleme oranının yüzde 3'lerde olduğunu görüyoruz. Bakın, Mutlu Doğru'nun Twitter hesabı burada. Bekir Bey, "Mutlu Doğru" diye girersen; tamam mı?
Şimdi, bu arpa, buğday meselesine gelelim. Ya, ben böyle bir beceriksizlik hayatımda görmedim. Şimdi, "kuraklık" diyeceksiniz. Arkadaşlar, geçen yıl da böyleydi, önceki yıl da böyleydi, önceki yıl da böyleydi. Türk çiftçisinin az önce bahsettiğim 74 milyar dolarına el koydunuz, tamam mı; şimdi, Rus çiftçisini destekliyorsunuz; iddiam bu. "Değil." derseniz hadi bana ispat edin. Ben söyleyeceğim, çok basit mantığı, çok basit. Zamanında düşük fiyat açıklıyoruz, ondan sonra bir de son üç dört yıldır da tam hasat zamanında ithalatı da serbest bırakıyoruz, fiyatın yükselmesine de müsaade etmiyoruz, ondan sonra ne oluyor? İki gün sonra fiyat yükselmeye başlıyor, bu sefer fiyata müdahale ediyor güya TMO, tamam mı, ondan sonra ne yapıyor? İşte, en son 353 dolara aldığı buğdayı getiriyor, 250-260 dolara içeride satıyor. Ne oluyor, ateş sönüyor mu? Arz sıkıntısı olduğu düşünülen bir yerde sizin politikalarınız güven vermezse attığınız her su yangını alevlendirir, başka bir işe yaramaz; nitekim öyle oldu. 100 dolar zarar ediyorsunuz; para nereye gidiyor? Rus çiftçisine gidiyor. İçeride nereye gidiyor? İşte, büyük unculara gidiyor. Vatandaşa vermediğiniz parayı Rus çiftçisine veriyorsunuz. Arkadaş, bu parayı zamanında verseydik, desteğimizi veya primimizi veya fiyatımızı buna göre açıklamış olsaydık millet ürün ekerdi, hem buğdayda hem arpada bu sıkıntılarla karşılaşmazdık; bunda bir yanlış var mı arkadaşlar? Bakın, sadece bu yıl değil... Birazdan hesabını versinler; tabii, bu tür hesaplar yok, bir şey söyledikleri filan yok yani yarım saat, kırk beş dakika konuştu, hiçbir analiz yok. Bunlar işte... Hesap verme yeri burası, bunu söyleyeceksiniz bana. Böyle bir şey olabilir mi ya! Son üç dört yıldır hep aynı şey, Türk çiftçisine para verme, Rus çiftçisini destekle; işin geldiği nokta bu. Daha detaylarını isterseniz konuşabiliriz ama yapılan yanlışlık budur yani hububat ürünleri olarak baktığımızda dış ticaret fazlası filan yok.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Erhan Bey, iki dakika ek süre veriyorum.
Tamamlayınız lütfen.
ERHAN USTA (Samsun) - Sayın Başkan, sözüm çok kesildi, bir miktar daha verirseniz sevinirim.
Şimdi, şöyle bir durum var arkadaşlar, teknik bir şey olacak ama koskoca Bakanlık böyle bir şey yaparsa insan söylemeden edemiyor tabii: Gıda ürünleri ihracatını da ithalat-ihracat dengesine yazıyorsunuz. O zaman bu gıda ürününü üretmek için makine kullanmıyor musunuz, enerji kullanmıyor musunuz? "Input-output" mantığıyla bakacaksın; kullandığınız enerjiyi, kullandığınız makinayı ithalata yazdınız mı? Yok, öyle bir şey yapmadan "İhracat fazlası veriyoruz." Herkes de burada aynı şeyi söylüyor. Böyle bir şey yok, böyle kısır bir analizi kabul etmek asla mümkün değil.
Kenevir bir rezalet zaten. Sayın Bakan, geçen yıl burada kenevir hasat makinesi sözü verdiniz; şu sözünüzü tutun, devletin Bakanısınız siz. "Vezirköprü'ye kenevir hasat makinesi göndereceğim." dediniz, tutanaklarda var; hasat makinesi filan gelmedi. Vezirköprü'de kenevir üreticisi mağdur. Fındık üreticisi mağdur; 26,5 lira fiyat açıkladınız. Ferrero bütün piyasayı yönetiyor; TMO yönetemiyor, Ferrero yönetiyor. Ne dedi? "Ben 25 liradan alırım." dedi. Şu anda Terme'de, Salıpazarı'nda; Ordu'da, Giresun'da her yerde fındık 23 lira, 22,5 lira. İşte, en son biraz daha şey yaptık, 23,5 liraya geldi, orada stop etti. Hani 26,5 lira? Bu fındığı yük olarak görüyorsunuz, peşkeş çekiyorsunuz fındığı bir İtalyan firmasına; bu kadar net söylüyorum, peşkeş çekiliyor fındık, olmaz böyle bir şey arkadaşlar. Bakın, natürel fındık olarak ihraç etmeyi başaramıyoruz ya, kaldı ki bunu katma değerli bir şekilde yapmamız lazım, tarımsal sanayiyi oraya kurmamamız lazım; bunların hiç birisini yapamamışsın. Kuru üzümde, kuru incirde, çeltikte, yer fıstığında aynı şey var. Ya, yer fıstığı geçen yıl 9 lira ile 12 lira arasında, bu yıl 6 ile 8 lira arasına düşmüş. Kendi memleketinizde kuru üzüme, yüzde 4 fiyat artışı verdiniz ve fiyat açıklamaya gidemediniz Sayın Bakan; Manisa'ya ben gittim, siz gidemediniz, fiyat açıklayamadınız Manisa'da. Yüzde 4 ya! Her şeyin yüzde 50-60 arttığı bir yerde kuru üzüm fiyatları yüzde 4 artırıldı arkadaşlar ve fiyat da 13 lira açıklandı; şu anda fiyat 11,65 ile 12,05 arasında -ekran görüntüleri var elimde- 13 lira açıklandı, yüzde 4; o da geçen yılın altında bir fiyat arkadaşlar. Yazık değil mi bu üreticiye ya!
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Ek süreniz de dolmuştur Sayın Usta.
ERHAN USTA (Samsun) - Sayın Başkan, birkaç dakika...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bir cümle alayım, lütfen.
ERHAN USTA(Samsun) - Bir de şeker pancarı meselesi var. Arkadaşlar, yüreğimiz yandığı için, kimse kusura bakmasın, o yüzden ateşimiz, tansiyonumuz böyle yüksek ama yüreğimiz yanıyor. Şeker pancarında da aynı problem var. Bir tane iş iyi olsun arkadaş, Allah rızası için ya. Şeker pancarında da aynı problem var. Şimdi, enflasyona yansımasın diye fiyatları durdurdular. Bilmiyorum, dün basında vardı, kaşla göz arası "Şekere yüzde 47,5 zam geldi." diye konuşuluyor. Hayvancılıkta aynı problem var, artık onları, yemi, süt paritesini söylemeye gerek yok. Süt sığırları artık kesilmeye giden bir memlekette...
Orman yangınları tam bir felaket, tam bir fiyasko. Sırf bu nedenle istifa etmeniz gerekirdi fakat o erdemi Sayın Bakan, maalesef gösteremediniz. Yani bunu bir imkân olsa...
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Siz istifa ettirin siz, sesiniz çıksın biraz.
ERHAN USTA (Samsun) - Son konu olarak -Sayın Başkanı da çok şey yapmak istemiyorum- Salıpazarı Barajı. Bakın, Sayın Bakan, bu kadar ödenek alıyorsunuz, Samsun'da bir Salıpazarı Barajı meselesi var. Allah aşkına, her sene Terme'yi - Sayın Başkan, siz de devlet planlamacısınız- Çarşamba'yı su basıyor, her sene ya; can kaybı oluyor, mal kaybı oluyor, insanların evlerini su basıyor. Ya, orada bir baraj meselesi var, döndü bir yılan hikâyesine.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bu konuyla tamamlamış olalım Sayın Usta.
ERHAN USTA (Samsun) - Hemen kapatıyorum.
Yani bu Salıpazarı Barajı meselesini halletmemiz gerekiyor.
Daha fazla konular vardı ama onları belki fırsat olursa daha sonra şey yaparız.
Yine de bu çerçevede ben bütçenin hayırlı ve uğurlu olmasını temenni ediyorum.
Teşekkür ederim.