| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/283) ve 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/282) ile Sayıştay tezkereleri a)Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı b)Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü c)Meteoroloji Genel Müdürlüğü |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 11 .11.2021 |
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli milletvekilleri, kıymetli bürokratlar, sayın basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Bakanımıza kapsamlı sunumu için teşekkür ediyor, bugüne kadar ekibiyle birlikte yürüttüğü başarılı çalışmalarının artarak devam edeceğine yürekten inanıyorum.
Doğada var olan dengenin bir parçası olmak yerine ona hükmetmeye çalışan insanoğlu maalesef dengeyi bozmuştur. Bozulan denge küresel ısınmaya ve iklim değişikliğine sebep olarak ekosistemi tahrip etmekte, çevrede onarılması mümkün olmayan hasarlara yol açmaktadır. Ülkemiz, iklim değişikliğinden en çok etkilenmesi beklenen Akdeniz havzasında yer almaktadır. Ne yazık ki son zamanlarda sayıları ve etkileri artan kuraklık, deprem, orman yangını ve sel felaketleri de bunun emareleridir. Pandeminin yanı sıra, bu yıl sıklıkla maruz kaldığımız deprem, sel, yangın gibi doğal afetlerde daha ilk andan itibaren vatandaşımızın yardımına Hızır gibi yetişen, gecesini gündüzüne katarak özverili çalışmalarda bulunan ve görevlerini bihakkın yerine getiren, başta Sayın Murat Kurum olmak üzere, ilgili Bakanlarımıza, Bakanlık ve belediye çalışanlarına, sivil toplum kuruluşlarımıza ve gönüllü çalışanlara teşekkürlerimi sunuyor, bu afetlerde hayatlarını kaybeden vatandaşlarımıza ve görev şehidi olan çalışanlara Cenab-ı Allah'tan rahmet niyaz ediyorum.
Türkiye, gelişmekte olan bir ülke olarak, enerji, sanayi ve ulaştırma sektörleri başta olmak üzere ilgili alanlarda iklim değişikliğiyle mücadele stratejileri belirlemekte, yeşil büyümenin sağlanması ve emisyon artış trendinin sınırlandırılması yönünde bir politika izlemektedir. Bu bağlamda, yeşil dönüşüm konusu orta vadeli programda ve ekonomik reform programında da yer almıştır. Aynı zamanda, 15 Temmuz 2021 tarihinde yayımlanan Yeşil Mutabakat Eylem Planı kapsamında öngörülen eylemler de yeşil dönüşüm yolunda önemli faaliyetler içermektedir.
Ülkemizde çevre sorunlarına duyarlı politikalar, sürdürülebilir kalkınma ilkeleri çerçevesinde, küresel sürdürülebilir kalkınma amaçlarıyla uyumlu bir şekilde geliştirilmekte ve uygulanmaktadır. Türkiye, asla Batı gibi sömürerek, kirleterek büyümemiştir. Bugün dünyayı kirleten ülkelerin oranlarına göz attığımızda Çin yüzde 25, ABD yüzde 15, Avrupa Birliği ülkeleri yüzde 13, Türkiye ise binde 9 oranında dünyayı kirletmektedir. Türkiye, dünyayı en az kirleten ülkeler arasındadır. Buna rağmen, ulusal ve uluslararası ölçekte bütün projelere, programlara ve anlaşmalara katılan veya taraf olan bir Türkiye söz konusudur.
Meclisimiz tarafından onaylanmasına MHP olarak bizim de destek verdiğimiz Paris İklim Anlaşması büyük önem arz etmektedir. Türkiye, gelişmekte olan bir ülke olarak, Paris Anlaşması'nın ve mekanizmalarının ekonomik ve sosyal kalkınma hakkına halel getirilmeden uygulanacağını beyan etmiştir.
Avrupa'yla başlayan ve dünyada giderek yaygınlaşan yeşil düzen uygulamalarının ve iklim değişikliği politikalarının ülkeler arası ilişkilerde önemli bir etken olarak dikkate alınacak olması son derece anlamlıdır. Ülkemizin, finans ve teknoloji desteklerine erişebilmek bakımından kendisiyle benzer konumdaki ülkelerle aynı listede yer alması, böylelikle Yeşil İklim Fonu'na rahat bir şekilde erişebilmesi önemlidir. Esasen, ülkemizin yeşil kalkınma hedefine ulaşmak için bundan sonra izleyeceği yol haritasının da temeli atılmış olmaktadır. Bu kapsamda, güçlü ve kapsayıcı bir iklim kanununun, güçlü bir ulusal katkı beyanının, yeni bir iklim stratejisinin ve eylem planının da toplumun her katmanını içine alacak şekilde geliştirilmesi elzem görülmektedir.
Son yıllarda, özellikle kaynak verimliliği kapsamında yürütülen temiz üretim, sıfır atık ve çevre etiketi gibi uygulamalarda katettiğimiz aşama, yeşil kalkınma konusunda ülkemizde büyük bir potansiyelin varlığına işaret etmektedir. Keza, sanayi yatırımlarında da önemli dönüşümler yaşanmakta olup savunma sanayisinde sağlanan gelişmelerle yenilenebilir enerji yatırımları bizlere bu noktada umut ışığı olmaktadır. 2023 yılında yollarda görmeyi umduğumuz yerli elektrikli aracımız TOGG da ayrı bir işarettir.
Sıfır Atık Projesi kapsamında başarılı çalışmalar yürütülmektedir. Sıfır atık uygulamasının başladığı 2017 yılından itibaren kâğıt, karton, plastik, cam, metal, organik ve diğer atıklar olmak üzere toplamda yaklaşık 24,2 milyon ton geri kazanılabilir atık, Bakanlıktan lisans almış işletmelerce işlenerek ekonomiye kazandırılmıştır. Sıfır Atık Projesi başladığında yüzde 13 olan geri kazanım oranı, 2021 yılı Ağustos ayı itibarıyla yüzde 22,4'e çıkarılmış olup 2023 yılında bu oranın yüzde 35'e çıkarılması hedeflenmektedir.
Plastik poşetlerin ücretlendirilmeye başlandığı 2019 yılından itibaren ülkemizde plastik poşet kullanımı yüzde 75 oranında azalmış olup plastik poşet kaynaklı 354 bin plastik atığın oluşumu engellenmiştir. Depozito yönetim sistemi kurma aşamasına gelinmiştir. Atık yağlar, atık pil ve akümülatörler, ömrünü tamamlamış lastikler, elektrikli ve elektronik eşya atıkları, bitkisel atık yağlar, hafriyat toprağı, inşaat ve yıkıntı atığı, ömrünü tamamlamış araçlar gibi özel atıkların toplanması, taşınması, geri kazanımı ve bertarafına yönelik çalışmaları da çok önemli görüyoruz. Belediyeler, katı atık yönetiminde toplama, taşıma ve bertaraf konusunda önemli gelişmeler kaydetmiştir. Yapılan tesisler, çevresel sorunlara yol açmaması için usulüne uygun olarak yönetilmeli ve düzenli olarak denetlenmelidir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sayın Bakanımızın sunumunda ifade ettiği üzere, dünya genelinde depolanmış kargonun yüzde 15'i korunan ve yeşillendirilen alanlarda tutulmaktadır. Bu bakımdan, yeni korunulan alanlar oluşturma, ekolojik restorasyon ve şehir parkları kritik öneme sahiptir. İklim değişikliğinin getirdiği olumsuzluklara karşı doğal ekosistemin direncinin yükseltilmesinin yanı sıra yeşil alanların artırıldığı bir şehircilik anlayışı, sosyal ilişkilerin sürdürülebileceği yeni mekânlar oluşturma açısından da son derece önemlidir. Şehirlerimizde sağlıklı yaşam alanları oluşturmak, kentsel yeşil alan standartlarını ve yaşam kalitesini yükseltmek için yapılan millet bahçelerini önemli bir faaliyet olarak görüyoruz. 81 milyon metrekare millet bahçesi hedefinde 67 milyon metrekareye ulaşılmış olup 409 millet bahçesi hızla yapılmaktadır, 113 millet bahçesi tamamlanarak hizmete sunulmuştur.
Ülkemizin sahip olduğu zengin biyolojik çeşitlilik ile genetik kaynakların korunması için değişik statülerde korunan alan sayısı 2020 yılında 4.537'ye çıkarılarak korunan alanların yüz ölçümü yaklaşık 7 milyon hektara ulaşmıştır. Son iki yılda, korunan alan büyüklüğü yüzde 9,6'dan yüzde 11,9'a yükselmiş olup bu oranın OECD ortalaması olan yüzde 17'ye çıkarılması hedeflenmektedir.
Kent içi ulaşımda trafik sıkışıklığına bağlı olarak ortaya çıkan zaman kaybı, yakıt tüketimi ile çevre ve gürültü kirliliği sorunlarının asgari seviyeye indirilebilmesi, kentlerimizde kaliteli ve konforlu bir ulaşım altyapısının tesis edilmesi için ülkemizde toplu taşımanın ve motorsuz ulaşım türlerinin geliştirilmesi amacıyla önemli yatırımlar yapılmaktadır. Bununla birlikte, bisiklet kullanımını teşvik etmek amacıyla finansal destek mekanizmaları hayata geçirilmeli, şehirlerimizde yeni bisiklet yolları yapılmalıdır. Türkiye'nin en uzun bisiklet yolu ağına sahip ili Konya'dır, Konya Büyükşehir Belediyesi örnek çalışmalar yapmaktadır. Bisiklet kullanımı ve yeni bisiklet yolları, birçok ülkede yeni yatırımları tetiklemiştir. Biz de vatandaşlarımızı bisiklet kullanmaya teşvik etmeliyiz. Böylece, otomobil gerekmeden, geniş kitlelere hareket serbestisi ve sosyalleşme imkânı sağlanmış olacaktır. Ayrıca ve de en önemlisi karbon salınım oranımızda azalma sağlanarak hava kirliliğine karşı da mücadele etmiş olacağız.
Son olarak bir konuya değinmek istiyorum: Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü, yoğun iş yüküne rağmen, yaklaşık 20 bin çalışanının özverisiyle ve geliştirilen vatandaş odaklı projelerle çok önemli çalışmalar yürütmektedir. Bu açıdan, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü çalışanlarına tıpkı, benzer bazı kurumlarında olduğu gibi döner sermayeden ek ödeme verilerek destek sağlanması isabetli olacaktır.
Bakanlık ve kurumlarımızın bütçelerinin hayırlı ve bereketli olmasını diliyor; teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.