| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/283) ve 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/282) ile Sayıştay tezkereleri a)Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı b)Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü c)Meteoroloji Genel Müdürlüğü |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 11 .11.2021 |
MUHAMMET BALTA (Trabzon) - Sayın Başkanım, çok Değerli Bakanım, değerli Komisyon üyelerimiz, milletvekili arkadaşlarımız, Bakanlığımızın çok değerli bürokratları; öncelikle hepinizi saygıyla selamlıyorum. Bu bütçemizin hem Bakanlığımıza hem milletimize hayırlar getirmesini Cenab-ı Allah'tan niyaz ediyorum.
Sayın Başkanım, değerli Bütçe Komisyonu üyeleri; şimdi, çevreyi konuşurken geçmiş ile günümüze de bir göz atmamız lazım, esasında, bunu kıyaslarken bir eleştiri değildir.
Sanayi Devrimi'nden sonra dünyada çevreyle alakalı sorunlar başlamış, Türkiye'mizde de 1950'den sonra, hızlı bir şekilde şehirlere göç vesilesiyle çarpık kentleşme, bunun yanında da çevresel sorunlar beraberinde gelmiştir ve bu çevresel sorunlarla kentler bir şekilde çok sorunlu ve yaşanamaz hâline gelmiştir. Ben, yaş itibarıyla 1980'li, 1990'lı yılları hatırlıyorum; 1980'li, 1990'lı yıllarda özellikle Türkiye'de sanayinin de biraz gelişmesiyle birlikte şehirlerimiz, özellikle büyük şehirlerimiz yaşanamaz hâle gelmişti; hava kirli, su kirli, toprak kirli ve sağlık sorunları yaşayan insanlara da doktor tavsiyesiyle Anadolu'nun farklı kentleri önerilmişti. Bu yıllarda, 1994 yılında, şu anda Cumhurbaşkanımız olan Sayın Recep Tayyip Erdoğan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduktan sonra önce metropol şehir İstanbul'umuzun havasını, suyunu, toprağını temiz tutmak için bir hareket başlatmıştır. Özellikle Haliç'in temizlenmesi ve özellikle İstanbul'da havanın temizlenmesi, toprağın temizlenmesiyle birlikte bu çevresel hassasiyet bütün Türkiye geneline yayılmıştı ve Türkiye genelinde, çevrenin ne olduğunu, çevresel sorunların insanlığa ve canlılara ne büyük zararlar verdiğini anlamıştık ve gazetelerle beraber promosyon dağıtılan bir İstanbul'dan ve Türkiye'den artık sularının arıtıldığı, havasının temiz tutulduğu, toprağının temizlendiği bir Türkiye'de yaşamaya başladık. 2002 yılından sonra da AK PARTİ iktidarları döneminde, özellikle atık su arıtma tesislerinin artırılması, diğer taraftan da bu işi kaynağında temiz tutmak için katı atık bertaraf tesislerinin yaygınlaştırılmasıyla birlikte, eskiden İstanbul'da patlayan o çöp dağlarının yerine, katı atık bertaraf tesislerinde o atıklardan enerji üretilip çevreyi hiç kirletmeden ekonomiye kazandırdığımız bir döneme geldik. Son yıllarda, özellikle Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız ve -Sayın Bakanımız Murat Kurum burada- ve ekip arkadaşlarıyla birlikte çok önemli çalışmalar yapılmış. Bir taraftan çevresel sorunlar, bir taraftan afetler, diğer taraftan kentsel dönüşümler, diğer taraftan TOKİ, diğer taraftan İLBANK'ın destekleriyle birlikte Türkiye'de çevresel sorunlar alanında çok büyük yatırımlar yapılmış, çözümler ortaya konmuş; bir Bakan sadece merkezde oturmamış; hemen hemen bütün Türkiye'de illeri dolaşarak, sorunları yerinde tespit ederek, siyasilerle, yerel yönetimlerle, şehrin ortak kanaat önderleriyle beraber çözüm odaklı bir yaklaşım göstermiştir. Ben, burada, bu vesileyle Sayın Bakanımıza ve ekibine teşekkür etmek istiyorum.
Özellikle Türkiye'de çevresel hassasiyetlerle alakalı yasal düzenlemelerle ilgili hem Çevre Komisyonu üyeleri olarak, bütün siyasi partilerin üyeleri olarak Bakanımızla ve ekibiyle uyumlu bir çalışma içerisinde, hem "poşet yasası" adı altında bir yasa çıkardık, diğer taraftan da Türkiye Çevre Ajansını kurduk. Türkiye Çevre Ajansının kurulması, operasyonel bir şekilde, tek çatı altında... Emine Erdoğan Hanımefendi'nin başlattığı Sıfır Atık Projesi'nin daha başarılı olabilmesi için altlık oluşturarak bu tür yasal düzenlemeleri yaptık.
Diğer taraftan da -Paris Anlaşması'yla alakalı- geçmişten günümüze, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'nden sonra Kyoto Protokolü, Kyoto Protokolü'nden sonra da Paris Anlaşması'na 2016 yılında imza attık ama bizim hem teknoloji transferine hem ekonomik yönden dağılımlardaki adaletsizliklere itirazımızdan dolayı 2021 yılında -sizler de biliyorsunuz- Paris Anlaşması'na taraf olduk. Türkiye, her zaman olduğu gibi küresel bir güç olarak masada yerini aldı, düşüncelerini güçlü bir şekilde ifade etti. Hem açılışta hem de son zamanlarda, yine Sayın Bakanımız, ekibiyle beraber Türkiye'yi, ülkemizi güçlü bir şekilde Paris Anlaşması'nda da temsil etti.
Sayın Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarımız; diğer taraftan, İLBANK, 2002 öncesinde, bütün Türkiye'deki yerel yöneticilerin, belediye başkanlarının kapısından geçmeye korktuğu bir yerdi. İktidar partisine mensup olan belediye başkanlarına taraflıydı, iktidar partisine mensup olmayan belediye başkanlarının ödenekleri kesilip hak ettikleri paralar dahi verilmiyordu.
SEYİT TORUN (Ordu) - Değişen bir şey yok, değişen hiçbir şey yok.
MUHAMMET BALTA (Trabzon) - Sayın Cumhurbaşkanımızın bu konuyla alakalı ağzı yandığı için, 1994 yılından itibaren... Sayın Başkanım, ona neler yapıldığını biz biliyoruz. Bir İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanına, yurt dışına gidiş izni bile verilmemişti ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanına, metropol bir şehrin belediye başkanına neler yapıldığını biz biliyorduk ama yıl 2002, Recep Tayyip Erdoğan Başbakan; ilk yaptığı icraat "Bütün belediyelerin eğer borcu varsa yüzde 40'ı kesilecek, yüzde 60'ı belediyeye geri gönderilecek." diye...
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Şimdi Belediye Başkanıyla görüşmüyor; sene 2021, Belediye Başkanını yok sayıyor!
MUHAMMET BALTA - Lütfen... Cevap verirsiniz Sayın Vekilim; rahatsız olmayın, cevap verirsiniz.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Lütfen değerli arkadaşlar, lütfen... Rica ediyorum...
MUHAMMET BALTA (Trabzon) - Bütün herkese eşit seviyede, yüzde 40 kesintiler yapılmıştı.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Hatibi dinleyelim, herkes sırası geldiğinde fikrini ifade eder.
MUHAMMET BALTA (Trabzon) - Şimdi, İLBANK'ı, TOKİ'yi ve diğerlerini, bir konut yapmayan... TOKİ'yi eleştirmeye kimsenin hakkı yoktur, 1 milyon civarında konut yapmıştır, kendisini yenilemiştir. Sadece konut değil; özellikle yutak alanlar, millet bahçeleri, parklar, bahçeler, hastaneler, okullar; TOKİ vasıtasıyla, TOKİ kanalıyla her şey yapılmıştır. İLBANK da bütün belediyelere eşit ve adil bir şekilde hizmet vermektedir.
Değerli milletvekili arkadaşlarım, eleştiri ayrı bir şeydir. Maskeyle gezdiğimiz bir ülkeden şu an yenilenebilir enerji kaynağını yüzde 53'e getirmiş ve gelişmekte olan sanayide yeşil enerji kullanan bir ülke hâline geldik. Bulgaristan bize enerji vermediği zaman korkuyorduk, şu anda enerji arz güvenliğimizi en üst seviyeye getirdik, bunun yanında da kendi ürettiğimiz enerjinin yüzde 53'ünü de yenilenebilir enerji kaynaklarından oluşturduk. Yani, burada konuşurken, burada çevre dersi verirken çok kolay ama çevre dersi verenlerin geçmişte neler yapıldığını da bir hatırlaması lazım. Nasıl bir Türkiye'de yaşadık, nasıl bir Türkiye'deyiz? Biz gelecekle alakalı 2023 vizyonunda ve yine Türkiye'nin... Paris Anlaşması'yla alakalı onların bize dayattığı şeyleri değil... Biz Türkiye olarak çevremizi düşünüyoruz, biz Türkiye olarak nasıl bir çevrede yaşamamız gerektiği konusunda çalışıyoruz. Enerjiyle alakalı elektrikli araç üretimine başlayacak Türkiye. Niye bunları yapıyor, yolları Türkiye niye yaptı, yolların standartlarını niye yükseltti, hızlı tren yollarını niye yaptı, orman alanlarını 2 milyon hektar niye arttırdı? Türkiye 5,5 milyar fidanı toprakla niye buluşturdu? Yutak alanları arttırmak için, karbon emisyonunu azaltmak için ve bu işi dengelemek için. Biz birileri bize ders verecek... Onların dersine biz çalışmıyoruz, biz kendi dersimize çalışıyoruz. Paris Anlaşması'nda, Türkiye'nin masada neler yaptığını çok Değerli Bakanım ve değerli bürokratları anlattılar, anlatmaya da devam ediyoruz. Haksızlıklara karşı susmuyoruz, haksızlıklar karşısında poşet yasasıyla, Çevre Ajansıyla, Paris Anlaşması'yla, Kyoto Protokolüyle... Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'nde bize neler söylendi, dünya neler yapıyor, Türkiye neler yaptı; bunları anlatıyoruz. Yoksa Türkiye, öyle 3 milyar dolara, 5 milyar dolara pazarlık yapacak bir ülke değil, o eski Türkiye'de kaldı. Türkiye, artık bunları kendisi yapabilecek bir kabiliyette yani yeşil alanların arttırılması, geri dönüşüm oranlarının arttırılması; bunların hepsini yapıyoruz, Allah'a şükürler olsun.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bir dakika ek süre veriyorum.
MUHAMMET BALTA (Trabzon) - Ben, son söz olarak da özellikle seçim bölgem Trabzon'da Avni Aker Millet Bahçesi'nin yapılması, Akçaabat Millet Bahçesi'nin yapılması, Vakfıkebir Millet Bahçesi'nin yapılması, Zağnos Vadisi ve Çömlekçi Kentsel Dönüşüm Projesi, Tabakhane Kentsel Dönüşüm Projesi, Ayasofya Kentsel Dönüşüm Projesi ve bunun gibi sayamayacağım projeler için -bütün illerde olduğu gibi seçim bölgem Trabzon'da da her noktasını bilen- Bakanımıza, ekibine, çalışma arkadaşlarına, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a huzurlarınızda çok teşekkür ediyorum.
Sayın Bakanım, yine siz afetlerde, sellerde günlerce ekibinizle milletimizin yanındaydınız, biz buna bilfiil şahidiz. Milletvekilleri olarak da milletin vekili olarak da sizin ve ekibinizin Bakanlık olarak nasıl çalıştığını biliyoruz. Yolunuz açık olsun, başarılarınız daim olsun, Allah sizlerden razı olsun. Tekrar bu bütçenin Bakanlığımıza, milletimize, ülkemize, bütün canlılara hayırlı olmasını temenni ediyor; yaşanabilir bir Türkiye, temiz bir Türkiye hayalini gerçekleştirmek için gece gündüz demeden koşan koşuşturan sizlere ve ekibinize teşekkür ediyorum.
Sayın Başkanım size de saygılar sunuyorum.