| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/283) ve 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/282) ile Sayıştay tezkereleri a)Hazine ve Maliye Bakanlığı b)Kamu İhale Kurumu c)Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu ç)Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu d)Sermaye Piyasası Kurulu e)Gelir İdaresi Başkanlığı f)Türkiye İstatistik Kurumu g)Özelleştirme İdaresi Başkanlığı ğ)Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu h)Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası ı)Yatırımcı Tazmin Merkezi |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 12 .11.2021 |
İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Sayın Başkan, Sayın Bakanım, Komisyonumuzun saygıdeğer üyeleri, değerli bürokratlar, basın mensupları; sizleri saygıyla selamlıyorum.
Sayın Bakanım, kapsamlı sunumunuz için teşekkür ediyorum. Milliyetçi Hareket Partisi olarak ekonomi politikalarının merkezine insanı koyan, eşitlik, ahlak ve adalet ilkelerini gözeten bir anlayışla toplumsal refahın artırılmasını öngörüyoruz. Türkiye, içinden geçtiğimiz süreçte küresel ekonomik belirsizliklerden terör tehditlerine, egemenlik haklarımıza yönelik saldırılara, bölgesel krizlere ve doğal afetlere birçok olağan dışı gelişmeyle yüz yüze kalmıştır. 2019 yılının sonlarında ortaya çıkan Covid-19 salgını hâlen küresel düzeydeki etkisini sürdürmektedir.
Salgına ve alınan önlemlere bağlı olarak küresel iktisadi faaliyet 2020 yılının ikinci çeyreğinde önemli ölçüde daraldıktan sonra üçüncü çeyrekten itibaren toparlanma eğilimine girmiştir. Bu süreçte salgının ekonomiler üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmak amacıyla dünya genelinde büyük çaplı genişletici para ve maliye politikaları devreye alınmıştır. IMF'in ekim ayı Dünya Ekonomik Görünüm Raporu'nda küresel ekonomik toparlanmanın devam ettiğine işaret edilerek küresel ekonominin büyüme tahmini 2021'de yüzde 5,9'a güncellenmiştir. Raporda gelişmiş ülkeler grubuna yönelik büyüme beklentisi 5,6'dan 5,2'ye düşürülürken gelişmekte olan ülke ekonomilerinin büyüme tahmini 6,3'ten yüzde 6,4'e yükseltilmiştir. Türkiye ekonomisinin 2021 yılına ilişkin büyüme tahmini de yukarı yönlü revize edilerek 5,8'den yüzde 9'a çıkarılmıştır.
2021 yılında artan emtia fiyatları yanında salgına bağlı olağan dışı gelişmeler ve geçici arz talep uyuşmazlıklarının etkisiyle küresel enflasyon artış göstermiş, Türkiye de bundan etkilenmiştir. Salgın döneminde ekonomik aktivitedeki zayıflama ve artan kamu harcamaları nedeniyle küresel bütçe açığı ve kamu borç stokunda da artış yaşanmıştır. Ekonomik aktivitedeki güçlenme ve hızlanan aşılamaya rağmen salgının yeni varyantlarına ilişkin endişelerin varlığı, ayrıca bazı ülkelerin aşıya erişimde yaşadığı sıkıntılar küresel ekonomik görünüme ilişkin belirsizliklerin sürmesine neden olmaktadır.
Salgının etkisiyle 2020 yılının ikinci çeyreğinde daralan Türkiye ekonomisi, aşılamanın yaygınlaşması ve normalleşmeyle birlikte gösterdiği yüksek performans sonucu hızla toparlanma sürecine girmiştir. 2020 yılını yüzde 1,8 büyüme oranıyla kapatan Türkiye, güçlü yatırımlar, özel tüketim ve dış talebin desteğiyle 2021 yılının ilk çeyreğinde yüzde 7,2; ikinci çeyreğindeyse yüzde 21,7 oranında büyümüştür. Ekonomideki büyüme eğilimi devam etmektedir. Nitekim, ekim ayında İmalat Satın Alma Yöneticileri Endeksi (PMI) 51,2'yle üst üste beşinci ay eşik değeri 50'nin üzerinde gerçekleşerek sektörde büyümenin sürdüğüne işaret etmiştir. Dış talebin büyümeyi önemli ölçüde desteklemesi beklenen 2021 yılında büyüme kompozisyonun yatırımlar ve net dış talebe bağlı dengeli bir görünüm arz etmesi ve yılın kalanında ekonomik faaliyetteki olumlu görünümün korunması beklenmektedir.
Turizm sektörünün ve aşılamanın büyümeye sağladığı önemli katkı sayesinde Türkiye ekonomisinin 2021 yılının tamamında yüzde 9 oranında ve dengeli bir talep kompozisyonuyla büyümesi öngörülmektedir. Cari işlemler hesabı eylülde 1 milyar 652 milyon dolar fazla verirken kümülatif cari açık gerileme eğilimini sürdürerek 18 milyar 444 milyon dolarla son yılların en düşük düzeyine inmiştir. Pandemi dönemindeki kapanmalara da bağlı olarak gıda, navlun ve temel mal fiyatlarındaki artışların yanı sıra başta petrol olmak üzere küresel emtia fiyatlarındaki yüksek seyir, tüm ülkelerdekine paralel Türkiye ekonomisinde de enflasyonist baskıları artırmıştır. Bununla birlikte, uygulanan maliye politikasıyla enflasyonla mücadele ve vatandaşlarımızı destekleme kararlılığı gösterilmeye devam edilmektedir.
Salgının sosyal ve ekonomik etkilerine karşı verilen mücadele kapsamında 2020 yılında ülkelerin bütçe açıklarında bir önceki yıla göre önemli düzeylerde artış görülmüştür. Ülkemizde de Hazine ve Maliye Bakanlığı verilerine göre, salgının ekonomik etkilerinin azaltılması amacıyla Covid-19'la mücadele kapsamında uygulanan doğrudan ve dolaylı tedbirlerin ekonomik büyüklüğü Ağustos 2021 itibarıyla 705,5 milyar TL'ye, gayrisafi yurt içi hasılanın yüzde 10,6'sına ulaşmıştır. 2021 yılının ilk yarısında ekonomik aktivitede görülen canlanma neticesinde vergi gelirlerinde yaşanan yüksek artışa ve kamu harcamalarında yaşanan sınırlı artışa bağlı olarak bir önceki yılın aynı dönemine göre merkezî yönetim bütçe dengesinde ciddi bir iyileşme görülmüştür. Yılın ikinci çeyreğinde merkezî yönetim bütçe gelirleri bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 38,5 artarak 630,8 milyar lira olarak gerçekleşmiştir. Böylece, bütçe gelirlerinde yıl sonu tahmininin yüzde 49,4'ü yılın ilk altı ayında gerçekleşmiş, bu dönemdeki seyrin yıllık tahminle uyumlu olduğu da görülmüştür. Ocak-Eylül 2020 döneminde 140,5 milyar TL olan bütçe açığı bu yılın aynı döneminde gerileyerek 61,09 milyar Türk lirası düzeyinde gerçekleşmiştir. Önümüzdeki dönemde de yurt içinde ve küresel ölçekte salgının ve aşılamanın seyri şüphesiz ekonomik aktivite üzerinde belirleyici bir etki yapacaktır.
Bunula birlikte temmuz ayından itibaren başlayan normalleşme süreciyle beraber sanayi üretimi yanında turizm ve hizmet sektörünün kazandırdığı katkıyla ekonomi daha da canlanmış, güven ortamıyla birlikte daha sağlıklı bir yatırım, üretim, istihdam ve ihracat zinciri kurulabilmiştir. Nitekim üretim artmakta, her ay yeni ihracat rekorları kırılmaktadır. Ekim ayında ihracat geçen yılın aynı ayına göre yüzde 20,2'lik artışla 20,8 milyar dolar seviyesinde gerçekleşmiş, yıllık ihracatımız da 215 milyar doları aşmıştır. Bu değerler ışığında yıllıklandırılmış olarak ülkemizin dünya ihracatından aldığı pay ilk defa yüzde 1 seviyesinin üzerinde gerçekleşmiştir. Sanayi üretimimiz 2021 yılı üçüncü çeyreğinde geçen yılın aynı çeyreğine kıyasla yüzde 10,8 yükselmiştir. Bu gelişmeler istihdama da yansımıştır. Salgın nedeniyle 2020 yılında istihdam kayıpları yaşanırken 2021 yılında ekonomik aktivitedeki canlanmayla beraber iş gücü piyasası olumlu bir görünüm sergilemektedir. Nitekim 2021 Ocak-Eylül döneminde gerçekleştirilen 2 milyonu aşkın istihdam artışı bunu göstermektedir. İşsizlik oranı da bu dönemde 0,3 puanlık azalışla yüzde 11,5 seviyesinde gerçekleşmiştir.
Türkiye, küresel finans krizi sonrası maruz kaldığı 15 Temmuz hain darbe girişimi, ardından karşılaştığı ekonomik saldırılarla birlikte hem terörle hem de egemenlik haklarımıza yönelik saldırılarla kararlılıkla mücadele etmiştir. Bütün bu gelişmelere rağmen kamu harcamalarına da etkin kaynak sağlanmış, salgınla mücadelede sınır ötesi operasyonların ve terörle mücadelenin finansmanında zorluk yaşanmamıştır. Türkiye, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin sağladığı etkin icra sayesinde birçok yıpratıcı operasyonlara karşı koyabilmiştir. Atılan adımlar neticesinde üretim, imalat, tedarik, lojistik, gıda sevk zincirlerinde herhangi bir aksama yaşamamıştır. Çarklar döndürülmüş, vatandaşlarımızın temel ihtiyaçlarının karşılanmasının yanı sıra üretim süreçlerinde sürekliliğin zorunlu olduğu sektörlerdeki üretim faaliyetleri pandemiye rağmen güçlü bir şekilde devam ettirilmiştir.
Covid-19 salgınıyla dünyanın gıpta ettiği bir mücadele yürütülürken her biri tarihî dönüm noktası olan gelişmeler, yeni sistemin sunduğu imkân ve Cumhur İttifakı'nın sağladığı istikrar ve kararlılıkla başarılmıştır. Türkiye ekonomisinin içinde bulunduğu durum değerlendirilirken son yıllarda yaşanan iç ve dış gelişmelerin ekonomik ve sosyal maliyetinin dikkate alınması ve Türkiye ekonomisini etkileyen olağan dışı gelişmelerin hesaba katılması suretiyle yapılması anlamlı ve hakkaniyete uygun olacaktır.
Bu düşüncelerle Hazine ve Maliye Bakanlığı ile kurum bütçelerinin ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum.