| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Başkanlık Divanının, bütçelerini sunmaya gelen bakanlar ile milletvekillerinin toplantılardaki konuşma ve davranışlarının usule uygun olup olmadığı hakkında görüşme |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 12 .11.2021 |
EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Ben de doğrusu dünkü talihsiz tartışmanın içindekilerden biriydim, dolayısıyla da birkaç şey söylemek istiyorum. Şimdi, bakın, değerli arkadaşlar, Sayın Bakan Lütfi Elvan buraya geldi, herkesin elini sıktı, üstelik de sadece ön sıradakilerin değil, arkadakilerin de sıktı; şimdi, bu bir nezaket ilişkisi bir bakıma. Şimdi, dünkü Bakan da ondan önce gelen bakanların bazıları da inanın, size selam vermediler ya, selam vermeden geçtiler buradan.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Bakanımız...
EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Canım, hepsi için söylemiyorum yani aralarında olmayanlar var demek istiyorum. Dolayısıyla da problemimizin bir kısmı bence insani nezaketten geçiyor, bu konuda bir sorun var. Bu sorunun bir sebebi... Belki Sayın Lütfi Elvan buranın mensubuydu, dolayısıyla da hepimiz bir şekilde tanıyoruz, belki Sayın Bakan Murat Kurum bizle herhangi bir teması olmayan bir insandı, nitekim bütün saatler oturdu, bir tek göz teması yapmadı, sürekli telefonuna baktı vesaire.
Fakat asıl söylemek istediğim bu değil değerli arkadaşlar. Ben dünkü konuşmada Sayın Bakanın konuşmasıyla ilgili olarak bir cümle sarf ettim, dedim ki: Ya, bu, böyle bir Bakanlığın Bakanının bize ulaştırması gereken teknik bilgiler içermiyor, bu, bir halk toplantısında bir siyasetçinin konuşacağı tarzda bir konuşma. Böyle bir eleştiride bulundum ve değerli arkadaşlar, benim gördüğüm kadarıyla gerçekten de böyleydi.
Şimdi, Ömer Faruk'la ilgili olarak eleştiriler yapılıyor, evet, doğrudur. Ömer Faruk diyelim ki sorusunda kullandığı bilgileri sosyal medyadan aldı, tamam. Peki, Sayın Murat Kurum, Ömer Faruk Gergerlioğlu'yla ilgili olarak bilgileri nereden aldı? O da sosyal medyadan almadı mı? Dolayısıyla da burada problem bu da değil bence. Onun ötesinde, konuşmasında öyle şeylere vardı ki Sayın Bakan, mesela "Kökü dışarıda arkadaşlar." falan olduğunu söyledi Ömer Faruk'la ilgili olarak. Bir şey ima etti tabii ki yani benim anladığım kadarıyla ya FETÖ'yü ima etti ya PKK'yı ima etti. Ben de buna çok sinirlendim haklı olarak çünkü değerli arkadaşlar, biz Halkların Demokratik Partisinin burada 3 üyesiyiz, herkes de bizi bir şekilde tanıyor. Yani bizle ilişkilerinde gerçekten anlayamayacağım bir biçimde bir dil kullanıyor bazı Bakanlar yani kabul etmemiz mümkün olmayan bir dil bu. Dolayısıyla da dün, yine, Sayın Bakan HDP'yle ilgili olarak efendim ne dedi? "Milletin yararına olan hiçbir şeye karışmadı." dedi. Peki, biz burada ne yapıyoruz Allah aşkınıza? Yani biz burada niye konuşuyoruz, niye bir şeyler üretmeye çalışıyoruz? Hatta ben yani kişi olarak buraya geldiğimden beri hep şunu söylemeye çalışıyorum: Yani bir ortak akıl üretmek üzere buradayız fakat hepimiz partiler olarak pozisyonlarımızı burada yarıştırıyoruz; bu yanlıştır, bu, ortak aklı üretmek için uygun bir yöntem değildir diye söylenip duruyorum ama aldığım cevap da bence, benim gördüğüm kadarıyla yine bir ötekileştirme.
Dolayısıyla da değerli arkadaşlarım, gerçekten, bir şey daha söyleyeyim, Plan ve Bütçe Komisyonu teknik bir komisyon diye kabul edilen bir komisyon, dolayısıyla da burada, bakanlar geldiklerinde icraatlarını bize anlatmaları lazım. Ama anlatmalarını sadece bilgi vermeleri anlamında söylemiyorum, bize analitik bir şeyler söylemesi lazım yani şunu şunun için yaptık, şunu bunun için yaptık demesi lazım, hiç böyle bir konuşma olmuyor; şuna şu kadar para yatırdık, bu kadar bilmem ne yaptık diye konuşan, dediğim gibi, sanki taraftarlarına konuşma yapan bir siyasi kişilik olarak karşımıza çıkıyor. Bu, Plan ve Bütçe Komisyonunun önemini azaltan bir gelişmedir bence. Diğer arkadaşlarım bir sürü şey söylediler bu çerçevede, ben de aynı şekilde düşünüyorum. Plan ve Bütçe Komisyonunun bir ağırlığı olacaksa eğer lütfen, bakanlarımızla da konuşurken bu ilişkimizi biraz anlatmak lazım gelir diye düşünüyorum.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum.
EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, sizin yapmanız gereken bir şey.
Teşekkür ediyorum.