| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/283) ve 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/282) ile Sayıştay tezkereleri a)Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı b)Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü c)Meteoroloji Genel Müdürlüğü |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 11 .11.2021 |
BEDRİ SERTER (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın Bakan, sunumunuzu dinledim. Sunumuz bana, doğayla inatlaşan politikaları uygulamaya devam ettiğinizi anlatıyor. Çevreyi talan, denizleri bile kaçak avcılıkla rant alanı olarak gören bir anlayışa sahip bir bütçe.
Dünya iklim değişikliğini, yeni kentleşme modellerini konuşuyor, biz ise bundan bir sene önce İzmir depreminde kaybettiğimiz 117 canı, hâlâ kanayan yaralarımızı konuşuyoruz, haklarını sokakta arayan vatandaşlarımızı duyuyoruz. Büyükşehir Belediyemiz, bir senedir konutların yapımını hızlandırmak için kredi buluyor, adım atmak istiyor ve siz önünü açmıyorsunuz. Ve yine siz, geçtiğimiz günlerde "Depremin izlerini sileceğiz." açıklamasını yaptınız Sayın Bakan. İnsanların konut sorunları bir yıldır sürerken siz, geçtiğimiz günlerde tarih de verdiniz. Kasım ayı içinde Sayın Cumhurbaşkanının katılacağı, şova dönüşecek bir toplantıyla 1.701 bağımsız bölümden sadece 749'unu hak sahiplerine teslim edeceğiz diyorsunuz.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Siz de yapın da 1 tane yapın.
BEDRİ SERTER (İzmir) - İhtiyaç sahiplerine konutları teslim edeceğinizi söylüyorsunuz ama insanların 8-10 katlı evlerini 5 kata, 120-140 metrekarelik evlerini 60-70 metrekareye düşürerek teslim etmek istediğinizi söylüyorsunuz. Bu sırada, vatandaşların boylarını aşacak ödeme koşullarını sunduğunuzu da söylemek mecburiyetindeyim.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Sayın Serter, 1 tane yapın.
BEDRİ SERTER (İzmir) - Bugün, modern dünyada inşaat sektörünün gelişen son teknolojiye ayak uydurduğunu görüyor, Japonya'da denizin içinde yapılan devasa konutları şaşkınlıkla izliyoruz. İzmir depremi sonrası ekibinizle beraber geldiğinizi, izleyip gözlemlediğinizi biliyorum ve şehri öğrendiğinizi de düşünüyorum. Depremin gerçekleştiği alanın önünde, denizin dibinde gökdelenlerin varlığını da gözden kaçırmış olmamanız gerekir diye düşünüyorum. Bu gökdelenler farklı bir teknolojiyle yapıldıysa neden siz de 8-10 katlı binaları bu teknolojiye uygun olarak yapıp insanlara teslim etmediniz? Deprem mağduru insanlar aynı değeri hak etmiyor mu? Orada yaşayan, bir an önce başlarını hak ettikleri bir eve sokmayı bekleyen halkımız için sormak boynumun borcudur.
Ayrıca, rezerv alanı olarak gözünüze kestirdiğiniz, şehir efsanesine dönen Bayraklı Şehir Hastanesinin etrafında incelemeler ve etüt çalışmaları yaptırmakta olduğunuzu gözlemlemekteyim. Burada bir kez daha sizi ve ekibinizi bilgilendirmek isterim, vekillerimi de bilgilendirmek isterim. Turgutlu'dan gelen ve oradan geçen fay hattının denize kadar uzandığını, rezerv alanının altından geçtiğini unutmayın. Bu bilgi Jeoloji Mühendisleri Odasından aldığım net bilgidir.
Hatırlatıyorum: Türkiye'de toplanan deprem vergileriyle hem insanlarımızın mağduriyetlerini hem de bundan sonra başımıza gelecekleri çözmeniz mümkün ama maalesef ki işte, bu Sayıştay bulguları -şurada 5-6 sayfalık Sayıştay bulguları da- gösteriyor ki sizin Bakanlığınızın şehirciliğe ve çevreye dair ne bir sistemi ne bir projesi ne de bir programı yok. Umarım, yaptığınız işler ve aldığınız sonuçlar "saldım çayıra, Mevla'm kayıra" değildir.
Bu sabah bu koca kitabı dağıttınız, şu koca kitabı; şöyle bir göz ucuyla baktım, 500 sayfa. Bugüne kadar insanların park ve bahçe olarak gezdiği yerlere algı yönetimini kullanarak isimlerini değiştirip "millet bahçesi" diyorsunuz. Bir yandan da İzmir'imizin Bergama ilçesinde yapılacak emrivaki millet bahçesi için Belediye Başkanı şehrin göbeğinde ekmek parası kazanmaya çalışan 100 esnafımı bu pandemide, işsizlikte sokağa atma mücadelesi vermekte, "Dükkânlarınızı boşaltın." diyor. Bir millet bahçesi yapacağınız zaman, lütfen, o bölgede yaşayan millete danışmadan millet bahçesi yapmaya kalkmayın. Anlıyorum ki maliyetlerini bilmediğiniz için telaffuz bile edemiyorsunuz. Geçen sene millet bahçelerinin maliyetleri 7 bakanlığın bütçesini geçmişti. En son Ankara'da yaptığınız AKM Millet Bahçesi bile 398,5 milyona mal olmuş gözüküyor. Yani "millet bahçesi" lafı ortaya çıktı çıkalı kamuoyuna yansıyan rakamlar bu bahçelerin halk için külliyen zarar olduğunu ifade etmekte. Halk yoksulluk ve işsizlik içinde kıvranırken bu sene bakanlıklar içinde, ödediğiniz yüzde 44,3 gibi yüksek bir oranda artan bütçenizin gerçekten millet adına kullanılmasını ummak istiyorum.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son cümlelerinizi alalım.
BEDRİ SERTER (İzmir) - Teşekkür ediyorum Sayın Bakanım, sağ olun, var olun.