TAMER OSMANAĞAOĞLU (İzmir) - Teşekkürler.

Sayın Başkanım, Sayın Bakan, kıymetli Komisyon üyeleri, Bakanlığımızın değerli bürokratları, saygıdeğer basın mensupları; hepinizi saygı ve muhabbetlerimle selamlıyorum.

Aile, en basit tabiriyle toplumun en temel birimidir. Toplumumuzun yüksek medeniyete doğru samimi ve ciddi hamleler yapabilmesi için ihmali ve ihlali imkânsız olan bu büyük kazanımın yaşatılması gerektiği; ailenin, üzerine inşa edildiği değerlere ne pahasına olursa olsun sahip çıkılması gerektiği muhakkaktır. Şüphesiz, kadın ve erkeğin müsavatı üzerine kurulan bu müstesna kurumun yaşatılması Türk milletinin inkişafını da doğrudan etkileyecektir. Şüphesiz, burada kadına verilen değer kadının beşerî haklarının muhafazası; çağın önüne çıkardığı engellere rağmen kadının mücadele azminin müdafaası, bu açıdan bakıldığında, çok daha önem kazanmaktadır. Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli'nin ifade ettiği gibi "Kadınlık onurunu insanlığın onuru mertebesinde görmeden atılacak hiçbir adım amaç ve hedefine ulaşmayacaktır." İfade etmem gerekir ki kadına şiddetle mücadele etmek toplumumuza doğrultulmuş namlularla mücadele demektir. Kadına şiddetin kaynağı olan bataklıkların kurutulması demek tüm beşeriyetin geleceğine hizmet demektir. Kadın ve ailenin yaşatılması demek kültür ve derecesinin en tepesine çıkmanın şartı, vicdanımız ile hak ve adalet telakkimizin inkâr edilemez gereğidir. Bu sebeple, Bakanlığımıza ve şahsınıza önemli görevler düşmektedir. Bu sorumluluğumuzun ciddi hadiselerle müdahale gerektirdiği ortadadır. Bu kapsamda, Bakanlığımız bünyesinde verilen evlilikte yaşam ve iletişim becerileri, aile hukuku, evlilik ve sağlık alanlarında verilen aile içi eğitimleri oldukça önemsiyoruz. Bu eğitim projesiyle ve aile danışmanlığı hizmetiyle daha fazla insanımıza ulaşılması için çaba sarf edeceğinize de inanıyoruz.

Sayın Bakan, Komisyonumuzun değerli üyeleri; İzmir'imiz 30 Ekim 2020 tarihinde Seferihisar ilçesi açıklarında yaşanan 6,6 şiddetindeki depremle sarsılmıştır. Birçok ders çıkardığımız hadiselerin yaşandığı o karanlık günlerde bütün Türkiye İzmir'imizin yarasını sarmak için seferber olmuş, devletimiz tüm imkânlarıyla takdiri hak eden bir koordinasyonla İzmirlinin yaralarını sarmak için çaba sarf etmiştir. Bu süreçte Bakanlığımıza bağlı psikososyal ekiplerimizin vermiş olduğu hizmetlerden dolayı tüm personelinize ayrıca teşekkür ediyorum. Bu depremin ardından birçok binanın riskli kategorisine alındığı, güçlendirme çalışmalarına tabi tutulduğu ve birçok binanın da boşaltıldığı kamuoyunun malumudur. Bu sebeple, Bakanlığımıza bağlı kurum ve kuruluşların hizmet verdiği binalardan riskli olanlarla ilgili çalışmaların gerekli bütçe ayrılarak hızla yenilenmesi ve lazım gelen çalışmalara tabi tutulması ertelenemez bir ihtiyaçtır.

Diğer yandan, İzmir'imiz yaşlı nüfusumuzun yüksek olduğu, yaşlı nüfusun hızla arttığı illerimizden birisidir. Bu sebeple, İzmir'deki huzurevleri ile huzurevi yaşlı bakım merkezleri sayısının artırılması, yaşlılarımızın sosyal hayatlarını kolaylaştıracak, standart ve ihtiyaçlarını daha hızlı karşılayacak bir yapının teşekkülü için lazım gelen profesyonel personel ihtiyacının karşılanması yerinde olacaktır.

Bu duygu ve düşüncelerle bütçemizin tüm milletimize ve devletimize hayırlı olmasını diliyorum, teşekkür ediyorum.