KOMİSYON KONUŞMASI

ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Öncelikle Sayın Bakana ve ekibine hoş geldiniz diyorum, yeni göreviniz de hayırlı uğurlu olsun.

Ben de cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü, ölüm yıl dönümünde minnetle, rahmetle anıyorum.

Sayın Başkan, dün akşam burada aslında üzücü bir söz sarf edilmiş fakat ben onun, işin doğrusu, farkına varmadım; sonradan, Bülent Bey'in ikazından sonra... Yani Sayın Bakan, Tarım Bakanı dün bizi, milletvekillerini edepli olmaya davet etti. Bu, çok kırıcı bir sözdür yani bu, hiçbir şekilde kabul edilemez; bunu kınadığımı ifade etmek istiyorum. Burada da şu yanlışa düşmememiz lazım Sayın Başkan: Yani evet, sayın bakanlar burada sunuşlarını yapıyorlar, ondan sonra elbette milletvekilleri konuşacak hatta bazen çok fazla... İşte dün 70'in üzerinde milletvekili söz aldı, konuştu. Yani sonrasında sayın bakanların işte "Ben sizi burada on saattir dinliyorum, siz de beni dinleyecekseniz." demesi... Tabii, elbette dinleyeceğiz, onda zaten bir beis yok. Ancak, yani on saattir bizi dinliyor olması, bize her türlü sözü söyleme hakkını ona vermez. Böyle bir şey kabul edilemez. Çünkü sonrasında bizim artık, söz hakkımız da yok. Hani sorulara cevaplar, şunlar bunlar... Bunları çok tartıştık, artık oralara girmeyeceğim, çoğu zaman sorularımıza cevap verilmiyor. Ancak, burada sayın bakanların daha dikkatli olması lazım. Birbirimize, elbette hiçbirimizin... Biz milletvekili olarak onlara kırıcı olmayacağız, onların da bize kırıcı olmaması lazım ve son sözü söyleyen sayın bakanlar olduğu için -çoğu zaman o avantajı da kullanarak- ondan sonra bize böyle ağzına geleni, ağız dolusu şeyleri söylemesi hiçbir şekilde yakışık almaz. Yani, dolayısıyla -bunu belki siz de fark etmediniz- dün akşam Sayın Bakanı bu anlamda ikaz etmeniz lazımdı. Yani bu...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Ben de bir baktırayım. Tabii ki bu dediğinize hepimiz katılıyoruz, hepimizin aslında bu, ortak sorumluluğumuz; hep birlikte, buradaki...

ERHAN USTA (Samsun) - Elbette, ben de aynı şeyi söylüyorum. Ama nihayetinde yürütme organı ve onun adına işte, sayın bakanlar bir kamu kaynağı kullanıyor. Biz de milletin temsilcileriyiz, burası da Millet Meclisi, bütçe hakkının tahakkuk ettiği kurum burası. Dolayısıyla, sayın bakanlar elbette, burada, yaptıkları bir yıllık faaliyetler ve gelecek yıla ilişkin faaliyetler hakkında hem bilgi vermek hem de hesap vermek durumundadırlar. Bu, çağdaş yönetim sisteminin bir gereğidir. Bu hesap vermeyi bir yük olarak kabul etmemeleri lazım, böyle görmemeleri gerekir. Ben, bu konuda bunun bir kez daha dile getirilmesinin uygun olacağını düşündüm.

Teşekkür ederim.