KOMİSYON KONUŞMASI

AYŞE SÜRÜCÜ (Şanlıurfa) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Bir tarım ülkesi olan Türkiye, mevcut iktidarla birlikte, artık toprağı işleyen çiftçiyi topraktan, verimden, üretimden bütünen koparan bir işleyişle tarımsal hafızasını yitirmiş bir hâle getirilmiştir. İthalat, Türkiye'de yetiştirilebilecek ne varsa dışarından satın alma boyutuna gelmiştir. Çünkü eskiden tahıl ambarı olarak adlandırılan Türkiye, şu an sarımsağı, pamuğu, buğdayı, samanı, mercimeği dahi ithal eden bir boyuttadır. Ürünlere "yerli, millî" denilip, üstüne "Anadolu" yazılıp arkasına da "Made In Mexico" yazılıyor. Böylece ülkede üretilen ürünün değer kaybetmesiyle beraber çiftçiye de saygısızlık yapılmaktadır. Hâl böyle iken çiftçi ne yapsın?

Değerli arkadaşlar, geçtiğimiz bütçe sürecinde Komisyon toplantımızda dile getirmiştim ancak bir çözüm getirilmediği için bugün tekrardan gündeme getiriyorum. Yapılan tarımsal projeler bırakın tarımı ilerletmeyi mevcut tarımı da ortadan kaldıran bir boyuttadır. Örneğin, Suruç'taki yanlış pompaj projesi tam bir tarımsal skandaldır. Köylerden mezarlara kadar yüzlerce hektar alan sular altında bırakılmış. Bu proje, tarihe, tarım alanındaki en net skandallardan biri olarak geçecek.

Sayın Bakan, geçen seneki davetimiz geçerlidir. Buyurun, hep birlikte Suruç'a gidelim; Mıdeba Mezın (Büyüksergen), Mıdeba Bıçuk (Küçüksergen), Yalpı, Ömerik (Oymaklı) köylerinin çiftçilerinin o sular altında kalan tarlalarının ve ekinlerinin hâlini hep birlikte görelim; biz her gün görüyoruz, siz de gelin görün, belki bir çözüm üretirsiniz.

Değerli arkadaşlar, Urfa, Mardin ve Diyarbakır çiftçisi, ülkenin en temel üretimi olan tarımsal üretimi gerçekleştirirken tarlasını sulamak için kendisini muhatap bile kabul etmeyen "DEDAŞ" adlı enerji şirketinin kapısında buluyor. Yüksek faturalar, usulsüz işlemler, kolluk güçleriyle köy basmalar; DEDAŞ'ın zulmüne daha ne kadar göz yumacaksınız? Oysaki sulama kanalları çoğaltılsa, sulama kanallarının yapımı hızlansa, yanı başımızdaki Atatürk Barajı'ndan tarımsal sulama için yeterli düzeyde su getirilse bunlar yaşanmayacak.

Viranşehir'in, Siverek'in, Hilvan'ın, Bozova'nın, Suruç'un; bu ilçelerimizin gerçekten su kanalı ihtiyaçları giderildi mi? Çiftçiye suyu götürmekten daha önemli ne olabilir? İşleri yokuşa süren bir enerji şirketinin hatırı için, Urfa başta olmak üzere, bölgenin tüm çiftçisini yüzüstü bırakıyorsunuz. Mevcut ekonomik krizde, gübre ve mazot başta olmak üzere girdi fiyatlarının döviz her arttığında fırladığı bir süreçte, Tarım ve Orman Bakanlığı, ürününü çöpe döken, desteklemesine el konulan, yerlerde sürüklenen çiftçiyi neden görmek istememektedir? Bu derin ekonomik krizde insanlar pazarlardan arta kalanları ayıklarken, domates taneyle satılırken tarım ürünlerini erişilmez hâle getirip hem çiftçiyi hem halkı bu yoksullukla baş başa bırakıyorsunuz.

Evet, arkadaşlar, Kuzeydoğu Suriye'de Serekaniye'nin doğusunda bulunan ana su hattı Elok Su İstasyonu'dur. TSK'nin denetiminde bulunan Elok Su İstasyonu'nun işleyişi sık sık kesilmektedir. Çünkü dış politikada bir beceresi bulunmayan AKP iktidarı, 24 Şubat 2020'de yaptıkları su kesintisinden sonra 21 Mart 2020'de de Suriye'nin kuzeydoğundaki yaklaşık 600 bin kişinin suyunu kesti. İnsanlar pandemide susuz bırakıldı. Bu durum resmen insanlık suçudur. Suya erişememenin yanı sıra bu durum tarımsal sulama arzını sürdürmeyi de zorlaştırmaktadır.

Evet, Sayın Bakan'a bir de sorularım var; Rojava'dan yani kuzeydoğu Suriye'den getirilen buğday ve zeytinyağını sormak istiyorum. Son bir yılda getirilen zeytinyağı ve buğday ne kadardır? Bu ürünler getirilirken hangi yasal süreç işletildi? İthalatı kiminle yaptınız, muhatabınız kimdi?

Değerli arkadaşlar, bütçe görüşülürken bu bütçede mevsimlik tarım işçilerini gündemimize almak zorundayız. Mevsimlik tarım işçileri çok düşük ücretlerle günde ortalama on iki saat çalışarak, şehir şehir yer değiştirerek, göç hâlinde çadırlarda, sigortasız ve güvencesiz sağlık koşullarında, ekonomik, sağlık, barınma ve eğitim gibi zorluklar yaşamaktadırlar.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son cümlelerinizi alalım.

AYŞE SÜRÜCÜ (Şanlıurfa) - Temel ihtiyaçlarını yerine getirebilecekleri mutfak, tuvalet, banyo gibi alanlar bulunmamakla birlikte elektrik, içme ve kullanım suyuna erişim imkânları kısıtlı ve yetersizdir.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum Ayşe Hanım, süreniz dolmuştur.

AYŞE SÜRÜCÜ (Şanlıurfa) - Mevsimlik tarım işçileri arasında olumsuz yaşam koşullarından en çok etkilenen kadın ve çocuklardır.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyoruz, süreniz dolmuştur.

AYŞE SÜRÜCÜ (Şanlıurfa) - Bitiriyorum.

Mevsimlik tarımda çalıştıkları süre zarfında çocuklar, eğitim ve öğretim göremeyip okullarla bağı kesilmektedir. Bir kez daha belirtiyoruz ki Tarım Bakanlığı, dünyanın iklim krizi yaşadığı, gıda krizlerinin sinyal verdiği bu süreçte tarımsal faaliyetin ve çiftçinin ülkenin belkemiği olduğunu...

(Mikrofon Başkan tarafından kapatıldı)