| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/283) ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/282) ve Sayıştay tezkereleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 09 .11.2021 |
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli milletvekilleri, kıymetli bürokratlar, basınımızın değerli temsilcileri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Pandemi dönemi de göstermektedir ki insanlar için ötelenemeyen en önemli ihtiyaç gıdadır. Gıda ürünlerinin de asıl üreticisi çiftçilerimizdir. Pandemi, kuraklık, don ve sel afetleri kıskacında kalan çiftçilerimiz her şeye rağmen üretimine devam etmektedir. Tarım ürünleri girdi maliyetlerinde görülen yüksek artışlar, kuraklık başta olmak üzere olumsuz iklim koşulları ve tedarik zincirinde yaşanan aksaklıklar nedeniyle tarım ve gıda sektöründe küresel boyutta sorunlar yaşanmaktadır. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü Gıda Fiyat Endeksi'ne göre küresel gıda fiyatları tarihî zirve yapmıştır.
Ülkemizde tarımsal girdi maliyetlerinde özellikle de gübre fiyatlarında bu yıl anormal artış bulunmaktadır. Bilindiği üzere, gübrenin ana ham maddesi amonyak, amonyağın ham maddesi de doğal gazdır. Avrupa doğal gaz fiyatlarında 4 katı, spot piyasada 10 katı aşan yüksek artış amonyak maliyetlerinin artmasına ve üretimin daralmasına, bu da dünyada gübre üretiminin azalmasına ve gübre fiyatlarının yükselmesine neden olmuştur. Dünya Bankası emtia piyasaları verilerine göre 2020 yılı Mayıs ayında 263 dolar olan DAP gübresinin fiyatı, bu yıl ekim ayı itibarıyla 673 dolara yükselerek yüzde 156 oranında artmıştır. Aynı süreçte 202 dolar olan üre gübresinin fiyatı da 612,5 dolara yükselerek yüzde 203 oranında artmıştır.
Ülkemizde tarımsal üretimin devamlılığının sağlanması ve çiftçinin yüksek oranda artan maliyetinin azaltılması amacıyla önemli tedbirler uygulamaya konulmuştur. Bunlardan bazıları şu şekildedir: Bu süreçte destekler önemli oranda yükseltilmiş, ürün alım fiyatları yüksek düzeyde artırılmış, hazine arazileri tarıma açılmıştır. Üreticilere yüzde 75 hibe tohum desteği sağlanmıştır. Kuraklık nedeniyle kuru şartlarda ekilen hububatta yüzde 30 ve üzeri verim kaybı yaşayan çiftçilere zararları oranında destek sağlanması kararlaştırılmıştır. Çiftçilere yapılan destekleme ödemeleri gelir vergisinden istisna edilmiş ve son beş yılda kesilen yaklaşık 4 milyar liralık vergi ve faizinin iade edilmesi yönünde yasal düzenleme yapılmıştır. 2022 yılı üretim yılı için sertifikalı tohum kullanım desteği hububat için yüzde 50 artışla dekar başına 24 liraya çıkarılmıştır. Gübre çeşitlerinin ihracı kayda bağlı ürünler listesine eklenmiştir. Gübre fiyatlarındaki yüksek artış dikkate alınarak gübre desteği bu yıl şubat ayında hububatta dekar başına 8 liradan 16 liraya, diğer ürünler de 4 liradan 8 liraya yükseltilerek 2 katına çıkarılmış, bu ay da tekrar 2 katına çıkarılarak hububatta 2021 yılı için dekara 20 lira, 2022 yılı için dekara 32 lira, diğer ürünlerde de dekara 16 lira ödenmesi kararlaştırılmıştır.
Çiftçinin diğer önemli girdileri mazot ve elektriktir. Akaryakıt maliyetindeki yüksek artışa rağmen eşelmobil uygulamasıyla vergiden feragat edilerek fiyatlar aynı oranda artırılmamış, yine elektrik maliyetindeki yüksek artışlar da elektrik fiyatlarına daha az oranda yansıtılmıştır. Ayrıca, Sayın Cumhurbaşkanımız elektrik faturalarındaki TRT payı ve Enerji Fonu kesintilerinin kaldırılacağını açıklamıştır. İnanıyoruz ki Hükûmetimiz, salgının ve kuraklığın olumsuz etkilerini gidermeye yönelik bugüne kadar olduğu gibi gerekli tedbirleri almaya devam edecektir.
Tarımsal destekleme 2022 bütçesinde yüzde 12,5 artışla 25,8 milyar lira düzeyindedir. Daha fazla üretmeleri için çiftçimiz daha fazla desteklenmeli, mazot, gübre, ilaç, yem gibi girdilerini uygun fiyatlı alabilmeleri sağlanmalıdır. Destekler zamanında ödenmeli, bu kapsamda mazot desteği ve kuraklık desteği ile desteklerden kesilen vergilerin iade ödemeleri hızla yapılmalıdır. Ayrıca Tarım Kredi Kooperatiflerine ve Ziraat Bankasına olan tarımsal kredi borçları uygun şartlarda ve uzun vadeli yapılandırılmalıdır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tarım, toplumun besin ihtiyacını karşılayan sektör olup kuraklık, yağış düzensizliği, su kıtlığı, don, dolu, aşırı sıcaklık gibi olaylara maruz kalındığında verim ve kalite kayıpları yaşanmaktadır. Nitekim bu yıl ülkemizde bazı bölgelerde yaşanan kuraklığın etkisiyle özellikle hububatta önemli kayıplar söz konusudur. Tahıl ürünleri üretim miktarının 2021 yılında yüzde 15 oranında azalması beklenmektedir. Suyun petrolden daha fazla önem kazandığı dünyamızda su sıkıntısı çeken ülkemiz için bir damla su bile çok önemlidir. Ülkemizde hâlen su varlık ve kaynaklarının korunması yönetimi konusunda yeterli mevzuat bulunmamaktadır. Su yönetiminde etkinliği artıracak organizasyon yapısı geliştirilmeli, kurumlar arası entegrasyon sağlanmalı ve su kanunu acilen çıkarılmalıdır. Kuraklık risk haritaları oluşturulmalı ve erken alarm sistemleri geliştirilmeli, nehir havzaları itibarıyla kuraklık yönetim planları hazırlanmalıdır. Yer altı su barajları hızla yapılmalı, bulut tohumlaması yapılarak yağış miktarı artırılmalı, arıtılmış suların tarımda kullanımı sağlanmalı ve havzalar arası su transferi yapılarak su arzı artırılmalıdır. Havzalar itibarıyla optimum bitki deseni, iklim koşulları, ürünlerin su ayak izleri, ithalat, ihracat miktarları, iç tüketim, doğal kaynaklar ve üretici geliri dikkate alınarak belirlenmeli ve bu doğrultuda üretim planlaması yapılmalıdır. Organik Tarım ve İyi Tarım gibi uygulamalar yaygınlaştırılmalı, arazi toplulaştırmasına yönelik çalışmalara ivme kazandırılmalıdır. Kuraklık riski fazla olan illerde su tüketimi az olan ürünlerin yetiştiriciliği desteklenmeli, kuraklığa dayanıklı bitkiler yetiştirilmelidir.
Su tasarrufunda önem arz eden bir diğer unsur ise sulama sistemleridir. Yapılan çalışmalar yüzey sulama yöntemlerinde kayıpların yüzde 35 ila 60 arasında olduğunu, buna karşı basınçlı sulama sistemlerinde ise yüzde 5 ila 20 arasında kaybın olduğunu göstermektedir. Bu itibarla, açık sulama kanalları yerini kapalı veya yer altı borulu sistemlere bırakmalı, sulama organizasyonlarının altyapıları iyileştirilmeli, yer altı sızdırma sulama sistemlerinin kullanımı teşvik edilmeli, basınçlı sulama sistemlerine verilen desteklerin sürdürülebilirliği sağlanmalıdır.
Sayın Bakanım, ülkemizin tahıl ambarı konumundaki Konya'da bu yıl yaşanan kuraklık nedeniyle özellikle hububat rekoltesinde yüksek kayıp söz konusudur. Konya Ovası'nın temel sorunu sudur. Sıklıkla oluşan obruklar ve derin yarıklar alarm vermektedir. Konya'nın yüz yıllık rüyası olan KOP projesi çerçevesinde devasa yatırımlar yapılmış ve yapılmaya devam edilmektedir. Bu yatırımların hızla tamamlanması ve mavi tünelden bir an önce ovaya su aktarılması için gerekli tedbirler alınmalıdır. Mavi Tünel asrın projesi ama Konya Ovası'nın su ihtiyacını karşılamak için yeni projeler lazımdır. Dış havzalardan su getirecek yeni proje çalışmaları hızla sonuçlandırılmalıdır.
Diğer taraftan, Konya Ovası'nda ruhsatsız on binlerce yer altı su kuyusu bulunmaktadır. On yıldır, yirmi yıldır, hatta daha uzun süredir kullanılan kuyularla ilgili bir şikâyet olduğunda mağdur olan çiftçilerimiz kuyu barışı yapılması suretiyle ruhsatlarının verilmesini istemektedir. Yeni kuyu açılmasına değil, eski kuyular için ruhsat verilmesini istiyorlar.
Bizlere yoğun bir şekilde gelen bir talebi de iletmek istiyorum: Atanmayı bekleyen ziraat, orman, inşaat ve gıda mühendisleri, veteriner hekimler ve teknikerler için ihtiyaç nispetinde kadro açılmalıdır.
Son olarak ormancılık konusuna kısaca değinmek istiyorum. Ağaçlar ve ormanlar Yüce Rabb'imizin bizlere ihsan ettiği bir lütfu ve emanetidir. Orman teşkilatımızı kutluyorum, ağaç dikimi açısından dünyaya örnek çalışmalar yapıyorlar, yangınla mücadelede canlarını ortaya koyuyorlar.
Bakanlık ve kurumlarımızın bütçelerinin hayırlı ve bereketli olmasını diliyorum.
Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum.