KOMİSYON KONUŞMASI

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, Sayın Bakanlar; öncelikle hoş geldiniz.

Tabii, önemli bir meseleyi konuşuyoruz. Ne yazık ki Türkiye'nin kanayan yaralarından birisi; kentleşme meselesi, kente bağlı büyük kentlerin yarattığı yıkım, tahribat, insanların, nüfusumuzun yüzde 92'sinin neredeyse kırlardan kentlere göç etmesi, devasalaşan ve artık kansere dönüşen kent meseleleri aslında, bir bütün olarak bugün üzerinde durmamız ve konuşmamız gereken başlıkları oluşturuyor.

(Uğultular)

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Arkadaşlar, hatibi dinleyelim lütfen.

Buyurun.

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Bu anlamıyla Bakanlığınızın ve Bakanlık bütçenizin diğerlerine göre göreceli olarak ağırlığını ifade etmemiz gerekiyor çünkü bir ekosistemin içerisinde yaşıyoruz ve bu ekosistem her geçen gün yok ediliyor, her geçen gün tahrip ediliyor. Biz bunun yıkıcı etkilerini gündelik hayatımız içerisinde hissediyoruz. Nasıl hissediyoruz? Soluduğumuz hava artık oksijen değil, daha fazla partikül içeriyor, daha fazla zehir içeriyor. İçtiğimiz suları artık plastiklerin içinden içmek zorunda kalıyoruz, doğal su kaynaklarına ulaşamıyoruz. Denizlerimiz deseniz, müsilaj nedeniyle Marmara Denizi ölüyor, diğer denizler yine, aynı şekilde. Göllerimiz deseniz, kuraklık nedeniyle kurumuş durumdalar ve Tuz Gölü'nden tutalım birçok gölümüze kadar artık su seviyesi yerlerde ve oralarda su kalmamış durumda ve bütün bunlara sessiz, bütün bunları görmeyen, bütün bunlara duyarsız bir Bakanlığınız var ne yazık ki.

En temel meselelerden birisi olan çevreye duyarlı, gerçekten ekolojik dengeyi gözeten bir bütçe yapmadığınız aslında sabahki bütçe sunumunuzdan da açık ve net. Örneğin, gerçekten, iklim konusunda, ekoloji konusunda duyarlı bir Hükûmet olsaydınız Paris İklim Anlaşması'nı imzaladıktan sonra, daha doğrusu anlaşmayı onayladıktan sonra hızlıca Meclise getirirdiniz ve yürürlüğe koyardınız ama siz bunu yıllarca beklettiniz, neden? Çünkü çevre, çünkü doğa, çünkü ekosistem sizin önceliğiniz değil. Peki, sizin önceliğiniz ne? Sizin önceliğiniz rant ve talan.

Bakın, Sayın Bakan, elimde bir sürü veri var ama verilere boğmayacağım. Örneğin, asbest meselesi en temel sorunlardan biri. Binalar yıkılırken ortaya asbest çıkıyor ve bu, insan sağlığını yüzde 100 etkileyen, dört-altı yıl en erken, uzun vadede on ila kırk yıl içerisinde etkileri görülen ve insanda kanser yapan bir madde. Bu asbestli sökümün önlenmesi gerekiyor, doğru mu? Doğru. Bakın, bir yönetmelik çıkmış 13/10/2021 tarihinde ve bu asbestli bina sökümlerinin kontrol altında yapılması gerektiği ifade edilmiş. Peki, ne olmuş değerli arkadaşlar? Bu yönetmeliğin uygulamaya gireceği tarih ne? 1/7/2022. Peki, arada geçen sürede sökülen binalar, orada çalışan işçilerin, oradan havaya salınan asbesti soluyan çevre sakinlerinin sağlığı ne olacak Sayın Bakan? Yani bire bir yaşamı etkileyen, sağlığı etkileyen bir uygulama var, bir sorun var, buna ilişkin bir yönetmelik çıkıyor ama siz, bu yönetmeliğin uygulanma süresini erteliyorsunuz. Ne diyorsunuz bu arada asbest soluyanlara? "Bir şey olmaz canım, önemli değil. Onlar kanser olsun, hele biz öbür olmayanlara bakalım." diyorsunuz ve ileri bir tarihi etkiliyorsunuz. Sadece bu değil, aynı zamanda gemi söküm tesisleri ve diğer yerlerdeki asbest meselesine ilişkin de çok ciddi sorunlar var ama bunları da görmüyorsunuz.

Diğer bir mesele, filtresiz fabrikalar meselesi. Bunu birçok defa söyledik ama buna dair hâlâ adım atmış değilsiniz.

Diğer bir mesele, kentsel dönüşüm meselesi. Bakın, biz kentsel dönüşüm diyoruz, siz ne yapıyorsunuz? Siz rantsal dönüşüm yapıyorsunuz. Zamanında köylerden kentlere gelen ve kırların, kentin çeperinde tutunanların, bugün şehrin merkezinde kalan, maddi değeri çok yüksek olan yerlerini siz yeniden bir rantsal dönüşüm hâline getiriyorsunuz ve oraları sermayeye peşkeş çekiyorsunuz. Oysaki yapmanız gereken nedir? Yerinde bir dönüşüm yapmanız gerekir ve mal sahiplerinin, paydaşların görüşünü alarak, onların çıkarlarını koruyarak o binaların dönüştürülmesi, o kentsel mekânların dönüştürülmesi gerekir. Ama siz ne yapıyorsunuz? Sulukule'de olduğu gibi ya da diğer birçok alanda olduğu gibi rantsal dönüşüm yapıyorsunuz.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Evet, Sayın Koçyiğit, lütfen tamamlar mısınız?

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Cengizleri, Kolinleri, Kalyonları büyütüyorsunuz, yoksul insanların daha da yoksullaşacağı ve kentin en uzağına sürüldüğü projelere imza atıyorsunuz. Bu halk, bunların hepsini biliyor ve bunların hesabını sizden de Bakanlığınızdan da Hükûmetinizden de soracaktır.

Teşekkür ediyorum.