| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/283) ve 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/282) ile Sayıştay tezkereleri a)Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı b)Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü c)Meteoroloji Genel Müdürlüğü |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 11 .11.2021 |
GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Değerli Bakan, sayın bürokratlar; baştan, bütçemizin hayırlı olmasını diliyorum.
Bugün saat onda Sayın Bakanımız bütçesini sunuşa başladığında dolar 9,86'ydı, şu anda dolar 9,97; demek ki biz bu bütçeyi Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüştüğümüzde bu bütçe için öngörülen rakamların satın alma değerleri daha da düşmüş olacak.
Sayın Bakan, yaptığımız ziyaretlerde, Rize merkez Sepetçiler Çarşısı'nda ciddi sayıdaki dükkân esnafının kamulaştırmalar eliyle zor durumda kaldığını gördük. Yine, Rize merkezde bir yıl önce 60 daire riskli yapı olarak yıkılmış olmasına rağmen, hiçbir çalışmanın yapılmadığını size bilgi olarak iletiyorum. Yine, Bitlis merkezde 740 tane dükkân, tarihî doku içinde, Bitlis'in tarihsel dokusu içinde hangi amaçla, hangi kültürel ya da hangi korunması gereken varlık olarak Bitlis'te bu yıkımlara girişildi? Eğer bir derenin güzergâhının iyileştirilmesi ise amaç, neden burada, o yapılar da korunarak böyle bir çalışmaya gidilemedi? Elâzığ merkezde yükseklik sınırının 5 kat için sınırlandırılmasıyla vatandaşlar iki artı bir, üç artı bir dairelerde metrekare sıkıntısı yaşarken Elâzığ merkezde yine 35 kattan oluşan 3 tane gökdelenin bir siyasi partinin il başkanlığına özel izinle yaptırılması konusunda Çevre Şehircilik Bakanlığı ne düşünüyor, açıkçası merak ediyorum.
Şimdi, şurada bir kitap var; Türkiye Büyük Millet Meclisi çok önemli bir çalışma yaptı, deprem ve depremin yarattığı hasarların öncelikle önlenmesiyle ilgili bir çalışma. Temmuz ayında Türkiye Büyük Millet Meclisinde bunu görüştük, ekim ayında da Parlamento açıldığında da bunu yasallaştırdık. Şimdi, bu kitap raflarda mı duracak? Bu kitabın öngördüğü yasal düzenlemelerin bir an önce hayata geçmesi gerekiyor. Niye gerekiyor biliyor musunuz Sayın Bakanım? Bahçeköy'de riskli olduğu için boşaltılan 42 daireli bir apartmanın hukuki süreci, mevzuatı ve oradaki maliklerin cevap haklarıyla ilgili sürecin tamamlanması sürerken bina kendiliğinden çöktü. Yani iki yılı aşkın bir zaman içinde biz bir binayla ilgili hukuki süreci tamamlayarak iş göremedik. İşte, bu kitapçıktaki yazılan bilgiler, Komisyonun yaptığı çalışmalar, sizin etrafınızda bulunan değerli bürokratların da -hemen hemen tümü Komisyona katıldı- verdikleri bilgiler dolayısıyla gerek 3194 gerek 4706 gerek 6194 sayılı yasaların tamamıyla ilgili hızlı bir düzenlemeye ihtiyaç var.
Yine, deprem riskini ortadan kaldırmak için 125 bin TL'den 200 bin TL'ye çıkardığınız kredilerle ilgili şunu belirtmek istiyorum: İnşaat maliyetlerine bir yıl içinde gelen yüzde 46 zam.. ortalaması yüzde 39 ama bakın, orada bile büyük bir haksızlık var. Toplam inşaat maliyetlerindeki yüzde 39 artışın temel sebebi işçi ve işçi ücretlerindeki değer artışının yüzde 20'lerin altında kalması sebebiyle emtia fiyatları ve diğer malzemelere gelen yüzde 46'nın üzerindeki zam, yüzde 39 olarak gerçekleşti. Yani 2019-2020 yılında 125-150 bin TL'yle yapılan, kredilerle yapılan dönüşümlerin bugün metrekare maliyetleri özellikle İstanbul'da 4 bin TL ile 6 bin TL'ye çıkmıştır. O nedenle artık 200 binli rakamların hiçbir şey ifade etmediğini belirtmek istiyorum.
Yine, burada, değerli milletvekilleri belirtti, bu, kamunun kaynaklarından yararlanma konusunda muhalefet belediyelerine karşı yapılan ayrımcılık... Burada, hem araç gereç desteği hem büyükşehir belediyelerinin özellikle istemiş olduğu kredilerle ilgili onay süreçlerinin uzatılmasının çok ciddi sıkıntılar yarattığını belirtmek istiyorum.
Yine, Cumhurbaşkanlığı kararıyla İstanbul'daki Prens Adaları'nın imar plan yetkileri müsilaj gerekçesiyle Çevre Şehircilik Bakanlığına geçti. Ya, değerli arkadaşlar, Marmara Denizi'nin çevresinde 30 milyon insan yaşıyor, adalarda 16 bin kişi yaşıyor yani nasıl olur da siz 16 bin insanın ürettiği kirliliği, atığı, bunu gerekçe göstererek adaların plan yapma yetkisini üzerinize alıyorsunuz? Zaten sit alanı olması dolayısıyla Prens Adaları'yla ilgili ilçe ve büyükşehir belediyesinin planları Bakanlığın yetkisinde. Ben ısrarla ve inatla değişik defalar söyledim: Çevre ve Şehircilik Bakanlığının üzerindeki yükü azaltmak konusunda, imar çalışmaları yavaşlamış ve personel fazlası olan yerel belediyelerden katkı almak, sorumluluklarının bir kısmını oraya devretmek gerekirken açıkçası, siz daha da yetkileri elinize alıyorsunuz. Çevre ve Şehircilik Bakanlığında sit alanındaki bir parselin onaylanmak için ayda bir toplanan kurullarla ilgili üç ay, altı ay, bir yıl beklediğini, Sayın Bakan, size yanınızdaki kadrolar iletmiyorlar mı?
Yine, inşaat maliyetleri önümüzdeki dönemde kentsel dönüşüm ve deprem riski taşıyan alanlarda çok ciddi biçimiyle önümüzde bir handikap yaratacaktır. Bu konuyla ilgili de bir düzenlemeye ihtiyaç vardır. Nedir o? Özellikle iç piyasada tüketilecek olan kimi temel ürünlerin ihracıyla ilgili belli kotaların konması gerekir.
Yine, bu dönem içinde, bakın, Türkiye Cumhuriyeti devleti Merkez Bankasının yeni binası için 6 milyar TL'lik bir kaynak aktarıyor. Çevre ve Şehircilik Bakanımız, biraz önceki sunumunda da 1 küsur milyarlık bütçesini sermaye artışıyla birlikte 6 milyar liraya getirdiğini söylüyor. Yani bir tarafta 83 milyon insan, bir tarafta 10 milyondan fazla riskli yapı var, bunlar için Bakanlığın ayırmış olduğu ödenekler ve bütçe toplamı 6 milyar; sadece Merkez Bankasının yeni binası için ayrılmış olan rakam 6 milyar yani el insaf diyorum. Niye diyorum? Çünkü Fikirtepe gibi, Güngören gibi, Gaziosmanpaşa gibi kimi çöküntü alanlarının yanında, şimdi vatandaşların kendi binalarını riskli olduğu için yıkarak bir taşeron firmayla, bir mimarlık mühendislik firmasıyla yaptığı anlaşmalar, bedel karşılığı yaptığı anlaşmalar sonrasında yaşanan çok ciddi bir durgunluk ve sıkıntı vardır. Özellikle, İstanbul'un içlerinde hafriyat alınmış alanlar birer gölet hâline dönüşmüştür. İstanbul'un içinde şu anda yüzlerce gölet arazi vardır ve bunların sıkıntısı da devam etmektedir.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son cümlelerinizi alalım lütfen.
GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - Son olarak, Sayın Bakanım, şunu belirtmek istiyorum: Bu Kanal İstanbul çevresinde 500 binlik, 1 milyonluk bir kent yapılacağı söylendi. Biz, değer artış vergisi diye bir plan notu geçirdik, burada yasanın içine koyduk. Şimdi soruyorum size: Burada 3 liraya, 5 liraya tarla almış olanların, şimdi metrekaresi 3 bin liraya, 5 bin liraya çıkmış olan bu arazilerde yapacakları imarlar -buralar çünkü bir rezerv konut alanı olduğu için- değerli konut vergisinden muaf tutulacaklar. Bu konuyla ilgili yeni bir düzenleme yapmayı düşünmüyor musunuz? Eğer siz yapmayacaksınız bilin ki bundan sonraki yönetim değişikliğinde bu değer artış vergileri bu parsellerden mutlaka tahsil edilecektir.
Teşekkür ediyorum.