BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bir saniye... Önce ben bir şeyler söyleyeceğim. Size söz veremem.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Neden?

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bir tartışma var, o tartışmayla ilgili söz vereceğim.

Burası kuralsız bir yer değil. Siz Avrupa'ya, Amerika'ya da gidiyorsunuz, oradaki parlamentoları da biliyorsunuz, kuralsız çalışan bir parlamento gördüyseniz gelin, bana anlatın lütfen. Kusura bakmayın.

EROL KARITCIOĞLU (İstanbul) - Biz oradaki bakanları da gördük, böyle konuşmuyorlar.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, önce ben bir şeyler söyleyeceğim, sonra ara vermemize sebep olan konuyu müzakere edip bitireceğiz. Kusura bakmayın tutanakları istedim, onlar gelmeden size söz veremem.

HASAN BALTACI (Kastamonu) - Bana sataşma var.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Size sataşma yok, siz bir Bakana "Yalan söylüyorsun." dediniz, öyle söylediniz.

HASAN BALTACI (Kastamonu) - Hayır, önce o söyledi, bana "Yalan konuşuyorsun." dedi, olur mu öyle şey?

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Ben onu duymadım, tutanakları isteyeceğim.

HASAN BALTACI (Kastamonu) - Bana "Yalan konuşuyorsun." denildi.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Gelsin tutanaklar, o zaman bakarız.

Tutanakları istedim, bakacağım eğer öyleyse Sayın Bakana da düzeltmesi için söz vereceğim, size de söz vereceğim.

HASAN BALTACI (Kastamonu) - Bari Komisyonu adil yönetin ya!

ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Sayın Başkan, kul hakkı alıyorsunuz.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Ali Bey, ben Sayın Bakanın o ifadesini duymadım. Tutanakları istedim, bakacağım.

HASAN BALTACI (Kastamonu) - Ben konuşacağım, Bakanın özür dilemesiyle ilgili söz hakkımı kullanmadım.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, her zaman ifade ediyorum, tekrar ifade edeyim: Burada her türlü fikir söylenir, her türlü eleştiri yapılır. Demokratik bir ortamdayız, aynı şeyleri düşünüyor olsak zaten farklı partilerde olmazdık. Bunu tekrarlıyorum. Birbirimize tahammül edeceğiz, dinleyeceğiz. Sonuçta bunun takdirini yapacak olan kamuoyudur. Hocamıza da bir şey söylemek isterim: Burası elbette ortak akıl; uzlaşma çıkarsa çıkar, çıkmazsa da farklılıklarla ilgili kamuoyu takdirini yapar. Her konuda uzlaşmak durumunda da değiliz, böyle bir zorunluluk da yok. Ortak akıl dediğimiz şey, her zaman, her konuda uzlaşmak demek değildir. Elbette uzlaşı olursa bu bizi mutlu eder ama olmazsa da takdiri kamuoyu yapar; kimi, hangi fikri beğeneceğini bir sonraki seçimlerde ortaya koyar. Bunu da görmüş oluruz. Her konuda uzlaşmayı beklemeyi de ben doğru bir yaklaşım olarak görmüyorum. Siyaset steril bir ortam değil değerli arkadaşlar. Elbette siyasette zaman zaman hararet olur, tartışma olur. Bazen o anın psikolojisiyle normalde söylenmemesi gereken birtakım sözler, kullanılmaması gereken birtakım kelimeler de kullanılır, keşke olmasa ama hepimiz yapıyoruz. Ben de yaptım zaman zaman, birçok arkadaşımız da yapıyor. Bunları en aza indirmek de hepimizin görevi, sorumluluğu diye düşünüyorum. Tabii ki sayın bakanlarımız da buna dâhil, bütün gruplar da dâhil. Bu konuda olabildiğince dikkatli olmamızda büyük fayda var.

Ben bir Başkan olarak şunu da söylemek durumundayım: İç Tüzük gereği herkesi temiz bir dil kullanmaya, kişiselleştirmeden, hakaret etmeden fikirlerini ifade etmeye davet etmek durumundayım ve tekrar davet ediyorum. Bu çerçevede, az önce bir tartışma yaşandı. Şimdi, ben tutanaklara baktım, o arada doğrusu ben dikkatli dinlememişim, Sayın Gergerlioğlu'nun konuşmasına baktım, burada bulunan bazı bürokratlara dönük isim vererek ve burada cevap veremeyecek durumda olan bazı bürokratlara uluslararası alanda ülkemiz dışından birtakım çevrelerin ortaya koyduğu ağır iddiaları dile getirmiş ve o bürokrat arkadaşlarımız buna cevap verebilecek konumda değiller ve ismen ifade etmiş onları. Bunu yanlış buluyorum, çok açık ve net yanlış buluyorum. Sayın Bakan da bürokratlarını savunmak durumunda, onlar adına konuşmak durumunda. Konuşurken kastı aşan bazı ifadeler kullanmış olabilir, ona bir şey diyemem eğer öyle bir durum varsa Sayın Bakanın düzeltmesini de elbette istirham ederim ama sizin ortaya koyduğunuz yaklaşımı da hiçbir şekilde tasvip etmediğimi, doğru bulmadığımı kayıtlara geçirmek isterim.

Şimdi, size ve Sayın Bakana söz vereceğim.

Buyurun.